Aslan, Sıracettin
Loading...
Name Variants
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
Main Affiliation
Department of Philosophy / Felsefe Bölümü
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
7
Articles
0
Citation Count
0
Supervised Theses
2
7 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 7 of 7
Master Thesis Herakleitos'ta Sezgisel Bilginin İmkânı(2024) Aslan, Sıracettin; Aslan, SıracettinBu tez çalışmasının amacı Herakleitos'ta sezgisel bilginin imkânını araştırmaktır. Herakleitos'ta sezgisel bilginin mümkün olup olmadığı onun düşünce dizgesinde açığa çıkar. Onun felsefi düşünüşünün arka planında logos vardır. Logosun bilgisine ulaşmak ise bir bilgi kaynağı gerektirir. Her ne kadar Herakleitos buna dair net açıklamalar yapmamış olsa da fikirlerinden yola çıkarak ipuçları bulmak mümkündür. Bu minvalde duyu bilgisinin birinci halka, aklî bilginin ikinci halka ve sezgisel bilginin bu iki halkayı kapsayan son halka olduğu tezde iddia edilir. Tezin ilk bölümünde Herakleitos'un bilgi anlayışını konumlandırmak için aşağı yukarı çağdaşları olan bazı filozofların bilgi anlayışlarına değinilir. Buna mukabil Milet Okulu, Elea Okulu, Pythagorasçılık ve Atomcu Okula mensup bazı filozofların arkhe arayışlarında nasıl bir bilgi kaynağının olabileceğine dikkat çekilir. Bu doğrultuda ikinci bölümde Herakleitos'ta, doğrudan doğruya dolayımsız bilgi olarak bilinen sezgi tanımından ziyade arka planda duyusal bilgi ve aklî bilgiye imkân veren bir sezgi anlayışına dair ipuçları vardır. Bu ipuçları Herakleitos için ateş, güneş, altın, yıldırım gibi olguların unsur olarak kullanılmalarının yanı sıra metafor olarak kullanılmalarıdır. Ayrıca ikinci bölümde gnomas (derin kavrayış), phronesis (düşünce) ve sophon(bilgelik) kavramları da Herakleitosçu sezgisel bilgiye kaynaklık eder. Bu bağlamda metinde gerek bu kavramlar gerek metaforlar tartışmaya ve değerlendirmeye açılır. Son bölümde ise Herakleitos'un değişim düşüncesi ve sezgisel bilgi anlayışı tartışılır. Değişim düşüncesini 'Her şey akar' olarak okuyan Platon'un eleştirisine maruz kalan filozofun aslında logos bağlamında bir değişim düşüncesine sahip olduğuna dikkat çekilir. Bunun üzerine Platon Herakleitos'u logos anlayışı üzerinden okusaydı nasıl bir okuma biçimi ortaya çıkardı sorusu tartışılır. Bu bağlamda Herakleitos'un sezgisel bilgi anlayışı ile Platon'un Anamnesis Kuramı arasında ilişki kurulur. Bu ilişkide Platon'un diaonetik anamnesis, noesis kavramları ile Herakleitos'un gnomas, phronesis kavramları arasında bir benzerlik kurulur. Bu da Platon açısından Herakleitos'un farklı bir okumasına imkân verir mi sorusunu düşünmeye imkân alanı açar.Book Part DÜNYAGÖRÜŞÜ, BİLİM/LER VE BİLİM GELENEĞİNE İLİŞKİN ALPARSLAN AÇIKGENÇ’İN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE(2019) Aslan, SıracettinBilimin, bilinen bilim tarihi açısında bilgi geleneği ve buna bağlı olarak bütün bilim geleneklerinde (sistematik) bir bilgi türü olarak kavramsal bir karşılığı vardır. Zira bilimin kavramsal karşılığı ve anlam muhtevasının, güçlü bilim gelenekleri/paradigmaları inşa eden Eski Çağ Ege (episteme, sophia, doğa araştırmaları), İslâm (fıkıh, ‘ilm) ve Batı (doğa/fizik araştırmaları, science) medeniyetlerinde olduğu gibi değişkenlik arz ettiği izahtan varestedir. Bilim gelenekleri oluşturan medeniyetler nezdinde ortak bir paydadan söz edilecek ise o da bilimin, belirli bir yöntembilimden hareketle epistemik cemaatin belirlediği parametreler ekseninde bilinenden bilinmeyene doğru yapılan bir bilme ve anlama etkinliği olduğudur. Bu bakımdan bilimsel araştırmaların sürdürülmesinde bir bilen ve kendini bilene açımlayan bir bilinenin esasta var olmasının gerekliliği ortaya çıkar. Ancak bilen ve bilinenin iletişiminden hâsıl olan ürün, disiplin ve o disiplinin bilimsel araştırma yönteminin ne’liği bakımından bu aşamada bilim olarak kabul edilmez. Çünkü bilimler, öncelikle belli bir dünya görüşünün inşası neticesinde ortaya çıkacak bilgi ve bilim geleneği sayesinde müstakil hale gelebilir. Bu bakımdan bilgi ve bilim geleneği inşa edilmeksizin, astronomi, fizik, sosyoloji ve iktisat gibi bilimlerin teşekkülüne ilişkin epistemik bağlam oluşturulamaz. Bu minvalde Açıkgenç, bilim sosyolojisi ve epistemolojisi, bilim tarihi ve felsefesine gönderimlerde bulunarak, İslâm düşünce ve kültür havzası özelinde dünya görüşü, bilgi ve bilim geleneği, bilgi birikiminin adlandırılması/disiplinleşme, bilimsel kavramlar yumağı gibi önemli konulara işaret eder. Bu durum, aynı zamanda belli bir dünya görüşü havzasında meydana gelen bilgi-bilim geleneğinin inşasının netice verdiği bilimsel olanın nesnelliğine dair bağlamın da esaslarını içerir.Other Nakib al-Attas’ın İslam Bilim Tartışmalarına Katkısı(Sakarya Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü, 2014) Aslan, SıracettinÇağdaş bilginin İslamileştirilmesi bağlamında meydana gelen İslami bilim tartışmaları, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmış ve gittikçe yoğunluğunu daha çok hissettirerek günümüze kadar gelmiştir. Umumi anlamda bu tartışmaların, üç önemli veçhesinden söz etmek mümkündür. Bunlardan birincisi, İslam dünyası başta olmak üzere bütün bir insanlığın içinde bulunduğu siyasi, iktisadi, toplumsal ve zihinsel sorunlardan arındırılmasıyla ilgili arayışları içerir. İkincisi, bu sorunların ilmî tahlilinin yapılmasına imkân sunulması bakımından esasen İslam dünyasının, kadim ilmî geleneğiyle kopar(t)ılmış olan bağlarının yeninden tesis edilmesi anlayışıyla ilişkilidir. Üçüncüsü ise tebliğimizin de ana iskeletini oluşturan modern bilim kuramının ilk iki sorunsalının ortaya çıkmasına zemin hazırlayan önemli bir etken olarak kabul edildiğinde, bu akıma karşı yeni bir bakış ve alternatif bir bilimsel algı geliştirme ile ilgili tartışmaları ihtiva eder. Bu son ifadeyle çağdaş bilginin İslamileştirilmesi bağlamında tesis edilecek İslami bilim, modern mekanik bilime bir tepki olmakla birlikte modern bilimin tasarladığı bilimsel zihniyete alternatif bir bilim modelinin ortaya çıkarılması çabalarının bir neticesi şeklinde okunabilir. Bu meyanda tebliğimiz, çağdaş bilginin İslamileştirilmesi kavramsallaştırmasının teorisyeni olan Nakib al-Attas’ın fikirlerinden hareketle, modern bilimsel nazariyenin epistemolojik paradigmasının ve Batı dünyagörüşüyle ilişkisinin yeninden tahkik ve tahlil edilmesine epistemolojik imkân sağlayacak bir bilgi geleneği ve buna bağlı olarak bir bilim geleneğinin yeninden inşa edilmesinin mümkünlüğünü tartışmayı amaçlamaktadır.Other İsmail Râcî Fârukî(Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2017) Aslan, SıracettinFârukî yakın tarihte İslam ümmetinin yetiştirdiği, çağdaş İslam bilim cemaatinin düşünce ve aksiyon üreten ender mütefekkirlerindendir. Fârukî’nin çalışma alanları, akademik çevrelerce her ne kadar mukayeseli dinler tarihi odaklı görülse de, sanat, düşünce tarihi, siyaset felsefesi, batı felsefesi ve teolojisi, ahlak metafiziği, epistemoloji, ontoloji gibi birçok disiplini ihtiva eder. Onun bu disiplinlerle ilişkisinin daha çok nazari cihette cereyan ettiği söylenebilir. Ancak ömrünü son yılarında daha güncel meselelerle ilgilenerek İslam toplamlarının temel ve bir açıdan kronik hale gelen sorunlarına eğildiği görülür. Bu bağlamda Fârukî, İslam ümmetinin XIX. yüzyılın ikinci yarısında başlayarak XX. yüzyılın ikinci yarısında ivme kazacak şekilde Batıyı taklit etmesi ve taklit alanlarının hiçbirinde bir başarı elde edememesini epistemolojik bir handikap olarak değerlendirir. Ona göre bu eğilim, İslam ümmetinin entelektüellerini ve iktidar sahiplerini özünden uzaklaştırdı; İslam coğrafyasında yapay sınırlar oluşturdu ve ümmet arasında da bir yeis halinin meydana gelmesine sebep oldu.Book Part Seyyid Muhammed Nakib el-Attas(Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2017) Aslan, Sıracettinel-Attas çalışmalarında epistemolojiden ontolojiye, edebten te’dibe, fizikten (bilimden) metafiziğe (tasavvufa) kadar birçok konuda görüşlerini beyan etmekte ve bu görüşlerini birbiriyle bütünlüklü ve tamamlayıcı olabilecek şekilde serdetmektedir. Öte yandan el-Attas’ın, Malay dünyasında İslâm, Malay dili ve edebiyatı gibi birçok mahalli mesele ve konular hakkında da teliflerde bulunarak bir bakıma yerelliğe vurgu yaptığı görülmektedir. Genel olarak çalışmalarında benimsediği yöntem ise beşer nutkunun ürettiği (farz-ı kifaye) bilgilerin, ontolojik cihetinin tesis edilmesi bakımından, evvelinde (nereden) ve sonrasında (nereye) İslâm metafiziğine (farz-ı ayn) bağlanmasıdır. Bununla birlikte el-Attas’ın çalışmalarını özgün kılan temel saik, bizce ana hatlarıyla geleneksel İslâm felsefesini ve düşüncesini zaman ve mekânın ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde ve sorunlarını ilgilendirecek düzeyde yorumlama çabasında olmasıdır.Other Çağdaş Eğitim Sisteminde Sorunlar ve Arayışlar: Nakib el-Attas'ın İslami Üniversite Teklifi(YEKDER Yayınları, 2019) Öz, Muhammed; Aslan, SıracettinThis paper aims to make a contribution to, the discussions of the educational perspectives of Islamic societies, which have been going on for nearly two centuries, in the context of the applicability of the Islamic University Proposal, which was raised by Naquib al-Attas in the last quarter of the 20th century, and the feasibility of the theoretical draft that contain of that proposal. The first problematic of the draft proposed by al-Attas is about the nature and content of the secular education system and curriculums which are at the forefront of the issues that prompt to seeking of Islamic societies. Within al-Attas’ system of thought, the norms produced within that system and the education concept imposed by the global ecosystem are under the conceptual siege of the contemporary science paradigm, which carries a dualist mind-building action. Individuals exposed to these training processes cannot get rid of being a disabled with a dualist mental state because they get trapped between the teaching (training/ta’lim) processes that receive from official institutions, where promising expertise and diploma, with education (te’dib) that been adab-centric and based on oral tradition(run in the family). Eventually; Scientists, capital owners, political leaders, intellectuals, teachers and the others layers of society that grow up in Islamic societies, on the one hand, live mentally fluctuationswhile on the other hand they constantly reproduce the existing chaos climate with regard to the knowledge and practices that they produce. In the Islamic University Proposal proposed by al-Attas with reference to these problems and so on, is emphasized the harmony of the balance between the material and spiritual dimensions of man. According to him, the individual can not be in conflict with physical laws, on the contrary, should be taken to center the formation of ‘a good person’ that can be the right to live by taking into consideration these laws. Thus, it is aimed to raise good human(insan-i kâmil) who can all together comprehend the existing cosmic justice in the universe with tradition and contemporary science, faith and the rational mind, the ethical values and dicovery force. In this context, the Islamic University Proposal is an institution/model proposal that will operate towards a balanced formation of the personality of the human being by way of educate (ta’dib) of his/her soul, mind, rational self, emotions and senses. He proposes a curriculum in the ways that will contain ‘keşf-î kadîmden vaz-î cedide’ related to the sciences while creating a theoretical context with respect to this, which presented the above-mentioned framework for human imagination. Al-Attas’ proposal, which emphasizes the fact that on the one-way and reductionist human imagination and the contemporary education design, which is on the level of expert training, can be identified and compensated by the Islamicization.Master Thesis Larry Laudan'ın Bilimsel İlerleme Anlayışı(2024) Aslan, Sıracettin; Aslan, SıracettinBu çalışmada bilim tarihi ve felsefesi açısından önemli bir yer teşkil eden ve son yüzyıllarda bilginin doğasına dair öne çıkan konulardan bilimsel ilerleme ele alındı. Bilimsel ilerleme'nin genel olarak çağdaş bilim felsefecileri tarafından nasıl ele alındığı, özelde ise Larry Laudan'ın bilimsel ilerleme anlayışı İlerleme ve Sorunları adlı eseri esas alınarak genel hatlarıyla ortaya konulmaya çalışıldı. Laudan'ın kuram anlayışı, bilimsel problemlere yönelik tanım ve tasnifi ile bir bilimsel ilerleme kuramının oluşumuna yönelik önermiş olduğu modelin temel görüşleri öne çıkar. Şöyle ki bilimin en genel anlamda tek bir bilişsel amacının problem-çözme olduğunu savunan Laudan, bilimsel ilerlemenin doğasının problem-merkezli bir model olan problem-çözücülüğü açısından nasıl tamamen faydalı bir şekilde ele alınabileceğinin yollarını gösterir. Buna göre rasyonellik ile bilimsel ilerleme birbirinin muadili olmayıp her iki kavrayışın hususen birbirinden ayrıştırılmalıdır. İlerlemeyi kendi içerisinde yaklaşıklık, kendini düzeltme süreci içerisinde zamanla gitgide doğruluğa ulaşma olarak gören genel görüşü değiştirmek ister. Laudan, bu genel anlayışı rasyonelliğin ilerlemeciliğe sonradan eklemlenenerek oluştuğunu göstermek suretiyle tamamen değiştirme yoluna girer. Laudan, araştırma gelenekleri ismini verdiği bu ilerleme kuramı modelini, bir yandan bir ilerleme kuramı olma yolunda geliştirirken diğer yandan da çağdaşı olan Kuhn' un paradigma ve Lakatos' un bilimsel araştırma programları metodolojisi gibi farklı kavramsal taslaklar ile bu taslakların teklif ettiği ilerleme kuramlarının eksikliklerini, sorunlarını göstererek, ilerleme kavrayışını gündeme getirir.