MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Özcoşar, İbrahim

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Prof. Dr.
Email Address
iozcosar@yahoo.com
Main Affiliation
Department of History / Tarih Bölümü
Status
Current Staff
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

55

Articles

21

Citation Count

0

Supervised Theses

10

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 55
  • Article
    Şehir ve Kimlik: Mardinli Kimliklerin Tarihi Arka Planı
    (Kadim Akademi Derneği, 2017) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    Modern dönem ve sonrasında ilgi duyulan kavramlardan biri olan “kimlik”, çoğu zaman tarihi bağlamından koparılarak tartışılmaktadır. Ancak, kimliklerin geçmişe dönük bir yönü vardır ve modern kimliklerin anlaşılması geçmişe dönük bu yönlerinin anlaşılmasını gerektirir. Kimlik oluşumunda önemli unsurlardan biri de mekan/coğrafyadır.Bu bağlamda “şehir” hem geleneksel hem de modern kimliklerin oluşumda önemli bir etkiye sahiptir. Bu makalede, post modernizmin popülist anlayışının bir uzantısı olarak, “çok dillilik”, “çok kültürlülük” ve “çok-dinlilik” söylemleriyle ön plana çıkan Mardin incelenecektir. Mardin’in geleneksel kimlikleri, bu kimlikleri inşa eden temel dinamikler ve Osmanlı’nın son dönemleri ile Cumhuriyet’in hemen başında bu kimliklerde meydana gelen değişimler değerlendirilecektir
  • Article
    Şehir ve İktidar: Tanzimat Öncesi Osmanlı Mardin’inde İktidar
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2018) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    In this article, city-state relation in the Ottoman period was examined in the example of Mardin without enclosing any of the sides within the subject-object contexts. By evaluating basic indications of interdependency degrees in the Ottoman rural administration, the relations between city administration and state were explained. The level of relations between the Ottoman bureaucracy, its instruments in the city and the local power groups was discussed in the economic and administrative level, and their relation forms were questioned. In the study, which focuses on the pre-Ottoman modernization period, it is discussed that Mardin's political history consisted of the struggles of the local power groups to create a power domain for themselves.
  • Master Thesis
    Kürdistan eyaleti'nin idarî yapısı (1847-1867)
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2014) Ülke, Cemal; Özcoşar, İbrahim; Ülke, Cemal; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    Osmanlı Devleti'nin batıda Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırdıktan sonra doğuya yönelmesi Türklerle Kürtlerin, Malazgirt'ten sonra yeni bir döneme girmesine neden olmuştur. Yavuz Sultan Selim'in İran'a yönelik seferi aynı zamanda bölgedeki Kürt emirlikleri ile ittifak sürecini de başlatmıştır. Bu ittifak bölgenin Osmanlı hâkimiyetine girmesinin ardından yerel Kürt yöneticilere (emirliklere) imtiyazlar tanıyan idari düzenlemelerle devam etmiştir. Yavuz Sultan Selim döneminden, 1639 yılında İran'la imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na kadar süren Osmanlı-İran savaşlarında Kürt emirlikleri genellikle Osmanlı Devleti saflarında yer almışlardır. Kürt emirliklerinin Osmanlı Devleti'nden yana tavır takınmalarında pek çok sosyal, siyasal, ekonomik faktör bulmak mümkündür. Ancak genel olarak bu ilişki düzeyinin karşılıklı çıkarlar çerçevesinde yürüdüğünü belirtmek gerekir. 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devlet-İran ilişkilerinin yoğunluğunu ve önemini kaybetmesine paralel, Kürt emirlerinin de önemi azalmıştır. Bu sebeple Osmanlı Devleti merkezi refleksle fırsat buldukça emirliklerin imtiyazlarına son vermiştir. 19. yüzyıla gelindiğinde Kürt emirliklerin önemli bir kısmı ortadan kalkmıştı. 19. yüzyılın ilk yarısında ise Kürdistan Eyaleti'nin kuruluşu, Yavuz Sultan Selim ile başlayan ve "Kürt Emirlikleri" üzerine bina edilmiş dönemin sonu sayılabilir. 1847'de Bedirhan Bey isyanı bastırıldıktan hemen sonra yapılan yeni idari yapılanmada Diyarbekir Eyaleti, Kürdistan Eyaleti'ne (26 Zilhicce 1263/5 Aralık1847) dönüştürülmüştür. Yeni kurulan bu eyalet ile Osmanlı Devleti yüzyıllardır bölgede egemen olan emirliklerin/yerel güçlerin hâkimiyetine son verip özellikle Rusya ile mücadelesine katkı sağlayacak merkezi bir yönetim tesis etmeyi planlamıştı. Bu sebeple yeni eyalet kurulurken üzerinde en çok tartışılan konu eyalet merkezinin değiştirilmesi olmuştur. Yeni eyalet ve aynı zamanda Anadolu Ordusu'nun merkezi olarak "Kürdistan'ın kalbinde" yer aldığı belirtilen Van Gölü Kıyısındaki Ahlat Kasabası seçilmiştir. Ancak büyük umut ve heyecanla kurulan yeni eyaletin merkezi değiştirilemediği gibi daha sonraki düzenlemelerde de klasik bir Osmanlı eyaletinin ötesine geçmemiştir.
  • Article
    Şehir ve Eşraf: Osmanlı Diyarbekir'inde Eşraf
    (Cahit Aydemir, 2015) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    İslam/Osmanlı şehrine dair araştırmalarda göze çarpan özelliklerden biri de "tekti pçi " ve “merkeziyetçi yaklaşımların etkisidir. Bu yaklaşımlar, İslam/Osmanlı şehirlerini hiçbir özgün yanı bulunmayan iradesiz şehirler olarak tanımlama eğilimindedirler. Bu çalışmada, Osmanlı Dönemi Diyarbekir’inde, şehir eşrafımn şehir yönetiminde etkin olma çabaları üzerinden bu yaklaşımın eleştirisi yapılmıştır. Yine bu örnek üzerinden, merkezin/iktidarlann yönlendirdiği varsayılan İslam/Osmanlı şehri kavramına, şehirliyi merkeze alan bir açıyla yaklaşılarak şehrin iradesi ve özgün yanları vurgulanmıştır.
  • Article
    Sultan ve Aşiret: Kürt Aşiret (Reislerinin) II. Abdülhamid’i Ziyareti
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Özcoşar, İbrahim; Ertekin, Abdusselam; Yıldız, Reşit; Özcoşar, İbrahim; Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; Department of History / Tarih Bölümü
    Bu çalışmada Osmanlı sultanları ile Kürt aşiretler arasındaki ilişki ağı, II. Abdülhamid ve Hamidiye Alaylarının kuruluşu çerçevesinde onu ziyaret eden Kürt aşiretleri bağlamında değerlendirilecektir. Sultan II. Abdülhamid ile aşiret reislerinin ilişkileri İttihad-ı İslam politikası çerçevesinde olmuştur. Bu politika çerçevesinde aşiret reislerinin İstanbul’a Sultanı ziyaretlerinin aşamalarını ve İstanbul’daki faaliyetleri ele alınacaktır. Makalede temel sorunsalımız İttihad-ı İslam politikası gereği bu ilişki ağının dinamiklerini ortaya koymaktır.
  • Article
    Osmanlı’da Hristiyan Cemaatler Arası İlişkiler: Ermeni-Süryani Örneği
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2014) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    Osmanlı hâkimiyetindeki dinî grupların birbirleriyle ilişkileri genellikle Müslümanlar merkeze alınarak incelenmiş, ancak çoğu zaman farklı dinî grupların birbirleriyle ilişkileri göz ardı edilmiştir. Bunun en önemli yansıması, toplumsal ilişkilerin çok yönlülüğünün ıskalanması ve toplumsal yapıya dair kısır değerlendirmelerdir. Bu çalışmada bu yaklaşım aşılmaya çalışılarak öncelikle Osmanlı dönemi Ermeni ve Süryani kimlikleri tanımlanacaktır. Ardından Osmanlı bürokratik yapısının uygulamaları, coğrafi birlikteliğin zorunlu kıldığı sosyal karşılaşmalar ve modern dönem sonrasındaki değişimler bağlamında Birinci Dünya Savaşına kadar ki süreçte Ermeni-Süryani ilişkileri incelenecektir
  • Book Part
    19. yüzyılın Siverek’te Kolera Salgını ve Alınan Tedbirler
    (ÇİZGİ KİTABEVİ, 2022) Özcoşar, İbrahim; Mengirkaon, Sabri; Department of History / Tarih Bölümü
    Siverek, antik çağlardan itibaren önemli bir merkez olmakla beraber 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar fizikî alan ve demografik özellikleri bakımından statik bir görüntü arz etmekteydi. Siverek’in bu döneme kadarki en önemli özelliği Halep-Diyarbekir-Erzurum yolunu takip eden ticari güzergâh üzerinde bulunmasıydı. Ancak 1820’lerden itibaren güneydeki urban aşiretlerinin çöl güzergâhı üzerinden cereyan eden Halep-Bağdat ticaretini sekteye uğratmaları ve kervanların bir daha bulunamamak üzere kaybolmaları bu güzergâhtaki ticaretin de kuzeydeki Birecik-Siverek-Diyarbekir-Mardin-Musul yolunu takip eden ve Bağdat’a devam eden “Sultan Târiki” adı verilen güzergâha kaymasına neden oldu. Diğer taraftan 1850’lerden itibaren buharlı gemilerin daha fazla kullanılmasıyla İskenderun Limanı’nın Avrupa ve Asya arasındaki en önemli ticari limanlardan birisi olması Siverek’in ticari yol olarak önemini daha da artırdı. Böylece Siverek, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Suriye, Anadolu ve Irak bölgeleri arasındaki ticari faaliyetlerin en önemli kavşak noktalarından birisi haline geldi. Bu ticari hareketlilik kısa sürede Siverek’te çok canlı bir sosyal ve ekonomik hayatı da beraberinde getirdi. Öte yandan çok uzak coğrafyalar arasında cereyan eden ticaret yollarının üzerinde bulunmak kentteki refahı artırırken bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyordu. Bu olumsuzluklardan en önemlisi ise bu yollar boyunca sık sık meydana gelen salgın hastalıklardı. Ticari öneminin artmasıyla beraber Siverek’te özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında çok sayıda salgın hastalık meydana geldi. Bu hastalıkların başında kolera gelmektedir. İlk defa 1822 yılında ticaret yolları vasıtasıyla Osmanlı Devleti topraklarına ulaşan kolera mikrobu 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Anadolu’daki varlığını korudu. Hastalığın yayılmasında ticari güzergâhların önemini iyi kavramış olan Osmanlı Devleti, ticari canlılığı korumak ve hastalığın Anadolu içlerine yayılmasını engellemek noktasında Siverek ve diğer ticari güzergâh üzerinde bulunan kentlerde daha sıkı önlemler almaktaydı. Bu önlemler daha ziyade hastalığın Anadolu içlerine nihayetinde de imparatorluğun başkentine sirayetini engellemeye dönük olarak icra edilen tahaffuzhaneler kurulması ve kordon uygulamalarıdır. Bu açıdan Siverek, devlet tarafından Anadolu’ya açılan kapı önünde bir merkez olarak kabul edilmiş ve en fazla önlem alınan yerlerden birisi olmuştur. Bu çalışmada 19. yüzyılın ikinci yarısında Siverek’te meydana gelen kolera salgınları incelenecektir. Hastalığın ortaya çıkışı, etkileri ve sonuçları başta Osmanlı Arşivi vesikaları olmak üzere yerel kaynaklar, yabancı devlet raporları, seyahatnameler ve ilgili literatür ışığında ortaya konulacaktır. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin tasavvurunda bulaşıcı hastalıklar açısından Siverek’in önemi ve çözüm pratikleri incelenecektir.
  • Article
    OSMANLI MODERNLEŞMESİ/MERKEZİLEŞMESİ VE KRİZ: MARDİN VE ÇEVRESİNDE AŞİRETLER ZAMANI
    (Kadim Akademi Derneği, 2019) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    Osmanlı modernleşmesinin taşraya en önemli yansıması merkeziyetçiliktir. Merkezileşmenin Osmanlı’nın doğu vilayetlerinde uygulanmaya başlaması, Osmanlı idari yapılanması içinde bir ara form olarak varlıklarını devam ettiren “Kürt emirliklerinin” sonu olmuştur. Kürt emirliklerine son verilmesiyle merkezin hâkimiyetini tesis edeceğini düşünen Osmanlı Devleti, tam tersi bir gerçekle karşı karşıya kalmıştır. Yüzyıllardır emirlikler aracılığıyla idare edilen aşiretler, emirliklerin ortadan kaldırılmasının ardından merkezi idarenin de tesis edilememesiyle oluşan boşlukta bölgedeki dengeleri bozacak bir hareketlilik içine girmişlerdir. “Aşiretler Zamanı” olarak isimlendirilen bu dönem, Arap ve Kürt aşiretlerin hem kendi aralarında hem devletle hem de devletin temsilcisi olarak gördükleri sosyal sınıflarla (şehirli ve eşraf gibi) çatıştıkları bir kriz dönemidir.Osmanlı Devleti, bu kriz dönemini aşmak için modernleşme/merkezileşme politikalarının mücessem şekli olarak Tanzimat Fermanı’nı bölgede uygulamaya çalışmış; yeni idari birimler, yeni idare mekanizmaları ve merkezden atanan yöneticiler ile düzeni tesis etme girişimlerinde bulunmuştur.
  • Article
    Süryani Kadimleri (Yakubileri) Katolikleştirme Faaliyetleri Ve Süryani Katolik Patrikliğinin Kurulması
    (2006) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    Hıristiyanlığı kabul eden ilk topluluk olan Süryaniler, 16. yüzyıldan itibaren Batı Hıristiyan dünyasının Katolikleştirme faaliyetlerine maruz kalmışlardır. 18. yüzyıla kadar çok fazla etkili olmayan bu faaliyetler, bu yüzyıldan itibaren bir yandan Osmanlı Devleti'nin kendi sınırlarındaki cemaatleri korumaktan aciz olması, diğer yandan Süryanilerin kendi iç çatışmaları sebebiyle etkili olmuştur. Bu faaliyetler, 1782'de Süryani Kadimlerin iki patrikliğe ayrılarak, bölünmesine sebep olmuştur. Bu ayrımın ardından, Süryani Kadim Patrikliği Katolikliğe karşı kendi cemaatini korumak için savunma pozisyonuna girerken, Süryani Katolik patrikliği ise papalık teşkilatlanması içinde kendi bağımsızlığını koruma mücadelesi içine girmiştir.
  • Book
    Makalelerle Mardin: tarih-coğrafya
    (Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi, 2007) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Department of History / Tarih Bölümü
    Mardin'in farklı yönlerini, akademisyen ve araştırmacıların bakış açısıyla tanıtmak, bilinmeyen yönlerini gün ışığına çıkarmak, yıllardır zihnimizi meşgul eden bir projeydi. Böyle bir çalışma için kendi alanlarında uzman 100e yakın akademisyen ve araştırmacının çalışmalarının bir araya getirilmesi, çok zor ve uzun vadeli bir iş gibi görünmekteydi. Mayıs 2006'da düzenlediğimiz "1.Uluslararasi Mardin Tarihi Sempozyumu" bize bu projeyi uygulayabileceğimizi gösterdi. Bu çalışma sırasında çok farklı alanlarda birbirinden değerli akademisyen ve araştırmacıların Mardin'in farklı yönlerini araştırdıklarını veya araştırmaya hazır olduklarını gördük. Bu çalışmaların bir arada toplanması teklifimizi kabul eden akademisyen ve araştırmacıların, Mardin ile ilgili farklı alanlarda yaptıkları bilimsel çalışmalarını bu dört kitapta bir araya getirdik.