MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Bütün, Ahmet

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
ahmetbutun@artuklu.edu.tr
Main Affiliation
Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
Status
Website
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

17

Articles

7

Citation Count

90

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 17
  • Conference Object
    Causes and Solutions For Emergency Department Overcrowding. A Qualitative Study of Healthcare Staff
    (3. Uluslararası ACHARAKA Tıp, Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Kongresi, 2023) Bütün, Ahmet
    Background: Emergency departments (EDs) are the units where the diagnosis and treatment of acute cases requiring immediate intervention and the ED environment could be chaotic and risky for staff and patients. However, ED overcrowding is a major problem globally and lead to many negative consequences such as long waiting time, reduced satisfaction of patients and healthcare staff, delays in the treatment of patients who most require urgent care, decreased quality of the health care provided, and increased health care costs. The aim of this study is to determine why patients prefer to use the ED, to identify current problems of ED services and to develop solutions to alleviate ED overcrowding and associated problems from the perspectives of ED healthcare staff. Methods: This study utilised a qualitative approach. The participants were ED consultants, ED doctors and ED nurses. Semi-structured interviews were conducted with 22 participants between 20th December 2021 and 18th February 2022. Those who have at least 1 year of experience in ED settings were included in this study. The settings for this study were Diyarbakir Training and Research Hospital (4 ED nurses, 1 ED consultant, and 2 ED doctors), Mardin Training and Research Hospital (3 ED nurses and 2 ED doctors), Midyat Public Hospital (1 ED consultant, 1 ED doctor and 3 ED nurse), Kiziltepe Public Hospital (3 ED nurse), and Ceylanpinar Public Hospital (1 ED nurse and 1 ED doctor). Ethical approval was obtained from Mardin Artuklu University Ethics Committee (Date: 14/12/2021, Ref: E-76272411-900-36850). Findings: Twenty-two ED healthcare staff were interviewed; 16 were male and 6 were female. The participants were aged between 21-30 (n=12), 31-40 (n=6) and 41-50 (n=4). ED staff interviews were conducted with 14 ED nurses, 6 ED doctors, and 2 ED consultants, who had at least 1-year of work experience in the ED, without any consideration of their gender or age. Five main themes emerged: Insufficient healthcare system, patient-related problems, ED advantages, consequences of ED overcrowding, and solutions for ED overcrowding. Conclusion: Insufficient healthcare system, ED advantages, and patients’ perceptions about using healthcare services led patients to use ED and subsequently to the ED overcrowding. There is a need for effective solutions to alleviate ED overcrowding. The precautions to limit non-urgent ED visits are not enough. Many factors need to be considered and all of them should be applied together accordingly.
  • Article
    Nursing Students' Experienced Ethical Problems in Clinical Practicum and Clinical Self-Regulated Learning Levels: A Cross-Sectional Study
    (2023) Bütün, Ahmet; Utli, Hediye; Dinç, Mahmut
    ABSTRACT During the coronavirus disease-2019 (COVID-19) pandemic, clinical training, which is essential to nursing practice, has been largely delayed. The aim of this study is to identify the predictors of nursing students' experienced ethical problems in clinical practicum and self-regulated learning levels during the COVID-19 pandemic. The sample of this cross-sectional study consisted of 306 nursing students studying in the third and fourth grades of 2 universities located in the east of Türkiye. The data were collected by using a Student Introduction Form, the Scale of Ethical Problems in Clinical Teaching in Nursing, and the Self-Regulated Learning Scale for Clinical Nursing Practices form. The independent sample t-test, one-way ANOVA F test, Pearson correlation test, and multiple regression were used in the analysis of the data. It was determined that there was a positive and moderately significant relationship between the total mean score of the Scale of Ethical Problems in Clinical Teaching in Nursing and the Self-Regulated Learning Scale for Clinical Nursing Practices, total mean score (r=509, p<0.001). A regression model indicated that 4 predictors (clinical educator, health professionals, learning strategies, and self-regulated learning levels) explained 28% of the variance (R=0.516, Adjusted R2=0.284, F=13.255, p<0.001) in their ability to identify ethical problems in clinical practicum. In this study, it was determined that health professionals and self-regulated learning levels positively affected students' ability to identify ethical problems in the clinical practice setting. The level of clinical educator was found to negatively affected students' ability to identify ethical problems in the clinical practice setting. Keywords: COVID-19; clinical practicum; ethics; nursing students; self-regulated learning ÖZET Koronavirüs hastalığı-2019 [coronavirus disease-2019 (COVID-19)] pandemisi sırasında hemşirelik uygulamaları için gerekli olan klinik eğitim büyük ölçüde ertelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, pandemi sürecinde hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamada yaşadıkları etik sorunlar ve klinik öz-düzenlemeli öğrenme düzeylerinin yordayıcılarını belirlemektir. Kesitsel tipteki bu araştırmanın örneklemini, Türkiye'nin doğusunda yer alan 2 üniversitenin 3 ve 4. sınıflarında öğrenim gören 306 hemşirelik öğrencisi oluşturdu. Veriler, Öğrenci Tanıtım Formu, Hemşirelikte Klinik Öğretimde Etik Sorunlar Ölçeği ve Klinik Hemşirelik Uygulamalarına Yönelik Öz Düzenlemeli Öğrenme Ölçeği ile toplandı. Verilerin analizinde bağımsız gruplarda t-testi, tek yönlü ANOVA F testi, Pearson korelasyon testi ve çoklu regresyon kullanıldı. Hemşirelikte Klinik Öğretimde Etik Sorunlar Ölçeği toplam puan ortalaması ile Klinik Hemşirelik Uygulamaları İçin Öz-Düzenli Öğrenme Ölçeği toplam puan ortalaması arasında pozitif yönde ve orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu belirlendi (r=509, p<0,001). Bir regresyon modeli, 4 yordayıcının (klinik eğitimcisi, sağlık profesyonelleri, öğrenme stratejileri ve öz-düzenlemeli öğrenme düzeyleri) klinik uygulamada etik sorunları saptama yeteneklerindeki varyansın %28'ini açıkladığını göstermiştir (R=0,516, adjusted R2=0,284, F=13,255, p<0,001). Bu araştırmada, sağlık profesyonelleri ve öz-düzenlemeli öğrenme düzeylerinin, klinik uygulamada öğrencilerin etik sorunları saptama becerilerini olumlu yönde etkilediği saptandı. Klinik eğitimci düzeyinin ise klinik uygulamada öğrencilerin etik sorunları saptama becerilerini olumsuz yönde etkilediği saptandı. Anahtar Kelimeler: COVID-19; klinik uygulama; etik; hemşirelik öğrencileri; öz-düzenlemeli öğrenme
  • Book Part
    Uyum, Geri Dönüş ve Gelecek: Mardin Artuklu Üniversitesi’ndeki Suriyeli Öğrenciler
    (Çigzi Kitapevi, 2022) Bütün, Ahmet; Apak, Hıdır; Karadeniz, Sıtkı
    Bu bildiri, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde öğrenim gören Suriyeli öğrencilere yönelik durum tespiti yapmak üzere hazırlanan bir projeden üretilmiştir. Projede öğrencilerin gerek akademik alanda gerekse sosyal alanda karşılaştıkları sorunlar; eğitimin niteliği ve işlevselliği; öğrenciler ve akademisyenler arasındaki iletişim, sosyalleşme ve kültürel alışveriş; özellikle öğrencilerin üniversite eğitimi ve sonrasındaki meslekî beklentileri; üniversite, şehir ve genel olarak Türkiye ile ilgili algı ve tutumlarına ilişkin sorun alanlarının tespitini yapmak amaçlanmaktadır. Bu çalışma tanımlayıcı tipte tasarlanmıştır. Suriye uyruklu 336 öğrenciye Survey Monkey aracılığı ile online anket uygulanarak veriler toplanmıştır. Toplanan veriler tanımlayıcı istatistik metodu ile analiz edilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular ise şu şekilde detaylandırılabilir: Katılımcıların %80.87’sinin (n=296) geçici koruma statüsüne sahip olup %54.9’u (n=201) Mardin ilinde yaşamaktadır. Büyük çoğunluğu Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (%28.1, n=103) ve İşletme (%28.1, n=103) bölümlerinde okuyan öğrencilerin %80.33’ü (n=294) %100 Arapça eğitim veren bölümlerde kayıtlıdır. Eğitim dili %100 Arapça olan bölümleri tercih edenlerin oranı %47.62 (n=140) şeklinde iken; %58.90’u (n=86) iş fırsatlarının daha da artacağına inandığı için Türkçe eğitim veren bölümleri tercih edebileceğini belirtmiştir. Katılımcıların %32.51’i (n=119), Türkiye’ye gelmeden önce Suriye’de bir üniversitede eğitim aldığını ve eğitiminin yarıda kaldığını ifade etmiştir. Üniversite tercihlerinde belirleyici etkenlerden biri ise, ailenin yaşadığı şehirdir ve bu oran katılımcılar için %45.36 (n=166)’dır. Öğrencilerin %67.21’inin (n=246) üniversite kayıt sürecinde herhangi bir sorun yaşamadıkları; %39.89’unun (n=146) okudukları bölümlerde başarılı oldukları; %56.56’sının (n=207) üniversite ve okudukları bölüm hakkındaki bilgileri sosyal medya öğrenci gruplarından takip ettikleri; ve %53.83’ünün (n=197) okuduğu bölümden çok memnun oldukları belirlenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen bilgiler hem politika yapıcılara hem de sosyal aktörlere, üretecekleri politikalarda başvurabilecekleri bir kaynak potansiyeli taşımakta, ayrıca alanda çalışmakta olan akademisyenler için de ilk elden bir veri oluşturmaktadır.
  • Article
    Acil Servis Kalabalıklığının Nedenleri ve Çözüm Önerileri: Sağlık Personeli Perspektiflerinin Nitel Bir Çalışması
    (2023) Bütün, Ahmet
    Giriş: Acil servislerin aşırı kalabalıklığı küresel bir sorundur. Bu durum uzun bekleme süresi, hastaların ve sağlık personelinin memnuniyetinin azalması, acil bakıma en çok ihtiyaç duyan hastaların tedavisinin gecikmesi, sağlanan sağlık hizmetinin kalitesinin düşmesi ve sağlık bakım maliyetlerinin artması gibi birçok olumsuz sonuca yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hastaların acil servisleri neden kullanmayı tercih ettiklerini, acil sağlık hizmetlerinin güncel sorunlarını belirlemek ve acil servislerin kalabalıklığını ve buna bağlı sorunları hafifletmek için acil servis sağlık personelinin bakış açılarından çözüm geliştirmektir. Yöntem: Bu çalışmada nitel desen kullanılmıştır. 20 Aralık 2021-18 Şubat 2022 tarihleri arasında 22 acil servis sağlık personeli ile derinlemesine yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: 22 acil servis sağlık personeli ile mülakat yapıldı; 16'sı erkek, 6'sı kadındı. Acil servis sağlık personeli görüşmeleri, acil serviste en az 1 yıllık iş deneyimine sahip 14 acil servis hemşiresi, 6 acil servis doktoru ve 2 acil tıp uzmanı ile cinsiyetleri veya yaşları dikkate alınmadan gerçekleştirilmiştir. Veri analizi sonucunda 5 ana tema belirlenmiştir: Yetersiz sağlık sistemi, hastayla ilgili sorunlar, acil servislerin avantajları, acil servislerin aşırı kalabalıklığının sonuçları ve acil servis kalabalıklığı için çözümler. Sonuç: Sağlık sistemindeki çeşitli yetersizlikler, acil servislerin avantajlarının olması ve hastaların sağlık hizmetlerini kullanma konusundaki algıları acil servislerin hastalar tarafından kullanımını arttırmış ve bu durum acil servislerde kalabalıklaşmaya sebep olmuştur. Acil servislerin kalabalıklığını hafifletmek için etkili çözümlere ihtiyaç vardır. Acil olmayan acil servis ziyaretlerini azaltmaya yönelik önlemler yeterli değildir. Acil servislerdeki kalabalıklığı azaltmak için birçok faktörün göz önünde bulundurulması ve hepsinin birlikte uygulanması gerekmektedir.
  • Conference Object
    Hemşirelerin Şefkatli İletişim Düzeyleri ile İş Doyumları Arasındaki İlişki
    (Uluslararası İZMİR Sağlık ve Spor Bilimleri Kongresi, 2023) Bütün, Ahmet; Turfan, Gülden
    ÖZET Amaç: Bu araştırma, hemşirelerin şefkatli iletişim düzeylerini, şefkatli iletişim ile iş doyumu arasındaki ilişkiyi, hemşirelerin iş doyumu düzeylerini ve iş doyumunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma 2023 yılında Mardin ilinde yapıldı. Mardin il merkezindeki çeşitli hastanelerde görev yapan 179 hemşirenin tamamına ait veriler, şefkatli iletişim, Minnesota iş doyum ölçeği anketleri kullanılarak Google anket kullanılarak yüz yüze görüşmeler ile toplanmıştır. Veri toplamaya başlamadan önce, kurum izni ve etik kurul izinleri alınmıştır. Veri toplama araçları olarak: hemşire tanıtıcı özellikler formu, iş doyumu ölçeği ve şefkatli iletişim düzeyi ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %75.4’ü kadın, %54.2’si evlidir. Yaş gruplarında en fazla kişi 18-26 yaş grubunda bulunmaktadır (%33). Mesleki deneyim, kurumda çalışma yılı ve birimde çalışma yılı olarak en çok katılımcının 1-5 yıl arasında olduğu tespit edilmiştir (sırasıyla %48, %62 ve %76). Medeni durumun, eğitim durumunun, çalışılan birimin, kurumda çalışma yılının, birimde çalışma yılının ve çocuk sahibi olma değişkenlerinin, iş doyum puanlarında anlamlı bir farklılık oluşturmadığı görülmüştür. Cinsiyet, yaş grubu, mesleki deneyim ve çalışma şeklinin ise iş doyum puanlarında anlamlı bir farklılık oluşturduğu tespit edilmiştir. Kadınların (56.25) erkeklere (51.02) göre daha fazla iş doyumu puanına sahip olduğu (p=.028) yaş gruplarında 40 yaş ve üzerindekilerde iş doyum puanı (62.50) ile 31-35 yaş arasındakilerin iş doyum puanları (51.40) arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (p=.030). 16 yıl ve üzeri mesleki deneyime sahip olanlarda iş doyumu yüksek iken (61.04), 11-15 yıl arası mesleki deneyime sahip olanlarda ise bu puan daha düşüktür (50.34) (p=.018). Katılımcılarda şefkatli iletişim puanına baktığımızda mevcut değişkenlerden yalnızca cinsiyet (p=0,001) şefkatli iletişim puanında farklılık gösterirken, diğer değişkenlerin anlamlı bir farklılık yaratmadığı görülmüştür. Kadınların şefkatli iletişim puanı (77.37) erkeklerinkinden (68.90) daha yüksektir (p<.001). Minnesota iş doyumu ölçeği ile şefkatli iletişim ölçeği puanları arasında pozitif yönlü ancak zayıf bir ilişki vardır (r: .361 p=.001). Sonuç: Araştırma grubundaki hemşirelerin iş doyum puanlarında anlamlı farklılıklar tespit edildi. Hemşirelerin, cinsiyet, yaş grubu, mesleki deneyim ve çalışma şekillerinin iş doyum puanlarında anlamlı bir farklılık oluşturduğu tespit edildi. Şefkatli iletişim düzeylerinde ise sadece cinsiyet faktöründe anlamlı bir değişiklik tespit edildi. Kadınlarda şefkatli iletişim puanı erkeklere göre daha yüksek tespit edildi. Kadın cinsiyet, mesleki deneyimin artması, ileri yaş ve mesai usulü çalışma şekli ile iş doyumu arasında pozitif yönde ilişki saptandı. ABSTRACT Aim: This study was conducted to determine nurses' compassionate communication levels, the relationship between compassionate communication and job satisfaction, nurses' job satisfaction levels and the factors affecting job satisfaction. Materials and Methods: This study was carried out in the city center of Mardin in 2023. The data were collected from 179 nurses working in various hospitals in the city center of Mardin through face-to-face interviews using the Google survey. Data collection tools were the form of socio-demographic characteristics of the participants, job satisfaction scale and compassionate communication level scale. Before starting data collection, institutional permission and ethics committee permissions were obtained. Results: Of the women participating in the study, 75.4% were women and 54.2% were married. Most participants were 18-26 years old (33%). Professional experience, years of work in the institution and years of work in the unit were found to be between 1-5 years of the most participants (48%, 62% and 76%, respectively). It was determined that the variables of marital status, education status, unit of work, working year in the institution, working year in the unit and having children did not have a significant difference in job satisfaction scores. It was determined that gender, age group, professional experience and working style created a significant difference in job satisfaction scores. It was found that women (56.25) had a higher job satisfaction score than men (51.02) (p=.028) and there was a significant difference between the job satisfaction scores of those aged 40 and over (62.50) and the job satisfaction scores of those aged 31-35 (51.40) (p=.030). While job satisfaction was high in those with 16 years or more of professional experience (61.04), this score is lower in those with 11-15 years of professional experience (50.34) (p=.018). When examining the compassionate communication score of the participants, it was seen that only gender (p=0.001) differed in the compassionate communication score, while other variables did not make a significant difference. The compassionate communication score of women (77.37) was higher than that of men (68.90) (p<.001). There is a positive but weak relationship between Minnesota job satisfaction scale and compassionate communication scale scores (r: .361 p=.001). Conclusion: Significant differences were found in the job satisfaction scores of the nurses in the research group. It was determined that gender, age group, professional experience and working style created a significant difference in job satisfaction scores. A significant change was found in the level of compassionate communication only in the gender factor. The compassionate communication score was found higher in females than males. A positive correlation was found between female gender, increase in professional experience, advanced age and overtime working style and job satisfaction.
  • Book Part
    Evaluation of Children’s Usage of Emergency Departments in Turkey
    (Gece Kitaplığı, 2021) Bütün, Ahmet; Linden, Mark; Lynn, Fiona; McGaughey, Jennifer
    Emergency Departments (EDs) provide immediate and emergency care for patients with life-threatening medical conditions, trauma or injuries – they should not treat minor illnesses or provide primary care (Chamberlain & Carraccio, 1994; Chande et al., 1996; Liu et al., 1999). However, the American College of Emergency Physicians (1990) stated that increasing visits with medically non-urgent conditions is something which greatly concerns healthcare professionals and administrators because of the medical and economic implications.
  • Book
    Türkiye’de Acil Sağlık Hizmetleri
    (Nobel Akademik Yayıncılık, 2023) Bütün, Ahmet; Bütün, Ahmet; Konakçı, Gülbin
    Sevgili okurlar, “Türkiye’de Acil Sağlık Hizmetleri” kitabı çok kıymetli bilim insanlarının ortak çabasıyla oluşmuş nadide bir eserdir. Bu kitap, Türkiye’de acil sağlık hizmetleri konusunda geniş bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Ülkemizde acil sağlık hizmetleri, sıklıkla hayat kurtarıcı niteliktedir. Ancak bu hizmetlerin sunumu, yönetimi ve koordinasyonu oldukça zor ve karmaşıktır. Kitapta, acil sağlık hizmetlerinin politikalarından afet yönetimi ve triyaj gibi konulara, geriatrik hasta yönetiminden obstetrik acillere kadar geniş bir yelpazede konular ele alınmaktadır. Ayrıca acil servislerde liderlik, iletişim, yapay zekâ gibi çağdaş konular da tartışılmaktadır. Bu kitapta yer alan bölümler, acil sağlık hizmetleri sunumu ve yönetimi konusunda farkındalık yaratmayı, bu alanda çalışanların ve öğrencilerin bilgi düzeyini artırmayı hedeflemektedir. Ayrıca okuyucularımızın bu konuda kendilerini geliştirmelerine ve acil sağlık hizmetleri konusunda daha etkili bir şekilde çalışmalarına yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm yazarlara, editörlere ve çalışanlara teşekkür ediyoruz. Türkiye’deki Acil Tıp camiasına yeni bir soluk olacağına inandığımız bu kitabın bilim dünyasına, sağlık çalışanlarına ve öğrencilerimize faydalı olacağını ümit ediyoruz. Saygılarımızla... Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Bütün Doç. Dr. Gülbin Konakçı
  • Article
    Exploring attendance at emergency departments for children with non-urgent conditions in Turkey: A qualitative study of parents and healthcare staff perspectives
    (Emergency and Critical Care Medicine, 2022) Bütün, Ahmet; Lynn, Fiona; McGaughey, Jennifer; McLaughlinc, Katrina; Linden, Mark
    Background: Overcrowding in Emergency Departments (EDs) is a significant global concern with negative consequences for patients, healthcare staff, and healthcare systems. The use of EDs by parents of children with non-urgent conditions is associated with overcrowding, higher healthcare costs, lower quality of care, and longer waiting times. Research in this area has largely been conducted in high-income countries, with a dearth of work originating in middle and low-income regions. The aim of this study was to explore the reasons for parents attending EDs with their child for non-urgent conditions in Turkey. Method: Semi-structured interviews were conducted with 13 parents, 15 ED staff, and 10 General Practitioners (GPs) in 2 regions of Turkey between March and May 2017. Data were analyzed using the principles of grounded theory. Results: The findings were classified into 5 core categories: (1) parents’ feelings, knowledge, and perceived inability to provide self-care; (2) perceived limitations of healthcare services, system, and staff; (3) parents’ preferences for hospital and ED services; (4) adverse impact on ED services; and (5) perceived needs for care. Conclusion: This is the first study conducted in a middle-income country regarding parental reasons for using the ED for nonurgent conditions. Greater efforts must be made to reduce unnecessary visits to the ED to better meet service user needs and to increase the satisfaction of both parents and healthcare staff. The findings of this study may inform healthcare providers, policymakers, healthcare staff, and researchers to design interventions in order to mitigate overcrowding in the ED.
  • Other
    Türkiye'de Acil Servislerde Aşırı Kalabalıklık
    (2024) Bütün, Ahmet
    Acil servislerde kalabalıklık (yoğunluk) dünya çapında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Acil servislere yapılan ziyaret sayısı giderek artmakta ve bu sorun hem Türkiye'de hem de dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Acil serviste kalabalıklık (yoğunluk), artan iş yükü, personellerde sıkıntı ve tükenmişliğe neden olması, acil servis sağlık personelinin ve hastaların memnuniyetinin azalması, acil bakıma en çok ihtiyaç duyan hastaların tedavisinde gecikme, bakım kalitesinin düşmesi ve sağlık maliyetinin artması gibi birçok olumsuz sonuçla ilişkilidir.Bu nedenle, Türkiye'deki acil servis kalabalıklığı sorununu ele almak acil bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu mektupta acil servis kalabalıklığını azaltmak için etkili çözümler tartışılmıştır.
  • Article
    Hemşirelik Öğrencilerinin Klinik Uygulamada Yaşadıkları Etik Sorunlar ve Klinik Öz-düzenlemeli Öğrenme Düzeyleri: Kesitsel Bir Çalışma
    (2023) Utli, Hediye; Bütün, Ahmet; Dinç, Mahmut
    Koronavirüs hastal ığı-2019 [coronavirus disease-2019 (COVID-19)] pandemisi sırasında hemşirelik uygulamaları için gerekli olan klinik e ğitim büyük ölçüde ertelenmi ştir. Bu çal ışmanın amacı, pandemi sürecinde hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamada yaşa- dıkları etik sorunlar ve klinik öz-düzenlemeli ö ğrenme düzeylerinin yordayıcılarını belirlemektir. Kesitsel tipteki bu araştırmanın örnekle- mini, Türkiye’nin do ğusunda yer alan 2 üniversitenin 3 ve 4. s ınıfla- rında ö ğrenim gören 306 hem şirelik ö ğrencisi olu şturdu. Veriler, Öğrenci Tanıtım Formu, Hemşirelikte Klinik Öğretimde Etik Sorunlar Ölçeği ve Klinik Hemşirelik Uygulamalarına Yönelik Öz Düzenlemeli Öğrenme Ölçeği ile toplandı. Verilerin analizinde bağımsız gruplarda t-testi, tek yönlü ANOVA F testi, Pearson korelasyon testi ve çoklu regresyon kullanıldı. Hemşirelikte Klinik Öğretimde Etik Sorunlar Öl- çeği toplam puan ortalamas ı ile Klinik Hemşirelik Uygulamaları İçin Öz-Düzenli Öğrenme Ölçeği toplam puan ortalamas ı arasında pozitif yönde ve orta düzeyde anlaml ı bir ili şki oldu ğu belirlendi (r=509, p<0,001). Bir regresyon modeli, 4 yordayıcının (klinik eğitimcisi, sağ- lık profesyonelleri, öğrenme stratejileri ve öz-düzenlemeli öğrenme dü- zeyleri) klinik uygulamada etik sorunlar ı saptama yeteneklerindeki varyansın %28’ini aç ıkladığını göstermiştir (R=0,516, adjusted R2=0,284, F=13,255, p<0,001). Bu araştırmada, sağlık profesyonelleri ve öz-düzenlemeli öğrenme düzeylerinin, klinik uygulamada öğrenci- lerin etik sorunlar ı saptama becerilerini olumlu yönde etkiledi ği sap- tandı. Klinik eğitimci düzeyinin ise klinik uygulamada öğrencilerin etik sorunları saptama becerilerini olumsuz yönde etkilediği saptandı.