MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Çekiç, Ayşe

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
aysecekic@artuklu.edu.tr
Main Affiliation
Department of Islamic History and Arts / İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü
Status
Website
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

9

Articles

6

Citation Count

2

Supervised Theses

2

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 9 of 9
  • Article
    Düşman Yaratma Aracı Olarak Tarih Yazımı: Haçlı Kaynaklarında Kutsal Şehir Algısı ve Kudüs
    (2023) Çekiç, Ayşe
    Haçlı Seferlerini domine eden en önemli sebep “Kutsal Kudüs” şehrinin putperest addedilen Müslümanların elinden kurtarılma arzusudur. Bu arzu Haçlıları Kudüs’e hac vazifesi adına götürme düşüncesinin yanında “Kudüs bizimdir kurtarmalıyız” algısının oluşmasına da zemin hazırlamıştır. Bu yaklaşımın kasıtlı bir düşman yaratma girişimi olmasından kaynaklı oluşturulan tarih yazımı, Kudüs üzerinden işlendiğinde ise hem Kudüs’ü kurtarmaya hem de Kudüs algısının Haçlı muhayyilesinde içselleştirilmesine hizmet etmiştir. Makalede, Haçlı kroniklerinde Kudüs’ün kutsallığı düşüncesinin nasıl ve ne şekilde işlendiği üzerinde durulmuştur. Bu düşüncenin “öteki” yani düşman Müslüman yaratmadaki gayesi Haçlı kaynaklarından hareketle ortaya konulmakla birlikte, bunun tarihi bir malzeme olarak kullanımının faydalarına değinilmiştir. Kudüs’ün kutsallaştırılmasında Haçlı Seferleri esnasında tarih yazımının araçsallığı da bu minvalde değerlendirilmiştir. Makalede nedensellik ve araçsallık yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Bu çerçevede neden Haçlı kaynaklarında Kudüs algısının işlendiği ve tarih yazımına araçsal bir vaziyette nasıl hizmet ettiği aşikâr kılınmaya çalışılmıştır.
  • Book Review
    Dante ve Orta Çağ’da Dinî Sembolizm
    (2022) Çekiç, Ayşe
    -
  • Article
    Haçlıların Kudüs’ü Zapt Etme Düşüncesinde Dinî Referansların Motivasyon Bağlamında Tesiri: I. Haçlı Seferi Örneği
    (2024) Çekiç, Ayşe
    1095-1291 yılları arasında gerçekleşen Haçlı Seferleri siyasi, sosyal ve ekonomik sebeplerinin yanında; dinî gerekçelere bağlı motivasyonu da oldukça yüksek bir organizasyondur. Seferlerle birlikte Kudüs’ün, Haçlılar tarafından ele geçirilmesi zaruri bir şehir olarak görülüp, Tanrı devletinin Kudüs’te temayüz edeceği düşüncesi Haçlıları Tanrı’nın ordusu olarak harekete geçirmeyi başarmıştır. Semavî dinler açısından Hıristiyanlığın dinî-ideolojik bir bakış açısıyla Kudüs’ü kollektif bir bilinçle zapt etme düşüncesinin yöntem ve sürecindeki işleyişi görmek Haçlıların inanmışlık derecesini ortaya çıkarmaya matuf bir sürecin analizini yapmayı sağlayacaktır. Bu minvalde makale, I. Haçlı seferi sınırları içerisinde Kudüs’ün zaptı düşüncesinde dini referansların Haçlılar tarafından nasıl algılandığı sorusuna odaklanmıştır. Haçlı ordularını Kudüs’e sevk eden dinî dayanak noktalarının Haçlı motivasyonuna sunduğu katkı ve Haçlıları harekete geçirici yönü anlaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmada kaynak ve söylem analizi yöntemleri Haçlı kaynaklarına uygulanarak Haçlı aklının dinsel argümanları ve bunun Haçlı motivasyonuna sunduğu katkı değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
  • Article
    Aziz Augustinus’un Tanrı Devleti’ni Kurmak: Papa Iı. Urbanus ve Haçlı Savunusu
    (2023) Çekiç, Ayşe
    Aziz Augustinus V. Yüzyılın Hristiyan teoloğu ve tarih felsefecisidir. Yazmış olduğu Tanrı Şehri/Devleti isimli eseri Batı Roma’nın Gotlar tarafından yağmalanmasının hemen akabinde kaleme alınmıştır. Eserin yazılış mantığı Roma’nın yıkılış sebebinin, insanların pagan inancını bırakıp Hristiyanlığa geçmeleriyle açıklayanlara bir cevap niteliği taşımaktadır. Buna göre Augustinus, Roma’nın yıkımının pagan inancına sırt çevirmekten değil yozlaşmaktan olduğu görüşünü savunmaktadır. Bu minvalde Augustinus, Pagan tanrılarının beceriksizliği karşısında Hristiyan inancının gücüne ve kurtarıcılığına vurgu yapmaktadır. Hristiyan medeniyetinin belki de tarih felsefesi bağlamında en erken savunusunu yapan Augustinus, bu savunusunu Tanrı Devleti ve yeryüzünün kurtuluşu metaforunu işleyerek derinleştirmektedir. Tanrı Devleti fikrinin Haçlı seferlerinde birincil itici güç olması, Papa II. Urbanus ve Haçlıların Augustinus’un Tanrı Devleti savunusunu bir yönüyle teoriden pratiğe geçirme girişimi olarak düşünülebilir. Bu girişim, Augustinus’u haklı çıkarmaktan ziyade Haçlı kimliğini kanonik bir forma büründürme şeklinde ele alınmalıdır. Bu makale, Tanrı devleti düşüncesinin Hristiyan tarih tasavvurundaki yeri ve önemini Augustinus’un zihnî arka planından anlamlandırarak Haçlı seferlerine nasıl etki ettiği üzerine odaklanmıştır. Çalışmada, Tanrı Devleti’nin mümkünlüğü Augustinus’un yaklaşımından hareketle tarihsel sarkacın ileriye yönlendirilişiyle incelenmeye çalışılmıştır. Makalede kıyas yöntemi kullanılmıştır. Bu sayede Augustinus’un fikirleri ile Papa Urbanus’un fikirleri arasındaki benzerlik aşikâr kılınmaya çalışılmıştır. Nihai olarak Haçlı seferlerinin teolojik ve fikri zemininde, Augustinus’un Tanrı Devleti düşüncesi ve Hristiyanlık savunusunun etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Article
    HAÇLI SEFERLERİNDEN GÜNÜMÜZE DÜŞMAN İSLAM VE HZ. MUHAMMED ALGISI
    (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi, 2022) Çekiç, Ayşe
    Haçlı seferleri Avrupa dünyasında siyasi, sosyal, ekonomik ve baskın dini gerekçelerle başlatılmıştır. Haçlı seferlerinin gerek Batı dünyasında gerekse de Doğu İslam dünyasında önemli sonuçları olmuştur. Haçlı seferleri esnasında Avrupa muhayyilesinin İslam’a rağmen ve İslam’a karşı kendisini konumlandırdığı noktada daima düşmana ihtiyaç duyacak bir yerde olmaları nasıl anlaşılmalıdır? Haçlı ordularını harekete geçirici düşman “İslam/Müslüman” söylemi ve İslam peygamberi Hz. Muhammed’in algılanışı meselesi Haçlı seferlerinin neden? ve nasıl? tahrik edici sloganı yapılmıştır. Buradan hareketle, Hz. Muhammed ve İslam üzerinden oluşturulan algı ve bu algının oluşmasında Haçlı seferlerinin rolünün ne derece önemli olduğu makalenin üzerinde duracağı ana konudur. Ötekisi ve düşman olarak İslam ve Hz. Muhammed’in tasviri/tanımı Avrupa dünyasında sürdürülebilir bir düşman üreticiliğine yaramıştır. Bu algının Haçlı seferlerinin sürdürülmesi konusunda itici güç unsuru olma durumu ise makalede detaylıca işlenmiş, İslamofobia ile bağlantıları tespit edilmeye çalışılmıştır. Makalede kullanılan yöntem Bergson’un anı-imge ve algı- imge önermesi/metaforudur. Haçlı tarih tasavvurunun İslam’a ve Müslümanlara bakış açısının anlaşılması ve algılanması noktasında bu yöntemin oldukça geçerli olduğunu ifade edebiliriz. Ayrıca İslamofobia’nın bugüne evrilen bağlantılarının yine anı-imge ve algı imge-ile daha somut anlaşılacağını söyleyebiliriz.
  • Article
    İhtiyaca Binaen Çağırılan Peygamber: Haçlı Muhayyilesinde İsa Tasavvuru
    (2024) Çekiç, Ayşe
    Bu çalışmada, Haçlı seferleri esnasında Batı dünyasında Hz. İsa’nın seferlerdeki konumu ile ilgili algısal değişime odaklanılmıştır. Hz. İsa’nın Haçlıları harekete geçirmek için seferlere dâhil olması süreci peygamberler tarihi ekseninde ihtiyaca binaen bir peygamberin tarihe çağrılması kabilinden değerlendirilmesi gereken bir olgusallıktır. Hz. İsa’nın anakronik durumu seferlerin işleyişinde herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermediği gibi; Hz. İsa üzerinden geliştirilen bu tasavvur Hristiyan ümmetinin peygamberine bakış açısını ortaya çıkaran bir mahiyet de arz etmektedir. Ortaçağ tarihinin en karmaşık süreçlerinden biri Haçlı seferleri ve seferlerin Doğu Batı eksenindeki önemidir. Hristiyanlığın bir tutkal vazifesiyle kıta Avrupası’nı birleştirici yanı Haçlı seferlerinin fikri temellerini atmıştır. 1096 ve 1291 yılları arasında fasılalarla gerçekleşen Haçlı seferleri temel dinamiğini dini motivasyondan almakla birlikte, dünyevi faydayı ve Doğu’nun zenginliklerini de arzulayan bir düşünceyi içerisinde barındırmaktadır. Batı Avrupa kıtasının Roma’nın yıkılması akabinde geçirdiği dönüşüm ve feodalitenin bıraktığı tahribat, kilisenin gücünü artırıcı bir süreci başlatmıştır. Bu süreç içerisinde Batı Hristiyanlığının tarih tasavvuru belirli bir sona doğru ilerleyerek, Tanrı iktidarının yeryüzünde teşekkül edileceği düşüncesine yoğunlaşmıştır. Bu düşünce kiliseyi, tarihsel motor gücü kılarken; Batı Hristiyanlarını da Tanrı’nın devletine hizmet edici bir noktada konumlandırmıştır. Bu düşüncenin gerisinde Doğu’nun zenginliklerine ulaşma arzusu ve kıta Avrupa’sının yetersiz kaldığı maddi kaynakları oluşturma içgüdüsü ise Haçlı seferlerinin gerçekleşmesine zemin hazırlamıştır. Papalık makamının 1095 yılında Clermont Konsilinde verilen genel Haçlı vaazıyla başlattığı seferlerin amacı Kudüs’ü dinsiz addedilen Müslümanlardan geri almak ve Hz. İsa’nın yolundan yürümektir. Dönem itibariyle Kudüs Müslümanların hâkimiyet sahasında yer almakta ve Haçlı düşüncesine göre Hristiyanların kutsal şehrinin Müslümanların tasallutundan kurtarılması gerekmektedir. Kudüs’ün Hz. İsa için oldukça önemli bir yanının olması ve Hristiyan kutsallarının Kudüs ile özdeşleştirilmesi Kudüs’ün kurtarılmasında oldukça önemli bir yer işgal etmiştir. Bilhassa seferlerde İsa üzerinden yapılan vurgu Hristiyan ümmetine seferler boyunca yol gösterici bir peygamber tayin etmiştir. Bu yönüyle Hz. İsa Batı Hristiyanlarının ihtiyacına yönelik olarak yeniden tarihe çağrılmıştır. Haçlı muhayyilesinde Hz. İsa’nın seferlerin başlangıcından itibaren yol gösterici, teşvik edici ve yeri geldiğinde de azarlayıcı yanı seferlerin seyrinde olumlu bir katkıya dönüşmüştür. Burada Hz. İsa’nın seferleri dinamize eden yanı Haçlılara Doğu’ya giderken yol gösterici olması durumudur. Haçlı seferlerinin başarı paydasında ve dini motivasyonun temerküzünde oldukça önemli bir yer tutan Hz. İsa, Haçlı seferleriyle birlikte kendi çağında iddia etmediği fikirleri Haçlı seferlerinde iddia etmiştir. Bu makalede İsa tasavvurunun seferler boyunca Haçlı muhayyilesindeki yeri ve geçirdiği değişim dönüşüm ele alınmıştır. Batı Avrupa’nın ihtiyacına binaen çağrılmış İsa’nın seferleri dinamize etme ve seferlerin Tanrı dayanaklı yapıldığını deklare etme durumu, Haçlılar için meşruiyetin de kaynağı olmuştur. Makalede kaynak analizi ve kıyas yöntemi eşgüdümlü kullanılmıştır. Bu sayede Haçlı kaynaklarının mukayesesi daha sağlıklı bir şekilde yapılmıştır. Sonuç olarak Haçlı muhayyilesine göre Hz. İsa’nın (çağrılan İsa), Haçlıları düzenlenen seferlerle Hristiyanlığı ve kutsallarını Doğu’daki Müslüman tasallutundan ve saldırısından kurtarmak adına harekete geçirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Burada Hz. İsa’nın yönlendirici güç merkezi olma durumu Haçlıların meşruiyetlerini İsa vasıtasıyla Tanrı’ya ve yerleşke itibariyle de Kudüs’e endekslediklerini aşikâr kılmaktadır. Buradan hareketle denilebilir ki Haçlılar Hz. İsa üzerinden geliştirdikleri kurguyla Haçlı seferlerinde önemli bir başarı paydası yakalamışlardır.
  • Master Thesis
    Osmanlıdan günümüze Diyarbakırlı kadın şahsiyetler
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2022) Çekiç, Ayşe; Çekiç, Ayşe
    Toplum hayatında kadının konumu yaşanan her değişim ve dönüşümü de bünyesinde barındırarak daima konuşulan bir mesele olmuştur. Aynı coğrafyada olsa dahi gelenek, görenek, din, dil ve kültür gibi unsurları farklı olan toplumlar, kadının statüsünü şekillendirmekte geleneksel bir etkiye sahip olmuşlardır. Söz konusu bu etkinin tesiriyle de kadın bulunduğu sosyal katmanlarda çeşitli roller üstlenmiştir. Hiç şüphesiz ki Osmanlı döneminde de kadın, toplum içerisinde sosyal, kültürel, siyasal ve dinsel faktörlerin etkisiyle yüzyıllar boyunca farklı statülere sahip olmuş ve kadının bu statükosu değişen her koşulda kadının konumu hakkında fikirlerin beyan edilmesine ivme kazandırmıştır. Batılılaşma hareketi ile her alanda yaşanan farklılaşma ve bunun neticesinde dönüşüm yaşayan kadın, sosyo-kültürel hayatta daha aktif rol almaya başlamıştır. Gerek Osmanlı dönemi gerekse günümüzde kadının toplumsal yaşamında meydana gelen değişimi ile kültürel ve sanatsal anlamda ortaya koyduğu değerleri doğru orantılı bir gerçektir. Kadınların kültür-sanat ve eğitim hayatında etkin olmalarında şehirlerinde rolü büyüktür. Osmanlı modernleşmesinin şehirle ilintili olarak kadının sosyal hayattaki konumunu Diyarbakır özelinde incelediğimiz tezin birinci bölümünde, Osmanlı'dan günümüze eğitim başta olmak üzere sosyal, iktisadi, siyasi ve hukuki alanlarda kadının tarihsel seyri incelenerek, kadın meselesine genel hatlarıyla değinilmiştir. Tezin ikinci ve üçüncü bölümlerinde ise Osmanlı coğrafyasının sayılı merkezleri arasına girmeyi başarmış ilim ve irfan şehri Diyarbakır'ın, Osmanlı'dan bugüne değin, kültürel ve sanatsal hayata katkıda bulunmuş aydın ve entelektüel kadınları incelenmiştir. Çalışmanın neticesinde, Osmanlı döneminde kadının sınırlı çerçevede de olsa ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ve hukuki alanda var olduğu görülmüş fakat kadın hayatı araştırmaları erkeklerde olduğu kadar önemsenmeyip ihmal edilmiştir. Osmanlı'nın batılılaşması ile beraber kadın kimliğinin yeniden tanımlanmasının, modernleşme sürecinin bir parçası olduğu sonucuna ulaşılmış ve bu yeni süreçte kadının konumu yeniden şekillenerek bulunduğu alanlar genişlemiştir.
  • Article
    William of Tyr’ın Gözünden İslam ve Müslümanlar
    (2024) Çekiç, Ayşe
    Ortaçağ, Batı dünyasının İslam ve Müslümanlar hakkında geniş kapsamlı veri ürettiği bir zaman dilimidir. Haçlı Seferleri tarihi ele alındığında belki de sürecin en mütekâmil kalem ehli sayılabilecek kişisi William of Tyr’dır. Historia Rerum in Partibus Transmarinis Gestarum adını verdiği 23 bölümden müteşekkil Haçlı Seferleri anlatısında yazar, İslam ve Müslümanlar hakkında kapsayıcı bilgiler aktarmaktadır. Haçlı tarih yazımının genel seyrinde İslam’a ve Müslümanlara karşı olumsuz bakış açısının zirve noktası sayılabilecek William’a göre İslam dini ve Müslümanlar uydurulmuş bir inanç sisteminin ürünüdür. Haçlı seferleri tarihinde İslam ve Müslümanları bu bakış açısıyla sistematik olarak tasnifleyen ve düşman olarak telakki eden yazarın anlatıları gerçekle örtüşmemektedir. Bu makale William’ın gözünden İslam ve Müslümanların konumunu ve hangi gerekçeyle ele alındığı kaygısını incelemektedir. Kaynak analizi yöntemiyle İslam ve Müslümanları tasvir eden anlatıların tasnifiyle yazarın zihnindeki profil anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Sonuç itibariyle William’ın gözünden İslamiyet ve Müslümanların varlığının Haçlı seferlerini tetikleyen bir sürece tekabül etttiği sürecine ulaşılmıştır.
  • Master Thesis
    Otrar Olayı Bağlamında Harezmşahların Yıkılış Süreci
    (2025) Çekiç, Ayşe; Çekiç, Ayşe
    Türkistan bölgesinde kurulan Harezmşahlar Devleti önceleri Büyük Selçuklu Devleti'ne bağlı iken Harezmşah Atsız ile başlayan bağımsızlık hareketi sonucunda Büyük Selçuklu Devleti'nden ayrılarak bağımsız bir devlet kimliğini kazanmıştır. Muhammed Tekiş dönemine kadar ülke sınırları genişlemiş Alâeddin Muhammed dönemi ile en geniş sınırlara ulaşılmıştır. Bu sırada doğu tarafında ortaya çıkan Moğol Devleti hızla büyümüş ve büyük bir imparatorluk olma yolunda ilerlemiştir. Alâeddin Muhammed döneminde ise Harezmşahlar ulaştığı sınırlar nedeniyle Moğollara komşu olmuş ve Moğol Devleti ile ticaretin gelişmesi amacıyla anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmanın devamını sağlamak amacıyla sürekli irtibat halinde olan iki devlet Otrar'da gerçekleşen bir olay nedeniyle karşı karşıya gelmiştir. Her iki devletin savaş stratejileri birbirinden oldukça farklı olmakla birlikte; her iki tarafın da karşı tarafı yıldırma amaçlı stratejiler geliştirdiği görülmektedir. Otrar'da gerçekleşen bir kervan yağması üzerinden gelişen olay Harzemşahların yıkılış sürecini başlatmış ve Cengiz Han önderliğinde Moğol istilası başlamıştır. Bu tezde devletlerarası bir krize sebep olan Otrar olayının Harzemşahların çözülüş ve yıkılış sürecine tesiri ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Alâeddin Muhammed, Cengiz Han, Harezmşahlar, Moğollar, Otrar Olayı.