MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Dinç, Fasih

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Doç. Dr.
Email Address
Main Affiliation
Department of History / Tarih Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

11

Articles

3

Citation Count

0

Supervised Theses

8

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 11
  • Article
    Osmanlı Diyarbakır’ında Kelekçilerin Örgütlenme Yapısı ve İlişki Ağları
    (Türk Tarih Kurumu, 2021) Dinç, Fasih
    Keçi veya koyun tulumlarının şişirilmesi ve üzerlerine keresteden platformların eklenmesiyle yapılan kelek, Osmanlı dönemi boyunca Dicle Nehri’nin DiyarbakırMusul arası kısmında hem nakliyat hem de ulaşımda kullanılan yegâne vasıta olmuştur. Diyarbakır ve çevresinde üretilen mal ve eşya, kelek vasıtasıyla Irak pazarlarına, oradan da uluslararası pazarlara taşınmıştır. Şehir ticareti ve ulaşımındaki etkin rolüne dayalı olarak, kelek imâl eden ve onu nehir yolunda kullanan kelekçiler, şehrin iktisadi örgütlenmesinin önemli bileşenlerinden biri hâline gelmiştir. Dicle’nin Musul’a kadar olan kısmının topoğrafyası ve sığ debisinin kelek dışında başka bir vasıtaya imkân tanımaması kelekçiliği, bu bölgeyle sınırlı bir mesleğe dönüştürmüştür. Böylece kelekçilik, Osmanlı Devleti’nin esnaf birliklerinin belli ilkelere bağlı olarak işleyen yapısına Diyarbakır bölgesine münhasır bir meslek olarak dâhil olmuştur. Mesleki anlamda kelekçiliğin örgütsel yapısı ve bu yapıdan kaynaklı ilişkiler ağına dâir çalışma eksikliği, bu konuya yönelmemizi sağlamıştır. Söz konusu eksikliği gidermek amacıyla hazırladığımız bu çalışmada, kelekçilik mesleğine ve loncasına yönelik detaylı bilgiler sunulmaktadır. Çalışmada, Osmanlı Arşivi ve Diyarbakır Şer’iye Sicillerinin 18. yüzyıl ile 19. yüzyılın ilk yarısına ait verilerinden hareketle, Osmanlı Dönemi’nde Diyarbakır ekonomisinin önemli bir iş kolu olan kelekçiliğin örgütlenme biçimi ve işleyiş düzeni incelenmiştir. Bu çerçevede mesleki örgütlenmenin işleyişinde kelekçilerin devlet ve esnaf örgütleriyle kurduğu ilişki ağları tespit edilerek söz konusu ilişkinin yapısı çözümlenmeye çalışılmıştır.
  • Doctoral Thesis
    Şeyh Mahmud Berzenci ve Siyasi Faaliyetleri 1918-1931
    (2024) Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    Bu çalışma Şeyh Mahmud Berzenci'nin siyasi hayatını kendi dönemine ait gelişmeler çerçevesinde ele alan bir araştırmadır. 1881-1956 yılları arasında yaşayan Şeyh Mahmud Berzenci, Osmanlı İmparatorluğunun son yirmi yılında bölgedeki gelişme ve değişimlere şahit olmuş, bölge insanının belleğinde önemli izler bırakmıştır. 1909 yılında babası Şeyh Said'in Musul'da öldürülmesiyle beraber Berzenci ailesinin lideri olan Şeyh Mahmud, İttihat ve Terakki Partisinin yönetim anlayışına ters düşmüş, ancak Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Osmanlı Devleti saflarında İngilizlere karşı Irak Cephesinde, Ruslara karşı da İran sınırında savaşmıştır. Bölgenin İngilizlerce işgali neticesinde Süleymaniye merkezli Kürt Hükümeti'nin başkanı olan Şeyh Mahmud, İngilizler ile Derbendi Baziyan'da yapılan savaşta esir düşmüş ve Hindistan'a sürülerek hapsedilmiştir. Üç yılı aşkın bir hapis ve sürgün hayatından sonra Süleymaniye'ye dönen Şeyh Mahmud, İngiliz işgaline karşı kısa süre sonra mücadeleye kaldığı yerden devam etmiştir. İran sınırındaki dağlık alanda İngiliz ve Irak ordusuna karşı mücadele eden Şeyh Mahmud, 1931 yılında İngiliz yönetimi ile anlaşmak zorunda kalmıştır. Bu tarihten sonra sakin bir hayat yaşayan Şeyh Mahmud 1956 yılında vefat etmiştir. Anahtar Kelimeler: Şeyh Mahmud Berzenci, Kürtler, İngilizler
  • Master Thesis
    Savur'da sosyal ve ekonomik hayat (233 Numaralı Şer'iyye Siciline göre)
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2020) Özkan, Edip; Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    Osmanlı Devletinin sosyal ve ekonomik tarihinin önemli kaynaklarından biri, şer'iyye sicilleri ve genellikle bu sicillerin içerisinde kayıtlı olan terekelerdir. Şer'iyye sicilleri aynı zamanda ait oldukları yerleşim yeri için de önemli bir şehir tarihi kaynağıdır. Siciller, ilgili kişilerin kasabası, köyü veya mezrasının idari açıdan nereye bağlı olduğunu, eski yer ve bölge isimlerini, ailelerin kullandıkları eşyaları, giyim kuşamları, evlerinin yapısını, kişi sayılarını, isimlerini, unvanlarını, mensubiyetlerini, uğraş alanlarını, ürettikleri ve tükettiklerini, yapılan ticareti ve ekonomik durumlarını barındırması açısından yerleşim yeri ile ilgili genel bilgilere ulaşmayı sağlayacak temek kaynaklardır. Bu bağlamda Savur Kazasının sosyal ve ekonomik hayatını ortaya koymak için 5 Mayıs 1900 ile 18 Mart 1907 tarihlerini kapsayan 233 numaralı Savur şer'iyye sicili, çalışmanın ana kaynağını oluşturmuştur. Bu çalışma giriş üç bölüm ve sonuç kısımlarından meydana gelmiştir. Giriş kısmında konumuza kaynaklık eden Savur şer'iyye sicili şekil ve içerik yönünden tanıtılmıştır. Bölgenin demografik yapısını, idari yapısını ve tarihsel süreç içerisindeki rolünü anlamak için kısa tarihçe verilmiştir. Ayrıca Savur'un bölgedeki stratejik konumu, ticaret yolları ve yürütülen tarım faaliyetleri açısından tarihi coğrafya açıklanmıştır. Birinci bölümde gündelik hayat içerisinde toplumun en küçük birimi olan aile ele alınarak aile yaşantısı, aile bireyleri arasındaki ilişkiler ve anlaşmazlıklar üzerinden toplumsal yapı çözülmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde Savur halkının yaşam alanları, yaşadıkları evlerin özellikleri, evlerde kullanılan eşyalar, süs ve giyim eşyaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde Savur'da ekonomik faaliyetler içerisinde yetiştirilen ve ticareti yapılan tarım ürünleri, üretimde kullanılan tarım aletleri, üretimde hayvan varlığı ve tüketilen gıdalar ele alınmıştır.
  • Master Thesis
    İbnü'n-nefis'in Risâlet'ül-a'za' İsimli Eserinin Çeviri ve İncelemesi
    (2024) Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    İnsanlık tarihi ile birlikte ortaya çıktığına inanılan bazı tedavi yöntemlerinin olduğu düşünülmektedir. Dönemden döneme ve bölgeden bölgeye nasıl ki toplumların çeşitli özellikleri değişebilmekte ise insanların tedavide kullandığı birçok uygulamada da farklılıklar görülmesi olağan bir durum olarak karşılanmaktadır. Bu araştırmamızda Müslüman bir hekim olan İbnü'n-Nefis'in örnekliği üzerinden Orta Çağ'da, İslam dünyasında kullanılan tedavi yöntemlerinin, tıbbi gelişmelerin tarihi seyri incelenmeye çalışılacaktır. Tezimiz İbnü'n-Nefis'in hayatının, hocalarının, öğrencilerinin, eserlerinin ve yaşadığı toplumun sosyo kültürel, ekonomik ve siyasi yönlerinin alındığı bölüm ile başlamaktadır. Müellifimizin konuyla ilgili kaleme aldığı 'Risâlet'ül-A'za'' eserinin Arapça'dan Türkçeye ilk kez tercümesini gerçekleştirdiğimiz çeviri metni ve eserdeki bilgilerin günümüz yaklaşımları ile yer yer karşılaştırma yapmaya çalıştığımız kısım ise tezimizin ikinci bölümünü oluşturmaktadır. Son bölüm olarakda eserin anlaşılabilirliğini arttırmak adına İbnü'n-Nefis'in eserde başvurduğu kavramları açıklamak üzere kaleme aldığımız kısımdan müteşekkildir. Anahtar Kelimeler: Risâlet'ül-A'za', İbnü'n-Nefis, Memlükler, Tıp, Bilim, Orta Çağ.
  • Article
    İslam İnşâ Hukukunun Mardin Kent Mekânına Yansıması (11.-19. yy)
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Dinç, Fasih
    Her toplumun bir kent modeli olduğu gibi İslâm hukukuyla düzenlenmişMüslüman toplumunun da kendi dünya görüşü ve bunun ön gördüğü ilişkibiçimine göre bir kent modeli bulunmaktadır. Meskenin mahremiyeti vekomşuluk haklarının gözetilmesine ilişkin Peygamber’e atfedilen hadislerbu modelin şekillenmesine kaynaklık eden inşâya yönelik normlarınoluşmasını sağlamıştır. İslâm hukukçularının, meskenin dokunulmazlığı vekomşuya zararın önlenmesine yönelik hadisleri yorumlamalarıyla fıkıhkitaplarında inşâya ilişkin özel bölümler ortaya çıkmıştır. Bu bölümler, dahasonradan inşâya yönelik özel metinlerin oluşmasına kaynaklık etmiştir.Duvarların işlevleri ve hukukî yapılarının esas alındığı bu metinler, İslâmcoğrafyasının farklı yerlerinde fıkhü’l-bunyân/inşâ hukuku temasıyla İslâmhukukunun özel bir dalı olarak “amele” yani uygulamaya dönüşmüştür.İslâm coğrafyası kentlerine yönelik mekân çözümlemelerinde topoğrafyave geleneğe daha çok vurguda bulunulmasına rağmen kendi normlarınasahip ve sorumlu olan İslâm inşâ hukuku göz ardı edilmiştir. Bu makaledeMardin’in kentsel kimliğine esas teşkil eden kalenin güney yamaçlarınakurulu alanın mekân üretiminde İslâm inşâ hukukunun etkisi ve yansımalarıele alınmaktadır. Bu çerçevede, kale eteğine kurulu yerleşimin Mervanilerile başlayan ilk oluşumundan Artuklular Dönemi’nde kazandığı kentselkimliğine ve oradan da Osmanlı egemenliğinin sonlarına kadar uzanansüreçte kentsel mekânın yeniden üretimi, düzenlenmesi vesürdürülmesinde İslâm inşâ hukukunun rolü, gerek konuya dâir literatürgerekse de Mardin şer’iyye sicillerine başvurularak irdelenmektedir. Öteyandan, Mardin’in kentsel mekân üretiminin İslâm inşâ hukukunun kendineözgü normlarıyla Cami, çarşı ve mesken gibi İslâm kent formunun temelunsurlarının şekillendirdiği ve söz konusu unsurların gerek birbirleriylegerekse de kent topoğrafyasıyla uyumunu sağladığı ortaya konulmuştur.
  • Master Thesis
    Merkezileşme sürecinde Mardin'de imar ve inşa faaliyetleri
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    Bu tez, Osmanlı Devleti'nde yeni bir anlayış olarak ortaya çıkan merkezileşmenin, Tanzimat Dönemi ve sonrasında da imparatorluğun en ücra köşesine kadar hissettirilmek istenmesi sonrasında Anadolu coğrafyasında bir taşra kenti olan Mardin'de Osmanlı merkezî iktidarının kentsel mekân üzerinde gerçekleştirilen müdahalesini temsil eden kamusal alan yapılarının imar ve inşa süreçlerini konu etmektedir. Tanzimat Dönemi Osmanlı merkezî iktidarının geleneksel yapısından uzaklaşması ile birlikte kentsel mekân tasavvurunda değişimler yaşanmasına neden olmuştur. Tezin kapsamı, Osmanlı Devleti'nin merkezden uzak bir yerinde bulunan Mardin'in Tanzimat Dönemi ve sonrası devam eden dönemlerin uygulamalarından etkilenmeye başladığı (1850-1914) sürecinde imar ve inşa edilen kamusal yapılar ile sınırlıdır. Bu dönemde inşa edilen kamusal yapıların arasında; hükümet konağı, belediye dairesi, askerî kışla, hapishane, hastane, mektepler ve dinî ibadetgâhların yanı sıra yabancı devletlere ait misyon yapıları ve onarıma muhtaç diğer yapıların tamir edilmesi gibi durumlar incelenmiştir.
  • Master Thesis
    Mesâil-i mühimme irâdelerinden 1259/1843 tarihli ekrâd ve aşâire dair iradeler (Transkripsiyon ve değerlendirme)
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    Osmanlı Arşivi, devlet yönetimi ile ilgili belgelerle birlikte Anadolu coğrafyasının nüfus, iktisat ve sosyal yapısı gibi birçok konuyu ihtiva eden belgeye de sahiptir. Çalışma alanı olarak seçilen Ekrâd ve Aşâîre (Kürtler ve Aşiretlere) dair defter, İç Anadolu'da meskûn aşiretler, bilhassa Kürt aşiretleri ile ilgili konularda büyük önem arz etmektedir. Zira Kürtlerin tabii yaşam coğrafyalarından farklı olan bu yerlerde meskûn olması önemlidir. "Ekrad ve Aşâire Dair" adlı bu defter, "Mesail-i Mühimme (önemli mes'eleler) İrade Grubu'na" ait bir kayıt defteridir. "Ekrad ve Aşaire Dair" iradeler, 1259/1843- 1264/1847 yılları arasını kapsamaktadır. Bu dönem Sultan Abdülmecit dönemidir. Alanının genişliğinden dolayı konu sınırlamasına gidilmiş, 1259/1843 yılındaki iradelerin transkripsiyonu ile iktifa edilmiştir. Çalışmanın giriş bölümünde arşivler ile ilgili genel bilgi ve mesail-i mühimmenin tarih araştırmalarındaki önemi anlatılmıştır. Birinci Bölümde Osmanlı Devleti'nde aşiretler ve aşiretlerin denetimitemin için iskân edilmeleri üzerinde durulmuştur. Böylece Kürt aşiretlerinden bazılarının bugün neden İç Anadolu coğrafyasında olduğunun siyasi, sosyal ve iktisadi sebepleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu genel açıklamadan sonra konumuz olan belgelerin transkripsiyonu ikinci bölümde yapılmış, üçüncü bölümde ise Osmanlı Devleti'nde Kürt aşiretlerinin iskânı konusu belgeler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Belgelerde adı geçen aşiretler, aşiretlerin reel politik gerçekliği ve Osmanlı Devleti'nin her bir aşiret için uygulamaları, aşiretler çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışma konumuzu teşkil eden evrakta adı geçen Rişvanlı ve Kuzugüdenli aşiretleri, incelenen aşiretlerin en önemlileridir.
  • Article
    Kaht u Galâda Kaht-ı Rical: Merkezî Yönetim ve Musul Vilayet İdaresinin 1879-1880 Kıtlığıyla İmtihanı
    (Türkiyat Mecmuası, 2020) Dinç, Fasih
    Kıtlık; kuraklık ve dengesiz yağışların toplumun üretim olanaklarını ortadan kaldırmasıyla ortaya çıkan doğal bir afettir. Bu afet, her ne kadar coğrafi koşulların bir neticesi olsa da afetin giderilmesi, devlet mekanizmasının sağlıklı işleyişiyle yakından ilişkilidir. Bu mekanizmanın en önemli ayağını başarılı ve deneyimli yöneticiler oluşturmaktadır. Tespit ettiğimiz kadarıyla kıtlıkların baş gösterdiği merkezden uzak yerlerde yeterli deneyime sahip yöneticiler, memuriyet görevlerine herhangi bir leke gelmemesi için idarî sorumluluk almaktan kaçınmışlardır. Bu sebeple söz konusu yerler, daha alt düzeydeki deneyimsiz memurlar tarafından idare edilmiştir. Bu memurların afetlerden kaynaklı olağanüstü koşulların hüküm sürdüğü idarî birimlerde varlık gösterebilmeleri, sahip oldukları yetenek ile merkezî devletin yardım kapasitesiyle doğrudan ilişkilidir. Ne yazık ki olağanüstü koşullarda krizi koordine edebilme kabiliyetinden yoksun yöneticilerin merkezî hükümetten gerekli desteği de alamaması durumunda söz konusu idarî birimlerde yaşayan halk, bir trajediyle karşı karşıya kalır. Bu çalışmada; 1879-1880 zaman aralığında şiddetli açlığın meydana geldiği Musul vilayet alanında Osmanlı merkez bürokrasinin yönetici atama yaklaşımları ile atanan yöneticilerin kıtlıkla nasıl mücadele ettikleri hususu ele alınmıştır.
  • Master Thesis
    Çok partili döneme geçişin yerel basına etkisi: 1950-60 Demokrat Parti Dönemi Mardin basını
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    Osmanlı Devleti"nde yerel basının oluştuğu dönemde bir taşra kenti olan Mardin"de Süryani topluluğunun şirişimleri dışında yerel basının şeliştiği söylenemez. II. Meşrutiyet döneminde yaşanan çoğulcu basın Mardin"i pek etkilememiştir. Diyarbakır vilayetine bağlı Mardin kasabasında basın alşısı buradaki şelişmelerin etkisiyle oluşmaya başlamıştır. Çok partili hayata şeçişin başladığı Demokrat Parti döneminde, Mardin"de yerel basın, Türkiye"de olduğu şibi belli değişim ve dönüşümler şeçirmiştir. Araştırmada, anılan dönemde Mardin yerel basını incelenmiştir. 1946 yılında Demokrat Parti"nin kurulması ve ardından seçimlere şirerek iktidar olması, Türkiye"de demokrasiye şeçişi kolaylaştırmıştır. DP iktidarı döneminde, ulusal ve yerel basın alanında bir canlanma yaşanmıştır. Ulusal basında yaşanan çoğulculuk, yerel basını da etkilemiştir. Türkiye"de demokrasinin (1950-60) kök saldığı dönemde diğer şehirlerde olduğu şibi Mardin"de de yerel basın konusunda bir hareketlilik yaşanmış, ardı ardına pek çok şazete yayın hayatına şirmiştir. Mardin basını da diğer illerdeki basın orşanlarının yaşadığı ekonomik ve teknik, personel sıkıntıları başta olmak üzere bir dizi sorunla başa çıkmaya çalışmıştır. Ama buna rağmen çoğulculuğun yerleşmesinin sağladığı için yerelde demokrasinin şelişmesinde basın oldukça etkili olmuştur. Son yıllarda, yerel basın üzerine yapılan çalışmalarda bir artış olsa da konu ile ilşili çalışmalar henüz yeterli düzeyde değildir. Bu çalışmada, Demokrat Parti döneminde (1950-1960), Mardin yerel basınındaki çoğulculuğun ve bunun şehrin siyasal, sosyal ve kültürel yapısında sağladığı değişimin ifade ettiği değer araştırılmaya şayret edilecektir.
  • Master Thesis
    Safevi- Kürt ilişkileri
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Dinç, Fasih; Dinç, Fasih
    Safevi-Kürt ilişkileri 1501 tarihinde Safevi Devleti'nin kuruluşuyla başlayıp 1736 tarihinde yine Safevi Devletinin yıkılışıyla son bulmuştur. Bu ilişkiler her dönemde farklı olsa da iki buçuk asra yakın bir süreyi kapsamakta olup gerek Safeviler gerekse de Osmanlı devleti için önemli sonuçlar meydana getirmiştir. Safevi-Kürt ilişkileri'nin 1501-1576 yıllarını kapsayan bu çalışmada giriş kısmını takiben üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde "Safevi-Kürt İlişkilerinin Tarihi Arka Planı" adlı bölüm ile her biri hakkındaki bilgileri açıklamaktadır. İkinci kısım Şah İsmail'in başka bir ifadeyle Safevilerin Kürtlerle ilk ilişkilerine dair meselelere ve Çaldıran savaşı sonrası değişen koşullara açıklık getirilmiştir. Onu müteakip Şah Tahmasb dönemi değişen koşullar ve bu koşullara bağlı değişen Safevi siyasetine ilişkin bölüm ile son bulmaktadır.