MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Kanter, Beyhan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Kanter. Beyhan
KANTER, Beyhan
Beyhan Kanter
Job Title
Prof. Dr.
Email Address
Main Affiliation
Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

32

Articles

23

Citation Count

0

Supervised Theses

6

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 32
  • Book Part
    Mehmed Âkif Ersoy’un Şiirlerinde Mekânın Anlam Alanları
    (Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı, 2017) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Osmanlı İmparatorluğu’nun hem içte hem de dışta güçlüklerle mücadele etmek zorunda kaldığı kaotik bir atmosferde Mehmed Âkif, şiirleriyle toplumsal yapıya ilişkin veriler sunarken aynı zamanda yaşadığı toplumun sosyo-kültürel analizini yapar ve kurtuluş için çözüm önerilerinde bulunur. Dış dünyayı betimlerken mekân-insan ilişkisini, mekânların dönüştürücü ve kimlik kurucu etkisi çerçevesinde ele alan Mehmed Âkif’in şiirlerinde mekânlara atfedilen anlam dizgeleri toplumsal yapıdan bağımsız olmadığı gibi mekânlar, estetik bir çerçeveden ziyade sosyolojik ve psikolojik işlevleri bağlamında ele alınır. Bu bildiride Mehmed Âkif Ersoy’un şiirlerindeki mekânların toplumsal yapıda konumlanışları ve gündelik hayat etkileri, Âkif’in mekân dikkati ve bilinci üzerinden dile getirilecektir.
  • Master Thesis
    Refik Halid Karay'ın romanlarında mekân
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Kanter, Beyhan; Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Mekân, insanların bedensel ve ruhsal anlamda konumlarını, duruşlarını, hayat tarzlarını belirleyen ve bireylerin karşılıklı etkileşim içinde oldukları uzam şeklinde tanımlanabilir. İnsanın yaşadığı coğrafya ve içinde bulunduğu fiziki ortam, onun iç dünyası ve yaşam tarzı üzerinde etkili olur. Mekânın insan hayatı üzerindeki etkisi, sosyo-kültürel ve ekonomik unsurlarla da ilişkilidir. Mekân, yaşanılan coğrafyadan başlayarak insanın hayatına, düşünce biçimine, alışkanlıklarına doğrudan etki eder. Dolayısıyla bireyin içine doğduğu ve hayatının farklı anlarında konumlandığı mekânlar, aidiyet bilincinin, hayat tarzının oluşumuna katkı sağlar. Sosyo-kültürel ve iktisadi değişimlerin de mekâna etkisi söz konusudur. Kentler, evler, kutsal sayılan mekânlar, oteller, eğlence mekânları insanların hayat tarzlarını, ekonomik durumlarını, alışkanlıklarını, birbirleriyle olan ilişkilerini yansıtan mekânlardır. Bireylerin bu mekânlara bakış açıları onların yaşam tarzlarını belirlediği gibi mekânın fiziksel görünümü bireyin düşüncesini ve davranışlarını etkiler. Söz gelimi evler "barınma ve korunma mekânı" şeklinde tanımlanırken, kutsal mekânlar bireylerin dinî görevlerini yerine getirdiği "uhrevî içerikli toplanma mekânı" şeklinde yorumlanabilir.Bu çalışmada Refik Halid Karay'ın 1960 yılına kadar yayımlanan romanlarında mekân unsuru ele alınacaktır. Mekânın değişmesine bağlı olarak romandaki karakterlerin sosyal hayattaki değişimleri ve ruhsal durumu eski-yeni, gelenek-modernizm düzleminde irdelenecektir. Açık ve kapalı mekânların roman kişileri üzerindeki etkisi hem sosyolojik hem de psikolojik olgular çerçevesinde sorgulanarak değişik muhitlerde bulunan roman kişilerinin yaşam tarzları ele alınacaktır.
  • Master Thesis
    Mehmed Tâhir Münîf'in "İbret" adlı tiyatrosu: İnceleme-metin
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Ayanoğlu, Bülent; Kanter, Beyhan; Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Tanzimat Dönemi Türk tiyatrosu hakkında bugüne değin çok önemli çalışmalar yapılmıştır. Üretken yazarların birçok eser verdiği bu dönemin tüm hatlarıyla ortaya çıkarıldığı/incelendiği yine de söylenemez. Öne çıkan büyük yazarların dışında kalan bazı isimler, edebiyat tarihi kitaplarında sadece bir kayıt olarak anılmıştır. Bu duruma bir örnek de Mehmed Tâhir Münîf'tir. Yazarın ulaşılabilmiş tek tiyatrosu olan İbret, tiyatro tekniği açısından barındırdığı aksaklıklara rağmen ele alınıp değerlendirilmesi gereken bir eserdir. Bu tez, Tanzimat Dönemi Türk tiyatrosunun eksik kalan parçalarını tamamlamak adına ortaya konmuş bir çalışmadır. Yazarın sekiz perdelik bu eseri, dönemin yaşayışı, sosyal yapısı, kültürü hakkında önemli izler taşımaktadır.
  • Article
    Citation - WoS: 0
    Orhan Kemal’in Romanlarında Göç Merkezi Olarak Kentler ve Kültürel Araf
    (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 2020) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Orhan Kemal, romanlarında, özellikle işçilerin, köylülerin, işsizlerin ve ezilen sınıfların sorunlarını ve hayata tutunabilme çabalarını iktisadi ve beşeri ilişkiler açısından ele alır. Yazar, işçi sınıfının sorunlarını anlattığı eserlerinde köyden kente göç olgusunu ise iktisadi sorunlar ve emeğin sömürüsünün yanı sıra kültürel araf bağlamında kurguya taşır. Bu çerçevede, sosyo-kültürel olarak arada kalmışlık, köyden kente göçün yol açtığı psikolojik ve sosyolojik olgular/travmalar üzerinden yansıtılır. Büyük kentlere göç eden köylü bedenlerin dışlanma pratiklerine maruz kalmaları, “öteki bedenler”, “gayrimedeni bedenler” olarak ayrıştırılmaları ve “kentli/modern bedenler” tarafından etiketlenmeleri; Orhan Kemal’in romanlarındaki göç eksenli kültürel krizin sosyolojik yönünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte kendi kültürlerine yabancılaşan, alışkanlıklarından, değerlerinden taviz veren/vermek zorunda kalan köylülerin, kentleri yurt edinme, kentsel pratikleri benimseme ve kentli bedenler tarafından onaylanma mücadeleleri de Orhan Kemal romanlarındaki göç olgusunun psikolojik boyutunu oluşturmaktadır. Bu makalede Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar Üzerinde ve Gurbet Kuşları romanlarında yer alan göç olgusunun sosyo-kültürel etkileri sosyolojik bakış açısıyla irdelenecektir. Söz konusu iki romandaki yoksul karakterlerin köyden kente göç ettiklerinde yaşadıkları kültürel karşılaşmalar ve kültürel çatışmalar, özellikle Pierre Bourdieu’nun “habitus” ve Erving Goffman’ın “damga” kavramları çerçevesinde açıklanacaktır. Göçün failleri ile göçe maruz kalan kentliler arasındaki gerilim ise mekânsal ötekileşme ve “davranış repertuvarları”na yansıyan farklılıklar özelinde değerlendirilecektir /In his novels, Orhan Kemal addresses problems and survival struggles of workers, peasants, the unemployed, and oppressed classes in terms of economic and human relations. In his novels in which he focuses on the problems of the working class, the author fictionalizes the concept of rural depopulation in the context of economic problems and labor exploitation as well as cultural limbo. In his novels, Bereketli Topraklar Üzerinde and Gurbet Kuşları, limbo as a sociocultural concept is reflected through psychological and sociological concepts/ traumas created by rural depopulation. The fact that peasants migrating to big cities suffer from discriminating practices, the fact that they are discriminated against "other people" and "uncivilized people," and that they are influenced by the urbanite constitute the sociological aspect of migration-based cultural limbo in Orhan Kemal's novels. In addition, the struggles of peasants who have become alienated from their own culture and compromise/have to compromise their habits and values in forming households in the city, adopting urban practices and being approved by the urbanite constitutes more of the psychological aspects of migration. In this article, the sociocultural effects of migration in Orhan Kemal's novels Bereketli Topraklar Üzerinde and Gurbet Kuşları are examined through a sociological lens.
  • Article
    HALİDE EDİB ADIVAR’IN ROMANLARINDA ERİL TAHAKKÜMÜN SINIRINDA GEZİNEN KADINLAR
    (The Journal of Academic Social Science, 2016) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Osmanlı Türk kadınlarının kamusal yaşamda görünürleşmeye başladıkları bir süreçte Halide Edib Adıvar da eserlerinde kadınları merkeze alır. Romanlarında kadınların toplumsal yaşam içindeki rollerini sorgulayan yazar, geleneksel yaşam ile modernizm arasındaki dualiteyi de farklı perspektiflerden değerlendirir. Bu makalede Halide Edib’in Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye ve Yeni Turan romanlarındaki kadın karakterlerin eril tahakkümün hüküm sürdüğü mekânlarda kendilerine alan açma çabaları ele alınacaktır. Ayrıca söz konusu romanlardaki kadın karakterlerin geleneksel yapı tarafından inşa edilen kadınlık rollerini yeniden kurgulama mücadeleleri irdelenecektir.
  • Master Thesis
    Diseases in Social Realistic Novel (1950-1980)
    (2025) Kanter, Beyhan; Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi sanatçılar yazdıkları eserler üzerinden sosyal, ekonomik ve siyasi bir söylem geliştirirler. Toplumun faydasını gözeterek yazdıkları tezli romanlarda, insanların hayatlarının önemli bir yerini tutan hastalıklara da yer verirler. Toplumun sorunlarını gerçekçi bir bakış açısıyla inceleyen toplumcu gerçekçi sanatçılar için hastalık, toplumsal bir sorundur. Hastalığın nedenleri ve sonuçları üzerinden insanların yaşadığı sorunlara temas edilir. Çalışmanın amacı 1950-1980 arasında yayımlanan toplumcu gerçekçi romanlardaki bedensel ve ruhsal hastalıkları tespit etmek ve hastalıkların toplumsal sorunlarla olan bağını ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda hastalıklar tematik olarak sınıflandırılmış, romanlar kronolojik olarak incelenmiştir. Toplumcu gerçekçi romanlarda geçen hastalıkların incelenmesi sonucunda ekonominin, eğitimin, sağlığın, sosyo-kültürel yaşantının hastalıklar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri değerlendirilmiştir. Toplumcu gerçekçi romanlarda yoksulluk, eğitimsizlik, kirlilik, sürgün hayatı, hapis hayatı, ağalık düzeni, patron baskısı, ilaç yoksunluğu gibi sorunlar; neden sonuç ilişkisi ile beraberinde birçok hastalığı getirir. Üç ana bölümden oluşan tezin birinci bölümünde, dünyada toplumcu gerçekçi sanat anlayışının oluşumu ve Türk edebiyatına yansımaları açıklanmıştır. Tezin ikinci bölümünde hastalık olgusunun tanımı ve yorumu yapılmış, Türk edebiyatında hastalığın edebiyat türleri ile olan ilişkisi dönemsel olarak açıklanmıştır. Tezin üçüncü bölümünde 1950-1980 arasında yayımlanan toplumcu gerçekçi romanlardaki hastalıklar tespit edilmiş, bedensel ve ruhsal hastalıklar olarak sınıflandırılmıştır. Bedensel hastalıklar ruhsal hastalıklara oranla romanlarda daha çok işlenmiştir. Köy hayatının fiziksel güç gerektiren zorlu işleri, şehir hayatının yoğun iş temposu bedensel hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.
  • Article
    ÖMER SEYFETTİN HİKÂYELERİNİN KURUCU UNSURLARI: TARİH VE DİL
    (2013) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    1911’de Genç Kalemler dergisi etrafında gelişmeye başlayan ‘Yeni Lisan’ hareketi, sadece dilde sadeleşmeye yönelik bir hareket olmayıp aynı zamanda milliyetçiliğe bağlı tarihsel belleği yeniden kazandırma amacı da taşımaktadır. Özellikle Ömer Seyfettin, hem bir dil bilinci oluşturmak hem de tarihselliğe yaslanan bir milliyetçilik bilinciyle kültürel belleği yeniden canlandırmak amacındadır. Nitekim yazar hikâyelerinde, hem kullandığı dil örgüsüyle hem de hikâyelerinin tarihsellik boyutuyla ‘millî romantik duyuş tarzını’, ‘millî benliğe dönüş’ ve ‘kültürel hatırlama’ çerçevesinde ele alır. Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde tarihsellik, ulusal kimliğin korunması ve millî benliğin yeniden inşası üzerinden kurgulanır. ‘Tarihin iade değil ihya edilmesi’ gerektiği noktasında önemle duran Ömer Seyfettin’in tarihsel hikâyeleri de ‘öze dönüş’ niteliği taşımaktadır. ‘Öz’e dönüşü, hikâyelerinin olay örgüsü ve kahramanları aracılığıyla yansıtan yazar, tarih, dil ve edebiyat arasında sıkı bir bağ kurar. Bu makalede, Ömer Seyfettin’in hikâyelerindeki tarihsellik ve dil bilincinin ele alınışı kültürel bellek çerçevesinde incelenecektir.
  • Article
    HALİDE EDİB’İN ROMANLARINDA İSTANBUL’UN GELENEKSEL VE MODERN YÜZÜ
    (Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, 2020) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde şehirlerin kimliklerini, geleneklerini ve kültürlerini kaybetmeye başlaması, Batılılaşma/modernleşme teşebbüsleriyle neredeyse eş zamanlıdır. Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet modernleşmesi, özellikle İstanbul’daki sosyal hayata doğrudan etki eder. Modernleşme teşebbüslerinin İstanbul’daki hayata etkisi, Tanzimat’tan itibaren yazılan pek çok edebî metnin de konusunu oluşturmaktadır. Batılılaşma eğilimlerinin işlendiği erken dönem Cumhuriyet romanlarında; İstanbul’un kimlik yitimine uğramaya başlaması özellikle sosyolojik ve iktisadî boyutuyla birlikte ele alınmaktadır. II. Meşrutiyet’ten itibaren yazın hayatında aktif bir yer edinen Halide Edib de romanlarında İstanbul’un dokusunun bozulmasını ve kimliğinin dönüşüme uğramasını Batılılaşma olgusuyla birlikte ele aldığı gibi şehrin kılcal damarlarına kadar sinen yozlaşmayı; aidiyet bilinci, kök değerlerin sahiplenilmesi ve bilinçsiz bir Batılılaşma çerçevesinde işleyerek çoğulcu bir kompozisyon oluşturur. Adıvar’ın romanlarında İstanbul, dekoratif bir unsur olarak değil mimarisiyle, kültürüyle, kimliğiyle eski ve yeni hayatın bir arada aktığı canlı bir kültür şehri olarak yer edinir. Medeniyet karşılaşmalarını bütüncül bir perspektiften değerlendiren Halide Edib, gelenek ve modernlik arasında mutedil ve senteze dayanan bir uzlaşmadan yanadır. Bu makalede Halide Edib’in romanlarında şehir ve kimlik ilişkisi, kültür, medeniyet, aidiyet ve Batılılaşma çerçevesinde ele alınarak sosyolojik bir perspektifle irdelenecektir.
  • Article
    Citation - WoS: 0
    Meşrutiyet Dönemi Çocuk Edebiyati ve Halil Hamid’in Çocuklara Yönelik Eserleri
    (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 2022) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Meşrutiyet Dönemi, çocuk edebiyatının ayrı bir alan olarak gelişmeye ve çocuklara yönelik yayınların artmaya başladığı bir süreci içine alır. Bu dönemde çocuklara yönelik süreli yayınların yanı sıra çocuk şiirleri ve hikâyelerinin de yaygın bir biçimde yazılması, çocuk kitaplarında görsel unsurlara yer verilmesi çocuk kültüründeki yenileşmelerin geniş kitlelere aktarılmasına etki eder. Meşrutiyet Dönemi çocuk edebiyatı külliyatında karşımıza çıkan isimlerden biri de Halil Hamid’dir. Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemi yazarları arasında yer alan Halil Hamid, özellikle Meşrutiyet yıllarında popüler aşk romanları, çocuklar için hikâyeler, polisiye romanlar ve kadın hakları, aile hayatı ile ilgili eserler kaleme almıştır. Darülfünun mezunu olan ve uzun yıllar öğretmenlik yapan yazarın Meşrutiyet Dönemi’ndeki yazı faaliyetleri özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik dergilerde görülmektedir. Yazarın kadın hakları ile ilgili yazmış olduğu eserleri kadın konusunun ele alındığı çalışmalarda referans olarak gösterilmesine rağmen hayatı, edebî kişiliği ve çocuklara yönelik yazdığı eserleriyle ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu makalede, şimdiye kadar hakkında akademik bir çalışma yapılmamış olan Halil Hamid’in edebî kişiliği hakkında bilgi verilecek ve örneklem olarak seçilen çocuk kitapları Meşrutiyet Dönemi çocuk edebiyatının özellikleri göz önünde bulundurularak pedagojik, estetik, tematik ve kurgusal açıdan incelenecektir.
  • Article
    TURGUT UYAR’IN ŞİİRLERİNDE MODERN İNSANIN YALNIZLIĞI VE SONSUZLUK ÖZLEMİ
    (Fırat University, 2011) Kanter, Beyhan; Department of Turkish language and Literature / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
    Having reflected the effects of urbanization and modern life standards oppressed the individual in his poems, Turgut Uyar exalts rural life and nature while he trivializes urban life. Individual who becomes lonely and feels under pressure in the consumption values of modern life, also longs for eternity. This longing and dream takes the individual a bit to the thresold of clear conscience. In this study, we will analyze individual’s loneliness and his longing for eternity during his struggle with the urban life in Turgut Uyar’s poems.