Yaşar Can, Sevinç
Loading...
Name Variants
Job Title
Öğretim Görevlisi
Email Address
sevincyasarcan@artuklu.edu.tr
Main Affiliation
Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü
Status
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
9
Articles
7
Citation Count
2
Supervised Theses
0
9 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 9 of 9
Article The Relationship of Social Media Use with Depression and Loneliness in Adolescent: A Descriptive Study(Türkiye Klinikleri, 2021) Yaşar Can, Sevinç; Kavak Budak,FundaObjective: The purpose of this study is to determine the relationship of social media use with depression and loneliness in ado- lescents. Material and Methods: The sample of the descriptive study was determined as 599 students by power analysis and the students were selected by simple random method. To collect the data of the study Descriptive Characteristics Form, Social Media Addiction Scale for Adolescents, UCLA Loneliness Scale, and Reynolds Adolescent De- pression Scale were used. In the analyses of the data percentage, mean and the linear regression analysis were used. Results: Social media ad- diction total score average of adolescents was 6.21±2.50 (moderate), depression total score average 67.60±15.59 (moderate), loneliness total score average 58.65±9.90 (moderate). In the study, it was determined that adolescents' social media addiction has statistical significance in explaining depression and loneliness (p<0.05). Social media addiction explains depression with 8% and loneliness with 3%. Conclusion: It was determined that social media addiction has been found to affect depression and loneliness in adolescents.Article The effect of mindfulness on medication adherence in individuals diagnosed with Schizophrenia: A cross-sectional study(PubMed, 2022) Yaşar Can, Sevinç; Dilmen Bayar, Behiye; Erkan, Fatma Melike; Dilmen Bayar, Behiye; Yaşar Can, Sevinç; Şanlı, Mehmet EminObjective: The aim of this study is to determine the effect of mindfulness on medication adherence in individuals diagnosed with schizophrenia. Materials and methods: This cross-sectional study was conducted with 147 individuals diagnosed with schizophrenia. The data were collected using the Descriptive Characteristics Form, Morisky Medication Adherence Scale, and Mindful Attention Awareness Scale. Results: A strong positive correlation was determined between the mindfulness level and medication adherence of the individuals diagnosed with schizophrenia. Furthermore, mindfulness of the individuals diagnosed with schizophrenia was statistically significant in explaining medication adherence (p < 0.05) and mindfulness predicted medication adherence by 64%. Conclusion: It was observed that the individuals' mindfulness level was low and half of the participants had low medication adherence. Moreover, as their mindfulness level increased, so did their medication adherence.Article Mardin İl Merkezinde Toplu Taşıma Aracı Kullanan Şoförlerin İlk Yardım Bilgi Düzeylerinin Araştırılması(DergiPark, 2020) Dilmen Bayar, Behiye; Yaşar Can, SevinçBu araştırmanın amacı, Mardin il merkezinde toplu taşıma aracını kullanan şoförlerin ilk yardım bilgi düzeylerinin araştırılmasıdır. Tanımlayıcı olarak yapılan araştırmanın örneklemini 100 şoför oluşturmaktadır. İşleri gereği vardiyalı sistemde çalışmaları ve sürekli yerlerinin değişken olmasından dolayı tüm şoförlere ulaşılamamıştır. Verilerin toplanmasında Demografik veriler ve İlk Yardım sorularından oluşan anket formu kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS 22.0 programı kullanılarak yapılmıştır. Araştırmaya katılanların % 44’ü ilk yardım eğitimi aldığını, % 56’sı ise eğitim almadığını belirtmiştir. Acil tıbbi bir durumda aranacak telefon numarası sorusuna eğitim alanların % 100’ü ve eğitim almayanların ise % 98.2’si doğru cevap vermiştir. Eğitim alanların en fazla doğru cevap verdiği diğer soru ise elektrik çarpması sırasında ilk olarak yapılacak müdahaleyi, en fazla yanlış cevap verdikleri soru kalbi duran bir kişiye dakikada en az kaç kez kalp masajı yapılmalıdır sorusu olmuştur. Eğitim almayanların en fazla doğru cevapladığı diğer soru ise elektrik çarpması sırasında ilk olarak yapılacak uygulama sorusu olmuştur. Eğitim almayanların en fazla yanlış cevapladığı soru burun kanaması olan kişiye yapılacak uygulama sorusu olmuştur. Sorulara verilen cevaplara baktığımızda ilk yardım bilgi düzeyinin eğitim alan ve eğitim almayanlarda yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bu eksikliklerin gerekli ilk yardım eğitimlerinin düzenlenerek giderilmesi gerektiği önerilmektedir.Article Covid-19 Pandemi Sürecinde Üniversite Öğrencilerinin Depresyon ve Stres Düzeylerinin Belirlenmesi(Dergipark, 2021) Dilmen Bayar, Behiye; Yaşar Can, Sevinç; Erten, Murat; Ekmen, MahmutBu çalışma covid-19 pandemi sürecinde üniversite öğrencilerinin depresyon ve stres düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. İlişkisel tanımlayıcı olan bu çalışma 565 üniversite öğrencisi ile Ağustos-Aralık 2020 tarihleri arasında çevrimiçi anket yöntemi kullanılarak yapıldı. Verilerin toplanmasında Tanımlayıcı Özellikler Formu, Algılanan Stres Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği kullanıldı. Öğrencilerin % 62.1’i 21 yaş ve üstü, % 68.7’si kadın olduğu, stres düzeyinin orta değerin üstünde, depresyon düzeyinin ise orta düzeye yakın olduğu belirlendi. Ayrıca stres ölçeği toplam puanı ile depresyon ölçeği toplam puanı arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu belirlendi. (p<.05) Covıd-19 pandemi sürecinin üniversite öğrencilerini ruhsal anlamda etkilediği belirlendi. Bu süreçte, öğrencilerin ruhsal sağlığının korunabilmesi için gerekli desteğin sağlanması önem arz etmektedir.Book Part ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUK VE DAMGALAMA(NOBEL TIP KİTABEVLERİ, 2022) Yaşar Can, SevinçDoğuştan veya sonradan ortaya çıkan zihinsel ya da fiziksel engellilik, otizm, görme veya işitme engeli, duygusal ve davranışsal problemler, özel yeteneklilik, üstün zekâlılık, öğrenme güçlüğü, kronik veya süreğen hastalıklar çocukların dezavantajlı olmalarına neden olup onların doğal ihtiyaç ve haklarına zarar verebilmektedir. Bu gibi gelişimi farklı olan bireyler için ‘özürlü, engelli vb.’ gibi tanımlar kullanılabilse de günümüzde artık tüm dünyada bu bireylerin etiketlenmeden tanımlanması yapılmakta (özel gereksinimli bireyler, farklı gelişim gösteren çocuklar vb. gibi) ve bu kullanımlar önem taşımaktadır (1). Fakat yine de bu çocuklar dünyanın en çok damgalanan ve dışlanan çocukları arasındadır. Bu damgalama ve dışlama ise bu çocuklarla ilgili sınırlı bilgiden kaynaklanıp, özel gereksinimli çocukların ailelerini de kapsamaktadır. Bu çocuklar ve aileleri okul ve toplum içinde ötekileştirilmektedir. Bu ayrımcılık ve damgalama çocukların sağlıklarını ve eğitimlerini olumsuz olarak etkileyerek, düşük öz saygı, başkalarıyla sınırlı etkileşim ve şiddete maruz kalma olasılıklarını artırır. Sosyal izolasyon, güçsüzlük ve damgalama çocuğu evinde veya bakıma muhtaçsa kaldığı kurum ya da bakım merkezlerinde şiddet ve istismara daha açık hale getirir (2).Article Son Sınıf İlk ve Acil Yardım Programı Öğrencilerinin Eğitim Düzeyleri ve Yeterlilik Algı Durumlarının Belirlenmesi(Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2020) Yaşar Can, Sevinç; Dilmen Bayar, BehiyeGiriş ve Amaç: Son sınıf ilk ve acil yardım programı öğrencilerinin mesleki uygulama yapma sayıları, pratik yeterlilikleri ve teorik bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı tipte yapılan bu araştırma bir devlet üniversitesi İlk ve Acil Yardım Programı 2. sınıfta aktif öğrenim gören 96 öğrenci ile yapıldı. Katılımcıların mesleki konularda eğitim alıp almadıkları (17 soru), uygulama yapıp yapmadıkları (11 soru), kendilerini yeterli görüp görmedikleri (16 soru) ve bilgi düzeylerini belirlemeye yönelik (11 soru) toplam 45 soru yüz yüze anket yöntemiyle çalışıldı. Veriler SPSS 26.0 istatistik paket programı kullanılarak sayı ve yüzde şeklinde belirtildi. Mesleki derslerin laboratuvar ortamında uygulama sayıları ile yeterliliklerini karşılaştırma da ki-kare testi kullanıldı. İstatistiksel önemlilik için p<0,05 değeri anlamlı kabul edildi. Bulgular: Paramedik öğrencilerinin aldıkları eğitimlerle ilgili uygulama sayılarının analizinde öğrencilerin %63,5’i entübasyon, %41,7 defibrilatör, %38,5’ kırık stabilizasyonu ve %37,5’inin doğum eylemi uygulamasını hiç yapmadıkları tespit edildi. %78,1 kardiyopulmoner resusitasyon, %58,3 defibrilatör, %36,5 entübasyon, %62,5 doğum eylemi ve %85,5’i kardiyak arrest uygulamasını en az bir kere yaptıkları tespit edildi. Entübasyon konusunda yeterlilik algısı ile uygulama sayısı arasında anlamlı bir fark bulundu (p˂ 0,05). Sonuç: Öğrencilerin mesleki konularda uygulama yapmalarının yeterlilik algıları ve beceri düzeylerinin artmasına olumlu katkısının olduğu sonucuna varıldı.Article DETERMINING LEVELS OF FEAR OF COVID-19 IN 112 HEALTHCARE PROFESSIONALS(Dergipark, 2021) Yaşar Can, Sevinç; Dilmen Bayar, BehiyeObjective: The purpose of the study is to assess the levels of fear of Covid-19 in 112 healthcare professionals. Material-Method: This descriptive study was conducted with 171 healthcare professionals working at 112 Emergency Healthcare Services in Mardin, Turkey. A descriptive characteristics form and the Covid- 19 fear scale were used to collect data. Results: Most of the participants stated that protective equipment was sufficient, they had received preventive trainings on Covid-19, some of their colleagues were infected with Covid-19, and they were still as concerned about Covid-19 as they were when it first broke out. The fear of Covid-19 mean scores of the professionals were 18.53±6.43 (moderate level). Conclusion: In the research, it was determined that the fear levels of 112 healthcare workers were affected during the Covid-19 pandemic process. In this process, in order to protect and improve the mental health of healthcare professionals, psychotherapy, methods of coping with stress and anxiety, etc., can be supported by providing online training and sessions.Article Son Sınıf İlk ve Acil Yardım Programı Öğrencilerinin Eğitim Düzeyleri ve Yeterlilik Algı Durumlarının Belirlenmesi(DergiPark, 2020) Yaşar Can, Sevinç; Dilmen Bayar, BehiyeGiriş ve Amaç: Son sınıf ilk ve acil yardım programı öğrencilerinin mesleki uygulama yapma sayıları, pratik yeterlilikleri ve teorik bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı tipte yapılan bu araştırma bir devlet üniversitesi İlk ve Acil Yardım Programı 2. sınıfta aktif öğrenim gören 96 öğrenci ile yapıldı. Katılımcıların mesleki konularda eğitim alıp almadıkları (17 soru), uygulama yapıp yapmadıkları (11 soru), kendilerini yeterli görüp görmedikleri (16 soru) ve bilgi düzeylerini belirlemeye yönelik (11 soru) toplam 45 soru yüz yüze anket yöntemiyle çalışıldı. Veriler SPSS 26.0 istatistik paket programı kullanılarak sayı ve yüzde şeklinde belirtildi. Mesleki derslerin laboratuvar ortamında uygulama sayıları ile yeterliliklerini karşılaştırma da ki-kare testi kullanıldı. İstatistiksel önemlilik için p<0,05 değeri anlamlı kabul edildi. Bulgular: Paramedik öğrencilerinin aldıkları eğitimlerle ilgili uygulama sayılarının analizinde öğrencilerin %63,5’i entübasyon, %41,7 defibrilatör, %38,5’ kırık stabilizasyonu ve %37,5’inin doğum eylemi uygulamasını hiç yapmadıkları tespit edildi. %78,1 kardiyopulmoner resusitasyon, %58,3 defibrilatör, %36,5 entübasyon, %62,5 doğum eylemi ve %85,5’i kardiyak arrest uygulamasını en az bir kere yaptıkları tespit edildi. Entübasyon konusunda yeterlilik algısı ile uygulama sayısı arasında anlamlı bir fark bulundu (p˂ 0,05). Sonuç: Öğrencilerin mesleki konularda uygulama yapmalarının yeterlilik algıları ve beceri düzeylerinin artmasına olumlu katkısının olduğu sonucuna varıldı.Book Part Yüz ve Boyun Travmalarında Hastane Öncesi Acil Bakım(EMA Tıp Kitapevi, 2020) Yaşar Can, Sevinç; Dilmen Bayar, BehiyeYüz ve boyun bölgesinde cilt ve cilt altı dokuları ilgilendiren her türlü hasar, yüz travması olarak adlandırılır. Travmada yumuşak dokularla beraber, kemik yapılar, si- nüsler, ağız içi yapılar, dişler veya boyun yapıları da zarar görebilmektedir. Travmada kemik yapılarında etkilenmasi, maksillofasiyal travma olarak adlandırılmaktadır (te- omandal.com, 2018). Çeşitli dış etkilere açık olan ve nerdeyse hiçbir koruyucu özelliği olmayan yüz dokularında değişik travmalar sonucu birçok travmalar oluşabilmektedir. Özellikle çene ve yüz travmaları, basit bir abrazyon ve kesikten, yumuşak doku ezilmeleri ve kayıplarına, çeşitli kemik kırıkları ile karakterize kompleks travmalara kadar, bir çok değişik şekillerde meydana gelebilmektedir (mustafadeveci.com, 2017). Günümüzde yüz travmaları ile çok sık karşılaşılmaktadır. Motorlu araç sayısın- daki artış, alkollü ve hızlı araç kullanmaya bağlı kazalar, emniyet kemeri takmama, yüksekten düşmeler, kavgalar, intihar girişimleri, ateşli silah travmalarına bağlı yüz travmaları oluşabilmektedir ( Aygıt vd., 2004:1-11). Ciddi maksillofasiyal travma travması sonrası hasta için en büyük tehlike arz eden durum hava yolu obstrüksiyonudur. Yüz travmalarında havayolu için risk oluşturan durumlar aşağıdaki gibidir: • Yüz travmalarında aşırı kanama olabilir ve kanamanın sonucu olarak oluşabilen büyük pıhtılar üst solunum yolunun tıkanmasına sebep olarak obstrüksiyona ne- den olabilir. • Hastanın takma dişleri varsa ya da kırılan dişleri havayoluna kaçarak obstriksüyo- na neden olabilir. • Ağız ve burun travmalarının sonucu olarak havayolunda ileri düzeyde şekil bo- zukluğu ortaya çıkabilir. • Yumuşak doku travması havayolunda ödeme sebep olacağından havayolunu ka- patabilir. • Direkt travmalar, larenks veya trakeada kanama ve şişmeye sebep olarak havayolu tıkanıklığına neden olabilir. • Yüz travması ile birlikte beyin travması da varsa bu durum solunumu baskılayabi- lir (Hackman vd.,1999:106-109).• Fasial kırıklar; ciddi maksillofasyal travma her durumda havayolu için risk oluş- turur. Bu riskler, intraoral kanama, ödem, hematom gelişimi, maksillanın arkaya kayması ve yerinden çıkan dişlerdir (Eren vd., 2017:687). • Yanıklar/duman inhalasyonu ile larenks ödemi ve alt solunum yolu hasarı ile so- nuçlanabilir (Kaya, 2017).