MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Oral, Erol

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Oral, E.
Oral E.
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
Main Affiliation
BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİM
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

15

Articles

15

Citation Count

0

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 15
  • Article
    Sentetik ve Modern Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Verim ve Kalite Özelliklerinin Karşılaştırılması
    (2017) Aktaş, Hüsnü; Kendal, Enver; Oral, Erol; Kendal, Enver; Tekdal, Sertaç; Kılıç, Hasan; Oral, Erol; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü
    Bu çalışma, kışlık gelişme tabiatına sahip 14 modern ekmeklik ve 11 sentetik buğday genotipinin tane verimi ve bazı kalite özellikleri bakımından karşılaştırılması amacıyla 2014- 15 ve 2015-16 yetiştirme sezonlarında Elazığ ili sulu şartlarında yürütülmüştür. Denemeler tesadüf blokları deneme deseninde 3 tekerrürlü olarak kurulmuş, birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler bakımından genotipler arasındaki fark 0.01 düzeyinde istatistiki olarak önemli bulunmuştur. İki yıllık ortalama sonuçlara göre, sentetik ve modern ekmeklik buğday genotiplerinin tane verimi ortalaması sırasıyla 720 ve 707 kg da-1; bin tane ağırlığı için 41.42 ve 37.35 g; protein oranı için %10.71 ve %10.79; yaş gluten değeri %31.7 ve %30.7 olarak tespit edilmiştir. Çalışmada sentetik buğday genotipleri bin tane ağırlığı bakımından daha üstün özelliğe sahipken, tane verimi bakımından daha yüksek bir ortalamaya sahip olmalarına rağmen bariz bir üstünlük tespit edilememiştir. ANOVA ve GGE biplot analizleri sonucuna göre sentetik buğday genotipi S-4'ün bin tane, yaş gluten ve protein özellikleri bakımından, modern ekmeklik buğday genotipi M-3'ün ise zeleny sedimantasyon ve hektolitre özellikleri için en ideal değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda sentetik buğday genotiplerinin tane verimi ve kalite özellikleri bakımından iyi bir potansiyele sahip olmakla beraber, dikkatli ve etkili bir seleksiyon ile modern ekmeklik buğday genotiplerinden daha üstün özelliklere sahip sentetik buğday genotiplerin belirlenebileceği ve bu konuda daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
  • Article
    Tritikale (X Triticosecale Wittmack) Çeşitlerinde Özellikler Arası İlişkiler ve Path Analizi
    (2016) Oral, Erol
    Bu araştırma bazı tritikale çeşitlerinin tane verimi ile bazı verim özellikleri arasındaki ilişkileri, korelasyon ve path analizi ile tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırma 2009-10 ve 2010-2011 yıllarında Van ekolojik koşullarında tesadüf bloklarında bölünen bölünmüş denmeme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Materyal olarak 3 çeşit (Karma-2000, Mikham-2002 ve Presto) kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; tane verimi ile biyolojik verim (0.919**), metrekaredeki başak sayısı (0.429**), 1000 tane ağırlığı (0.129**), başak uzunluğu (0.401**) ve bitki boyu (0.614**) arasında olumlu ve önemli, başaklanma gün sayısı (-0.356**) arasında ise olumsuz ve önemli ilişkiler saptanmıştır. Yapılan path analizinde; biyolojik verim (p=0.7493, % 77.46), metrekaredeki başak sayısı (p=0.1901, % 35.79) ve 1000 tane ağırlığının (p=0.0718, % 26.23) tane verimine en yüksek doğrudan ve olumlu etki yaptığı belirlenmiştir
  • Article
    Citation - WoS: 4
    Citation - Scopus: 6
    Investigating the Quality of Durum Wheat Landraces and Determination of Parents To Use in Breeding Programs
    (Corvinus Univ Budapest, 2019) Kendal, E.; Eren, A.; Dogan, Y.; Oral, E.; Koyuncu, M.; Doğan, Yusuf; Eren, Abdullah; Kendal, Enver; Oral, Erol; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Organic Agriculture / Organik Tarım Bölümü; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü
    The study was conducted to evaluate the quality of durum wheat grain. For this reason, genetic resources are crucial for the identification of parents and the enrichment of the gene pool that can be used in the development of new varieties for better nutrition of people. For this purpose, 131 populations of landraces, 9 promising line and 5 new varieties were used. The experiment was set up in randomized blocks with 7 replications, according to the augmented (increased) experimental design in 2015-2016 growing season. In the study, we examined total nitrogen content, protein ratio, CIE (Commission Internationale Eclairage) wheat color analysis (L* brightness, b* jaundice, a* redness) of 145 genotypes of durum wheat seeds. According to analysis of variance, highly significant differences (P < 0.05 or P < 0.01) were determined for total nitrogen, protein content and CIE L* value, while differences were not significant for b* value and a* value. The superiority of the genotypes was determined by the first two principal components (IPC1 (principle component) and IPC2) in order to create a two-dimensional GT biplot. The sum squares of the first two components were accounted by 45.34% (PC1) and 40.03% (PC2) for genotypes. The GT (genotype x trait) biplot indicated that 9 (nine) sectors occurred among genotypes and quality parameters. On the other hand, three groups occurred among the quality parameters based on the genotypes. The scatter plot demonstrated that there is a high correlation between b* jaundice, and a* redness. The results showed that cultivars and more landraces have general adaptability for all quality parameters, while some genotypes (G79, G78), (G22, G102), (G3) and (G121, G5) showed specific adaptation for N (nitrogen), PC (protein content) and L*, a* and b* values, respectively. According to the biplot techniques, G36 came forward with the N, P and a* value and desirable landraces, G5 for b* value, G30 stable line for all quality parameters, while (G128, G61) and the majority of promising lines (L4, L6) did not come forward with any quality parameters. The results of the study indicated that the majority of landraces can be used as parents to improve the quality of durum wheat varieties. The study indicated that GT biplot can be used to evaluate the genotypes graphically to select the best genotypes for parents to use in breeding programs.
  • Article
    Bazı Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Doğal Yağış Koşullarındaki Verim ve Kalite Parametrelerinin Değerlendirilmesi
    (Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2017) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Kendal, Enver; Kendal, Enver; Tekdal, Sertaç; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü
    Çalışma 2011-12 ve 2012-13 yetiştirme sezonlarında, Hazro/Diyarbakır ekolojik koşullarında yazlık gelişme tabiatlı ileri kademedeki 20 ekmeklik buğday genotipi ile tescilli 5 çeşidin yağışa dayalı şartlarda verim ve bazı kalite özelliklerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. İki yıllık birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler için genotipler arasındaki fark istatistiki olarak (P<0.05) önemli bulunmuştur. Birinci yılda G21 (392 kg/da), ikinci yılda ise Dinç çeşidi (610 kg/da) en yüksek tane verimine sahip genotipler olurken, G4, G8 ve G5 (Dinç) her iki yılda da yüksek ve aynı zamanda benzer tane verimi performansına sahip genotipler olmuş, G19 ve G21 genotipleri ise ortalamadan yüksek tane verimine sahip olmalarına rağmen her iki yılda farklı performansa sahip olarak kaydedilmiştir. Birinci yılda, G9 bin tane ağırlığı ve hektolitre için, G21 genotipi tane verimi için (TV), G3 sedimantasyon için, G4 protein için, ikinci yılda ise G14 genotipi başakta tane ağırlığı, başakta tane sayısı, G12 sedimantasyon için, G15 ve G2 bin tane ağırlığı bakımından en yüksek performansa sahip genotipler olmuştur. Basit korelasyon analizi sonuçlarına göre, metre karede başak sayısı ile tane verimi; protein oranı ile sedimantasyon arasında pozitif; tane verimi ile protein oranı arasında da negatif ve istatistiki olarak önemli korelasyonlar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda G21 genotipi hem tane verimi hem de kalite özellikleri için üstün özelliklere sahip olduğu için çeşit tescili için ümitvar bir genotip olarak saptanırken, buğday ıslah programlarında yüksek tane verimine sahip çeşitlerin tespitinde birim alandaki başak sayısının seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.
  • Article
    Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Buğday Genetik KaynaklarıBakımından Potansiyeli ve Sürdürülebilir Olarak Korunması
    (Bahri Dağdaş Bitkisel Araştırma Dergisi, 2018) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Doğan, Serap; Baloch, Faheem Shehzad; Doğan, Serap; Karaman, Mehmet; Çiğ, Fatih; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü; Department of Irrigation / Sulama Bölümü
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde verimli hilal olarak bilinen yer buğdayın ilk kültüre alındığı merkez konumundadır. Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin illerinin üçgeninde yer alan Karacadağ, buğdayın A ve B genom vericileri olan diploid yabani buğday türleri Triticum boeoticum (2n=14, AA) ve Aegilops speltoides (2n=14, BB), aynı zamanda durum buğdayının yakın akrabası, tetraploid buğday türü Triticum dicoccoides (2n=28, AABB) bakımından dünyanın en zengin bölgesi olarak kabul edilmektedir. D genom vericisi olan Aegilops tauschii türü ise Erzurum, Kars, Şanlıurfa, Şırnak, Hakkâri, Van illerinde doğal olarak yetişmektedir. Nevala Çori, Çayönü ve Göbekli Tepe gibi alanlardaki arkeolojik kazılarda da diploid ve tetraploid buğday örneklerinin yanı sıra tarım aletlerine de rastlanılmıştır. Bölgede tarımın çok eski dönemlerde yapıldığı anlaşılmaktadır. Yabani buğday türleri bakımından doğal bir laboratuvar olan Türkiye’nin güneydoğusu aynı zamanda, yerel buğday çeşitleri bakımından da zengin bir biyo çeşitliliğe sahip olup, Sorgül, Havrani, Karakılçık, Aşure, Menceki, Beyazi ve daha birçok yerel çeşit günümüzde bu bölgedeki marjinal alanlarda yetiştirilmektedir. Fakat, dünya gıda güvenliği için hayati öneme sahip buğday genetik kaynaklarındaki çeşitlilik, modern tarım teknikleri, şehirleşme, aşırı otlatma ve doğadan aşırı toplama gibi faktörler nedeniyle olumsuz olarak etkilemektedir. Verimli modern ıslah çeşitlerinin yaygınlaşması daha çok yerel buğdayların yetiştiriciliği için, Karacadağ’da yabani buğdaylara doğal bir koruma sağlayan bazalt taşların toplanıp tarım alanı açmak, inşaat ve yol yapımında kullanılmaya başlaması, bu yöredeki yabani buğdaylardaki genetik çeşitlilik için büyük tehdit olarak görülmelidir. Genetik kaynakların in-situ (doğal habitat içinde koruma) koruma altına alınması için birtakım uygulamalar gerektirirken, aynı zamanda ex-situ (doğal habitat dışında) koruma ile tohum gen bankalarında muhafazası ve bu genetik kaynaklardaki gen allellerinin tespiti ve karakterizasyon işlemleri hayati bir öneme sahiptir. Bu çalışmada, FAO tarafından desteklenen proje kapsamında 2009-2014 yıllarında yerel buğdayların toplanması sırasında yapılan gözlemlerden elde edilen veriler ışığında, Güneydoğu Anadolu bölgesinin buğday genetik kaynakları bakımından potansiyeli, ülkemiz ve dünya gıda güvenliği açısından önemi ve bu kaynakların sürdürülebilir bir koruma altına alınması için yapılması gerekenler konu alınmıştır.
  • Article
    Effects of various plant densities and nitrogen doses in some triticale (x Triticosecale wittmack ex. A. Camus) cultivars in Van city ecological conditions [Van ili ekolojik koşullarinda farkli ekim sikliklari ve azot dozlarinin tritikale (x Triticosecale wittmack ex. A. Camus) çeşitlerinde verim ve bazi verim öğelerine etkisi]
    (Centenary University, 2016) Oral, Erol; Ülker M.
    This study was conducted by randomized blocks divided by split-split plots trial design with three replications in Van city ecological condition 2009-2010 and 2010-2011 years. The research was planned and carried out with 4 nitrogen doses (2.7, 5.4, 8.1, 10.8 kg N/da) × 3 cultivars (Presto, Mikham-2002, Karma-2000) × 4 seed rate (350, 450, 550 ve 650 seed/m2) × 3 replication =144 parcel. According to the average of years, the plant height has been changed between (113.3-106.8) cm; the number of ears per square meter between (620-572) number; the number of grains per spike between (46.0-44.2); thousand grain weight between (40.4-38.7) g and grain yield between (3437-3270) kg ha-¹ respectively. Among the studied agricultural characters, plant height, the number of spike per square, the number of grains per spike and grain yield were increased depending on increasing nitrogen dose and sowing density in all varieties. In this study, according to the average years the high grain yield (5203 kg ha-1) was obtained from Karma-2000 variety, the third frequency (550 seed rate m-2) and the fourth dose of nitrogen (108 kg N da-1) application. Accordingly, Karma-2000 demonstrated superior performance in terms of plant height, spike number per square meter, number of grains per spike and grain efficiency. It was concluded that Karma-2000 varieties can be grown in the Van city ecological condition and winter with success. © 2016, Centenary University. All rights reserved.
  • Article
    Bazı Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Doğal Yağış Koşullarındaki Verim ve Kalite Parametrelerinin Değerlendirilmesi
    (Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2017) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Kendal, Enver; Kendal, Enver; Tekdal, Sertaç; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü
    Çalışma 2011-12 ve 2012-13 yetiştirme sezonlarında, Hazro/Diyarbakır ekolojik koşullarında yazlık gelişme tabiatlı ileri kademedeki 20 ekmeklik buğday genotipi ile tescilli 5 çeşidin yağışa dayalı şartlarda verim ve bazı kalite özelliklerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. İki yıllık birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler için genotipler arasındaki fark istatistiki olarak (P<0.05) önemli bulunmuştur. Birinci yılda G21 (392 kg/da), ikinci yılda ise Dinç çeşidi (610 kg/da) en yüksek tane verimine sahip genotipler olurken, G4, G8 ve G5 (Dinç) her iki yılda da yüksek ve aynı zamanda benzer tane verimi performansına sahip genotipler olmuş, G19 ve G21 genotipleri ise ortalamadan yüksek tane verimine sahip olmalarına rağmen her iki yılda farklı performansa sahip olarak kaydedilmiştir. Birinci yılda, G9 bin tane ağırlığı ve hektolitre için, G21 genotipi tane verimi için (TV), G3 sedimantasyon için, G4 protein için, ikinci yılda ise G14 genotipi başakta tane ağırlığı, başakta tane sayısı, G12 sedimantasyon için, G15 ve G2 bin tane ağırlığı bakımından en yüksek performansa sahip genotipler olmuştur. Basit korelasyon analizi sonuçlarına göre, metre karede başak sayısı ile tane verimi; protein oranı ile sedimantasyon arasında pozitif; tane verimi ile protein oranı arasında da negatif ve istatistiki olarak önemli korelasyonlar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda G21 genotipi hem tane verimi hem de kalite özellikleri için üstün özelliklere sahip olduğu için çeşit tescili için ümitvar bir genotip olarak saptanırken, buğday ıslah programlarında yüksek tane verimine sahip çeşitlerin tespitinde birim alandaki başak sayısının seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.
  • Article
    Citation - WoS: 27
    SELECTION THE BEST BARLEY GENOTYPES TO MULTI AND SPECIAL ENVIRONMENTS BY AMMI AND GGE BIPLOT MODELS
    (Fresenius Environmental Bulletin, 2018) Oral, Erol; Kendal, Enver; Doğan, Yusuf; Doğan, Yusuf; Oral, Erol; Kendal, Enver; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü
    The stability of genotypes is significant to selection and improves new varieties. The effect of genotype x environment interaction is revealed by different analysis methods. Nowadays, majority of researchers have been used the AMMI (Additive main effects and multiplicative interaction) and GGE biplot analysis in multi-environment trials. Therefore, ten barley advanced line and cultivars were used in the study. The experiments were performed according to a complete randomized block design with four replications at six environments in 2010-2011 seasons. The stability and superiority of genotypes for yield was determined using AMMI and GGE biplot analysis. Factors (G, GE, and GEI) were found to be highly significant (P 0.01) for grain yield. AMMI analysis indicated that the major contributions to treatment sum of squares were environments (89.77), genotypes (7.25) and GE (2.96), respectively, suggesting that grain yield of genotypes were effected environmental conditions. The GGE biplot indicated that PCA 1 axes (Principal component) was significant as P0.01 and sup- plied to 75.33 of complete GxE interaction. The AMMI indicated that G6 was stable, while G10 and G9 were high yielding for grain yield in multienvironment. Moreover, E1 and E4 were high yielding, while E2, E5 and E6 low yielding as forecast. On the other hand, GGE biplot indicated that three group were occurred among environments, first group (E1, E2 and E6), second group (E3, and E4), third group (only E5). Moreover: the study showed that G6 and G9 were the best genotypes for first group, G10 for second and G1 for third of environments, while other genotypes didn’t show any relation with environments. The results of AMMI and GGE biplot models indicated that G6 was stable in all environments. Therefore this genotype can be recommend for release to all environ- ments, while G9 for first group and G10 for second group.
  • Article
    Citation - Scopus: 0
    Effects of various plant densities and nitrogen doses in some triticale (x Triticosecale wittmack ex. A. Camus) cultivars in Van city ecological conditions;
    (Centenary University, 2016) Oral, Erol; Ülker, M.
    This study was conducted by randomized blocks divided by split-split plots trial design with three replications in Van city ecological condition 2009-2010 and 2010-2011 years. The research was planned and carried out with 4 nitrogen doses (2.7, 5.4, 8.1, 10.8 kg N/da) × 3 cultivars (Presto, Mikham-2002, Karma-2000) × 4 seed rate (350, 450, 550 ve 650 seed/m2) × 3 replication =144 parcel. According to the average of years, the plant height has been changed between (113.3-106.8) cm; the number of ears per square meter between (620-572) number; the number of grains per spike between (46.0-44.2); thousand grain weight between (40.4-38.7) g and grain yield between (3437-3270) kg ha-¹ respectively. Among the studied agricultural characters, plant height, the number of spike per square, the number of grains per spike and grain yield were increased depending on increasing nitrogen dose and sowing density in all varieties. In this study, according to the average years the high grain yield (5203 kg ha-1) was obtained from Karma-2000 variety, the third frequency (550 seed rate m-2) and the fourth dose of nitrogen (108 kg N da-1) application. Accordingly, Karma-2000 demonstrated superior performance in terms of plant height, spike number per square meter, number of grains per spike and grain efficiency. It was concluded that Karma-2000 varieties can be grown in the Van city ecological condition and winter with success. © 2016, Centenary University. All rights reserved.
  • Article
    Sentetik ve Modern Ekmeklik Buğday Genotiplerinin (Triticum aestivum L.) Verim ve Kalite Özelliklerinin Karşılaştırılması
    (Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi, 2017) Kendal, Enver; Oral, Erol; Aktaş, Hüsnü; Kendal, Enver; Tekdal, Sertaç; Kılıç, Hasan; Oral, Erol; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü
    Bu çalışma, kışlık gelişme tabiatına sahip 14 modern ekmeklik ve 11 sentetik buğday genotipinin tane verimi ve bazı kalite özellikleri bakımından karşılaştırılması amacıyla 2014- 15 ve 2015-16 yetiştirme sezonlarında Elazığ ili sulu şartlarında yürütülmüştür. Denemeler tesadüf blokları deneme deseninde 3 tekerrürlü olarak kurulmuş, birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler bakımından genotipler arasındaki fark 0.01 düzeyinde istatistiki olarak önemli bulunmuştur. İki yıllık ortalama sonuçlara göre, sentetik ve modern ekmeklik buğday genotiplerinin tane verimi ortalaması sırasıyla 720 ve 707 kg da-1; bin tane ağırlığı için 41.42 ve 37.35 g; protein oranı için %10.71 ve %10.79; yaş gluten değeri %31.7 ve %30.7 olarak tespit edilmiştir. Çalışmada sentetik buğday genotipleri bin tane ağırlığı bakımından daha üstün özelliğe sahipken, tane verimi bakımından daha yüksek bir ortalamaya sahip olmalarına rağmen bariz bir üstünlük tespit edilememiştir. ANOVA ve GGE biplot analizleri sonucuna göre sentetik buğday genotipi S-4’ün bin tane, yaş gluten ve protein özellikleri bakımından, modern ekmeklik buğday genotipi M-3’ün ise zeleny sedimantasyon ve hektolitre özellikleri için en ideal değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda sentetik buğday genotiplerinin tane verimi ve kalite özellikleri bakımından iyi bir potansiyele sahip olmakla beraber, dikkatli ve etkili bir seleksiyon ile modern ekmeklik buğday genotiplerinden daha üstün özelliklere sahip sentetik buğday genotiplerin belirlenebileceği ve bu konuda daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.