MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Battaloğlu İnanç, Betül

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Battaloglu-Inanc, Betul
Inanc, Betul Battaloglu
Job Title
Yardımcı Doç. Dr.
Email Address
Main Affiliation
Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

16

Articles

15

Citation Count

0

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 16
  • Article
    Eski sezaryenli gebelerin demografik özellikleri ve ilk sezaryen endikasyonlarnın değerlendirilmesi
    (2013) Battaloğlu İnanç, Betül; Yaşar, Levent; Battaloğlu İnanç, Betül; Yaşar, Nurgül; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Amaç: Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi antenatal polikliniğine başvuran eski sezaryenli gebelerin, sosyodemografik özelliklerini, ilk sezaryen endikasyonlarını, demografik özellikler ve ilk sezaryen endikasyonları açısından hastaneler arası ndaki farklılıkları ve sosyoekonomik faktörlerin, sezaryen istemindeki rolünü araştırmayı amaçlamıştır. Yöntem: Ağustos 2006-Mart 2007 tarihleri arasında Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi antenatal polikliniğine başvuran 476 eski sezaryenli gebenin katıldığı kesitsel ve analitik tipte bir araştırmadır. Bulgular: Yaş ortalaması 28.4±4.6 olan gebelerin %68.4’ü 20-29 yaş grubundadır; toplam gebelik sayısı 2.8±1.3, parite ortalaması 1.4±0.7, yaşayan çocuk sayılarının ortalaması 1.3±0.6'dır. ‹lk sezaryen endikasyonları arasında akut fetal distres, makat geliş ve sefalopelvik uygunsuzluk ilk sıraları almaktadır. Eğitim düzeyi ve çalışma durumunun sezaryen tercihinde etkili olduğu saptanmıştır (p<0.001). Özel hastanelerle devlet hastaneleri arasında, ilk sezaryen endikasyonları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadı r (p<0.001). Devlet hastanelerinde, makat geliş nedeniyle sezaryen daha sık yapılmaktadır. Eğitim düzeyi ve çalışma durumu açısından ilk sezaryenini özel hastanelerde olanlar ile devlet hastanelerinde olanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (sırasıyla p=0.026 ve p=0.023). ‹steğe bağlı sezaryen olan kadınlar özel hastaneleri daha çok tercih etmektedirler (p=0.002). Sonuç: Eğitim düzeyi ve çalışma durumu, sezaryen tercihinde iki önemli faktör olup, çalışan ve belli bir eğitim seviyesine sahip olan kadınlar, sezaryeni ve özel hastaneleri daha fazla tercih etme eğilimindedirler.
  • Article
    Citation - WoS: 1
    Citation - Scopus: 1
    Knowledge of Tuberculosis Among Health Higher School Students'
    (DERMAN MEDICAL PUBL, 2015) Bayram Değer, Vasfiye; Inanc, Betul Battaloglu; Battaloğlu İnanç, Betül; Çifçi, Sema; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Aim: Aimed to determine students' tuberculosis (tbc) knowledge level and effectiveness of education. Material and Method: A questionnaire form which consisting of 10 questions was applied to Mardin Artuklu University Health School students in 18-19 April 2013 to determine their level of knowledge before and after a two-day training for tuberculosis. Results: 196 students' data were included. After training, most common right answers rate were initially 22.4% whose vaccinated necessary, 13.7% whose control after tbc patient close contact and 13.3% what was the tbc illness agent were learned by students. After training, the way of diagnosis to patient was remained basically same, right answers rate decreased 1.5% which organs influence with tbc, 0.5% increased right answer rate for risk of spread tbc but remained lowest among the other right answers. Tbc disease agent is a bacteria, smudge with airway is agreed by the students' (p= 0.0001). Whose risk of developing tbc and how was treat patients was learned increasingly by students after training (p= 0.0001). Before training, awareness of the spread of tbc to lung, lymph node and brain membrane was known and was found significantly (p= 0.0001). After training, vaccination of infants (p< 0.001), and most common symptom of pulmonary tuberculosis (p= 0.0001) is shown statistically significant. After training was thought to diagnosed tbc with skin test was statistically significant (p < 0.001). Training was not change student's knowledge and approach this two points; whose control was necessary with tbc close contact persons' (p= 0.065) and what was the directly observed treatment (p= 0.058). Discussion: Although, our students' knowledge about tuberculosis is enough but continuing education programs, and updating of information must provide.
  • Article
    Citation - WoS: 6
    Citation - Scopus: 4
    Sağlam çocuk polikliniğine başvuran 0-1 yaş bebeği olan annelerde depresyon taraması ve depresyonda etkili risk faktörlerini belirleme
    (2012) Battaloğlu İnanç, Betül; Aydemir, Nurcihan; Hatipoğlu, Sami; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Sağlam çocuk polikliniğine başvuran 0-1 yaş bebeği olan annelerde Edinburgh Postnatal Depresyon Skalası (EPDS) ölçeğini kullanarak, depresyon oranlarını saptamayı ve etkili olan sosyodemografik faktörleri belirleyerek, elde edilen sonuçların diğer çalışmalarla korelasyonunu değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: 20 Temmuz- 20 Eylül 2007 tarihleri arasında, 0-1 yaş arası bebeği olan anneler çalışmaya dâhil edildi. 211 anne çalışmaya katıldı, postpartum sosyodemografik veri formu ile EPDS kullanıldı. Çalışmaya katılmayı kabul etmeyen 28 annenin, 7’sinde EPDS puanlaması depresyon için anlamlı değerlerde idi. Toplam 183 annenin verileri değerlendirmeye alındı. Annelerin sosyodemografik özelliklerini belirlemek için toplam 51 sorudan oluşan postpartum sosyodemografik veri formu kullanıldı. Depresyon yaygınlığını saptamak amacıyla annelere 10 sorudan oluşan EPDS ölçeği uygulandı. Değerlendirme 30 puan üzerinden yapıldı ve kesme puanı 13 ve üzeri ( ?13) olarak alındı. Bulgular: EPDS kesme puanı ?13 alınarak hesaplanan depresyon semptomatoloji skoru %30.6’dır. Çalışmaya katılan kadınların yaş ortalaması 27.5±5.45, yaş dağılımı 18 ile 43 arasında değişmektedir. EPDS puanı yüksek olanlarda evlilikten memnuniyet düzeyinin iyi olma oranı anlamlı düzeyde düşük; evlilikten memnuniyetleri orta ve kötü düzeyde olanlarda, psikiyatrik özgeçmişi olan annelerde ise EPDS puanları anlamlı düzeyde yüksek olarak saptanmıştır (p<0.01). Eşi çalışmayan, planlanmamış gebeliği olan, doğumda annede sağlık sorunu olan,gece doğum yapan annelerde EPDS puanlaması yüksek olarak görülmektedir (p<0.05). Bebekte sağlık sorunu olduğunu belirten, bebek bakımını güç olarak tarifleyenlerde, bebeğini emzirmeyen kadınlarda EPDS puanlaması istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olarak saptanmıştır (p<0.01). Sonuç: Doğum sonrası depresyon birçok anneyi ve bebeği olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Etkin bir tedavinin mümkün olmasına rağmen, olguların yarısından azı fark edilebilmektedir. Kitlelerin taranması, antenatal dönem, doğum sonrası erken dönem ve normal sağlam çocuk izlemleri döneminde, doğum sonrası depresyon tanısı koyabilme imkanını mümkündür. Toplumu temsil eden, büyük kitlelere yapılacak topluma dayalı çalışmalar ile geçerli, etkin bir doğum sonrası depresyon taramasının tanımlanmasına ve bu tip bir taramanın klinik olarak anne -bebek açısından hizmetin artırılmasına, olan etkisinin belirlenmesine gereksinim vardır.
  • Article
    Mardin İl Merkezinde 1-6 Yaş Grubu Çocuğu Olan Annelerin Yanıklarda İlk Uygulamalarının İncelenmesi
    (2013) Demir, Cemil; Battaloğlu İnanç, Betül; Say Şahin, Deniz; Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Amaç: Bu çalışmada, annelerin yanık ve ilk yardım hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesi, yanıkla karşılaştıklarında ne yapacakları, acil uygulamaların tespit edilmesi ve araştırma sonunda annelere doğru bilgi verilerek, bu konudaki bilgi eksikliklerinin giderilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya katılacak olan anneler, 1-6 yaş grubu çocuğu olan, 25-49 yaş grubundaki anneler arasından, randomize olarak seçilen, araştırma hakkında bilgilendirildikten sonra, katılmak isteyen 1000 gönüllü anneye, anket yoluyla uygulandı. Bulgular: Çocukların, % 21.6’sında yanık meydana geldiği, yanıkların % 81.4’ünün ev içinde, %18.6’sının ev dışında oluştuğu, yanık vakalarına, 2-4 yaş grubunda karşılaşıldığı, annelerin yanık konusunda bilgi eksikliklerinin olduğu ve yanığa ilk müdahale konusunda, araştırmaya katılan tüm annelerin % 89.6’sının bilgilerini yeterli bulmadıkları saptandı. Sonuç: Çalışmamız sonucunda, annelerin yanıkta ilk yardım konusunda, bilgi eksikliklerinin var olduğu saptandı. Bu konuda, annelerin bilgi eksikliklerinin uygulanacak eğitim faaliyetleri ile giderilmesi, annelerin doğru uygulamalar konusunda bilgilendirilmesi gerekliliği görülmüştür.
  • Article
    Citation - WoS: 5
    Citation - Scopus: 5
    1-6 Years Aged Childrens Mothers' First Aid for Burns Observation in Mardin City Center
    (derman Medical Publ, 2013) Demir, Cemil; Sahin, Deniz Say; Battaloğlu İnanç, Betül; Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Aim: In this study, we aimed to determine the mothers knowledge levels about burns and first aid. When they encounter burns, what will they do in the first instance and emergency application. At the end of this research correct information given to mothers. Aimed to supply the deficiency information. Material and Method: 25-49 age group of mothers who have 1-6 years aged childrens in the study were choisen ramdomly. After being informed about the study, only volunteries for questionnaires were used. There were a thousand mothers. Results: Children 21.6 % have burns. 81.4% burns were in their house , 18.6 % burns were out of their house. Often burns case were 2-4 years aged group children. 89.6 % mothers found themselves have no true knowledge about first aid for burns. Discussion: Mothers knowledge more deficient about the first aid for the burns. In this regard mothers lack of knowledge must be correct with the training activities to be applied. Prime necessity of the mothers were informed about the right applications.
  • Article
    Citation - WoS: 7
    Citation - Scopus: 10
    Metabolic Syndrome in School Children in Mardin, South-Eastern of Turkey
    (AVES Ibrahim Kara, 2014) Battaloğlu İnanç, Betül; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Amaç: Okul çocukları popülasyonunda, metabolik sendrom (MES) prevelansının tespit edilmesi amaçlandı.Gereç ve Yöntem: Türkiye'nin güneydoğusundaki, Mardin şehir merkezinde, üç ilköğretim okulundaki, 7-15 yaşları arası, üç bin dört yüz altmış çocuk, Nisan-Mayıs 2011'de çalışmaya dahil edildi. Yaş, cins, boy, ağırlık, bel çevresi, kalça çevresi, bel/kalça oranı, sistolik ve diyas tolik kan basınçları ölçüldü ve kan testleri kaydedildi. MES tanısı için Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) kriterleri kullanıldı.Bulgular: Çocukların %9,42'si fazla kilolu ve %8'i obezdi. Obezite kızlarda %9,1, erkekler de %6,9'du. Obezite prevelansı, kızlar arasında erkeklerden daha yüksek ve anlamlıydı (p<0.001). Vücut kitle indeksi (VKI) ve bel ve kalça çevresi, bel/kalça oranı, sistolik ve diyasto lik kan basıncı, trigliserid arasında pozitif korelasyon bulundu (p=0.0001). Total kolesterol, trigliserid, VKI, sistolik ve diyastolik kan basıncı obez MES'lu grupta, obez olmayanlardan anlamlı farklı idi (p<0.05). Kızların bel/kalça oranı referans değerleri, erkeklerinkinden anlamlı olarak daha yüksekti (p>0.05). MES prevelansı %6,3'tü. MES, kızlarda ve obezlerde daha yüksekti. Obez çocuklarda MES oranı %30,3'tü.Sonuç: Çocukluk döneminde obezite, hipertansiyon ve MES sıklığı her geçen gün artmakta dır. Santral obezite ve yüksek vücut kitle indeksine sahip olan çocuklar, MES için daha dikkat li değerlendirilmelidir. Ve toplumun yaşam kalitesi, yaşam tarzı değişiklikleri ile risklerin azaltılması yoluna gidilerek, gerekli tedavi ve takiplerle sağlanmalıdır.
  • Article
    5-15 yaş arası astımlı çocukların sosyodemografik özellikleri ve risk faktörleri
    (2013) Battaloğlu İnanç, Betül; Hatipoğlu, Sami; Battaloğlu İnanç, Betül; Sıkar, Derya; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Amaç: Bir astım allerji polikliniğine başvuran astımlı çocuklarınsosyodemografik özellikleri ve risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmada 1 Ocak 2005-31Aralık 2005 tarihleri arasında, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim veAraştırma Hastanesi Astım Alerji Polikliniği'nde astım tanısıyla izlenen, 5-15 yaşları arasındaki 450 hastanın dosyaları retrospektifolarak taranıp, hastaların sosyodemografik özellikleri, hastalığınbaşlama yaşı, risk faktörleri araştırılmıştır. Bulgular: Olguların %60.9'u erkek, ortalama yaş 8.4±2.7 ve semptomların başlama yaşı ortalama 3.6±2.7 idi. Hastaların %95.6'sı düşük gelirli olduklarını belirten ailelere sahipken, %46.4'ü ısınmadakömür kullanıyor, %67.1'i nemli ortamda yaşıyordu. Son bir yıl içerisinde acile başvuranların oranı %66.7 iken, hastaneye yatırılmaoranı %10.9 olarak bulundu. Sonuç: Çalışmamızda değerlendirilen astımlı çocukların sosyodemografik özellikleri ve risk faktörleri literatür ile uyumlu bulunmuştur.
  • Article
    Knowlodge of tuberculosis among health higher school students
    (2015) Bayram Değer, Vasfiye; Battaloğlu İnanç, Betül; Çifçi, Semra; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Amaç: Öğrencilerin, tüberküloz (tbc) bilgi düzeyinin belirlenmesi ve verilen eğitimin etkinliğinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Mardin Artuklu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’ndaki 420 öğrenciye, 18-19 Nisan 2013’ te iki günlük tbc eğitimi öncesi ve sonrası bilgi düzeylerini belirlemeye yönelik 10 sorudan oluşan anket uygulandı. Bulgular: 196 öğrencinin bilgileri değerlendirmeye alındı. Eğitim sonrası doğru yanıtlama oranı en sık %22,4’lük artış ile aşılamanın kimlere yapılması gerekliliğinin, %13,7 ile tbc temaslısı olarak, kontrol edilmesi gerekenlerin ve %13,3 ile tbc etkeninin öğrenildiği gözlendi. Tanı koyma yolu, eğitim sonrası aynı seyretmekte, hangi organlarda görülebileceğinin doğruluğu %1,5 oranında azalmış, tbc’a yakalanmaktaki risk artışı % 0,5 düzeyinde artmış, ancak diğer cevaplara göre düşük kalmıştır. Öğrencilerin eğitim öncesi ve sonrası ankete verdikleri cevaplarda, tbc hastalık etkeninin bakteri olduğu, bulaş şeklinin hava yolu ile olduğu önemli derecede anlaşılmıştır (p=0,0001). Tbc’a yakalanma riski olanlar ve tedavilerinin nasıl yapıldığının öğrenilmesi eğitim sonrası artarak an- lamlılık göstermektedir (p=0,0001). Tbc’un akciğer, lenf bezi ve beyin zarını tutacağının bilinci, eğitim öncesinde daha anlamlı bulunmuştur (p=0,0001). Bebeklerin aşılanması (p<0,001) ve akciğer tbc’unun görülen en sık bulgusu (p=0,0001) eğitim sonrası anlaşılarak istatistiksel farklılık göstermektedir. Tbc eğitimi sonrası tüberkülin testi ile tanı koyulabileceğinin düşünülmesi anlamlıdır (p<0,001). Eğitim, tbc hastası ile temasta olan, hangi kişilerin kontrol edilmesi gerektiği (p=0,065) ve doğrudan gözetimli tedavinin ne olduğunun anlaşılması noktalarında (p=0,058), öğrencilerin bilgi ve tutumlarında değişiklik oluşturamamıştır. Tartışma: Öğrencilerin, tbc hakkında bilgileri yeterli düzeyde olmakla birlikte, sürekli eğitim programları ile gereksinimlerinin karşılanması ve bilgilerinin güncellenmesi sağlanmalıdır.
  • Article
    Citation - WoS: 1
    Citation - Scopus: 1
    Physical Violence Exposure and Approaches in Elementary School Students' in Mardin
    (Aves, 2013) Battaloğlu İnanç, Betül; Cifci, Sema; Çifçi, Sema; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Aim: This study was performed to determine the frequency of physical violence and to be exposed the opinion, attitude and behaviors of the primary education students about the physical violence. Material and Method: All of the primary education schools were included the study at Mardin Province Center. Whole fifth and eigth class of the schools were chosen randomized and questionnaire was applied to 1351 students. Results: 50.6% of girls and 49.4% are boys. The mean age was 11.9, counts of people who lives their home was 7, average child count was 3 of the students. The 13.1% of the students were expressed that their mother was beaten by their fathers. The 42.6% of the students were exposed to violence even a time of all their whole life; the 30.7% of them were still exposed to violence from time to time. The physical violence rate of the boys are more than the girls (p<0.01). The violence rate applied to children reduce with their classes, that they educated in (p<0.01), and fathers' educational situation advanced (p<0.01). Children exposed to violence higher that lives in their family in which present the domestic violence (p<0.01). The 15.7% of the students are still carrying on fight that includes physical violence, 5.0% of them consider that the violence is a solution. Conclusions: The rate of the violence that exposed and considering the violence is very common. For that reason, inside of the basic health service supply; child exploitation and neglect attach importance for at primary, secondary and tertiary prevention studies, official and volunteer organizations must study together multidisciplinary for solving the problem, the programs must supported with legal arrangements and take part at government policies.
  • Article
    Mardin ili ilköğretim okulu öğrencilerinin fiziksel şiddete maruziyetleri ve yaklaşımları
    (2013) Çifçi, Sema; Battaloğlu İnanç, Betül; Değer, Vasfiye; Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü
    Amaç: Bu çalışma, ilköğretim okulu öğrencilerinin, fiziksel şiddete maruz kalma sıklığı ile fiziksel şiddet hakkındaki düşünce, tutum ve davranışlarını saptamak amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Mardin il merkezinde bulunan, ilköğretim okullarının tümü araştırma kapsamına alınmıştır. Her okulun, tüm beşinci ve sekizinci sınıf şubelerinden, rastgele yöntemle, 1351 öğrenciye anket uygulanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %50,6,sı kız, %49,4,ü erkektir. Öğrencilerin ortalama yaşı 11,9, evlerinde yaşayan ortalama kişi sayısı yedi, ortalama çocuk sayısı üçtür. Öğrencilerin, %13,1\\\'i babalarının annelerine en az bir kez fiziksel şiddet uyguladığını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %42,6\\\'sı en az bir kez, %30,7\\\'si ise, halen, ara sıra, fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Erkeklerin, fiziksel şiddete maruziyetleri, kızlardan yüksektir (p<0,01). Çocukların sınıfları büyüdükçe gördükleri fiziksel şiddet sıklığı azalmaktadır (p<0,01). Babanın eğitim düzeyi yükseldikçe, fiziksel şiddet uygulama eğilimi azalmaktadır (p<0,01). Aile içi şiddetin olduğu ailelerde, çocukların şiddete maruziyeti yüksektir (p<0,01). Öğrencilerin %15,7’si halen fiziksel şiddet içeren kavga etmeyi sürdürmektedir, %5,i fiziksel şiddeti bir çözüm olarak görmektedir. Çıkarımlar: İlköğretim öğrencilerinin fiziksel şiddete maruziyetleri ve fiziksel şiddet uygulamaları oldukça yaygındır. Bu nedenle temel sağlık hizmetlerinin sunumu içerisinde, çocuk istismarı ve ihmalinin birincil, ikincil ve tersiyer önleme çalışmalarına gereken önem verilmeli, konu ile ilgili resmi ve gönüllü oluşumlar sorunun çözümünde çok disiplinli bir yaklaşımla birlikte çalışmalı, yapılan programlar yasal düzenlemeler ile desteklenerek devlet düzenlemelerinde yer almalıdır. (Türk Ped Arfl 2013; 48: 226-34)