Erbil, Eşref
Loading...
Name Variants
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
Main Affiliation
Department of Archaeology / Arkeoloji Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
35
Articles
6
Citation Count
0
Supervised Theses
0
35 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 35
Article PROCAVIIDAE (HYRACOIDEA: MAMMALIA) FROM THE MIDDLE PLEISTOCENE INFILLINGS OF KARAIN CAVE, ANTALYA, TURKEY: BIOGEOGRAPHIC AND PALAEOCLIMATIC IMPLICATIONS(2021) Erbil, EşrefAbundant procaviid fossils from archaeological contexts at Karain Cave, Antalya, Turkey, comprise the first record of this extant family of Hyracoidea outside Afro-Arabia. The relatively large body dimensions of the remains, which are attributed to Procavia capensis (the rock hyrax) indicate that the climate was relatively cool and humid, more so than the region where the nearest extant neighbours survive, the subspecies Procavia capensis syriaca, which is a smaller animal living in Syria, Lebanon, Jordan and Israel.Conference Object 2018 Yılı Karain Mağarası Kazıları(2020) Erbil, Eşref2018 yılı kazı çalışmalar daha önceki yıllarda gerçekleştirilen çalışmaların devamı niteliğindedir. Kazılar E ve B Gözü'nde gerçekleştirilmiştir. E Gözü'nde Orta Paleolitik seviyelere kazılmış olup B Gözü'nde Üst Paleolitik seviyeler kazılmıştır.Conference Object 2017 Yılı Eskişehir Paleolitik Buluntularının Tekno-Tipolojik Analizleri(2019) Erbil, EşrefAnadolu; Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bir kara parçası olmasından dolayı Paleolitik Çağ insan hareketlerini yorumlayabilmemiz açısından oldukça önemli bir konuma sahiptir. Eskişehir ilinde Anadolu'nun tarih öncesi çağlarına yönelik yapılan araştırmalar sonucunda Anadolu'da Paleolitik Çağ'ın en erken aşamalarına ait kültürel kanıt sunan çok sayıda buluntu ve buluntu alanı keşfedilmiştir.Article A new discovery of Neanderthal settlements in Turkey: Sürmecik open-air campsite in Western Anatolia(2021) Erbil, EşrefWestern Anatolia is the poorest region in terms of Turkey’s Palaeolithic finds. In the past years, only a few Palaeolithic artefacts were known from the surface in the provinces of İzmir, Manisa, Kütahya and Afyonkarahisar in western Anatolia. After the fossil Homo erectus skull fragment was found in the travertine deposits in Kocabaş (Denizli) in 2002, the importance of the region more increased. After this important discovery, Dr. Kadriye Özçelik started a Palaeolithic survey in Denizli and found a large number of chipped stone tools from the Lower and Middle Palaeolithic periods. Nevertheless, the last important Palaeolithic discovery in the region was made in Sürmecik (Banaz-Uşak) in 2015. This is an open-air campsite belonging to the Middle Palaeolithic period. Here is also a mining area where a mining operation is conducted. The chipped stone artefacts of the Sürmecik Palaeolithic open-air campsite come from a clay layer between hematite and limonite deposits under a travertine layer of about 4.5–5 meters in thickness. Faunal remains represent mostly by equids species. All stages of Mousterian culture are clearly visible in this open-air campsite. Su¨rmecik is the richest middle Palaeolithic open-air campsite in Turkey. The 83,002 lithic pieces were collected in the excavations carried out in 2016 and 2017. It is thought that the lithic assemblage will exceed 100,000 with the ongoing studies. The group of bifacial leaf points in this collection is seen in Turkey for the first time. Four master thesis studies started on the lithic material of Sürmecik. It is planned to take some samples for dating analysis along with ongoing studies.Article Çemka Höyük Ppna Dönem Mimarisinde Devamlılık Sorunsalı: Mekân, Mimari, Hafıza ve Devamlılık(2024) Kodaş, Ergül; İpek, Bahattin; Erbil, Eşref; İpek, Bahattin; Erbil, EşrefArkeolojik ve antropolojik açıdan bir birey, aile veya grubun yaşadığı sabit yer/alan olarak tanımlanabilecek olan mekânın uzun süreli kullanımı ve birtakım yapıların aynı alana tekrar tekrar inşa edilmesi arkeolojik açıdan bir mimari devamlılık olarak yorumlanmaktadır. Söz konusu devamlılık, Yakındoğu neolitiğinde, yapıların sadece teknik bir mimari sürekliliğini temsil etmediği öne sürülmekte dir. Bu bağlamda mimari devamlılık, herhangi bir mekânın sahip olabileceği olası bir aidiyet duygusu ile ilişkilendirilmekte ve olası bir aidiyet anlayışının metaforik ölümsüzlüğünün somutlaştırılmış hali olarak yorumlanmaktadır. Yukarı Dicle Vadisi’nde bulunan ve Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’in ilk evres ine tarihlenen (PPNA) mimari öğelerin açığa çıkarıldığı Çemka Höyük yerleşim yerinde yapılan kazılar sonrası söz konusu mekânsal devamlılık üzerine yeni veriler elde edilmiştir. Çemka Höyük’ün sunmuş olduğu veriler erken yerleşimlerde ortaya çıkarılan mimari ve kültür arasında ilişkilendirmelerde old ukça önemli sonuçlara değinmekle birlikte yerleşim alanı içinde bireysel veya kamusal olguları da gözler önüne sermektedir. Çemka Höyük’ü mimarisi, özellikle mekân (bireysel ve kamusal), kültürel aidiyet ve inanç gibi oluşumlarla birlikte düşündüğümüzde Neolitik hafıza konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Keza yerleşimin Epi-Paleolitik Dönem sonundan Çanak-Çömleksiz Neolitik A evresi sonuna kadar bir devamlılık sunmasından dolayı erken yerleşimlerde bu durumun daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır.Conference Object Eskişehir İli Tarih Öncesi Arkeolojisi Yüzey Araştırması (I) 2017(2019) Erbil, EşrefEskişehir İli'nin tarih öncesine ilişkin gerçekleştirilen yüzey araştırması kapsamında bir çok buluntu alanı tespit edilmiştir. 2017 yılında Seyitgazi ve Alpu ilçesinin bir kısmı araştırılmıştır. Yapılan ilk gözlemler sonucunda Alt ve Orta Paleolitik Dönemi karakterize eden bulgularla karşılaşılmıştır.Conference Object Kızılin Kazıları (II) 2018 Sezonu(2020) Erbil, EşrefKökten alanı olarak isimlendirilmiş olan üst kenarın kuzey-güney yönünde belirlenmiş olan D, E, F, G, H, I ve J karelerinin doğu-batı yönünde kesiştikleri 16 ve 17 plankarelerinin bulunduğu 14 metrekarelik alanın hemen üzerinde birikmiş olan humuslu güncel toprak in situ seviyelere ulaşılana değin kazılmaya başlanmıştır.Book Part Ege Gübre Neolitik Yerleşimi Ok Uçları Tekno-Tipolojisi(2018) Erbil, EşrefBu çalışma, Batı Anadolu Geç Neolitik yerleşim yerlerinden biri olan Ege Gübre Yerleşimi arkeolojik kazısından ele geçen ok uçlarının tekno-tipolojik analizlerini kapsamaktadır. Ege Gübre Yerleşimi adını sınırları içerisinde bulunan fabrikadan almıştır. Yerleşimde kazı çalışmaları 2004-2008 yılları arasında, Ege Üniversitesi’nden Haluk Sağlamtimur’un bilimsel başkanlığında, İzmir Arkeoloji Müzesi ile birlikte gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda yerleşimde dört ana tabaka tespit edilmiştir. I. tabaka Hellenistik Dönem ile temsil edilirken, II. tabaka Kalkolitik Çağ ile temsil edilir. I. ve II. tabaka büyük oranda tahrip olmuştur. Buluntuların büyük bölümü Geç Neolitik Dönem ile temsil edilen III. tabakadan ele geçmiştir. Geç Neolitik Dönem ile temsil edilen bir diğer tabaka ise IV. tabakadır. IV. tabaka çok sınırlı bir alanda tespit edilmiş olup büyük oranda III. tabaka tarafından tahrip edilmiştir. Yapılan C14 yaşlandırma sonuçlarına göre, yerleşimin en erken tabakası olan IV. tabaka MÖ 6200- 6000, III. tabaka ise MÖ 6000-5700 yılları arasındaki tarihlere denk gelmektedir. Ege Gübre Yerleşimi III. ve IV. tabakalarından ele geçen yontmataş malzeme üzerinde yapmış olduğumuz tekno-tipolojik çalışmalar sonucunda, yerleşimde toplamda 32 adet ok ucu tespit edilmiştir. Bunların 8’i kırık, 24 tanesi ise tamdır. 14’ünün hammaddesi kalsedon iken 18’inin hammaddesi çakmaktaşıdır. Tipolojik olarak ‘Geniş Yaprak Biçimli’ ve ‘Dar Yaprak Biçimli’ olmak üzere iki alt tipe ayrılan bu uçların dip kısmında, içbükey girinti gösteren herhangi bir sap teknolojisinden söz etmek mümkün değildir. Sadece ucun ahşap sapa yerleştirilmesi için proksimal bölgede ve yanal kenarlarda düzeltiler oluşturulmuştur. Yapılan bu düzeltiler, bir sap oluşturmaktan öte fonksiyonel açıdan ucun morfolojik olarak hazırlanması işlemidir.Article 2013 Yılı Karain Mağarası Kazıları(2014) Erbil, EşrefKazı çalışmaları E ve B Gözü olmak üzere 2 ayrı gözde gerçekleştirilmiş olup kazılar sonucunda E Gözü'nde Pleistosene ait seviyelerden Alt Paleolitik, B Gözü'nde ise Holosene ait seviyelerden Geç Neolitik Dönem ile Kalkolitik Çağa ait buluntular açığa çıkarılmıştır.Book Part Kızılin Kazıları (III) 2019 Sezonu(2022) Erbil, EşrefKızılin terasında gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar sonucunda Epi-paleolitik dönem ile karakterize çok sayıda buluntu ile karşılaşılmıştır. Yapılan yaşlandırma çalışmaları sonucunda MÖ 16.031 ile 14.956 yılları arasında tarihlenen toplamda 3 farklı yaş elde edilmiştir.