This item is non-discoverable
Doru, Mehmet Nesim
Loading...
Name Variants
Doru, Mehmet Nesim
Doru, M. Nesim
Doru, M. Nesim
Job Title
Prof. Dr.
Email Address
Main Affiliation
Department of Philosophy / Felsefe Bölümü
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Sustainable Development Goals Report Points
SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.

Scholarly Output
17
Articles
10
Citation Count
0
Supervised Theses
6
17 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 17
Master Thesis Arthur Schopenhauer'ın felsefesinde ölüm temasının analizi(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Doru, Mehmet Nesim; Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüSchopenhauer'ın düşünce sisteminin merkezinde yer alan kavram isteme kavramıdır. İsteme kavramı nesneye yöneldiği zaman, nesneyi öznenin tasarımı olarak ve özne için var eder. Yani kısacası var olan her şey özne için ve tasarım olarak var olur. Schopenhauer'ın felsefesinde isteme kavramı yöneldiği nesneleri öznenin istemesiymiş gibi gösterir, özne arzulanan şeye ulaştığı zaman arzuladığı şeyden beklediği mutluluğu bulamaz bunun temel nedeni türün istemesine yönelik eylemde bulunmasıdır. Bu türün bireyi yanıltmasından kaynaklı bir şeydir. Schopenhauer bütün bunlara dayanarak dünyada birey için mutluluğun mümkün olmadığını söyler, bundan dolayı da bireyin yapması gereken şey istemeyi yadsımaktır. Hayat acı ve ısdıraplarla dolu bir yerdir. Aynı zamanda Schopenhauer bireydeki yaşama istencinin sebep olduğu ölüm korkusunun gereksiz olduğunu söyler. Kişi yaşama istencini yadsıyarak ölüm korkusuyla başa çıkabilir. Çalışmadaki temel amaç Schopenhauer'ın da dediği gibi ölüm korkusunun yersiz bir korku olduğunu vurgulamaktır. Bu çalışmayı yürütürken Schopenhauer felsefesinde yer alan temel ve önemli noktalara değinilerek ölüm konusu için hazırlık yapıldı ve daha sonra Schopenhauer felsefesinde ölüm konusu ele alınıp değerlendirildi.Article Süryani düşüncesinde Nusaybinli İliya’nın önemi ve “Kitabu’l-Mecâlis” Adlı Eserinde Tanrı görüşünün İslam Felsefesi ve kelamı açısından değerlendirilmesi(2011) Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüXI. yüzyıl Süryani dünyasının önemli yazarlarından biri olan Nusaybin Metropoliti İliya; Felsefe, Teoloji, Ahlak, Tarih ve Dil sahalarında birçok eser yazmıştır. Kuşkusuz Kitabu’l-Mecalis onun en önemli eserdir. Bu ese- rinde dönemin Mervani Veziri Ebu’l-Kasım el-Mağrıbi ile tanrı, enkar- nasyon, ruh ve irade gibi birçok felsefi ve kelami konuları tartışmıştır. Bu makale esas olarak iki kısma ayrılmıştır. Birinci kısımda Türkçe okuyucu için İliya’nın şahsı ve eserleri tanıtılmıştır. İkinci kısımda ise İliya’nın Tanrı görüşü, İslam felsefesi ve kelamı bağlamında analiz edilmiştir. Bu bağlamda tartışmada Tanrı’nın tözlüğü, hipostaslar teorisi ve Teslis konu- ları irdelenmiştir.Article Grek ve İslam etkileri ışığında süryanilerde felsefi düşüncenin gelişimi(2012) Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBu çalışmada, Mezopotamya’nın en eski halklarından biri olan Süryanilerin felsefe alanında yaptıkları çalışmalar ele alınacaktır. Bilindiği gibi felsefe, herhangi bir şahsa veya topluma ait değil insanların ortak malı, başka bir ifade ile kümülatiftir. Bir kültürden başka bir kültüre aktarılabilen, değişen ve dönüşen bir disiplindir. Daha önceleri Mezopotamya’nın eski uygarlıklarının elinde empirik karakterli iken Grek dünyasında a-priorik ve sistemli bir hale dönüşmüştür. Felsefe geleneği, Süryanilerin de içinde bulunduğu birçok etno-dinsel topluluk tarafından Doğu’ya ve oradan da İslam dünyasına aktarılmıştır. Bu çalışmada, ilk olarak felsefi düşüncenin Süryanilerin elinde aldığı karakteri analiz edilecek, ikinci olarak Grek düşüncesinden İslam kültürüne uzanan süreçte Süryanilerin katkıları analiz edilecektir.Presentation Kadîm İran'da Din: Monoteizm'den Düalizm'e Mecusi Tanrı Anlayışı Mehmet Alıcı İstanbul: Ayışığı Kitaplığı, 2012, 366 sayfa(2016) Doru, Mehmet Nesim; Hüseyni, Zeynelabidin; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBilindiği gibi ülkemizde Mecûsîlik veya Zerdüştîlik üzerine yapılan araştırmalar çok sınırlı olup, söz konusu sahaya dair çalışmalar maalesef birçok eksikliği barındırmaktadır ve mevcut literatür bu alandaki boşluğu büyük oranda kapatma niteliğine sahip değildir. Bu çerçevede Mehmet Alıcı’nın 2012 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Bilim Dalı bünyesinde, “Mecûsî Geleneğinde Tektanrıcılık ve Düalizm İlişkisi” başlığıyla hazırladığı doktora tezinin gözden geçirilmiş hali olan kitap şimdiden bu alandaki literatürün klasiklerinden olmaya adaydır. Alıcı’nın bu çalışmada birincil kaynaklara ulaşmış olması ve kadim İran dillerinde yazılmış metinleri görmüş olması bu hususu anlamlı kılmaktadır.Article Citation - WoS: 1Citation - Scopus: 2The Influence of Islamic Philosophy on Bar Hebraeus (Abu'l-Faraj Ibn Al-Ibri)(CUMHURIYET UNIV, FAC THEOLOGY, 2017) Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüThe most important instances of the interaction between Islamic philosophy and Syriac thought can be seen between the 2/7th and 7/13th centuries. In the early periods, Syriac thinkers were more active but then, especially after the 5/11th century in which Islamic philosophy became stronger, Islamic philosophy influenced other philosophical traditions. After this period, Syriac thought came under the influence of Islamic philosophy. Syriac thought was rather influenced by Islamic philosophy than other cultures. In the 7/13th century, the most important figure of Syriac thought, Abu'l-Faraj Ibn al-Ibri (Bar Hebraeus), followed Islamic philosophers and he adapted their works to Syriac thought. He was influenced by Avicenna and Nasir al-Din al-Tusi on theoretical matters of philosophical thought on the one hand, and on the other hand he was influenced by Ghazzali on practical matters of ethics and philosophy of mystical life. In this study, Abu'l-Faraj's intellectual closeness and debt to the abovementioned thinkers will be examined. In other words, this study will examine which particular ideas from these thinkers he was interested in and what he took from them. In addition, this study bears importance for dealing with one of the most important examples of the reflection of Islamic philosophy in non-Muslim cultures.Master Thesis Aristoteles ve Kant'ın zaman düşüncesi(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2022) Doru, Mehmet Nesim; Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBu tezde, Aristoteles ve Kant'ın zaman düşüncesi geniş boyutta ele alınmıştır. Bu tez çalışması üç ana bölüm olarak tasarlanmıştır. Tezin birinci ve ikinci ana bölümünde, sırasıyla Aristoteles'in ve Kant'ın zaman düşünceleri tartışılmıştır. Son olarak üçüncü ana bölümünde, Aristoteles ve Kant'ın zaman düşüncelerinin tespit edilen benzer ve farklı yönleri irdelenmiştir. Bu tezden çıkan çıkarımlara paralel olarak, Aristoteles'in zaman düşüncesi fiziksel dünyadaki var olanların değişim ve hareketleri üzerine kurulduğu ortaya çıkmaktadır. 'Önce' ve 'sonra' büyüklükte olduğu için harekette de vardır ve harekette olduğu için de zamanda vardır. Çünkü zaman, önce ve sonraya göre hareketin bir ölçüsüdür. Hareketteki 'önce' ve 'sonra', 'an' aracılığı ile anlaşılır. Ancak harekettki 'önce' ve 'sonra'yı bir ruh ve ondaki akıl olmadan belirli bir zamandan bahsedilemez. Kant'ın zaman düşüncesi ise zihnin fiziksel dünyadaki var olanların algılayış biçimi üzerine kurulmuştur. Başka bir deyişle, fiziksel dünyadaki var olanlar zihnin algılayış ve düşünüş biçimine uydurulur. Buna göre zaman zihne bağlı ve saf olan sezgisel bir formdur. Saf sezgi olan bu form, fiziksel dünyadaki var olanların deneysel sezgisine eklemlenerek bütün deneyimin omurgasını oluşturur. Bu, Kant'ın zaman düşüncesinin metafiziksel yönünü yansıtır. Bunun yanında hayal gücünün sentez ve şema faaliyeti de Kant'ın zaman düşüncesinin düşünsel yanını oluşturur. Son olarak üçüncü ana bölümünde ise Aristoteles ve Kant'ın zaman düşüncesinin benzerlikleri ve farklılıkları dile getirilmiştir. Bu benzerlikler ve farklılıklar; hareket ve değişim, ölçü, hafıza ve sentez ile hayal gücü üzerinden değerlendirilmiştir. "Master Thesis Melayê Cizîrî Divanında yer alan bitki ve hayvan türlerinin tasavvuf felsefesi açısından analizi(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2022) Doru, Mehmet Nesim; Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBu tez çalışmasında, Melayê Cizîrî'nin Dîvan'ında yer alan bitki ve hayvan metaforları üzerinde inceleme ve analizler yapılmaya çalışılmıştır. Mela'nın tasavvuf görüşü ile yakından ilgili olan bu metaforlar geniş bir kapsamda ele alınmıştır. Tezimiz iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde bitki ve hayvanlar mitoloji, divan şiiri ve tasavvuf felsefesi çerçevesinde izah edilmiştir ve Melayê Cizîrî'nin eserinde yer alan bitki ve hayvan sayıları, beyitleri ve sembol karşılıkları ele alınmıştır. İkinci bölümde ise sözkonusu bitki ve hayvanların ifade ettiği felsefi-tasavvufi anlamları tespit edilmiş ve analiz edilmiştir. Çalışmamızın iddiası, Melayê Cizîrî'nin Dîvan'ında yer alan tüm bitki ve hayvan sembollerinin mitolojik anlamları ile birlikte, divan edebiyatı şairlerinin söz sanatları kullanılarak, tasavvuf felsefesi ve özelde vahdet-i vücud görüşünü barındıran birer metafor olduklarıdır. Cizîrî bu ilgileri kurarak aslında birlik-çokluk meselesini açıklığa kavuşturmak istemiştir. Tanrı'nın sıfatları, isimleri, güzelliği, ilahi ve cismani aşkı, sûfinin keşif yolunda tecrübe ettiği halleri bu bitki ve hayvan metaforları ile sembolize ederek açıklamıştır. Dîvan'da geniş bir yer kaplayan bitki ve hayvan metaforları bu çerçevede değerlendirilmiştir.Master Thesis Kant felsefesinde estetik ideler ve deha(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Doru, Mehmet Nesim; Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBu çalışma Kant'ın estetik ideleri ile akıl idelerinin benzer ya da birbirlerine evrilemeyeceğini deha kavramı bağlamında ortaya koymaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde; Kant estetiğinin temel kavramlarından olan 'güzel'in eleştirisi yapılmış ve 'beğeni'nin özne ve nesne açısından nasıl gerçekleştiği ifade edilmiştir. İkinci bölümde ise, Kant'ın güzel, iyi ve yüce olarak ayırdığı estetik yargılar ve bu yargıların deneyim türleri açıklanmıştır. Güzelden duyulan hoşlanmanın herkes tarafından kabul edilmesinin, güzelin içkin tümelliğinden kaynaklandığı analiz edildikten sonra ise güzelin yargılandığı yeti olan, yargı gücü ve işlevi anlatılacaktır. Daha sonra güzelden duyulan hoşlanmanın herkes tarafından iletilebilirliğini sağlayan ortak duyu becerisine yer verilecektir. Kant'ın nesneleri güzel ve yüce olarak ayırmasından hareketle yüce duygusu son başlık altında açıklanacaktır. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, ilk olarak dehanın özellikleri tanımlanacaktır. Sonra deha ve ürettiği sanat, sanat eserinin yargılanmasında görev alan beğeni ve deha ilişkisi ifade edilecektir. Dehanın ürettiği sanat eseri ve sanat eserinde somutlaşan estetik idelere değinildikten sonra estetik ideler ve aklın ideleri mukayese edilmiştir. Sadece sanat alanında geçerli olan estetik ideler ve duyulur üstünü anlamlandıran akıl ideleri farklı ideler olup herhangi bir noktada birbirlerine evrilebilmeleri mümkün olmayan idelerdir.Article Mîr Dâmâd’ın Hudûs konusunda İbn Sînâ’ya yönelttiği eleştiriler ve Hudûs-u Dehrî görüşü(2012) Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBu makale, 17. yüzyılda yaşamış İslam filozofu Mîr Dâmâd’ın hudûs-u dehrî görüşünü ve İbn Sîna ile Mîr Dâmâd’ın sözkonusu meseledeki farklarını ele almaktadır. Bu görüş, Tanrı-âlem ilişkisi meselesinde İslam filozofları ile kelamcılar arasında meydana gelen ezelilik ve yaratma taraftarlarına sunulan üçüncü bir yol olarak önem arz etmektedir. Dâmâd, âlemin yaratıldığını ama bunun kelamcıların anladığı anlamda zamanda değil zaman üstü gerçekleştiğini savundu. Öte yandan, âlemin zaman üstünde yaratıldığı tezi, âlemin İbn Sînâ’nın savunduğu şekliyle ezeli olduğu anlamına gelmediğini ileri sürdü. Dâmâd, görüşünü temellendirirken çoğunlukla İbn Sînâ’nın verilerine dayandı. Ama onun zatî (ontolojik) hudûs görüşünün âlemin meydana gelmesini izah etmede yetersiz kaldığını düşündü. O, Tanrı’nın dışında hiçbir açıdan başka ezeli varlıklar kabul etmemekle İbn Sinâ felsefesinden kesin bir şekilde ayrıldı. Bu sebeple kendi dehrî hudûs teorisini ortaya koydu.Article Citation - WoS: 0İşrâk Felsefesine Çağdaş Yaklaşımlar ve Günümüz İran’ında İşrâkîlik(Beytulhikme, 2021) Doru, Mehmet Nesim; Department of Philosophy / Felsefe BölümüBu çalışma, 12. yüzyılda ortaya çıkan İşrâk felsefesinin günümüzde İran’daki seyrini ele almaktadır. Sühreverdî’den sonra onun ilk dönem şarihleri tarafından karşıtlıklar ve sentezler bağlamında ele alınan İşrak felsefesi tarihi süreçte devam etmiş ve ele alındığı her dönemde farklı sosyal, siyasi ve entelektüel faktörlerle şekillenmiştir. Bugün İran’da hala canlı bir biçimde yaşayan İşrâk felsefesinin Molla Sadrâ okulunun en önemli bileşeni olarak ele alındığını söylemek mümkündür. İran’ın felsefi-entelektüel hayatının şekillenmesinde önemli bir payı olan İşrâk felsefesinin bir tür “sınır” felsefe olduğunun vurgulandığı bu çalışmada aynı zamanda İslam felsefesinin arkaik bir alan olmadığının ve İşrâk felsefesinin günümüzde karşılaştığımız felsefi sorunlara cevap verildiğinde hala bir en önemli kaynaklardan biri olmasının altı çizilmiştir.