Erdem, Çağdaş
Loading...
Name Variants
Erdem, Cagdas
Erdem, Ç.
Erdem, Ç.
Job Title
Araş. Gör.
Email Address
Main Affiliation
Department of Anthropology / Antropoloji Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Sustainable Development Goals Report Points
SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.

Scholarly Output
5
Articles
2
Citation Count
0
Supervised Theses
0
4 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 4 of 4
Conference Object Adoption and abandon of camel culture in Southeast Anatolia(Selçuk Efes Kent Belleği Yayınları, 2018) Sıddıq, Abu Bakar; Erdem, Çağdaş; Şanlı, Süleyman; Department of Anthropology / Antropoloji BölümüCamels are exotic animals in Anatolia. Except the Palaeolithic site of Karain Cave, no pre-Bronze Age archaeological site reveals any camel remains so far in Anatolia. However, domestic camel became common and very significant in the Early Imperial as well as in the Roman and Byzantine Anatolia. Southeast Anatolian region, being the corridor between Anatolia and Mesopotamia, always played key roles since the early stage of the spread of camel culture in rest of Anatolia. Moreover, from the Bronze Age to nineteenth century onwards, camel pastoralism was very lucrative in Southeast Anatolia mainly because of trade, transport and warfare. While camel culture was gradually abandoned in rest of the Anatolia in the beginning of twentieth century, camels still remained as an important socio-cultural part of pastoral groups in Southeast Anatolia until last 30 years. In the light of archaeozoologic, ethnohistoric and ethnozoological data, this review is aimed to illustrate a glimpse of camel culture in Southeast Anatolia throughout different cultural periods in the region.Article Türkiye’de İnsan-Hayvan İlişki Bilimi Antrozooloji’nin Faaliyet Alanları(2018) Sıddıq, Abu Bakar; Erdem, Çağdaş; Şanlı, Süleyman; Department of Anthropology / Antropoloji BölümüÖz:Dünya hayatının başlangıcından bu yana insanlar, insandışı diğer hayvanlar ile farklı iletişim ve etkileşim içerisindedir. Antrozooloji bu iletişim ve etkileşimler üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Türkiye’nin, Asya, Avrupa ve Afrika üzerinde bir köprü konumunda olması, birçok hayvan türlerine de ev sahipliği yapmasına ve hala yapıyor olmasına imkân sağlamıştır. Özellikle, ilk hayvan evcilleştirmesinin başlamasının yanı sıra evcil hayvan yönetim sisteminin dağıtımında, Anadolulular önemli katkılarda bulunmuştur. Anadolu’daki Erken Neolitik ve ilk medeniyetlere ait yerleşimlerdeki zengin hayvan kalıntıları, bu yorumlara ışık tutmaktadır. Ayrıca Türkiye’de halen dünyanın diğer ülkelerine göre nispeten daha yaygın hayvancılığın olmasının yanında, toplumdaki sosyo-kültürel yapının çok geniş bir parçası olarak hayvanlar rol oynamakta ve şehir kültüründe de çok sayıda ev hayvanlarının olması, bu bölgede güçlü insan-hayvan ilişkileri varlığına işaret etmektedir. Bu nedenle bu kavramsal çalışma, Türkiye için Antrozoolojik çalışmaların ne kadar gerekli olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.Article Citation - WoS: 1Citation - Scopus: 1A "shaman" Burial From the Ppna Settlement of Cemka Hoyuk, Upper Tigris Basin, Turkiye(Elsevier France-editions Scientifiques Medicales Elsevier, 2024) Kodaş, Ergül; Sıddıq, Abu Bakar; Erdem, Çağdaş; Ciftci, Yunus; Department of Anthropology / Antropoloji Bölümü; Department of Archaeology / Arkeoloji BölümüKnowledge of the burial customs of the Pre-Pottery Neolithic A (PPNA) in the Near East is increasing. Particularly, lately a large number of burials and skeletal remains have been unearthed in the Upper Tigris Basin, thanks to a number of new excavation projects in recent years. The newly revealed findings indicate that PPNA burial customs varied considerably in the region from site to site. However, the 10th millennium BCE burial CH 2019/05 at Cemka Hoyuk shows as well that there are also different burial practices with in settlements. CH 2019/05 belongs to a female individual, accompanied by animal skeletal elements, who appears to may have been a shaman or at least had been buried by someone practicing ways associated with what we understand nowadays as animism or shamanism. Hence, the burial may represent one of the earliest known examples of its kind in an Anatolian Neolithic context. @ 2024 Elsevier Masson SAS. All rights are reserved, including those for text and data mining, AI training, and similar technologies.Conference Object Alaybeyi Höyük Sığır–Toplum İlişkisi(2019) Sıddıq, Abu Bakar; Erdem, Çağdaş; Department of Anthropology / Antropoloji BölümüAlaybeyi Höyük kurtarma kazılarından elde edilen zooarkeolojik kalıntılar ışığında, Alaybeyi insanları ile yerleşmede yer alan sığırlar arasında kurulan somut ve soyut bağlantıları inceleyerek Alaybeyi kültürü içinde oluşan sığır-insan etkileşimini anlamaya çalışmaktır. Faunanın ilk zooarkeolojik analizi, 2016-2017 yıllarında Alaybeyi Höyük kurtarma kazı çalışmasından gün ışığına çıkarılmış zooarkeolojik kalıntılardan yapılmıştır. Toplamda 4591 kemik ve kemik parçası kaydedilmiş ve bunların 2569'u cins veya tür düzeyinde tanımlanmıştır. Zooarkeolojik analizi için nicel araştırma yöntemleri uygulanmış, Alaybeyi Höyük’teki sığır-insan ilişkilerinin olası yönlerini anlamak için de nitel bir yaklaşım izlenmiştir. Toplam 976 örnek (NISP %37.95’si) sığır kalıntıları (Bos taurus) olarak belirlenmiştir. Bunlardan Mandibula, tespit edilen toplam sığır kemikleri arasında en yüksek oranı (%12,71) içermektedir. Pelvis ise, %10,56 oranında mandibula kemiklerini takip etmektedir. Ayrıca çok fazla miktarda kafatası kemiği ve uzun kemikler mevcuttur. Humerus, radius, femur ve tibia kemikleri sırasıyla %9.73, %7.79, %4.71 ve %5.43 olarak tanımlanmıştır. Öte yandan, phalanx I, II ve III'ün yanı sıra metapodial kemikleri de önemli miktarda göze çarpmaktadır. Bu istatistiksel verilere ek olarak sığır kalıntıları üzerinde özellikle metal satır kesim izleri ile birlikte aşırı yük taşımanın sonucu meydana gelen patolojik izlere de rastlanmaktadır. Ayrıca sığır kalıntılarının içeresinde çok sayıda parçalı vertebrae ve costae kemiklerinin olduğu tespit edilmiştir. Hayvan kalıntıları arasında yüksek orandaki sığır kalıntısı, Alaybeyi toplumlarının geçimlerinin, küçükbaş hayvanlarının aksine sığır pastoralizmine bağlı olduğuna işaret etmektedir. Patolojik izler, muhtemelen tarım, taşıma ve ulaşım faaliyetlerinde sığırların tercih edildiğini anlatmaktadır. Kalıntıların arasında önemli miktarda hemen hemen her çeşit kemiğin yer alması, yerleşme alanı içerisinde ya da çok yakın alanlarda sığırlar üzerine kasaplık işlemlerini göstermektedir. Aynı zamanda izlenen kesim işlemleri, uzmanlaşmış kasaplık uygulamalarının varlığını ortaya koymaktadır. Buna ek olarak çok parçalı kemik kalıntıları, Alaybeyi halkı tarafından kemik iliği tüketimine işaret etmektedir.