MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Kavak, Osman

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
Main Affiliation
Department of Banking and Insurance / Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

13

Articles

4

Citation Count

0

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 12
  • Conference Object
    YÜKSEKÖĞRETİMİN KAMUSAL MALİYETİ
    (ATLAS JOURNAL, 2020) Kavak, Osman; Gölpek, Filiz
    Yükseköğretimin finansmanı hakkında yerleşik düşünce, eğitim hizmetlerinin kamusal olduğu ve bu hizmetlerin kamu kaynaklarınca desteklenmesi yönündedir. Ancak bu durum, yükseköğretim finansmanı üzerinde yoğun tartışmaların yapıldığı alanlardan biri haline getirmiştir. Eğitimdeki bu tartışmaların temelini, kıt olan kaynakların varlığında alternatif yatırım alanları karşısında eğitim için önemli miktarlarda kaynakların kullanılması oluşturur. Eğitim finansmanının kamusal kaynaklardan karşılanması bazı gerekçelere dayandırılır. Bu gerekçeler, küçüklerin korunması, ortak değerler arayışı, eksik bilgilenme, fırsat eşitliği, demokrasiye ilişkin gerekçeler, eğitimin iktisadi büyümeye etkisi ve tahsis etkinliğinin sağlanmasıdır. Tahsis etkinliğinin sağlanması gerekçesi ile yükseköğretim harcamalarının kamusal kaynaklardan karşılanması beklenen sonucu vermez. Böyle bir sonuç, yükseköğretimin kamusal maliyetini belirleyebilmek için önce bu finansmanın dayanağını oluşturan yasal çerçeveyi tanımak, daha sonra da bu çerçeveyi oluşturan niceliksel yeterliliğini değerlendirmek gerektiğini açıkça gösterir. Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de yükseköğretimin kamusal maliyetini, yükseköğretime tahsis edilen kamu kaynaklarını OECD ortalaması verileri ile bir karşılaştırma yaparak değerlendirmektir. Bu değerlendirmeden elde edilen bulgulara göre, Türkiye’de yükseköğretimde kayıtlı bir öğrencinin kamusal maliyeti diğer eğitim seviyelerindeki bir öğrencinin yaklaşık 4 katı; yükseköğretimde kamu kaynaklarının GSYH’ya oranı %2 ve OECD ortalamasının da 2 katıdır. Böyle bir bulgu, Türkiye'de yükseköğretimin kamusal maliyetinin diğer eğitim seviyelerinden daha fazla olduğunu açıkça gösterir.
  • Book Part
    SEÇİLMİŞ GÖSTERGELERLE BİST SİGORTA ENDEKSİNDEKİ ŞİRKETLERİN KARŞILAŞTIRILMASI
    (Yaz Yayınları, 2023) Akatak, Ahmet; Kavak, Osman
    Finansal sistemin unsurlarından olan sigortacılık sektörü tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de hızla gelişen ve büyüyen sektörlerin başında gelmektedir. Hem bireyler hem de kurumlar tehlikeli durumlardan sakınmak ve risklerden kaçınmak için sigortacılık sistemine yönelmekte ve maddi varlıklarını güvence altına alma gereksinimi duymaktadırlar. Son zamanlarda Türkiye’de sigortacılık sektöründe kaydedilen prim miktarları ve poliçe sayısının yanı sıra sektörün aktif büyüklüğü, büyüme oranları, kârlılığı, istihdam edilen çalışan sayısı gibi verilerde de artışlar görülmektedir (Çatıkkaş ve Duramaz, 2020, s. 89). Sektöre işlevsel açıdan bakıldığında sigorta kavramı bir güven ortamı oluşturmasının yanı sıra sermaye piyasasının gelişimine katkıda bulunması, tasarruf aracı olması ve yatırım fonlarına kaynak sağlaması gibi özellikleri açsından değerlendirildiğinde sigortacılık sektörünün üzerinde durulması gerektiği ve bu alana yönelik performans analizlerinin yapılması önem arz etmektedir...
  • animation.listelement.badge
    GÖÇÜN İNSANİ BOYUTU: ÖMERLİ ÖRNEĞİ
    (Sosyal Bilimler Dergisi, 2018) Bayar, İlyas; Kavak, Osman; Kavak, Osman
    Ortadoğu ve Arap Baharının tesiriyle başlayan Suriye iç savaşının yıkıcı yansımaları, sınır komşusu olmamız nedeniyle kaçınılmaz bir şekilde ülkemizin her noktasında hissedilmektedir. Yalnızca ekonomik, kültürel, sosyal boyutu ile değil en önemlisi yaşamsal nosyonlara dayanan “insani” boyutu ayrı ve öncelenmesi gereken bir biçimde önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının formüle ettiği ve literatüre eklediği insani yoksulluk endeksinin ne boyutta olduğunu belirlemek ve sosyal politika çerçevesinde hem kamuyu hem özel sektörü nasıl harekete geçirebiliriz sorusuna cevap aramak araştırmamızın asıl amacını oluşturmaktadır. Bununla birlikte göç olgusunun sonuçlarından biri olan mekânsal ve kültürel değişimin, sosyal çevreye uyum ve iletişim üzerindeki etkisini ölçmek sosyal programların oluşturulması açısından öncül bir projeksiyon sağlayacağına ve katkı sunacağına inanmaktayız. Araştırmamızda nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Mardin ilinin Ömerli ilçesine göç etmek zorunda kalan Suriyeli evli kadınların sosyoekonomik durumunu özellikle yoksulluk boyutuyla ele almaya çalıştık. Suriyeli göçmenlerin toplumsal entegrasyon noktasında birçok eşiği atladıkları halde ekonomik anlamda ciddi zorluklar çektikleri görülmektedir.
  • report.listelement.badge
    COVİD-19 SÜRECİNDE MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ Uzaktan Eğitim Sistemi, Eğitim-Öğretim ile Araştırma Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2020) Düşünceli, Faruk; Arı, Ökkaş; Evren, Muhittin; Kavak, Osman
    Bu rapor, Mardin Artuklu Üniversitesi’nin Covid-19 salgını sürecinde gerçekleştirdiği faaliyetleri tanıtan bir içerik ve uzaktan eğitim faaliyetlerine yönelik öğrencilerin görüşlerini inceleyen bir bilimsel araştırmanın sonuçlarını sunmaktadır. Rapordan da anlaşılacağı üzere, olağanüstü bir durum olan pandemi sürecinde dahi Mardin Artuklu Üniversitesi, planladığı tüm eğitim-öğretim, araştırma ve entellektüel faaliyetleri başarıyla icra etmiş, uzaktan eğitim faaliyetlerine dair öğrenci görüşlerinin yüksek düzeyde olumlu olduğu değerlendirilmiştir. Zira uzaktan eğitim ve öğretim faaliyetlerinde mağduriyet oluşturabilecek herhangi bir iptal veya erteleme olmaması ve salgın öncesinde belirlenen ders tamamlama kazanımlarına erişilmesi önemli bir başarı olarak değerlendirilebilir. Tamamlanan ders sayısı, katılım sağlayan öğrenci sayısı, derslerin tamamlanma dönemi ve öğretim sürecinde sağlanan teknik desteğin nitelik düzeyine bakıldığında, olağanüstü bir durumda dahi yüz yüze eğitimin gerçekleştirildiği olağan eğitim-öğretim döneminde erişilmesi beklenen teknik kazanımlara çok büyük oranda erişildiği anlaşılmaktadır. Üniversitemizde gerçekleşen uzaktan öğretim süreçlerinde teknik yeterlilikler ve kazanımlar üst düzeyde iken, olağanüstü bir dönemde gerçekleşen ve karşılaşılması oldukça olağan olan birtakım gelişime açık alanlar da tespit edilmiştir. Bu alanlar, Üniversite Rektörlüğü’nün koordinasyonunda Senato, Yönetim Kurulu, Kalite Kurulu başta olmak üzere ilgili birimlerde tartışılarak uzaktan eğitim süreçleri ve yöntemleri başta olmak üzere, genel eğitim-öğretim niteliğinin artırılması adına atılacak adımlara rehberlik edecektir. Nitekim bu rapor, uzaktan öğretim sürecinin hem teknik ve altyapısal boyutunu hem de öğretimin niteliğini gösteren bulgular içermektedir. Dünya genelinde ve ülkemizde çoğu üniversitenin uzaktan eğitim sürecinde erişmede yeterince başarılı olamadığı öğrenci katılımı ve etkinliği ile eğitimin çeşitliliğinin (canlı dersler, yardımcı uygulamalar, forumlar vb.) sağlanması açısından Mardin Artuklu Üniversitesi’nin başarılı olduğu görülmektedir. Öğrencilerin büyük kısmının devam eden ve farklı gelişim alanlarına hitap eden eğitim süreçlerinden memnun olduğu bilinirken bazılarının ise yaşanan pandemiden kaynaklanan sebeplerden dolayı eğitim süreçlerine yönelik olumsuz bir algı geliştirmiş olabileceği de bilinmektedir. Dolayısıyla araştırmanın gerçekleştirildiği dönemin koşulları dikkate alındığında, bu raporun sonuçlarının dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve yorumlanması da gerekmektedir. Veri toplama sürecinde sokak kısıtlamaları, karantina koşulları, belirsizlik, korku, kaygı gibi durumların çoğu kişi arasında yaşanmakta olduğu öngörüldüğünden, bu araştırmanın sonuçlarının da bu gibi durumlardan etkilenmiş olabileceği dikkate alınmalıdır. Örneğin belirsizlik ve kaygı düzeyi yüksek birinin uzaktan öğretime dair objektif değerlendirme yapma olasılığının düşük olabileceği gibi durumların da dikkate alınması önerilmektedir
  • Conference Object
    YÜKSEKÖĞRETİMDE KAZANÇLAR VE MALİYETLER
    (Center for Black Sea Research, 2020) Kavak, Osman; Kavak Osman
    Birçok ülke, özel finansmana müsait olan yükseköğretimi yakından etkileyen kamu harcamalarının ağır maliyetini hafifletmek için yollar aramaktadır. Bu yollardan biri eğitim hizmetlerinde maliyetlerin karşılanmasının kamu kaynaklarından ailelere kaydırılması şeklinde olmaktadır. Bunun anlamı, yükün vergi mükelleflerinden büyük ölçüde hizmetlerden faydalananlara kaydırılması ve buradan da yükseköğretim hizmetinden birinci derecede yararlanan öğrencilerin, yükseköğretim maliyetine katılması gerektiği anlaşılmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde eğitime ayrılan kaynakların etkin kullanılmasının son derece önemli olması, bu sorunu çözebilmek için eğitim hizmetlerinin fayda ve maliyetlerinin bireyler ve toplumun tümü açısından değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu araştırmanın amacı, yükseköğretim mezunu bireylerin, eğitimi süresince gerçekleşen özelsosyal maliyetleri ve kazanç verileri ile eğitim yatırımlarının iktisadi etkinliğini değerlendirmektir. Bu çerçevede, Türkiye ve OECD ülkelerinde yükseköğretim mezunu bireyin eğitim maliyetleri ile elde ettiği kazançlar karşılaştırılmıştır. Buna göre, Türkiye’de erkek öğrencilerin yükseköğretim görmeyi çalışmaya tercih etmekle vazgeçtiği kazancı, OECD ortalamasının 1/3 kadardır (9.200 $/ 36.700 $). Bu, Türkiye’de bireylerin yükseköğretime devam etmekle vazgeçtiği kazancın diğer ülkelerden daha düşük olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, Türkiye’de doğrudan maliyetler OECD ortalamasından (2.300 $/8.400 $) çok düşüktür ve bu durum, hem net parasal faydanın (getiri) yüksek (296.100 $) çıkmasına, hem de daha yüksek özel getiri oranına (sırasıyla %36 ve %17) neden olmaktadır. Benzer durum, kadın bireyler için de söz konusudur. Sonuç olarak, OECD ülkelerinde genel olarak bireyler, özel maliyetlerin 7.5 katı, Türkiye’de kadınlar 67.6 ve erkekler 25.7 katı kazanç elde etmiştir. Böyle bir bulgu, Türkiye’de yükseköğretimde kamusal finansman politikasının beklenen sonuçları vermediği ve kıt kaynakların etkin kullanılmadığını açıkça göstermektedir. Alternatif yatırım alanları yerine özel faydası yüksek olan yükseköğretim harcamalarına kaynak ayrılması kamusal finansman sistemi tahsis etkinliği açısından beklenen sonuçları vermemiştir. Bu sonuçlar, bedelsiz yükseköğretimin hem gelir dağılımı hem de etkinlik açısından bozucu etkilere sahip olduğunu da ima etmektedir.
  • Conference Object
    EKONOMİK İSTİKRAR BAĞLAMINDA KIRILGAN BEŞLİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE MAKROEKONOMİK BİR ÇALIŞMA
    (İKSAD Yayınevi, 2018) Kavak, Osman; Bayar, İlyas; Kavak, Osman
    Dünya ölçeğinde ülkelerin ekonomik durumlarını etraflıca irdelemenin yollarından biri rating kuruluşlarının raporları ve araştırmalarıdır. Rating kuruluşlarının varlık nedeni her ne kadar tasarruf açığı olan ülkelerin dış borç temininin sağlaması için kredibilite durumlarını tespit etmek olsa da söz konusu kuruluşların görüşleri ülkeler arası sermaye hareketlerini, doğrudan ve dolaylı yoldan bireylerin/kurumların/kuruluşların yapacakları yatırımları, iktisadi aktörlerin ekonomik kararlarını etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Özellikle bir bütün olarak değerlendirildiğinde hem siyasi hem de ekonomik düzlemde gelişmiş ülke ekonomileri gibi sağlam bir zemine oturmayan ülkeler “kırılganlık” riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Gelişmekte olan ve yükselen piyasa ekonomilerden biri olarak kabul edilen Türkiye‟nin ekonomik görünümü bu bağlamda ayrı bir önem arz etmektedir. ABD'li Uluslararası Finansal Hizmetler ve Yatırım Bankacılığı Kuruluşu Morgan Stanley, Ağustos 2013 yılında yayınladığı ekonomik raporda kırılgan beşli diye bir gruplamaya gitti. Bu raporda Kırılgan beşli olarak Hindistan, Brezilya, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika ülkeleri belirlenmişti. 2016 yılının sonunda Morgan Stanley kırılgan beşli sınıflandırmasını revize etti. Brezilya ve Hindistan bu gruptan çıkarılıp yerlerine Meksika ve Kolombiya dahil edilerek yeni kırılgan beşli Endonezya, Türkiye, Güney Afrika, Kolombiya ve Meksika olmuştur. Kasım 2017 yılında rating kuruluşlarından biri olan Standard and Poor‟s ( S&P) da yayımladığı raporda yeni bir kırılgan beşli listesi oluşturmuştur. Bu yeni liste Türkiye, Arjantin, Pakistan, Mısır ve Katar‟dan meydana geliyordu. Son beş yılda iki farklı kuruluş tarafından yayınlanan üç raporda da Türkiye yer almaktadır. Bu çalışmamızda ekonomik istikrarın sağlanması için hedeflenen ekonomik politikalar ışığında Türkiye‟yi, Morgan Stanley‟in yeni kırılgan beşli listesinden yer almayan Brezilya ve Hindistan ülkelerinin 2013-2017 makro ekonomik performanslarını karşılaştıracağız. Çalışmamızda Türkiye‟nin halen kırılgan beşli grupta yer almasının ulusal bir algı mı yoksa rasyonel bir karar mı olduğunun değerlendirmesini reel verileri göz önünde bulundurarak yapmaya çalışacağız. Kuşkusuz Türkiye‟nin içinde bulunduğu coğrafya, Ortadoğu‟da ve bazı Arap ülkelerinde kimi siyasi hareketlerin yarattığı bunalımlar, araştırmamızın belli noktalarına kısıtlar getirse de araştırmanın ekonomik bir projeksiyon oluşturmasına katkı sağlayacağı aşikardır.
  • Conference Object
    Yoksulluk ve Çevresel Bozulma Arasındaki Etkileşim: Batman Örneği
    (Şırnak Üniversitesi, 2019) Kavak, Osman; Dursun, Hasan; Kavak Osman
    Çevresel bozulma kendini insanoğlu ile göstermiştir. Ancak insanoğlunun çevresel bozulma üzerindeki etkisi geçmişten günümüze kadar sürekli artmıştır. Küreselleşme ile birlikte çevresel bozulma üst düzeylere ulaşmış ve çevrenin kendini yenileme fırsatı olmadan eskilerine yenileri de eklenmiştir. Buna bağlı olarak sorunun çözümü amacıyla uygulanan politikalar mevcut çevresel sorunların karmaşık yapısı nedeniyle genellikle başarısız olmuştur. Günümüzde çevresel bozulma ile yoksulluk ilişkisi incelendiğinde dünya genelinde aynı tablo ile karşı karşıya kalınmaktadır. Yoksulluk-çevre bozulması arasındaki ilişki bizlere önemli doneler vermektedir. Günümüzde bu iki sorun kalkınmanın önünde önemli birer engel olarak görülmektedir. Bu çalışmada Batman ilinde; çevresel bozulma ve yoksulluk arasındaki etkileşim, çevresel bozulmanın nedenleri, nüfus, eğitim ve kişi başına düşen gelir faktörlerinin çevresel duyarlılıkla ilişkileri incelenmiştir. 2006-2017 yılları arasındaki eğitim, nüfus ve gelir verileri ışığında sözü geçen yıllar için karşılaştırma yapılarak yıllar içindeki değişim ve gelişim irdelenmiştir.
  • Article
    GÖÇÜN İNSANİ BOYUTU: ÖMERLİ ÖRNEĞİ
    (Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science, 2018) Kavak, Osman; Bayar İlyas; Kavak, Osman
    Ortadoğu ve Arap Baharının tesiriyle başlayan Suriye iç savaşının yıkıcı yansımaları, sınır komşusu olmamız nedeniyle kaçınılmaz bir şekilde ülkemizin her noktasında hissedilmektedir. Yalnızca ekonomik, kültürel, sosyal boyutu ile değil en önemlisi yaşamsal nosyonlara dayanan “insani” boyutu ayrı ve öncelenmesi gereken bir biçimde önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının formüle ettiği ve literatüre eklediği insani yoksulluk endeksinin ne boyutta olduğunu belirlemek ve sosyal politika çerçevesinde hem kamuyu hem özel sektörü nasıl harekete geçirebiliriz sorusuna cevap aramak araştırmamızın asıl amacını oluşturmaktadır. Bununla birlikte göç olgusunun sonuçlarından biri olan mekânsal ve kültürel değişimin, sosyal çevreye uyum ve iletişim üzerindeki etkisini ölçmek sosyal programların oluşturulması açısından öncül bir projeksiyon sağlayacağına ve katkı sunacağına inanmaktayız. Araştırmamızda nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Mardin ilinin Ömerli ilçesine göç etmek zorunda kalan Suriyeli evli kadınların sosyoekonomik durumunu özellikle yoksulluk boyutuyla ele almaya çalıştık. kullanılmıştır. Suriyeli göçmenlerin toplumsal entegrasyon noktasında birçok eşiği atladıkları halde ekonomik anlamda ciddi zorluklar çektikleri görülmektedir.
  • Article
    BAZI OECD ÜLKELERİNDE KAMUSAL YÜKSEKÖĞRETİM HARCAMALARI, VERGİLER ve GELİR DAĞILIMI İLİŞKİSİ: PANEL ARDL ANALİZİ
    (Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2021) Kavak, Osman; Kavak, Osman
    Literatürde, genel olarak yükseköğretim hizmetinden yaralananların çoğunluğunun yüksek gelirli ailelerin çocukları olduğu, düşük gelirli ailelerinin çocuklarının temsil oranının ise düşük olduğu kabul edilmektedir. Özellikle girişin sınav ile olduğu yükseköğretim sistemlerinde yüksek gelirli aileler, hazırlık kursları biçimindeki örtülü fiyat mekanizması yoluyla sınavı kendi lehlerine çevirebilirken, düşük gelirli aileler vergiler yoluyla finansmana katıldığı halde yükseköğretim hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Bu durum, kamusal yükseköğretim harcamaları yoluyla gelirin düşük gelirlilerden yüksek gelirlilere doğru yeniden dağıtılmasına neden olurken, yüksek gelir gruplarına gizli bir gelir transferi yaratmaktadır. Kaynağın düşük gelir grubunun da dâhil olduğu bütün vergi mükelleflerinden toplanması buradaki temel sorunu oluşturmaktadır.Bu araştırmanın amacı, OECD üyesi ülkelerde 2000-2019 dönemi kamusal yükseköğretim harcamaları, vergiler ve gelir dağılımı ilişkisini panel ARDL testi ile analiz etmektir. Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkinin tespiti için eş bütünleşme testi uygulanmış ve değişkenler arasında uzun dönemli ilişki saptanmıştır. Eş bütünleşmenin varlığının ardından Dumitrescu-Hurlin panel nedensellik testi yapılmış, kamusal yükseköğretim harcamalarından ve vergilerden gelir dağılımına doğru tek yönlü; vergilerden de kamusal yükseköğretim harcamalarına doğru tek yönlü nedensellik olduğu görülmüştür. Tahmin katsayısını belirlemek için Fixed etkiler modeli uygulanmış, yükseköğretim harcamalarında meydana gelen %1’lik değişimin 1.38 birim, vergilerde meydana gelen %1’lik değişimin de 1.05 birim gelir dağılımı adaletini sağladığı tespit edilmiştir.
  • Article
    YÜKSEKÖĞRETİM HARCAMALARI İLE GELİR İLİŞKİSİ: MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
    (Hasan Kalyoncu Üniversitesi, 2020) Kavak, Osman; Gölpek Filiz
    Eğitim, iktisadi açıdan büyüme, rekabet gücü ve verimlilik, toplumsal açıdan ise yoksullukla mücadele ve gelir dağılımında adaletinin sağlanması gibi politikaların merkezinde yer almaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde genellikle eğitim ve gelir seviyesi düşük olduğu için eğitim hizmetleri karşılıksız olarak kamu tarafından sunulmaktadır. Bu ise, eğitim hizmetleri için yapılan harcamaları gelirin yeniden dağılımında önemli bir araç haline getirmektedir. Eğitimdeki fırsat eşitliği ile gelir eşitsizliği arasında güçlü korelasyonun olması, ailelerin gelir düzeylerinin eğitim hizmetini satın alma olanağını farklılaştırarak hem yükseköğretime girişte hem de yükseköğretim sürecinde özel harcamalara katlanmalarını etkilemektedir. Bu nedenle, özellikle yükseköğretim hizmetinden yararlanabilmek, bireylerin gelir düzeyini yükselterek adaletli gelir dağılımını sağlamada önemli bir işlev görebilir. Bu araştırmanın amacı, 2019-2020 akademik dönemde Mardin Artuklu Üniversitesi’nde kayıtlı öğrencilerin yaptıkları özel eğitim harcamaları ile gelir ilişkisini tespit etmektir. Araştırmanın evrenini 10.294 öğrenci, örneklemini, %95 güven seviyesinde, %5 güven aralığında kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 1.228 öğrenci oluşturmaktadır. 1.228 öğrenciye 15 sorudan oluşan anket uygulanmış ve tamamı değerlendirmeye alınmıştır. Araştırmanın sonucunda, 2020 yılı fiyatlarına göre, öğrencilerin çoğunluğunun (%75,2) asgari gelir (2.324 ₺) ve altında aylık gelire sahip olduğu, yükseköğretim sürecindeki özel harcamaları asgari ücretin yaklaşık ¼’i kadar (500 ₺), yükseköğretime girişte yaklaşık yarsının hiçbir harcama yapmadıkları görülmüştür. Buna göre, öğrenciler, düşük gelir grubunda yer aldığı, aile gelirine bağlı olmak üzere özel yükseköğretim harcamalarının değiştiği söylenebilir.