Kadro, NarjesAlabdullah, Saleh2025-09-152025-09-152025https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=5NNqZKwwGohPh6_KCcfp-h-FM_7XstV8CmLwcwTbDu7HVpDrOz7M6o4jGY-YwiUrhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/9246Modern çağda Kudüs sorunu, din, kutsallık ve hatta coğrafi konum ve jeopolitik konum açısından büyük önem taşıyan bu şehirde tarih boyunca uzun bir serinin parçasıdır, Antik çağlardan beri bir Arap toprağı olmasına rağmen, M.Ö. 2500 civarında Arap Jebusitleri tarafından inşa edildiği için bir çatışma arenasıydı ve hala öyle, Modern tarihe dönersek, I. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra yapılan Genel Barış Konferansı sırasında 31/05/1920 tarihinde Filistin için İngiliz Mandası ilan edilmiş ve Yahudi Herbert Samuel Filistin Yüksek Komiseri olarak atanmış ve Manda'nın ilanından üç gün sonra İngiltere, Yahudilere Filistin'in 1917'de Yahudiler için ulusal bir vatan olacağına dair verdiği Balfour Deklarasyonu'nun içeriğini açıklamıştır. 1920'den yani Manda'nın başlangıcından 1948'e kadar olan dönemde, bir yandan Filistinliler ve Araplar arasında çatışmalara tanık olunmuş, diğer yandan İngiliz Manda yetkilileri, Filistin'de bir Yahudi devleti kurma meselesini reddetmişlerdir, çünkü Filistin bir Arap toprağıdır ve Müslümanlar arasında büyük bir dini sembolizme sahiptir, İngiliz Manda makamlarıyla Yahudi projesinin kurulmasını engellemeye yönelik barışçıl ve diplomatik girişimlere atıfta bulunarak, 1920'den yani Manda'nın başlangıcından 1948'e kadar olan dönemde, bir yandan Filistinliler ve Araplar arasında çatışmalara tanık olunmuş, diğer yandan İngiliz Manda yetkilileri, Filistin'de bir Yahudi devleti kurma meselesini reddetmişlerdir, çünkü Filistin bir Arap toprağıdır ve Müslümanlar arasında büyük bir dini sembolizme sahiptir, İngiliz Manda makamlarıyla Yahudi projesinin kurulmasını engellemeye yönelik barışçıl ve diplomatik girişimlere atıfta bulunarak. İngilizlerin ve Yahudilerin Filistin'de Yahudi varlığının kurulması konusundaki ısrarları neticesinde ve 1933-1939 yılları arasında gerçekleşen Büyük Filistin Devrimi ile sonraki askeri ve diplomatik çatışma yıllarında ortaya çıkan şiddetli Filistin direnişi neticesinde ve 1945 yılında Birleşmiş Milletler'in kurulmasından sonra Filistin-Yahudi çatışmasının çözümü için çalışmış ve Kudüs şehrini bölmek için bir komite oluşturmuş ve 29 Kasım 1947'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 33 kişinin katıldığı 181 sayılı Karar oylanmıştır. İtiraz ederken bölünmeden yana devlet 13. Bu araştırma, 1948 savaşından sonraki ateşkes anlaşmalarından başlayarak, Arapların ve İsrail'in Kudüs konusundaki stratejisini bilmek için Oslo 2 Antlaşması'nın imzalandığı 1995 yılına kadar Arap-İsrail anlaşmalarını ve bu anlaşmaların Kudüs'ün kurtuluşu konusundaki etkisini bölümlerinde tartışacaktır.The question of Jerusalem in the modern era is part of a long series throughout history in this city, which is of great importance in terms of religion, sanctity, and even geographical location and geopolitical location. It was and still is an arena of conflict as it was built around 2500 by Arab Jebusites. Returning to modern history, the British Mandate for Palestine was declared on 31/05/1920 during the General Peace Conference held after the end of World War I, and Jewish Herbert Samuel Palestine He was appointed High Commissioner and three days after the declaration of the Mandate, Britain explained to the Jews the contents of the Balfour Declaration that Palestine would become a national homeland for the Jews in 1917. The period from 1920, i.e., from the beginning of the Mandate to 1948, witnessed conflicts between Palestinians and Arabs on the one hand, and on the other hand, British Mandate authorities rejected the issue of establishing a Jewish state in Palestine because Palestine is an Arab land and there is a great deal of Muslims among Muslims. has a religious symbolism, referring to the peaceful and diplomatic attempts with the British Mandate authorities to prevent the establishment of the Jewish project, the period from 1920, i.e. from the beginning of the Mandate to 1948, witnessed conflicts between Palestinians and Arabs on the one hand, and British Mandate authorities on the other. have rejected the issue of establishing a Jewish state in Palestine because Palestine is an Arab land and has great religious symbolism among Muslims, referring to peaceful and diplomatic attempts with the British Mandate authorities to block the establishment of the Jewish project.As a result of the insistence of the British and the Jews on the establishment of a Jewish presence in Palestine and between 1933 and 1939 He worked for the solution of the Palestinian-Jewish conflict after the establishment of the United Nations in 1945, as a result of the violent Palestinian resistance that emerged during the Great Palestinian Revolution that took place and the years of subsequent military and diplomatic conflict, and formed a committee to divide the city of Jerusalem, and on November 29, 1947, the United Nations General Assembly. Decision No. 181 was voted on, in which 33 people participated in the Board of Directors. While objecting, the state is in favor of partition 13. This research will discuss the Arab-Israeli agreements and the effects of these agreements on the liberation of Jerusalem, starting from the armistice agreements after the 1948 war, until 1995, when the Oslo 2 Agreement was signed, in order to know the Arabs and Israel's strategy on Jerusalem.arUluslararası İlişkilerInternational RelationsArap-Israil Anlaşmaları Işığında Kudüs (1949-1995)االقدس في ضوء الاتفاقيات العربية الإسرائلية منذ عام 1949 إلى 1995مMaster Thesis