Doğan, Yusuf2024-01-102024-01-102022https://hdl.handle.net/20.500.12514/5445Artan Dünya nüfusu ile birlikte, insanların bitkisel ve gıda ürünleri ihtiyacının karşılanmasında yoğun girdili tarımsal uygulamalar önem kazanmıştır. Bu durum, konvansiyonel tarımın yoğun bir şekilde yaygınlaşmasını hızlandırmıştır. Tarımda yoğun girdi kullanımına dayanan bu hızlı değişim, tarımsal üretimin daha az işgücüyle yapılabilmesine olanak sağlamış, ancak konvansiyonel tarımdan kaynaklanan önemli çevresel maliyetlerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tarımsal üretimde yoğun kimyasal girdi kullanımının yol açtığı çevresel sorunlar, uzun süre dünya gündeminden uzak kalmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra ülkeler öncelikli olarak ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, işsizliğin önlenmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması gibi konular belirlemiştir. Bu çerçevede oluşturulan kalkınma politikalarında ağırlık üretim artışına verildiği için, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çevre bilincinin oluşması gecikmiştir (Dulupçu, 2000). Zamanla insan ve doğa arasındaki dengenin giderek doğa aleyhine bozulmasıyla nedeni ile tarımda uygulanan bu metotlar tartışılmaya başlanmıştır (Tıraş, 2012). Gelecek nesiller için doğal kaynakları koruyan ve çevreye zarar vermeyen tarımsal üretim tekniklerinin kullanıldığı sürdürülebilir tarım anlayışını ortaya çıkarmıştır. Tarım ve çevre arasında dengeli bir ilişkinin varlığını açıklayan sürdürülebilir tarım, doğal kaynakların gelecekte de yarar sağlayacak şekilde yönetilmesini zorunlu kılmaktadır (Dişbudak, 2008).trinfo:eu-repo/semantics/openAccessMardin İlinde Sürdürülebilir Tarım Kapsamında İyi Tarım UygulamalarıBook Part11117