Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/51
Browse
Browsing Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü by Author "Meçin, Mahmut"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article İslâm Felsefesini Tanımlama Yaklaşımları Üzerine(İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2021) Meçin, Mahmutİslâm’da felsefî geleneğin “İslâm felsefesi” tabiriyle müsemma olması günümüzde artık kabul gören bir tabirdir. Fakat bu tabirin nasıl tanımlandığı ya da tanımlanması gerektiği konusunda bir mutabakattan bahsedilemez. İslâm felsefesine çeşitli açılardan yapılan tanımları eleştirel bir yaklaşımla ele alan bu makale, İslâm felsefesinde bir tanımlama problemi olduğu iddiasından hareket etmektedir. Makalede İslâm felsefesini tarihsel açıdan ele alan ve onu ana kaynakları ile evrensel misyonu bakımından tavsif eden tanımlar iki ayrı başlık altında değerlendirilerek bu tanımların İslâm felsefesinin mahiyeti ve kapsamını ne ölçüde ifade ettikleri tartışılmıştır. Bahse konu edilen tanımlarda terkipte yer alan “İslâm” lafzının, din olarak İslâm’a mı, İslâm medeniyetine mi, İslâm’ın hüküm sürdüğü belli bir coğrafyaya mı, yoksa İslâm’ın ana kaynakları ve evrensel ilkelerine mi işaret ettiği konusunda bir ihtilaf söz konusudur. Çalışmada amaç, mevcut tanımları değerlendirerek İslâm felsefesini sadece bir coğrafî sınıra ve belirli bir tarihî kesite mahkûm etmeden daha kapsamlı bir biçimde tanımlayan yaklaşımları öne çıkarmak ve böylece süregelen tanımlama probleminde alternatif bir çözüm ortaya koymaktır.Article Kavram, Önerme ve Kıyas Bağlamında İhvân-I Safâ’nın Mantık İlmine Yaklaşımı(FIRAT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2022) Meçin, Mahmutİhvân-ı Safâ, İslâm düşünce tarihinde ilk bilimsel ansiklopedi tarzında risaleler kaleme alan bir grup düşünür olarak bilinmektedir. Dinî ve siyasî çekişmelerin yoğun yaşandığı bir dönemde Basra dolaylarında ortaya çıkan İhvân-ı Safâ, hurafelerle özünden uzaklaştığını iddia ettikleri dinin özüne dönmesi için yegâne yolun felsefe olduğuna inanır. Bu amaçla eklektik bir tutumla dinî, ilmî ve felsefî olmak üzere ulaşabildiği her türlü bilgiyi kullanan İhvân’ın ilim ve hikmete bakışları İslâm düşüncesinin klasik çağının bilim anlayışını anlamada önemlidir. Kaynağı ne olursa olsun doğru buldukları her düşüncenin mirasçısı olduklarını belirten İhvân-ı Safâ, mensuplarına ilimlerden hiçbirine düşman olmamaları, hiçbir kitabı ihmal etmemeleri, hiçbir mezhebe körü körüne bağlanmamaları konusunda tembihlerde bulunur. Bu çalışmada İhvân-ı Safâ’nın geniş bir müktesebata dayanan ilim anlayışları içerisinde mantık ilmine yaklaşımları ele alınacaktır. Mantığı felsefenin ölçüsü ve filozofun gereci olarak tanımlayan İhvân-ı Safâ’ya göre peygamberlikten sonra en yüce uğraş felsefedir. Bu nedenle felsefenin ölçüsü olan mantık da en üstün alet ve ölçü olmalıdır. Çalışmada klasik mantığın ana konuları olan kavram, önerme ve kıyas bağlamında İhvân’ın Risalelerinde mantık ilmine nasıl yaklaştıkları ve bu ilme özgün bir katkı yapıp yapmadıkları üzerinde durulacaktır.Article Molla Sadrâ’nın Tasavvuf Yorumu ve Dönemin Sözde Mutasavvıflarına Yönelttiği Eleştiriler(Eskiyeni, 2021) Meçin, Mahmutİslâm düşüncesinin bir yenilenme ve muhasebe sürecini yaşadığı klasik sonrası dönem, İslâm felsefesinin dönüşüm geçirerek asıl mecrasını bulduğuna tanıklık eden bir dönemdir. Bu dönemde Antik-Helenistik düşüncenin etkisinin azalmasıyla beraber felsefenin, kelâm ve tasavvuf gibi İslâm düşünce gelenekleriyle etkileşimi artmış ve aralarında önemli sentezler tesis edilmeye çalışılmıştır. İslâm düşüncesinin bütüncül bakış açısını yakalamak için ortaya konulan bu çabaların en mücessem örneklerinden biri Meşşâî, İşrâkî, Ekberî ve kelam okulları arasında hikmetü’l-müteâliye terkibiyle bir uzlaşı tesis etmeye çalışan Molla Sadrâ’nın (1570-1641) çabasıdır. Molla Sadrâ’nın tesis etmeye çalıştığı bu uzlaşıda tasavvufa yaklaşımı ve dönemin mutasavvıflarına yönelttiği eleştiriler bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Makalenin bahse konu ettiği problem, şu sorulara cevap bulmaya çalışmaktadır: Molla Sadrâ’nın temel referansları arasında tasavvuf nerede durmaktadır? Molla Sadrâ’nın tasavvuf anlayışının arka planında hangi isim ve öğretiler bulunmaktadır? Molla Sadrâ kendi dönemindeki mutasavvıflara ne gibi eleştiriler yöneltmiştir? Bir sûfî-filozof (teosof) olarak görülmesine rağmen Molla Sadrâ’nın kendi dönemindeki mutasavvıflara yönelttiği eleştirilerde amacı nedir ve bu eleştiriler nasıl anlaşılmalıdır? Tasavvuf, Sadrâ’nın senteze dayalı felsefesinin karakterini belirleyen en önemli kaynaklardan biridir. Sadrâ’nın tasavvuf anlayışında başta Ekberî geleneğin varlık anlayışı olmak üzere klasik İslam filozoflarının Yeni Eflatuncu düşünceleri ve Sühreverdî’nin İşrâkî öğretilerinin etkisi belirgin bir şekilde kendini göstermektedir. Bilhassa İbnü’l-Arabî’nin vahdetü’l-vücûd anlayışının, Sadrâ’nın tasavvuf anlayışının arka planında en önemli etkiye sahip olduğu söylenebilir. Bununla birlikte Sadrâ yaşadığı dönemde tasavvufu bütünüyle zahirî ritüellerden ibaret gören nazarî bilgiden yoksun mutasavvıflara eleştiriler yönelterek tasavvufu özünden uzaklaştırmalarına karşı çıkar. Sadrâ, artan cehalet, aklî ve nazarî araştırmalardan yoksunluk, süslü söz ve şathiyelerle insanlar nezdinde makam elde etme arzusu ve şeriatın zahirine göre hüküm verme gibi tutum ve davranışlara dikkat çeker. O, bu tür eğilimleri birer cehalet putu olarak değerlendirerek insanı hakikatten uzaklaştıran ve derhal bertaraf edilmesi gereken birer engel olarak kabul eder. Sadrâ’nın eleştirilerinde tasavvufî öğretileri ve geleneğini topyekûn bir eleştiriye tabi tutmaksızın asıl maksadının tasavvufu nazarî boyutundan ve irfanî derinliğinden uzaklaştıran anlayışın tehlikesine karşı uyarmak olduğunu ve belirli şahıs veya kurumları değil, doğru bulmadığı tutum ve inançları hedef aldığını özellikle belirtmesi onun eleştiri üslûbunu dikkate değer kılmaktadır. Makalenin amacı İslâm düşünce ekolleri arasında sağlamaya çalıştığı sentezde Molla Sadrâ’nın tasavvuf yorumunu anlamaya çalışmak ve arif olarak görmediği sözde mutasavvıflara karşı geliştirdiği eleştirilere dikkat çekerek İslâm medeniyetinin eleştiri kültürünü anlamak ve onu bugüne taşımaktır.Article Teknoloji-Değer İlişkisi Bağlamında İlerlemeci Tarih Anlayışına Dair Bir Soruşturma(Mustafa Çevik, 2023) Meçin, Mahmutİnsanın varlığa anlam verme çabası olan teknoloji günümüzde hayatın her alanına sirayet eden çok yönlü etkileriyle başta felsefe olmak üzere birçok disiplin için problematik bir alandır. Söz konusu problematik alandan hareket eden bu makale teknolojik gelişmelerin insanlık tarihinde gerçek bir ilerleme kabul edilip edilmeyeceğini soruşturmaktadır. Makalede ilerlemeci tarih anlayışının iddiaları teknoloji ve değer bağlamında tetkik edilerek teknolojinin değer yüküne vurgu yapılırken aynı zamanda bir kültür ve değer varlığı olan insan için ilerlemenin sadece teknik ve nicel gelişmelerden ibaret olmadığı mütalaa edilmektedir. Makalenin sonunda teknolojik ilerlemenin insanlık için bir ilerleme imkânı sunmakla birlikte her teknolojik gelişmenin tarihte bir ilerleme anlamına gelmediği sonucuna varılmıştır.