Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/45
Browse
Browsing Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü by Author "Bahar Yılmaz"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çağdaş Şairin Gözünden Klasik Şiire Bakış: Ebubekir Eroğlu’nun Gelenek Algısı ve “Aldı Nevi” Şiirinin Zemin Şiirle Mukayesesi(2022) Bahar Yılmaz19. yüzyılın ortalarından itibaren Türk edebiyatçıları, değişen dünyaya uyum sağlamak amacıyla yeni bir edebiyat arayışına girerek divan şiiri ve nesriyle bağlarını koparma sürecini başlatmışlardır ve bu kopuş süreci 1950’lere kadar devam etmiştir. 1950’lerden sonra Behçet Necatigil, Sezai Karakoç, Hilmi Yavuz gibi şairler, Türk edebiyatının kökenlerinin divan edebiyatına dayandığını düşünerek söz konusu edebiyattan kopmak yerine geleneğin estetik gücünden yararlanmayı tercih etmişlerdir. Günümüz şairlerinden Ebubekir Eroğlu, bu estetik güçten beslenen bir şair olarak divan şiirinden sadece yararlanmakla kalmaz, geleneği yeniden üreterek divan şairlerinin çağdaş anlamdaki sesi olur. Ebubekir Eroğlu, “Aldılar” başlıklı şiirleriyle divan şairlerine çağdaş anlamda nazireler yazmıştır. Metinlerarasılık bağlamında değerlendirilecek bu şiirler, geleneğin günümüz dünyasında yeniden üretilmiş şekli gibidir. Söz konusu şiirlerin mukayeseli bir şekilde incelenmesi hem geleneğin hem de bu şiirlerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu çalışmada, Eroğlu’nun genel olarak divan şiirinin anlam dünyasından nasıl beslendiği açıklandıktan sonra sanatkârın “Aldı Nevi” başlıklı şiiri, Nevi’nin “gice” redifli gazeliyle mukayeseli bir şekilde incelenecektir.Article Klasik Türk Şiirinin Deyim Dünyasında Teşbîh Sanatının Somutlaştırma İşlevi(2021) Bahar YılmazEdebiyat, dil malzemesini çeşitli çağrışımlar aracılığıyla dönüşüme tabii tutarak okuyucuya farklı bir dünyanın kapılarını aralayan bir sanat dalıdır. Edebiyat ailesinin önemli bir üyesi olarak karşımıza çıkan şiirin yaratılma sürecinde şairler, edebî dili dönüştürürken çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Türk edebiyatının önemli bir evresi olarak bilinen klasik Türk edebiyatında şairler, yöntem olarak edebî sanatlara başvurarak kullandıkları dil malzemesi üzerinde estetik olarak anlam çağrışımları yaratmışlardır. Somut ögeleri içinde barındıran ancak soyut nitelik kazanmış deyimler, klasik Türk şairinin dünyasında çeşitli edebî sanatlar aracılığıyla hem soyut hem somut anlama gelecek şekilde kullanılmışlardır. Gerçek anlamından uzaklaşarak mecazî bir boyuta bürünen deyimler, sözcüklerle mantık oyunları kuran klasik şairlerin elinde kinâye, hüsn-i ta’lîl, teşbîh gibi sanatlar aracılığıyla işlenerek somutlaştırılmışlardır. Klasik Türk şairlerinin deyim kullanımlarında önemli bir işleve sahip sanatlardan biri olarak nitelendirilebilecek teşbîh sanatı, soyut dünyayı somutlaştırmada ya da somut dünyayı soyutlaştırmada klasik Türk şairi için önemli bir araç niteliğindedir. Klasik Türk şairleri teşbîh sanatının benzetme fonksiyonunu kullanarak deyimlerin bünyesinde bulundurduğu somut anlam ögelerine çağrışım yapmışlardır. Bu çalışmada klasik Türk şiirinin önemli bir malzemesi olan deyimlerin teşbîh sanatı aracılığıyla somutlaştırılması ve somutlaştırılan unsurların deyimlerle olan bağlantısı ortaya konmuştur. Söz konusu somutlaştırma ve teşbîh arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması için teşbîh sanatının bütün ögelerini barındıran örnek beyitler seçilerek deyimlerin beyit bağlamında kazandıkları somutlaştırmalar açıklanmıştır.Article Necâtî Bey Dîvânı’nda Tevriyeli Sözcükler(2020) Bahar YılmazKlasik Türk şiirinde birden fazla anlama gelen bir kelimeyi farklı anlamlara gelecek şekilde tevriyeli olarak kullanmak, en önemli şairlik göstergelerinden biridir. Çok anlamlılık ifade eden kelimelerle okuyucunun zihnini harekete geçirmek klasik şairler için vazgeçilmez bir sanat oyunudur. Klasik şairler bu söyleyiş güzelliğiyle okuyucunun merama biraz daha geç intikal etmesini sağlayarak zihinde bir çeşit çözümleme süreci başlatırlar. Okuyucunun söyleyişteki inceliği kavraması ise bu çözümlemeye ulaştıktan sonra gerçekleşir. Bu inceliği kavramak için okuyucunun belli bir kültürel ve edebî alt yapıya sahip olması gerekir. Bu çalışma bu alt yapıyı oluşturmaya katkı niteliğindedir. Necâtî Bey, çok anlamlılık ifade eden ibareleri birden fazla anlama gelecek şekilde kullanan klasik şairlerden biridir. Bu çalışma vesilesiyle okuyucular, Necâtî Bey Dîvânı’nda çok anlamlılık ifaden sözcükleri tanıyarak bu kelimelerin kullanımı ve işlevi hakkında bir fikir sahibi olacaklardır. Klasik Türk şiirinde bir sözcüğü birden fazla anlamı karşılayacak şekilde kullanmak, kinâye, tevriye, îhâm, mugâlata-i maneviyye gibi isimlerle anılmaktadır. Klasik belagatçılar, bir ifadenin yakın anlamının söylenip uzak anlamının kastedilmesini tevriye olarak kabul etmekte, îhâmı ise tevriyenin diğer adı olarak nitelendirmektedir. Mugâlata-i maneviyye ise çoğu zaman tevriyeden daha çok hüner isteyen bir sanat olarak görülmüştür. Yapılan incelemelerde tevriye ve mugâlata-i maneviyye örneklerinin birbirine karıştığı görülmüştür. Bu yüzden bu çalışma genel olarak tevriye olarak isimlendirilmiş ve Necâtî Bey Dîvânı’nda iki anlamlılık ifade eden kelimeler tevriye sanatı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada gerçek mecaz ilişkisi üzerine kurulmuş sözcüklerden ziyade eş adlı ya da gerçek-yan anlamlı sözcükler üzerinde durulmuştur. Tevriye sanatındaki uzak yakın anlam ilişkisi ise kişiden kişiye değişeceği için okuyucuya bırakılmıştır.