1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Akan, Yasin"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 3 of 3
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Kādî Abdülcebbâr’da Emir-irade İlişkisi ve Mutlak Emrin Delâletine Dâir Meseleler
    (2024) Akan, Yasin; 05.01. Department of Basic Islamic Sciences / Temel İslam Bilimleri Bölümü; 05. Faculty of Islamic Sciences / İslami İlimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Kelâmcı usulcüler fıkıh usulüne dâir ele aldıkları meseleleri dil ve kelâm anlayışları üzerine inşâ ettiklerinden eserlerinde kelâm ve dile dâir meseleler önemli ölçüde vurgulanmıştır. “Emir-irâde ilişkisi” konusu, fıkıh usulü kaynaklarında tartışılan, mezheplerin kelâmî anlayışları çerçevesinde temellendirilen ve onların zihin kodlarını ortaya koyan meselelerdendir. Genel olarak Mu‘tezilî usulcüler, emrin emredenin irâdesini gerektirdiğini, çoğunluğu oluşturan diğer usulcüler emrin emredenin irâdesini gerektirmediğini savunmuşlardır. Bu makalede Kādî Abdülcebbâr’ın (ö. 415/1025) emrin irâde gerektirdiği yönündeki görüşü tespit edilmiş ve bu meselenin Mu‘tezilî paradigma içerisindeki yeri ve temellendirmesi ele alınmıştır. Daha sonra emir-irâde ilişkisi noktasındaki görüşleri esas alınarak Kādî Abdülcebbâr’ın mutlak emrin delâleti ile ilgili meselelere yaklaşımı tespit edilmiştir. Söz konusu meselelerin temellendirmesinde Mu‘tezile’nin ayırıcı görüşleri olan teklîf, Tanrı’nın adâleti ve hüsün-kubuh anlayışının etkisi ortaya konulmuştur. Bu çalışmada, kelâmî bir ilke olan Tanrı’nın adâleti meselesinin emirirâde ilişkisi ve emrin delâleti çerçevesinde tartışılan usule dâir meselelerin temellendirilmesindeki yerinin belirlenmesi hedeflenmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Kâdî Abdülcebbâr’ın Dilin Vaz’ına Dair Kelâmî Yaklaşımı
    (2023) Akan, Yasin; Hacak, Hasan; 05.01. Department of Basic Islamic Sciences / Temel İslam Bilimleri Bölümü; 05. Faculty of Islamic Sciences / İslami İlimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Dinî disiplinlerde ele alınan her meselenin konuyla ilgili vârid olan naslar çerçevesinde temellendirilmesi ilk dönemlerden itibaren önemli bir metot halini almıştır. Dilin vazՙı meselesi de bu metot ile ele alınmıştır. Dilin vazՙını doğrudan konu edinen herhangi bir nas olmayınca bazı kesimler konuyu dolaylı olarak delil olabilecek naslar üzerinden temellendirmeye çalışmışlardır. Mu‘tezilî düşünür Kâdî Abdülcebbâr, ilk olarak dilin vazՙına doğrudan kaynaklık edebilecek naklî bir delilin olmadığını ifade etmiş ve meseleyi salt kelâmî bir zeminde temellendirmeye çalışmıştır. Kâdî Abdülcebbâr, Mu‘tezile’nin kelâm düşüncesi içerisinde önemli bir yeri olan teklîf, tevhîd, adalet ve hüsün kavramları çerçevesinde meseleye yaklaşmıştır. Öncelikle Kâdî Abdülcebbâr’ın varlık âlemindeki ilk dilin zorunlu bilgi ifade eden işaret ile ortaya çıkmış olması gerektiğini ve işaretin de Allah hakkında düşünülemeyeceğini savunarak Mu‘tezile’nin tevhîd ilkesine vurgu yaptığı ortaya konulmuştur. Sonra ise gelenek içerisinde yoğun olarak atıf yapılan teklîf, adalet ve hüsün-kubuh kavramları üzerinden meseleyi temellendirmesi incelenmiştir. Daha sonra ise dilin vazՙı ile bağlantılı olarak ve kelâmî düşünce üzerinden ele alınan dilde nakil ve şer‘î hakikatler ile ilgili görüşü takip edilmiştir. Bu çalışmada, analitik bir metot kullanılarak Kâdî Abdülcebbâr’ın dilin vazՙı meselesini sözü edilen kavramlar üzerinden kelâmî perspektifle temellendirdiği ve ilk dönem dini tartışmalar içerisinde önemli bir yeri olan şer‘î hakikatleri dilde nakil düşüncesi üzerinden izah ettiği ortaya konulmuştur.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Mu‘tezilî Usulcü Hâkim el-Cüşemî’nin Nesih Anlayışı
    (2025) Akan, Yasin
    Hicrî ilk beş asırda kaleme alınan fıkıh usulü eserleri, fıkıh usulünün erken dönem ilmî tariklerini, ekollere ait düşüncenin oluşumunu, gelişimini ve yer yer değişimini tespit etmede oldukça önemlidir. Hâkim el-Cüşemî’nin (öl. 494/1101) eserleri bu anlamda Mu‘tezilî düşüncenin takip edilmesi noktasında önemli kaynaklar arasında yer almaktadır. Cüşemî hicrî beşinci asırda yaşamış ve öğrenimini dönemin önemli ilim merkezlerinden Beyhak ve Nîşâbur’da tamamlamıştır. Bunun yanı sıra Cüşemî, Mu‘tezile ve Zeydiyye ekollerinin önde gelen düşünürlerinden dersler almış ve kıymetli eserler ortaya koymuştur. Cüşemî hakkında yapılan çalışmalarda onun fıkıhta Zeydî, kelamda Mu‘tezilî olduğu yönündeki yaygın kanaat tutarlıdır. Bunun yanı sıra bazı detay meselelerde Zeydî usul âlimlerini takip etmekle beraber fıkıh usulüne dair ele aldığı birçok meselede Mu‘tezilî geleneğin bir takipçisi olduğu görülmektedir. Dinî disiplinlerin birçoğunda konu edilen nesih gibi teknik bir meselede Cüşemî’nin görüşlerinin ortaya konulması Mu‘tezilî düşüncenin anlaşılması yolunda kayda değer bir adımdır. Bu çalışmada Cüşemî’nin nesih anlayışı ortaya konulurken temelde kendi eserleri ve konuya dair ekolün diğer kaynaklarına müracaat edilmiştir. Yer yer alana dair diğer klasik ve modern çalışmalara da başvurulmuştur. Cüşemî, neshe dair ele aldığı birçok meseleyi incelerken literatürdeki tartışmalı meselelere, tartışmanın taraflarına ve Mu‘tezilî geleneğin konuya dair görüş ve değerlendirmelerine yer vermiştir. Mu‘tezilî düşüncenin takipçisi olan Cüşemî, ekolün fıkıh usulü geleneğini büyük ölçüde Ebû Ali el-Cübbâî (öl. 303/916), Ebû Hâşim el-Cübbâî (öl. 321/933), Ebü’l-Hasan el-Kerhî (öl. 340/952), Ebû Abdullah el-Basrî (öl. 369/979-80) ve Kâdî Abdülcebbâr (öl. 415/1025) üzerinden takip etmiştir. Cüşemî, nesih konusuyla ilgili neshin tanımı, neshin delilleri ve neshe konu olan şerՙî hükme dair tartışmaları konu edinmiştir. Söz konusu bu meseleler hakkında Mu‘tezilî geleneğin görüşünü ortaya koyarak ekol içerisindeki tartışmalara yer vermiş ve savunduğu görüşün temellendirmesini de yapmıştır.