Browsing by Author "Arslan, Mesut"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Ali Emîrî’nin Mir’âtü’l-Fevâ’id Adlı Eserinde Osmanlı Dönemi Kürt Şairleri(2024) Arslan, Mesut; Arslan, Mesut; 12.02. Kurdish Language and Culture Programme / Kürt Dili ve Kültürü Programı; 12. Institute of Living Languages / Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMir’âtü’l-Fevâ’id fî Terâcimi Meşâhîr-i Âmid, Ali Emîrî Efendi’nin gençlik döneminde kaleme aldığı biyografik bir eserdir. Ali Emîrî’nin bu eseri hazırlamaktaki amacı Diyarbekirli âlim ve şairlerin, şehrin ileri gelenlerinin ve Diyarbekir’de görev yapmış devlet adamlarının hayat hikâyelerini yazarak onların unutulmasını engellemektir. Eser hem genel tarih, hem de şehir, kültür ve mimarlık tarihi açısından oldukça zengindir. Bu eser Kürt çalışmaları açısından da önemli bir kaynaktır; çünkü Ali Emîrî bu eserinde Osmanlı döneminde yaşamış üç Kürt şairinden de bahseder. Ali Emîrî, daha eserinin başında Cizre’den ve bu şehrin âlimlerinden bahseder. Cizre, bu dönemde idari olarak Diyarbekir vilayetine bağlı Mardin’in bir kazasıdır. Ali Emîrî, Cizre tarihi hakkında bilgiler verdikten sonra bu şehirle ilintili olarak üç Kürt şairinin hayatı ve eserleri hakkında da kısa bilgiler verir. Bu şairler, eserleri geçtiğimiz yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeniden basılan Molla Ahmed el-Cezerî (Melayê Cizîrî, ö. 1640), Ahmed-i Hânî (Ehmedê Xanî, ö. 1707?) ve Molla Hüseyin-i Bateyî (Melayê Bateyî, ö.1750?)’dir. Ali Emîrî, hakkında bilgi verdiği bu şairlerin bazı eserlerini bizzat gördüğünü belirtir. Gerçekten de Ali Emîrî’nin milletine hediye ettiği zengin kütüphanesinde Kürtçe yazma eserler de mevcuttur. Çalışmamız esnasında Ali Emîrî’nin verdiği bilgileri kütüphanesindeki elyazmaları ve güncel kaynaklar ile karşılaştırarak ele aldık.Article Siirtli Şeyh Süleyman El-halidî ve Üç Kürtçe Şiiri(2024) Arslan, Mesut; Arslan, Mesut; 12.02. Kurdish Language and Culture Programme / Kürt Dili ve Kültürü Programı; 12. Institute of Living Languages / Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiŞeyh Süleyman, yirminci yüzyılda Kürtçe şiir yazan mutasavvıf şairlerdendir. Kendisinin Arapça ve Farsçanın yanı sıra Kürt dilinde de üç şiiri vardır. Ancak bu üç şiir kendisinin yazma divanında yer almamaktadır. Ayrıca bu şiirler şimdiye kadar Latin harflerine de aktarılmamıştır. Bu nedenle Şeyh Süleyman’ın Kürtçe şairliği şimdiye kadar araştırma konusu olmamıştır. Bu makalede Şeyh Süleyman’ın bu üç Kürtçe şiirini ilk kez Latin harflerine aktaracağız. Şeyh Süleyman’ın ilk Kürtçe şiiri 1919 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır. “Vîna Weten” başlıklı bu şiirin konusu yurt sevgisidir. Buna göre Şeyh Süleyman, Kürt şiirinde Abdurrahim Rahmi Hakkarî’nin çağdaşıdır. Bu iki şairin üslubu ve şiir anlayışı da birbirine yakındır. Şeyh Süleyman’ın diğer bir Kürtçe şiiri Seyyid Ali Fındıkî’ye yazdığı Arapça bir mektubun içinde yer almaktadır. Şeyh Süleyman’ın üçüncü ve son Kürtçe şiiri ise Şeyh Zeynelabidin’in ölümüne yazdığı mersiyedir. Bu çalışmada önce Şeyh Süleyman’ın hayatı hakkında kısaca bilgi vereceğiz. Ardından bu üç Kürtçe şiirini içerik ve şekil yönünden analiz edeceğiz. Bu çalışmada amacımız şairin bilinmeyen bu şiirlerinin yayımlanması ile Şeyh Süleyman’ın Kürt edebiyat tarihi içindeki yerini bulmasıdır.Article Ulemadan Münevvere Osmanlı Müelliflerinin Yerel Dillere Bakışı (Kürtçe Örneği)(2024) Arslan, Mesut; Arslan, Mesut; 12.02. Kurdish Language and Culture Programme / Kürt Dili ve Kültürü Programı; 12. Institute of Living Languages / Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiUlema ve münevver bu çalışmada Osmanlı klasik çağı ile Tanzimat sonrası modernleşme sürecini temsil eden iki aydın tipidir. Bu iki tip aynı zamanda dönemlerinin düşünce yapısını, olaylara bakış açısını ve Osmanlı tasavvurunu da temsil etmektedir. Doğası gereği bu iki aydın tipi arasında bir farklılıktan ve çekişmeden söz edilebilir. Bu durum pek çok konuda kendini göstermektedir. Bu çalışmada bu düşünce ve bakış açısı farkının merkezine Kürt dili özelinde yerel dilleri koyacağız: Osmanlı’nın klasik döneminde geleneksel tarzda eğitim almış uleması ile modern dönemde Batılı tarzda eğitim almış münevverinin başta Kürtçe olmak üzere Osmanlı’da konuşulan yerel dillere bakış açısını inceleyeceğiz. “Bu iki eğitimli grup Osmanlı’nın mevcut durumunda ve gelecek planlamasında Kürtleri ve Kürt dilini nereye koyuyordu?” sorusuna cevap arayacağız. Osmanlı klasik çağında imparatorluk atmosferi içinde sıradan bir olgu olan çok dilliliğin Tanzimat sonrası dönemde nasıl çözülmesi gereken bir “sorun” hâline geldiğini örneklerle inceleyeceğiz. Bu bağlamda Gelibolulu Âli, Evliya Çelebi, Namık Kemal, Şemseddin Sâmi, Babanzade İsmail Hakkı, Said-i Meşhûr, Abdullah Cevdet, Ziya Gökalp gibi şahsiyetler ile İstanbul’da yayımlanan Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Rojî Kurd dergisi, Serbestî gazetesi ve Diyarbekir’de neşredilen Peymân gazetesi başlıca araştırma kaynaklarımız olacak.