Søren Kierkegaard felsefesinde dîni varoluşun farkı bağlamında tanrı-birey sorunu

Abstract

Bu çalışmamızın amacı Søren Kierkegaard felsefesinde dinî varoluşun farkı bağlamında tanrı-birey sorununu açıklamaktır. Dinî varoluşu etkileyen en büyük etmen içinde bulunulan dinî inançtır. Kierkegaard, dinî varoluşun önündeki engelleri kaldırmak için mensup olduğu Hıristiyanlık dininde öznelliğin yitirilmesine karşı çıkar. Bu bağlamda Tanrı sorunu ve günah sorununun açıklanması varoluş süreci açısından önem taşır. Varoluş tek bir temele dayanarak gerçekleşen bir süreç değil, bireyin benliğinde yaşadığı krizler doğrultusunda ilerleyen bir süreçtir. Bu sebeple Kierkegaard felsefesinde, dinî varoluştan önce bireyin benliğinde tecrübe ettiği estetik varoluş ve etik varoluş aşamalarının açıklanması gerekir. Kierkegaard felsefesinde dinî varoluşa erişmek bir sürecin sonucudur. Bu sürecin ilerleyişi bireyin yaşadığı varoluş bunalımları ve benlik algısına göre gelişir. Benlik tanımına ulaşmak için birey, yaşadığı bunalımları çözümleyip rasyonaliteyi de bir köşeye bırakarak dinî varoluş aşamasına iman sıçramasıyla geçebilir. İman sıçramasını gerçekleştiren birey, iman ve umut kavramını da kapsayan sevgi yoluyla Tanrı'yı anlar ve bu sayede dinî varoluşa erişir. Böylece Kierkegaard, bireyin varoluşunu tamamlayabilmesi, yaradılışına uygun bir hayat sürebilmesi için tüm yolların dinî varoluşa çıktığını ortaya koymaya çalışır.

This study aims to explain the problem of God- individual in the context of the difference of religious existence in the philosophy of Søren Kierkegaard. The most significant factor affecting religious existence is religious belief. Kierkegaard opposes the loss of subjectivity in the religion of Christianity, to which he belongs, to remove the obstacles to religious existence. In this context, explaining the problem of God and the problem of sin is important in terms of the existing process. Existence is not a process that takes place on a single basis, but a process that progresses in line with the crises experienced in the individual self. For this reason, in the philosophy of Kierkegaard, the stages of aesthetic existence and ethical existence that the individual experiences in the self before religious existence should be explained. In Kierkegaard's philosophy, reaching religious existence results from a process. The progression of this process develops according to the existential crises and self-perception of the individual. To reach the definition of self, the individual can pass through the religious existence stage with a leap of faith, by analyzing the crisis he/she has experienced and leaving rationality aside. The individual who takes the leap of faith understands God through love, including the concept of faith and hope, and thus reaches religious existence. Thus, Kierkegaard tries to reveal that all ways lead to religious existence so that the individual can complete his/her existence and lead a life by his/her nature.