Asketik Bir Tarikat Olarak Sistersiyenler ve II. Haçlı Seferlerine Etkisi

Abstract

Her din ve/veya inanç, kurucusunun ortaya çıktığı tarihten uzaklaştıkça özünden uzaklaşır, farklı kollara ayrılır hatta ana düşünceden sapar. Bir de Roma İmparatorluğu'nun yıkıntısı üzerinde bulunan Avrupa, 10. yüzyıla kadar güvenlik, hukuk, eğitim ve siyasi alanlarda ciddi istikrar sorunları yaşamıştır. Bölgenin içerisinde bulunduğu şartlar göz önünde bulundurulunca mezkûr konular çok daha fazla görülmüştür. Ancak süreç içerisinde ortaya çıkan karizmatik veya kahraman kişiler bu gidişata karşı çıkarak öze dönüş özlemiyle yeni oluşumlar göstermiştir. 11. yüzyılda, Avrupa'nın bu bozulmuş düzenine karşı dini yaşama yoğun bir dönüş olmuştur. Buna karşın manastırlar kuruldu ve başta Kluni Tarikatı, Hristiyan dinine ve manastır hayatına olan güveni tazelemiştir. 11. yüzyıl Avrupa için hem dini hem de siyasi alanda ciddi değişimlerin olduğu bir asır olmuştur. Siyasi desteği de arkalarına alan tarikatlar, her geçen gün büyüyerek daha etkin bir rol almışlardır. Ancak Kluni Tarikatı da büyümenin etkisiyle kendi içerisinde eleştirilere maruz kalmış ve tarikat kendi içerisinde bölünmeler yaşamıştır. Başrahip Robert, Orta Çağ Avrupa'sının 11. yüzyılında, cemaatlerin dünyevileşmelerinden ve monastik yaşamdan uzaklaşmalarından rahatsızlık duyup, Kluni Tarikatı'ndan ayrılarak kırsal bölgelerde asketik bir hayat yaşamayı tercih etmiştir. Yanına Alberic, Stephen ve on dokuz kişi daha alarak 21 Mart 1098'de, Latince ismi Cistercium olan Citeaux'da yeni bir manastır kurmuştur. Adını kurulduğu köyden alan Sistersiyen Tarikatı, asıl ününe ve gücüne ise ikinci kuşak liderlerinden biri olan Clairvauxlu Aziz Bernard zamanında kavuşmuştur. O yüzden tarikatın inançsal, sosyal ve ekonomik yapısı ve Aziz Bernard'ın tarihsel kişiliği ve siyasi etkinliği tezin ana muhtevasını oluşturacaktır.

Every religion and/or belief moves away from its essence, splits into different branches and even deviates from the main idea as it moves away from the date of its founder. Also, Europe, which is on the ruins of the Roman Empire, had serious stability problems in security, law, education and politics until the 10th century. Considering the conditions in the region, the aforementioned issues have been seen much more. However, charismatic or heroic people who emerged in the process opposed this trend and showed new formations with a longing to return to their essence. In the 11th century, there was an intense return to religious life against this corrupt order of Europe. However, monasteries were established, and the Kluni Order, in particular, restored confidence in the Christian religion and monastic life. The 11th century has been a century of serious changes both in religion and politics for Europe. The sects, which also received political support, grew day by day and took a more active role. However, the Kluni Sect was also subject to criticism due to the growth and the sect experienced divisions within itself. High Priest Robert, in the 11th century of Medieval Europe, was dissatisfied with the secularization of the communities and their distance from the monastic life, and preferred to live an ascetic life in the rural areas by leaving the Kluni Order. Taking Alberic, Stephen, and nineteen others with him, he founded a new monastery in Citeaux, whose Latin name was Cistercium, on March 21, 1098. The Cistercian Order, which took its name from the village where it was founded, gained its real fame and power during the time of St. Bernard of Clairvaux, one of its second generation leaders. Therefore, the religious, social and economic structure of the order and the historical personality and political activity of St. Bernard will form the main content of the thesis.