Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/182
Browse
Browsing Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık Bölümü by Author "Konak Özçelik, Musaye"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Presentation Aydınlanma Düşüncesinin Geliştirdiği Modern ve Postmodern Dönemlerinin Cemaatleşmeye Etkisi(İlmi Edütler Derneği, 2019) Konak Özçelik, Musaye; Department of Social Services/ Sosyal Hizmet BölümüCemaat insanlık tarihinin başlangıcından beri vardır. Çünkü insan toplumsa bir varlıktır ve yalnız yaşaması mümkün değildir. bundan dolayı bireyler daima cemmatler içerisinde bulunma ihtiyacı duymuş ve cemaatler oluşmuştur. klasik sosyoloji boyunca cemaat hep Tönnies'in ortaya koyduğu anlamda, geleneksel tarım toplumunun sanayi öncesi yaşam biçiminini niteleyen toprak temelli, dini geleneklere bağlı komünal ve yarı komünal derin bir bizlik duygusu içeren toplumsal yaşam biçimi olarak algılanmıştır. fakat modernleşme ile birlikte bu anlamdaki cemaaten topluma geçileceği ve cemaatin yok olacağı, yerini toplumun alacağını fikri benimsenmişti. Toprağa bağlı çözülerek birincil önemini yitirmiştir. Ancak hiçbir zaman tamamen yok olmamıştır. Cemaat toplumsal yaşantının ilk ve en önemli özelliği olarak daima vardır ve çok çeşitli biçimlerde de olsa özünün koruyarak var olacaktır. Çünkü her fert cemaat içinde doğar ve yaşamını cemaate borçludur.Book Karşılaştırmalı Olarak Türk Sosyolog ve Tarihçileri(Doğu Kitabevi, 2022) Konak Özçelik, Musaye; Department of Social Services/ Sosyal Hizmet BölümüSosyolojide ve sosyal teoride dün ya da bugün yoktur. Var olan teorinin kapsamının zamanla genişlemesidir. Sosyolojinin kapsamı genişledikçe gerçek anlamda pek bir şeyin değişmediği de görülecektir. Sosyolog için dün bugündür. Bugünü açıklayabilirsek dünün de açıklanabileceği iddia edilmektedir. İki alanın ortaklığının dün ile bugün arasında kurmaya çalıştıkları ilişkiden doğduğu birçok düşünür tarafından kabul edilmektedir. Dünün aydınlatılmasıyla bugüne bakan “tarih” ve bugünü açıklayarak dünü bilen bir “Sosyoloji”nin kesişim noktası meydana gelir. Bu çalışmada tarih ve sosyoloji arasındaki ilişkiyi somut bir biçimde değerlendirmek amacıyla Cumhuriyet Dönemi sosyologları arasında Hilmi Ziya Ülken ve onun öğrencisi olan Cahit Tanyol, tarihçilerden ise; ülkemizde önde gelen ve dünyaca tanınan Halil İnalcık ve onu yakından takip ederek fikirlerinden etkilenen elli yıllık bir dostluk ilişkisi bulunan Kemal Haşim Karpat’ın, belli konulardaki fikirleri karşılaştırılmıştır. Söz konusu isimler ayrı ayrı değerlendirildikten sonra bu isimlerin Türk toplum tarihi ve toplum sorunları hakkındaki düşünceleri açıklanmıştır.Presentation Kemal Haşim Karpat'ın Sosyolojik Fikirleri(Recent Academic Studies, 2023) Konak Özçelik, Musaye; Department of Social Services/ Sosyal Hizmet BölümüHer toplumsal olayın belli bir tarihte gerçekleşmesi ve her tarihsel olayın da aynı zamanda toplumsal olması sosyoloji ile tarih ilişkisini zorunlu kılmıştır. Tarihin aynı zamanda sosyolojiye geniş malzeme sunan bir laboratuvar olduğu kabul edilmektedir. Toplumu anlamak için geçmiş, şimdi ve gelecek önemsenmelidir. Şimdiyi geçmişle, geçmişi şimdiyle ve geleceği onlarla birlikte anlamak gerekmektedir. Tarih ve sosyoloji birbirini tamamlayan iki disiplindir. Biri olmadan diğeri eksik kalır. Bu görüşü savunan ve doğrultuda çalışmalar yapan gerek dünyada gerekse ülkemizde tanınan, önemli çalışmalara imza atan isimlerden biri Kemal Haşim Karpat’tır. Tarihçi olarak bilinen Karpat’ın çalışmaları incelendiğinde ve fikirleri değerlendirildiğinde onun sosyolojik yönünün de ağır bastığını görmek mümkündür. O, Osmanlı, Türkiye, Orta Asya tarihi vb. tarihsel konularda kapsamlı çalışmalar yaptığı gibi göç, kimlik, demokrasi, din gibi sosyal konularda da çalışarak sosyal gerçekliği tarihsel çerçevede değerlendirerek kendine özgü bir bakış açısı sunmuştur. Bu çalışmada da Karpat’ın kimlik, demokrasi, göç, din ve laiklik gibi sosyolojik konulara dair görüşleri değerlendirilerek sosyolojik yönüne dikkat çekilmiştir Toplumsal olaylar değerlendirilirken, tarihsel olaylarında değişim ve dönüşümleri göz önünde bulundurulmalıdır. Sosyolojide önde gelen Marx, Durkheim, Weber, Mills gibi isimler sosyal gerçekliği tarihsel gerçeklikten bağımsız değerlendirilmeyeceğini vurgulamışlardır. Tarih biliminin önemli isimlerinden olan Karpat’da benzer bir biçimde sosyolojinin tarih için önemli olduğunu ve tarihsel olayların toplumsal bir parspektifte değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. Tarihçi olan Karpat’ın yapmış olduğun sosyolojik çalışmalarında önemli olduğunu savunmak mümkündür. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kapsamında doküman inceleme tekniği kullanılmıştır. Geniş çaplı literatür taraması yapıldıktan sonra elde edilen bilgiler sunulmuştur. Bu bilgiler sonucunda tarihçi olarak bilinen Karpat’ın çalışmalarının sosyolojik yönünün olduğu ve sosyoloji bilimine dahil edilecek çalışmalarının olduğunu savunmak mümkündür.Article Tehdit Algısının Güven Üzerindeki Etkisi(Sosyologca, 2020) Konak Özçelik, Musaye; Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümüİnsanlar arasındaki ilişkilerde temel duygulardan biri olan güven, tehlike ve belirsizliklerin artması sonucu çağımızın temel problemlerinden biri olarak görülmektedir. Günlük hayatın bireysel ve sosyal ilişkilerinde çok önemli bir etken olan güvenin insanlık tarihi kadar eski olduğu bir gerçektir. Belirsizliklerin hızla yayıldığı bir dünyada güven eksikliği yakından hissedilmektedir. 21. yüzyıldaki hızlı değişim ve akışlar çağı bireylerin, grupların ve sosyal kurumların işleyişini değiştirmiştir. Buna ek olarak özellikle teknolojide meydana gelen değişme ve gelişmeler bir yandan insan hayatını kolaylaştırırken diğer yandandaha tehlikeli bir hal almasına sebep olmuştur. Teknolojik ilerleme, iletişim ve ulaşım olanaklarının gelişmesi, günümüz dünyasında yeni tehditlerin oluşmasına, var olan tehditlerin ise daha da etkili hale gelmesine neden olmuştur. Bu tehlike ve riskler toplum hayatında tehdit algısının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Oluşan bu tehdit algısı ise güvensizliği yaygınlaştırmıştır.