Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/45
Browse
Browsing Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü by Author "Emrullah, Yakut"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part Eski Türk Edebiyatı Ders Kitabı(Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2017) Emrullah, Yakut; Adnan, Oktay; Esma, ŞahinBu kitap Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından desteklenen “Artuklu’dan Irak’a Ortak Kültürün İzinde” projesi dâhilinde Irak’taki Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin Eski Türk Edebiyatı derslerinde kullanılmak üzere bir “müfredat kitabı” olarak hazırlanmıştır. Ancak hazırlanan bu eser, gelmiş olduğu nokta itibariyle sadece Irak’ta değil tüm yurtdışındaki üniversitelerde ders kitabı olarak okutulabilecek mahiyettedir. Bu çalışma bir “Eski Türk Edebiyatı Tarihi” olmayı hedeflemekten ziyade öğrencilerin derslerdeki ihtiyacını bir ölçüde karşılama ve edebiyat tarihimizin seyri ve ana hatları hususunda onları kısaca bilgilendirme amacı taşımaktadır.Other Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları Kitabı 2012 Baskısı Üzerine Bir Eleştiri(FSM İlmî Araştrmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2014) Emrullah, YakutBu çalışmada, Faruk Nafiz Çamlıbel’in büyük kısmı sağlığında çıkan iki kitapta toplanan şiirlerinin yer aldığı Han Duvarları’nın güncel basımı incelenmiştir. Eserin son ve güncel baskısında yapılan muhtelif hataların tespiti ve tenkidi yapılmıştır. Hece ölçüsüyle yazılan şiirler incelemeye dahil edilmemiştir. Bu çalışmanın amacı özellikle edebiyat eserlerinin basımındaki dikkatsizlik ve özensizliğin ortaya çıkardığı sonuçları ele almak ve imlayla ilgili farklı yaklaşımları tartışmaktır.Presentation Hint Üslubu Şairlerinin Lafız Ve Manaya Bakışı(III. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu 26-27-28 Ekim 2017, 2017, Filoloji, 2017) Emrullah, Yakut; Mehmet Halit, AyarBir edebî eserin tesir ve güzelliğinde en belirleyici unsurun lafız mı yoksa mana mı olduğu hususunda edebiyat eleştirmenleri, şairler ve yazarlar muhtelif görüşler öne sürmüşlerdir. Yeni ve ince manalar bulmaya büyük önem veren Hint üslûbu şairleri de lafız ve manaya dair görüşlerini şiirlerinde dile getirmişlerdir. Bu çalışmada Hint üslubu şairlerinden Sâib-i Tebrîzî, Bîdil-i Dehlevî ve Şevket-i Buhârî'nin ve yine az veya çok aynı üslup etkisinde şiir yazan Nef'î, Nâbî, Şeyh Gâlib, Nâili ve Fehîm-i Kadîm gibi Türk şairlerinin lafız ve manaya ilişkin görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızda ayrıca söz konusu şairlerin lafız ve mana ile ilgili yaptıkları teşbih ve istiareler tespit edilerek şairlerin bu meseleyi ele alışlarındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konulmaktadır.Presentation Klasik Türk ve Fars Edebiyatlarında Çocuğun Eğitilebilirliği ve Gülistan Örneği(II. Uluslararası Sosyal B ilimler Sempozyumu 18-19- 20Mayıs 2017, 2017) Emrullah, YakutBu çalışmada kendisi de aynı zamanda bir eğitimci olan Sâdî-i Şîrâzî’nin Gülistan adlı eserindeki bir hikâyede ortaya konulan eğitime dair iki farklı anlayıştan yola çıkılarak klasik Türk ve Fars edebiyatında bu meselenin tezahürleri ele alınmaktadır. Bildirinin amacı eğitimle ilgili her hangi bir yaklaşımın doğruluğunu ya da yanlışlığını savunmak veya ispatlamak değil, konunun klasik edebiyattaki bazı yansımalarının tespit edilmesidir. Bu çerçevede Klasik Fars ve Türk edebiyatlarından örneklere yer verilerek Gülistan’daki yaklaşımla meselenin mukayeseli bir okuması ortaya konulmaktadır.Article Klasik Türk ve Fars Şiirinde "Gerdiş-i Çeşm"(Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2019) Emrullah, YakutKlasik Türk şiiri kendine mahsus bir estetik anlayışı olan ve bu anlayışa büyük ölçüde bağlı kalmış bir şiir geleneğidir. Bu gelenekte klasik şiir okurunun aşina olduğu ortak istiareler, teşbihler, mazmunlar dünyası önemli role sahiptir. Klasik şair, çoğunlukla hazır unsurlardan oluşan elindeki bu yapı malzemesiyle orijinal ürünler ortaya koymak gibi zor bir görevi üstlenir. Ancak bu güçlü gelenek içinde de zaman zaman yenilik arayışları ve denemeleri olmuştur. Hint üslubu şairlerinde bu arayış ma’nâ-yı bîgâne, ma’nâ-yı pîçîde gibi terimlerle kavramsallaştırılmıştır. Bu çalışmada XVII. yüzyıla kadar klasik şiirde pek nadir örneği bulunan “gerdiş-i çeşm” ve “gerdiş-i çeşm-i gazâl” terkiplerinin klasik Türk ve Fars şiirindeki tezahürleri tespit edilmiş, bu terkip etrafında oluşan hayal örgüsü ve ilişkili unsurlar irdelenmiştir. Ayrıca söz konusu kavramların nev-heves şairler tarafından haddinden fazla kullanıldığı iddiasıyla şiirin geyik destanına döndüğü yönünde XVII. yüzyılın önde gelen şairlerinden Nâbî tarafından getirilen eleştiri sayısal verilerle tahlil edilmiştir.Article Nüzhet Ortanca'nın manzum Sâib-i Tebrîzî tercümesinin çeviri işlemleri açısından tahlili(Mukaddime, 2015) Emrullah, YakutManzum şiir tercümeleri, çeviri sürecinde karşılaşılan sorunların gözlemlenmesine imkân vermesi ve bu sorunların çözümüne ışık tutabilmesi bakımından büyük ehemmiyeti haiz metinlerdir. Mehmet Nüzhet (Ortanca)'nın Sâib-i Tebrîzî (ö. 1670-71) divanından seçtiği bazı hikemî beyit ve müfredler için yaptığı manzum tercümesi de, bu noktada önemli veriler sunmaktadır. Çalışmamızda, kaynak metindeki lafız ve mana münasebetlerinin hedef dile aktarılmasındaki zorluklar ve mütercimin uyguladığı çeviri işlemleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu çeviri işlemlerinden yola çıkılarak, serbest ve sadık çeviri ikilemi bağlamında, Mehmet Nüzhet'in manzum tercümesinin durduğu yer ortaya konulmuştur. İncelemenin sonunda ise tercümenin transkripsiyonlu metni ve kaynak metin birlikte sunulmaktadır.Article Şehrin Karartısından Ürken Bir Şair: Tebrizli Sâib(Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2018) Emrullah, YakutKlasik şiir (gerek Türk gerek Fars şiiri) ortak mazmunların, teşbihlerin, istiarelerin önemli yer tuttuğu bir edebî gelenektir. Hatta bu yüzden bazı edebiyat eleştirmenlerince çoğu zaman orijinal olmamakla ve birbirinin tekrarı olmakla suçlanmıştır. İlk bakışta doğru gibi görünen bu iddianın, daha dikkatli bir nazarla tetkik söz konusu olduğunda, hak-sız bir itham veya hiç değilse abartılı bir yorum olduğu görülecektir. Gerek klasik şiir içerisinde farklı ekoller (klasik üslup, hikemî üslup, Hint üslubu gibi) arasında ve gerekse aynı ekol içerisinde yer alan şairler arasında birtakım farklılıklar göze çarpar. Bu farklılık, mazmun boyutunda ele alınacak olursa, ortak bir mazmundan yararlanarak daha önce söylenilmeyeni söylemek şeklinde olabileceği gibi, yeni bir mazmun üretmek şeklinde de olabilmektedir. Yeni mazmun her zaman için yeni bir kavramla yapılmayabilir. Daha önceden kullanılan bir kavram (bir kelime veya terkip) yeni bir bağlama konu olabilir ve yepyeni bir hayal örgüsünün taşıyıcılığını üstlenebilir. Sevâd-ı şehr kavramının ele alındığı bu çalışmada; öncelikle kavramın klasik şiir geleneği içerisindeki konumu tespit edilmiş, ardından söz konusu kavramın Sâib-i Tebrîzî'de ifade ettiği anlam ve kaynaklık ettiği çağrışımlar üzerinde durulmuş ve aralarındaki farklılık ortaya konulmuştur.Book Part Tarihe Şiirle Bakmak: Prut Savaşı(Berikan Yayınevi, 2019) Emrullah, YakutII. Viyana Kuşatması’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu mağlup olmuş ve imzalanan Karlofça Antlaşması’yla büyük toprak kayıplarına razı ol-mak zorunda kalmıştır. Bu mağlubiyet ve kayıplar sonrasında devletin dış po-litikada önceliği kaybedilen toprakların geri alınması olmuştur. 1711 yılında Osmanlı-Rus savaşı böyle bir vasatta meydana gelmiş ve kazanılan zafer toplumda sevinçle karşılanmıştır. Şairler de bu zafere kayıtsız kalmamış ve birçok şair mezkûr zaferle ilgili tarih düşürmüşler, gerek dönemin padişahı III. Ahmed’e ve gerekse ordunun kumandanı Veziriazam Baltacı Mehmed Paşa’ya kasideler ithaf etmişlerdir. Çalışmamızda Prut Savaşı’nın ve kazanılan zaferin dönemin şairleri için ifade ettiği anlam ve algılanış şekli tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda tarihçiler ile şairlerin özellikle Baltacı Mehmed Paşa’ya bakışlarındaki farklılık ortaya konulmuştur.