Psikoloji Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/41
Browse
Browsing Psikoloji Bölümü by Journal "III. Uluslararası Kültür ve Medeniyet Kongresi"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Conference Object Kültüre duyarlı psikolojik danışman ve kültüre uyumlu psikoterapi(2020) Ergün, Naif; Bozdağ, FarukBu çalışmada çok kültürlü psikolojik danışma veya kültüre duyarlı psikolojik danışmayaklaşımı ile bu yaklaşımı esas alan psikolojik danışmanların sahip olması gereken yeterlikalanları incelenmiştir. Bu amaçla öncelikle kültür kavramı ve bu kavram çerçevesindepsikolojik danışma seanslarında neyin ele alındığı irdelenmiştir. Kültürel kodlar çerçevesindedanışanın kendi kültür kavramının seans içindeki etkisi ile danışanın kültür kodlarınınfarkında olarak onu koşulsuz kabul eden kültüre duyarlı psikolojik danışmanın, danışanıngelişimi üzerindeki etkisi tartışılmıştır. Ayrıca psikoterapi ekolleri, kültüre uyumlulukaçısından ele alınmıştır.Alanyazın taraması sonucunda, danışanların kültürel farklılıklarının yalnızca toplumungenelini yansıtmadığı, her bireyin ve ailenin kendine ait farklı kültür yapısının olabileceğibelirlenmiştir. Toplumsal olarak ırk, etnik köken, din ve sınıf gibi yapılar ön plana çıkarkencinsel yönelim, yaş, aile yapısı gibi bireysel ve ailevi öğelerin de bulunduğu görülmüştür.Bireysel öğrenmelerin ve kimlik oluşumlarının kültür içinde meydana geldiği, mevcut batımerkezli kişilik kuramlarının kültürel farklılıkları tanımlama ve açıklamada yetersiz olduklarıbelirlenmiştir. Bireysel perspektifin aktif olduğu psikolojik danışma ekollerinin toplummerkezli yapıları açıklamadaki yetersizlikleri ile göç ve toplumsal etkileşimden dolayı artançok kültürlü toplumsal yapıların sonucu olarak psikolojik danışmanların farklı kültürlerdekikişilerle çalışmaları, kültüre duyarlı psikolojik danışma hizmetlerinin önemini arttırmıştır. Bukapsamda kültüre duyarlı psikolojik danışmanların sahip olmaları gereken yeterliliklerin en azüç alandan ve bu alanların her birinin içerdiği üç boyuttan oluşması gerektiği görülmüştür. Buyeterlilik alanları; (1) psikolojik danışmanın kendi değerleri, varsayımları ve ön yargılarınınfarkında olması, (2) kültürel olarak farklı olan danışanların dünya görüşlerini anlama ve (3)danışanın kültürüne duyarlı psikolojik danışma hizmeti vermek için uygun teknik vemüdahaleler geliştirme ve bunları uygulama şeklinde ifade edilmiştir. Her bir yeterlik alanıiçinde yer alan boyutlar ise (a) inançlar ve tutumlar, (b) bilgi ve (c) beceri şekildebelirtilmiştir.Kültüre duyarlılık açısından ele alındığında son yıllarda Batı merkezli kişilik kuramlarınındiğer kültürlere uyarlanma çalışmalarının önem kazandığı fark edilmiştir. Özellikle batıya göçeden göçmenlerin kültürel normları dikkate alınarak kültüre uyarlama çalışmaları yapılmıştır.Başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok ülkede Müslüman toplumuna yönelik psikolojikdanışma ve kuram uyarlamalarının yapıldığı ancak bunların yeterli düzeyde olmadığıgörülmüştür. Benzer şekilde Türkiye’deki çok kültürlü yapı göz önünde bulundurulduğundaburadaki kültürel uyarlama çalışmalarının da yetersiz olduğu dikkat çekmiştir. BilişselDavranışçı Terapiler, kültüre duyarlılık açısından uyarlaması yapılan kuramların başındagelmiştir. Bu kuramın farklı kültürlere uyarlanmasının kolay oluşunu sağlayan başlıcaetmenler; (a) danışanın bilişsel çarpıtmaları üzerinde çalışıyor oluşu, ki bu yaklaşım ilekültür içindeki düşünsel çarpıtmaların farkındalığı psikolojik danışman tarafından kolay testedilebilmektedir, ve (b) kullandığı tekniklerin davranışçı yapısının fazla oluşu sayesindepsikolojik danışmanın danışan ile daha fazla işbirliği kurması ve daha fazla yönlendirici oluşu olarak belirtilmiştir. Sonuç olarak, batı merkezli kişilik kuramları ve psikolojik danışmaekollerinin farklı kültür ve toplumlarda kullanılabilmesi için bu kuram ve ekollerin iyianlaşılması gerektiği, kültüre uygunluk ve uyum sağlanmadan yapılan uygulamalara şüphe ilebakılmasının bireylerin ruh sağlığı açısından çok önemli olduğu değerlendirilmiştir.Conference Object Mülteci çocuklarda kültürlenme stresi(2020) Ergün, Naif; Ergün, NaifGöç süreci çocuklar için önemli bir stres kaynağıdır. Bu süreçte çocuklar, ailelerinden vearkadaşlarından ayrılabilmekte, aşina oldukları ortamdan farklı bir ortama geçebilmektedir.Yeni ortamın kültürel açıdan farklılıklar içermesi çocukları zorlayabilmektedir. Özelliklemülteci çocuklar, savaş ve politik sebeplerden dolayı aileleriyle, bazı durumlarda ise tekbaşlarına veya tanıdık bireylerle ülkelerini terk etmek zorunda kalmaktadır. Zorunlu göçünsebep olduğu travmatik deneyimlerin yanı sıra bu çocuklar, yerleştikleri yeni ülkede kültürelbir takım zorluklarla karşılaşmaktadır. Göç stresine, kültürlenme stresi eşlik edebilmektedir.Kültürlenme stresi, genel olarak kültürel değişimlerin birey üzerinde yarattığı ruhsal sıkıntılarolarak ifade edilmektedir. Etnik azınlıkların sahip oldukları kültürel yapılar, kültürlerarasıetkileşim sorunları ve kültürel değişiklikler ruh sağlıklarını etkileyebilmektedir.Kültürlenme sürecinde göçmen ve mülteciler, öncelikle hâkim toplum üyeleriyle etkileşimkurmaya çalışır ve buna dair bir stres yaşarlar. Bu stres onların kültürel yönelimlerini belirlerve böylece kültürel değişim başlar. Kültürel değişimle birlikte yeni bir stres yaşanır ve bustres, bireylerin ruh sağlığı ile uyumlarını farklı şekillerde etkiler. Kültürlenmeye dair yaşananbu süreçte göçmen ve mültecilerin öz kültürlerine ilişkin değerleri ve normları ne derecededevam ettireceklerine karar vermeleri gerekmektedir. Hâkim kültürün hangi seviyedebenimseneceği, dolayısıyla yeni kültürlerarası kimliğin nasıl gelişeceği bireylerin sosyal veeğitsel deneyimlerine, bilişsel yeteneklerine, becerilerine, ihtiyaçlarına ve destek sistemlerinebağlı olarak değişmektedir.Kültürlenme sürecinde mülteci çocuklar birtakım sorunlar yaşayabilmektedir. Bu sorunlar,aile, aynı etnik gruptan arkadaşlar ve öz kültür topluluğundaki diğer bireylerle ilişkiliolabildiği gibi hâkim toplum üyeleriyle olan temasın sıklığı ve niteliğiyle ilgili deolabilmektedir. Göç nedeni, sosyoekonomik statü, bireylerin etnik ve kültürel gruplarınınsaygınlığı veya kabulü, diğer kültürel gruplarla etkileşim fırsatı, yeni kültüre ilişkin var olanön bilgiler gibi çeşitli faktörler, mülteci çocukların kültürlenme stresini etkilemektedir.Kültürlenme stresi, mülteci çocuklarda anksiyete ve depresyon, kimlik karmaşası, aile veokula ilişkin problemler, yalnızlık, izole olma ve psikosomatik semptomların artması gibifarklı sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle mülteci çocukların yaşadıkları kültürlenmestresini azaltmaya ve bununla etkili bir şekilde başa çıkabilmelerini sağlamaya yönelikmüdahalelerin geliştirilmesi gerekmektedir. Mülteci çocuklar, psikolojik destek, kültürelyönelim ve dil eğitimine özel olarak ihtiyaç duymaktadır. Bu tür konularda onlara destekolabilecek kurumların başında okullar gelmektedir. Okullardaki öğretmenler ve psikolojikdanışmanlar, mülteci çocuklar için önemli destek kaynaklarıdır. Mülteci çocukların özellikledil engelini aşabilmeleri için desteklenmeleri önemlidir. Hâkim toplumun dilini öğrenmeklebirlikte kendi dillerini ve kültürlerini devam ettirmeleri konusunda desteklenmelerinin,yaşadıkları stresi ve karmaşayı azaltacağı düşünülmektedir. Üzerinde durulması gereken birdiğer önemli nokta da mülteci çocukların ebeveynlerinin dil eğitimidir. Ebeveynlerinçocuklarla eşgüdümlü bir şekilde dil eğitimi almaları sağlanmalıdır. Çocuklar, yetişkinlerekıyasla kültürlenme sürecini daha hızlı yaşamaktadır. Bu durum ebeveynlerin çocukları hâkimtoplumla etkileşim kurma konusunda aracı olarak kullanmalarına neden olabilmektedir. Dolayısıyla mülteci çocuklar, farklı stres kaynaklarına maruz kalabilmektedir. Ebeveynlerinkültürlenme süreçlerine destek sağlamak, mülteci çocukların omuzlarındaki yükü azaltacaktır.Bunların yanı sıra mülteci çocuklar ve aileleriyle çalışan meslek elemanlarının bu bireylerinöz kültürlerini anlamaya ve öğrenmeye çalışmaları, onlarla samimi ve hoşgörüye dayalı biretkileşim kurmalarını sağlayacaktır. Böylece mülteci çocukların ve ailelerinin toplumsalaidiyeti ve uyumları kolaylaşacaktır.