Sanat Tarihi Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/42
Browse
Browsing Sanat Tarihi Bölümü by Publication Category "Kitap Bölümü - Ulusal"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part Bafra'nın Geleneksel Cumbalı Köy Evleri(Berikan Yayınevi, 2023) Tümer, ŞerifGeleneksel Türk evi, yayılım gösterdiği tüm alanlarda iç mekân teşekkülü,cephe düzeni ve mimari detayları ile kendine has üslûp özelliklerine sahip yapıtiplerindendir. Türk şehrinin temel unsurlarından olan geleneksel konutlar, so- kak dokusu ve konutun so kak ile olan ilişkisi açısından da Türk sanatının ince-lemeye değer çalışma alanlarındandır. Türk evinin dış dünyayla olan ilişkini dü-zenleyen bir mimari birim olarak karşımıza çıkan cumbalar ise geleneksel Türkevinin en karakteristik öğesidir. Osmanlı Devleti’nin yayılım gösterdiği coğraf-yada yoğun olarak karşımıza çıkan bu kullanım Anadolu geleneksel konutununda en önemli öğesi olarak yüzyıllardır varlığını sürdürmüştür.Book Part Bizans Dönemi Resimli El Yazmalarda Kale Kent Motifi(Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2022) Kaplan, Neclaİnsanların toplu bir şekilde yaşamalarını mümkün kılan ayrıca kültür ve medeniyetin göstergesi olan kentler; kültürel, sosyal ve siyasal tarih için önemli bilgiler sunan olgular olarak halen merak edilen konulardandır. Bu nedenle, kentlerin gelişim sürecini gösteren tarih boyunca meydana gelen gelişmeler dikkatle araştırılmaktadır. Bunun için kentin kökenini ve fiziki özelliklerini ortaya koyan bulgulara, kalıntılara ve görsellere ihtiyaç duyulmaktadır. Böylece zaman içinde meydana gelen değişim ve dönüşümler hakkında fikir sahibi olunabilmekte ve kentsel yapı türleri ile işlevleri ortaya konulabilmektedir. Kısacası kentin gelişim sürecinin anlaşılması için kent tarihi araştırılmaktadır. Bu bağlamda, Antik dönemden modern döneme değin uzun bir kronolojiye sahip kent tarihi için Orta Çağ, zincirin önemli bir halkasını oluşturmaktadır. Nitekim, Orta Çağ’ın en önemli aktörlerinden olan Bizans/Doğu Roma (324-1453) araştırmacılar için dikkat çekici bir konumda durmaktadır. Bizans İmparatorluğu Mezopotamya, Mısır ve Helenistik gibi kendisinden önce gelen çeşitli kültürlerin bir sentezi ve birikimi olan Roma kültürünün de son temsilcisidir. Bu nedenle, Bizans’tan kalan mimari kalıntılar, görsel ve yazılı belgeler önemli başvuru kaynaklarıdır. Bu kaynaklardan resimli el yazmaları da sundukları tasvirlerle dönemin görsel hafızasını aktaran zengin bilgiler içermektedir. Bizans dönemi el yazma resimlerinden günümüze gelen; Süryanice Rabula Dörtlü İncil (586), Viyana Genesis (6. yy), II. Basil'in Menolojisi (10. yy), Vat.gr.747 Oktateukh (11. yy), Atina Tetraevangelion 93 (12. yy) ve Septuaginta-Oktateukh-G.İ.8 (12. yy) resimli el yazmaları bu kapsamda değerlendirilmiştir.Book Part Çınar İlçesindeki Kültür Varlıkları(2015) Yıldız, İrfan; Erdal, Zekai, Yıldız, DursunDiyarbakır Çınar ilçesinde yer alan İslami dönem eser hakkındadır.Book Part Diyarbakır Çeşmelerinden Üç Örnek(MUKKADİME, 2010) Yeşilbaş, EvindarOrtaçağ şehirciliğinde önemli bir yeri olan su mimarisi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin iklim ve coğrafyasından kaynaklanan farklı boyutu ile Diyarbakır’da daha zengin bir donanıma kavuşmuştur. Yalnız dinî ve sosyal yapılarda değil, sivil mimaride de su vazgeçilmez bir unsur olarak yerini almıştır. Su mimarisinde çeşmeler, kamunun kullanımına sunulan basit yapılardır. Bu çalışmada, Diyarbakır şehir merkezinde yer alan çeşmelerden Tahtalı Katsal Sokak Çeşmesi, Arap Şeyh Cami Çeşmesi, Sultan Şüca Çeşmesi çizim ve fotoğraflarla desteklenerek incelenmeye çalışılmıştır. İncelenen çeşmelerin şehir mimarisini bütünleyen kültür zenginliklerimizden olduğu tespit edilmiştir. Bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için asli fonksiyonlarına kavuşturulması gerekmektedirBook Part HASANKEYF KALESİ’NDEKİ BİR KAYA OYMA KONUT VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ(İsarc, 2021) Tümer, ŞerifGerek doğal gerekse de insan eliyle oluşturulan kaya oyma mekânlar tarihin her döneminde insanlartarafından çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Kaya oyma açısından oldukça zengin olan Hasankeyf’te yaklaşık7500 kaya oyma mekânın olduğu düşünülmektedir. Kilise, cami ve en çokta konut olarak kullanılan bumekânların oluşumu ya da oluşturulması hakkında, yani tarihlendirme noktasında net bir şey söyleyebilmekmümkün görünmese de seyyahların kaynaklarında verdikleri bilgilerden hareketle çok eskilere dayanan bir kullanımın varlığından söz edilebilir. Bu noktada incelenen bir kaya oyma konutun da tek mekânlı olmasınarağmen aynı zamanda içinde hayvanlarında barınılabildiği nitelikte düzenlendiği anlaşılmaktadır. Hayvanların bağlanabilmesi için kayaya oyulan delikler bu konutların aynı zamanda kır yerleşmesi nitelikli konutlarolduğunu da düşündürmektedir. Kır yerleşmelerinde konutların, insanların temel geçim kaynaklarından olanhayvancılığa da yönelik olarak düzenlenmesi hususu söz konusudur. Kır konutlarının zemin katlarınınhayvanlar için düzenlendiği birçok konut örneği mevcuttur. Hasankeyf Kalesi’nde incelenen kaya oyma konutise birden fazla kat sayısına uygun olmadığı için hayvanlarda konutlarda insanlarla birlikte barınabilmişlerdir.Kırsal mimari ve mimarsız mimarlık gibi isimlerle de anılan halk yapı sanatının güzel örneklerinden biri olan bu konut bu bağlamda ele alınarak çizim ve görsellerle desteklenecektir.Article Resimli Bir Kısas ı Enbiya Örneği Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye 890 Nüshası(TÜRK TARİH KURUMU, 2016) NECLA KAPLANBu çalışmanın konusu, “Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye 980 Numarada Kayıtlı Kısas-ı Enbiyâ Nüshası ve Tasvirleri”dir. Bu el yazmasının seçilmesindeki başlıca neden, şimdiye kadar monografik bir çalışmaya konu olmamasıdır. Araştırmamızda, söz konusu eserin metninin okunarak tasvirlerinin ikonografisinin çözümlenmesi, üslûp ve ikonografik açıdan dönemin genel beğenileri içinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. 16. yüzyılda istinsah edilmiş pek çok resimli Kısas-ı Enbiyâ nüshası günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan bir tanesi olan SK Hamidiye 980 nüshası, benzer özellikteki TSMK H. 1227’de kayıtlı Kısas-ı Enbiyâ, TSMK E.H. 1430’da kayıtlı Kısas-ı Enbiyâ ve SK Halet Efendi 377’de kayıtlı Emir Hüsrev Dihlevi’nin Hamse’sinin nüshası ile karşılaştırılmış, benzer özellikler sergiledikleri saptanmıştır. Bu nüshalarda yer alan resimlerin hemen hemen birçoğunda aynı konular işlenmiş ve birbirine yakın üslûpta resmedilmiştir. İncelenen eserde 27 tasvir/resim bulunmaktadır. Bu resimler, kompozisyon, figürler ve kıyafet özellikleri, doğa kurgusu, mimari ve üslûp benzerliği bakımından Safevi hâkimiyetindeki İran topraklarında, Horasan- İsfahan- Tebriz- Bağdat arasında dolaşan gezgin sanatçı olarak adlandırılan bazı sanatçılar tarafından, 1560–1580 yılları arasında üretildiği düşünülen el yazma eserlerin resim özelliklerini taşımaktadır. Orijinal olan SK Hamidiye 980 numaralı Kısas-ı Enbiyâ nüshası, söz konusu döneme ait resimli yazmalardan biri olarak önem taşımaktadır.