Meslek Yüksekokulları
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/27
Browse
Browsing Meslek Yüksekokulları by Publication Category "Kitap Bölümü - Ulusal"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part Artuklu Mimarisinde Aydınlatma(ARTUKLULAR, 2008) Adak, SüleymanBu bildiride, Mardin’deki tarihi Artuklu binalarının aydınlatılması üzerinde çalışılmıştır. Genel olarak tarihi Mardin evlerinin yapısı misafir odası, oturma odası, hol ve mutfaktan oluşur. Bu binaların aydınlatılması çok önemlidir. Bu binaların aydınlatılmasında renkli geleneksel armatürler kullanılmalıdır. Armatürlerin ışık rengi duvar rengine uygun olup san rengin tonlarını içermelidir. Artuklu binalarındaki aydınlatma nostaljik duygulara hitap etmelidir.Book Part Mardin İli Tarım Arazilerinin 1990-2018 Yılı Arasındaki Mekânsal Değişimi(Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2022) Mercan, Çağrı; Acıbuca, Veysi; Ayyıldız, Ahmet Şahin; Doğan, Yusuf; Mercan, Çağrı; Acıbuca, Veysi; Ayyıldız, Ahmet ŞahinArazi örtüsü (AÖ) terimi toprak, kaya, bitki örtüsü, buzul, su yüzeyi ve beşeri yapılar gibi dünyanın dış yüzeyini kaplayan bileşenleri ifade ederken, arazi kullanımı (AK) ise insanların arazi örtüsünü yönetme ve kullanma biçimini ifade etmektedir (Comber vd., 2015; Üyük vd., 2020; Demir 2021). Geçmişte bu terimler ayrı ayrı kullanılsa da günümüzde (AKAÖ) beraber kullanılmaktadır (Selçuk vd., 2021). Yer yüzeyi var olduğu günden bu yana sürekli değişmektedir. Bu değişiklik dünya tarihi boyunca doğal süreçler ile çoğunlukla yavaş bir şekilde meydana gelmiş olsa da son dönemlerde gittikçe artan beşeri faktörlerin etkisiyle hızlanmıştır (Sarı ve Özşahin, 2016). İnsanların temel ihtiyaçlarından biri olan beslenmenin sağlanabilmesi için toprağın doğru ve verimli şekilde kullanılması gerekmektedir (Ayyıldız ve Eren, 2020). Hızla artan nüfus ve bununla birlikte görülen kuraklık, küresel iklim değişikliği, çevre kirliliği, çarpık kentleşme, yeşil alanların tahribatı gibi canlıları ve doğal ortamları tehdit eden unsurların her geçen yıl etkisini daha da arttırması, insanların araziyi daha dikkatli ve verimli kullanmasını zorunlu hale getirmiştir (Albek, 2007; Demir, 2009; Karaman ve Gökalp, 2010; Turan, 2018). Bu amaçla mevcut arazi örtüsünün niteliğinin tespit edilmesi ve bunun nasıl kullanıldığının rasyonel bir şekilde ortaya çıkartılması oldukça önemlidir (Bayar ve Karabacak, 2017; 2020; Polat ve Yalçın, 2020). Üretilen sonuçlar ileriye yönelik yapılacak olan havza planlaması çalışmalarında karar vericiler için önemli bir veri kaynağı oluşturmaktadır. Dünyada mevcut arazİ örtüsü varlığının tespit edilip yıllara göre değişiminin ortaya konulabilmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmıştır (Çivi vd., 2009). Bu çalışmalardan birisi ise Avrupa Çevre Ajansı (ESA) tarafından belirlenen kriterlere göre çeşitli veri kaynakları, uzaktan algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojilerinden faydalanılarak üretilen CORINE (Coordination of Information on the Environment) projesidir (Özür ve Ataol, 2018; Üyük vd., 2020). Bu projeye Avrupa Birliği tarafından 1985 yılında arazi örtüsünün niteliği ve değişimi hakkında bilgi edinebilmek amacıyla başlanmıştır (Olğaç ve Doğan, 2020). Yapılan çalışma ile 1990, 2000, 2006, 2012, 2018 yıllarına ait 1/100000 ölçekli arazi örtüsü haritaları üretilmiştir. Türkiye’de CORINE projesi ile ilgili çalışmalara 2001 yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından başlanmış, 2005-2008 yılları arasında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2005-2008), 2008 yılından itibaren ise Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde çalışmalar yürütülmüştür (Tarım ve Orman Bakanlığı, 2022). Proje kapsamında üretilen veriler gerek dünyada (García-Álvarez ve Camacho-Olmedo, 2017; Feranec vd., 2010; Gemitzi vd., 2021) ve gerekse de Türkiye’de birçok bilimsel çalışmada kullanılmaktadır (Sandal vd., 2020; Üyük vd., 2020; Demir., 2021; Selçuk vd., 2021). Yapılan çalışmalarda CORINE verilerinin üretildiği uydu görüntülerinin ve hava fotoğraflarının çözünürlüğüne bağlı olarak küçük birimlerde hassas sonuçlar üretemediği belirtilse de (Popovici vd., 2013), projenin devletler tarafından resmi olarak kabul edilmiş bir veri kaynağı olması ve arazi örtüsündeki önemli değişiklikleri hızlı bir şekilde ortaya koyabilmesi bakımından önemlidir (Bayar ve Karabacak, 2017). Mardin ilinin geçmişten bu yana tarımsal üretim için bölgede önemli bir merkez olması, arazi örtüsündeki değişimin ortaya konulması açısından önem arz etmektedir (Mercan ve Arpağ 2020). Yapılan bu çalışma ile, bereketli hilal bölgesinde yer alan Mardin iline ait 1990, 2000, 2006, 2012 ve 2018 yıllarına ait CORINE verilerinin zamana bağlı değişimleri analiz edilmiş ve çeşitli haritalar oluşturulmuştur. Elde edilen veriler yorumlanarak, ilin tarımsal arazi varlığındaki değişimlerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.Book Part Peyzaj Metrikleri Kullanılarak Alan Kullanım/Arazi Örtüsü Değişiminin Mekânsal ve Zamansal Analizi: Mardin-Kızıltepe Örneği(İlahiyat, 2022) Tekdamar, Durmuş AliYakın tarihte eşi görülmemiş bir şekilde gerçekleşen hızlı nüfus artışı ve kentleşme, alan kullanımı/arazi örtüsü (AK/AÖ) üzerinde belirgin bir değişimlere neden olmuştur. İnsan taleplerindeki artışa dayalı olarak meydana gelen bu değişimlerin tespiti ve değerlendirilmesi, sürdürülebilir bir arazi yönetimine katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda yapılan yerel çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Mardin ili Kızıltepe ilçesinde 2013-2021 yılları arasında AK/AÖ değişiminin zamansal ve mekânsal analizi, uydu görüntüleri ve peyzaj metrikleriyle ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışma alanına ilişkin her iki yıla ait Landsat 8 OLI uydu görüntüleri ArcGIS 10.5 programında Maksimum Olabilirlik yöntemiyle kontrollü sınıflandırılarak yapay yüzeyler, tarım alanları, orman alanları, bitki örtüsü az alanlar ve açık alanlar olmak üzere 5 sınıfta AK/AÖ haritaları elde edilmiştir. AK/AÖ üzerindeki değişimler FRAGSTATS v4.2 programı ile sınıf ve peyzaj düzeyinde 7 peyzaj metriği hesaplanmış ve analiz edilmiştir. Elde edilen verilere göre çalışma alanında 2013-2021 yılları arasında AK/AÖ sınıflarına ilişkin en büyük değişimler %38.25’lik bir azalma ile bitki örtüsü az alanlarda meydana gelirken, yapay yüzeylerde %18.44, orman alanlarında %4.16 ve tarım alanlarında ise %1.76’lık bir artış tespit edilmiştir.Book Part Yüz ve Boyun Travmalarında Hastane Öncesi Acil Bakım(EMA Tıp Kitapevi, 2020) Yaşar Can, Sevinç; Dilmen Bayar, BehiyeYüz ve boyun bölgesinde cilt ve cilt altı dokuları ilgilendiren her türlü hasar, yüz travması olarak adlandırılır. Travmada yumuşak dokularla beraber, kemik yapılar, si- nüsler, ağız içi yapılar, dişler veya boyun yapıları da zarar görebilmektedir. Travmada kemik yapılarında etkilenmasi, maksillofasiyal travma olarak adlandırılmaktadır (te- omandal.com, 2018). Çeşitli dış etkilere açık olan ve nerdeyse hiçbir koruyucu özelliği olmayan yüz dokularında değişik travmalar sonucu birçok travmalar oluşabilmektedir. Özellikle çene ve yüz travmaları, basit bir abrazyon ve kesikten, yumuşak doku ezilmeleri ve kayıplarına, çeşitli kemik kırıkları ile karakterize kompleks travmalara kadar, bir çok değişik şekillerde meydana gelebilmektedir (mustafadeveci.com, 2017). Günümüzde yüz travmaları ile çok sık karşılaşılmaktadır. Motorlu araç sayısın- daki artış, alkollü ve hızlı araç kullanmaya bağlı kazalar, emniyet kemeri takmama, yüksekten düşmeler, kavgalar, intihar girişimleri, ateşli silah travmalarına bağlı yüz travmaları oluşabilmektedir ( Aygıt vd., 2004:1-11). Ciddi maksillofasiyal travma travması sonrası hasta için en büyük tehlike arz eden durum hava yolu obstrüksiyonudur. Yüz travmalarında havayolu için risk oluşturan durumlar aşağıdaki gibidir: • Yüz travmalarında aşırı kanama olabilir ve kanamanın sonucu olarak oluşabilen büyük pıhtılar üst solunum yolunun tıkanmasına sebep olarak obstrüksiyona ne- den olabilir. • Hastanın takma dişleri varsa ya da kırılan dişleri havayoluna kaçarak obstriksüyo- na neden olabilir. • Ağız ve burun travmalarının sonucu olarak havayolunda ileri düzeyde şekil bo- zukluğu ortaya çıkabilir. • Yumuşak doku travması havayolunda ödeme sebep olacağından havayolunu ka- patabilir. • Direkt travmalar, larenks veya trakeada kanama ve şişmeye sebep olarak havayolu tıkanıklığına neden olabilir. • Yüz travması ile birlikte beyin travması da varsa bu durum solunumu baskılayabi- lir (Hackman vd.,1999:106-109).• Fasial kırıklar; ciddi maksillofasyal travma her durumda havayolu için risk oluş- turur. Bu riskler, intraoral kanama, ödem, hematom gelişimi, maksillanın arkaya kayması ve yerinden çıkan dişlerdir (Eren vd., 2017:687). • Yanıklar/duman inhalasyonu ile larenks ödemi ve alt solunum yolu hasarı ile so- nuçlanabilir (Kaya, 2017).