Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/46
Browse
Browsing Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü by Subject "Arap Dili"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Conference Object Arapçadaki “İsm-i Tafdîl” ve İngilizcedeki “Comparison” Kavramlarının Mukayesesi(Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2023) Küçükzoroğlu, MerveArapça ve İngilizce, apayrı coğrafyalarda var olan dillerdir. Ancak her iki dil de günümüze kadar geçen süreçte ciddi bir yayılma göstermiş ve geniş kitleler tarafından konuşulur hale gelmiştir. Farklı dil ailelerine mensup olmalarına rağmen birbiriyle benzerlik gösteren gramer kullanımları mevcuttur. Söz konusu benzerliklerin işlendiği muhtelif çalışmalar kaleme alınmıştır. Çalışmamız, bu minvalde yapılan araştırmaların devamı niteliğinde olup iki dil arasındaki benzerliğin müşahhas hale getirilmesi yolunda atılan adımlardan biridir. Çalışmamızın konusunu bahsi geçen benzerliklerden biri teşkil etmektedir. Bilindiği üzere iki veya daha fazla şey arasında bir karşılaştırma yapmak için Arapçada “ism-i tafdîl” sîgası kullanılırken İngilizcede aynı anlamı ifade etmek için “comparison” kalıpları karşımıza çıkmaktadır. Bu iki kalıp, cümleye kazandırdıkları mana bakımından benzemelerinin yanı sıra gramer açısından da birbirine benzer noktalar barındırmaktadır. Söz konusu benzerlikler başta olmak üzere, çalışmamızda ilk olarak ism-i tafdîlin tanımına yer verilip akabinde Arapçadaki kullanımı hakkında bilgilendirme yapılacaktır. Ardından İngilizcedeki mukabili olan “comparison” kavramı ele alınacak ve örnek cümlelerle somutlaştırmak suretiyle ism-i tafdîl ile mukayese edilecektir. Çalışmamız vesileyle Arapça ve İngilizce gibi muhtelif bölgelerde ortaya çıkan ve pek çok insan tarafından konuşulan iki farklı dilin bu ayrılıklarına rağmen oldukça benzer kullanımlara sahip oldukları olgusu pekiştirilmiş olacaktır. Gayret bizden tevfik Allah’tandır.Article Basra ve Kûfe Dil Ekollerinin Semâʻ Özelinde İhtilaflarının Örneklerle İzahı(Düzce Üniversitesi, 2023) Küçükzoroğlu, Merveİslâm dünyasında fetih hareketlerinin artmasıyla Arap olmayan milletler Araplarla bir arada yaşamaya başlamış, Arapça’ya olan yönelim artmış, bunun neticesinde dilde bozulmalar meydana gelmiştir. Lahn denilen bu bozulmalar, dînî nasların yanlış anlaşılması da dâhil birçok hataya sebebiyet vermiştir. Lahnin önüne geçmek için gramer kurallarının tespiti zorunlu hale gelerek bu hususta ilk çalışmalar Basra’da yapılmıştır. O dönemde Kûfe’de çeşitli alanlarda ilmi faaliyetlerin yürütülüyor olması sebebiyle Kûfe âlimlerinin, dil çalışmalarına daha sonra dâhil olduğu söylenmiştir. Yaşanılan bölgelerin coğrafi konumu, buralardaki siyasi ve sosyal durumlar ve yöntem farklılıkları Kûfe ve Basra’nın iki ayrı ekol olmasında etken sebepler olmuştur. Nahiv kaideleri ortaya konulurken her iki ekol de semâʻ, kıyâs, icmâʻ gibi metotları kullanmışlar, ancak bu metotları kullanma bakımından farklılık göstermişlerdir. Aynı şekilde çalışmamızın ana konusunu teşkil eden semâʻda başvurulan kaynaklar hususunda da birbirlerinden ayrılmışlardır. Basra ekolünün bu kaynakların kullanımında tavizsiz, katı bir tutum sergilediği söylenirken Kûfe ekolünün bir miktar daha müsamahakâr davrandığı belirtilmiştir. Nitekim nahiv kurallarının oluşturulmasında esas alınan tüm yöntemlerin çıkış noktası olan semâʻda takınılan tavrın diğer metotların kullanımında da tesiri olmuştur. Söz konusu metot hakkında gerek Arapça gerek Türkçe çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Araştırmamızda ekollerin semâʻ özelinde ihtilafa düştükleri noktalar, örnekler vasıtasıyla müşahhas bir hale getirilecektir. Çalışmamızda semâʻdan ana hatlarıyla bahsedilerek müracaat edilen kaynaklar, Basra ve Kûfe ekollerinin farklı yaklaşımlarıyla birlikte ele alınacaktır. Çalışmamızı özgün kılacak nokta ise ekollerin semâʻ metodunda ihtilafa düştükleri meselelerin örnekler üzerinden izah edilecek olmasıdır. Böylelikle ihtilaf noktaları teoriden pratiğe dökülerek somutlaştırılmaya çalışılacaktır.Conference Object Basra ve Kûfe Dil Ekollerinin Semâ‘ Özelinde İhtilaflarının Örneklerle İzahı(Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2022) Küçükzoroğlu, Merveİslâm dünyasında fetih hareketlerinin artmasıyla Arap olmayan milletler Araplarla bir arada yaşamaya başlamış, Arapça’ya olan yönelim artmış, bunun neticesinde dilde bozulmalar meydana gelmiştir. Lahn denilen bu bozulmalar, dini nasların yanlış anlaşılması da dâhil birçok hataya sebebiyet vermiştir. Lahnin önüne geçmek için gramer kurallarının tespiti zorunlu hale gelerek bu hususta ilk çalışmalar Basra’da yapılmıştır. O dönemde Kûfe’de çeşitli alanlarda ilmi faaliyetlerin yürütülüyor olması sebebiyle Kûfe âlimleri, dil çalışmalarına daha sonra dâhil olmuştur. Yaşanılan bölgelerin coğrafi konumu, buralardaki siyasi ve sosyal durumlar ve yöntem farklılıkları Kûfe ve Basra’nın iki ayrı ekol olmasında etken sebepler olmuştur. Nahiv kaideleri ortaya konulurken her iki ekol de semâ‘, kıyâs, icmâ‘ gibi metotları kullanmışlar, ancak bu metotları kullanma bakımından farklılık göstermişlerdir. Aynı şekilde çalışmamızın ana konusunu teşkil eden semâ‘da başvurulan kaynaklar hususunda da birbirlerinden ayrılmışlardır. Basra ekolü, bu kaynakların kullanımında tavizsiz, katı bir tutum sergilerken Kûfe ekolü bir miktar daha müsamahakâr davranmıştır. Nitekim nahiv kurallarının oluşturulmasında esas alınan tüm yöntemlerin çıkış noktası olan semâ‘da takınılan tavrın diğer metotların kullanımında da tesiri olmuştur. Semâ‘ ve kıyâs hakkında yapılan çalışmaları incelediğimizde kıyâs özelinde yapılan çalışmaların çokluğu dikkat çekmektedir. Kıyâsı ve alt başlıklarını konu edinen çalışmalarda semâ‘ metoduna ve bu husustaki farklılıklara ışık tutulmuş olsa da semâ‘ özelinde yapılan bir çalışmaya rastlanamamıştır. Bu eksikliğin bir nebze giderilebilmesi için çalışmamızda semâ‘dan ana hatlarıyla bahsedilerek müracaat edilen kaynaklar, Basra ve Kûfe ekollerinin farklı yaklaşımlarıyla birlikte ele alınacaktır. Çalışmamızı özgün kılacak nokta ise ekollerin semâ‘ metodunda ihtilafa düştükleri meselelerin örnekler üzerinden izah edilecek olmasıdır. Böylelikle ihtilaf noktaları teoriden pratiğe dökülerek somutlaştırılmaya çalışılacaktır.