MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Turabdin'den Diasporaya: Hollanda Süryanilerinde Din ve Kimlik

Thumbnail Image

Date

2023

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Eskiyeni Yayınları

Open Access Color

OpenAIRE Downloads

OpenAIRE Views

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit
Department of Syriac Language and Literature / Süryani Dili ve Edebiyatı Bölümü
Binlerce yıldır Mezopotamya bölgesinin sakinleri olmalarına ve başlangıcı tespit edilemeyecek ölçüde köklü bir literatüre sahip bulunmalarına karşın, kültürleri, dilleri, tarihleri, kısacası onlara ilişkin her şeyleriyle birlikte bir bütün olarak “Süryani” olma olgusunun Türkiye ölçeğinde neredeyse tamamen “meçhul” bir konu olduğu su götürmez bir hakikattir. Bu olgu, sosyolojik açıdan toplumun farklı kesimleri arasında az veya çok mevcut olan veya kurulması ya da güçlendirilmesi gereken köprüleri sekteye uğratmakta; bilimsel açıdan ise XVII. yüzyıldan beri Süryani diline, kültürüne ve literatürüne karşı büyük ilgi gösteren Batı’nın oldukça gerisinde kaldığımızı kanıtlamaktadır. Buradan hareketle, Süryani Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün büyük bir açığı kapatacağı rahatlıkla görülebilir. Öte yandan, Süryani literatürü geçmişte Süryani dilinin yeni nesillere aktarılması veya tarihsel hafızanın muhafazası gibi hayatî fonksiyonları bakımından Süryaniler adına son derece önemli bir rol üstlenmiştir. Ancak daha genel değerlendirildiğinde, bu gelenek insanlığın müşterek uygarlık birikimine de önemli katkılar sağlamıştır. İlkin, Ortaçağ’da Süryani dilini kullanan yazarlar, günümüz araştırmacılarına, eserlerini kaleme aldıkları coğrafî sahaların siyasî, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî yapıları hakkında kıymetli bilgiler aktarıp alternatif bakış açıları sunmuşlardır. İkincisi, söz konusu bu yazarlar Roma-Bizans ve Part-Sasani gibi siyasî yapılar ile sözü geçen bu hanedanlar tarafından yönetilmiş olan geniş sahalardaki farklı topluluklar ve çeşitli olaylar hakkında olduğu kadar, VII. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Haçlılar, Moğollar veya Osmanlılar gibi hanedanlar tarafından idare edilen bu havzadaki gelişme ve hadiseler ile topluluklar hakkında da mühim aktarımlar yapmışlardır. Bu yönüyle bakıldığında, Süryani dili ile edebiyatının sosyal bilimciler için ihmale gelmeyecek konular oldukları rahatlıkla söylenebilir. Süryani Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün bugüne kadar Türkiye’de bu alana yönelik bırakılan eksikliği bir ölçüde de olsa giderip mümkün olduğu kadar kapatacak araştırmacılar yetiştirme ilkesi, böyle bir bölümün zaruretini göstermektedir.

Journal Issue

Events

Abstract

Annemin anlattığına göre henüz birkaç yaşındayken ateşli bir hastalık geçirmiş ve ölümün eşiğine gelmişim. Ailem hayatımın son anlarını yaşadığımı düşünüp ağlarken beni Süryani Doktor Edvard Tanrıverdi’ye yarı ölü bir şekilde, götürmüşler. Bu satırları yazdığıma göre Doktor Edvard’ın tedavisi işe yaramış olmalı. Doğup büyüdüğüm Midyat, Süryanilerin “Turabdin” bölgesinin kalbi olması hasebiyle eskiden büyük bir Süryani nüfusu barındırmaktaydı. Mahallemdeki oyun arkadaşlarımdan okuldaki sıra arkadaşlarıma kadar etrafımda birçok Süryani arkadaşımın birer birer ortadan kaybolduklarını ve geri gelmediklerini fark ettiğimde; onların yurt dışına göç ettiklerini öğrenmiş oldum. Belki de peşimi bırakmayan geçmişimin etkisiyle, yurtdışına giden Süryanileri Hollanda örneği üzerinden çalışmaya karar verdim. Hollanda Süryanileri üzerine saha çalışması yaparken dinlediğim aşağıdaki anlatı aslında Süryanilerin diasporadaki durumunu özetler niteliktedir. “Hamburg’da Mort Şmuni ve Mart Meryem adında bir kilise inşa edildi. Bu inşa sürecinde 150 ailelik bir Süryani cemaati bu yükün altına giriyor. Onların bir Alman komşusu epey yardımcı olmaya çalışıyor. Tabi en sonunda çan kulesini inşa ettiklerinde bu Alman bizim Süryaniye “Kusura bakma ama anlamadığım bir şey var, siz bu caminin minaresine niye haç taktınız?” diye soruyor. Olayı aktaran Süryani “Biz bu adamı 6-7 senedir tanıyoruz, Süryani ve Hristiyan olduğumuzu anlatıyoruz ama halen çan kulesini minare ve bizi de Müslüman sanıyor.” Bu çalışmada, Süryanilerin anayurtlarından Avrupa’ya uzanan göç hikayelerine, yaşadıkları kimlik krizine, dini ve sosyal yaşamlarına yer verilmiştir.

Description

Keywords

Turkish CoHE Thesis Center URL

Fields of Science

Citation

WoS Q

Scopus Q

Source

Volume

Issue

Start Page

End Page