TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Author "03.02. Department of Painting / Resim Bölümü"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Darren Aronofsky’nin Mother Filmi ve Baba-nın- Adları(2019) Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu yazı, Yönetmen Darren Aronofsky’nin Mother (Anne, Darren Aronofsky, 2017) filmindeki teolojik göstergeleri ve filmin bütünselliği içindeki mitolojik anlatıyı, Lacancı Psikanalitiğin kavramlarıyla çözümlemeyi amaçlamaktadır. Başlıkta geçen Baba-nın-Adları ifadesi, Lacan’ın 8 Temmuz 1953 ve 20 Kasım 1963 tarihlerinde on yıl arayla yaptığı ve görünüşte farklı türden konulara dair iki konuşmasına dayanan konferansının devamında, Baba-nın-Adları Semineri’nin adıdır. Makalenin böylesi bir başlıkla ele alınmasının nedenlerinden birini; Yönetmenin, filmin anlatısı içerisindeki yaratma sıkıntısı yaşayan yazarı, Pascal’ın Memorial adlı eserinin başına yazdığı gibi, “(…) filozofların ve bilginlerin Tanrı’sı –olarak- değil, İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrı’sı(…)” –olarak- tasvir edişi oluşturmaktadır(Pascal Blaise; 1654, s. 02). Diğer nedenlere gelince; Filmin anlatı örgüsünde bir Tanrı’yla gerçekte karşılaşılmıştır. Bir adım ötesinde bir Tanrı’yla birlikte yaşanmıştır. Ve buna rağmen her gerçek gibi, o da erişilmezdir. Ve bu erişilmezlik, aldatmayanla, yani; film boyunca hissettirilen ‘kaygı’ ile gösterilir. Filmin anlatısı içerisindeki simgeler, ‘simge’ adına layık bir şekilde işaretlenen cesetlerdir. Bir cesedin etrafında, insan türünü karakterize eden ilişkiler mevcuttur. Tam da bu ilişkiler dolayısıyla cesedin kendisi, yaşamış olduğu gerçeğini, apaçık bir şekilde, orada öylece duran bir ‘fazla’ olarak muhafaza eder. Bu insanileştiren bir şeye dönüşür. Filmin tamamı, Lacan’ın ‘aktarım’ dediği şeyi özetler gibidir. Bu nedenle filmin sonunda, hiçbir Ad’a sahip olmayana yapılan aktarımı vahşet dolu bir törensellik eşliğinde izleriz.Article İletişim Çağında Yalnızlığa Özlem: Post-Apokaliptik Sinema ve Bird Box(2019) Aşılıoğlu, Emre; Özcan, Şefik; 03.01. Department of Radio, Television, and Cinema / Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGünümüzde kıyamet sonrası dünya tasvirlerinin yapıldığı ve bu apokaliptik sonralarda, sürekli çatışma halindeki distopik toplumsal düzenlerin kurulduğu içeriklere sahip sinema filmlerinin sayısının giderek arttığı gözlemlenmektedir. Bunun nedenlerini, kapital sistemin küresel çapta içine düştüğü ekonomik, ekolojik krizlerle, küresel ısınmanın artık gözle görülür etkileriyle, bölgesel savaşların, çatışmaların artmasıyla ve bu eksende silahlanma yarışlarının tüm 20. Yüzyılda olduğu gibi hız kesmeden devam etmesiyle, kitle iletişim araçları aracılığıyla, ‘bilgi’ye dair dezenformasyon ve manipülasyonun aşırı uçlarda seyretmesiyle ilişkili olarak ele alabiliriz. Yine bilimsel-teknolojik gelişmelerin aldığı seyir, laboratuvarlarda geliştirilen, ne türden etkilerinin olacağı henüz kestirilemeyen virüs türleri de, bu nedenlerle ilişkili olarak ele alınabilir. İnsan türünün gelişim arzusu, diğer yüzünde kendi kendinin sonunu da getirme şeklindeki fantazileri de beslemektedir. Bu araştırma bu nitelikte yapımların temelini oluşturan kültürel ve tarihsel derinliği incelerken, bu türe dahil edilen edebiyat uyarlaması ‘Bird Box’ adlı yapım bu temellendirme ile analiz edilmiştir.Article Sanat Eğitiminde Temel Sanat Dersine Yönelik Bir Değerlendirme(2019) Gürelli, Kutlu; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThe “basic art (education)” course, which has been a constant of our fine arts education programmes in higher education addressed by its historical development and context and reviewed in its relation to art education today. It has been discussed whether the course, that is accredited to Johannes Itten, one of the founding members of the Bauhaus is still relevant to our current fine arts education and questioned what possibly does it provide.Article Sanatın İcadından Yapay Zekâya Kontrol Mekanizması Olarak Temsiller(2024) Gürelli, Kutlu; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiSanatın ayrı bir kategori olarak ortaya çıkışı, kapsadıklarını maddi ve kavramsal anlamda nitelerken geçmişte geçerli dünyevi ölçekten bağımsızlaşması olarak tarif edilebilir. Bu yolla sanat kategorisi, kavramsal ve biçimsel bakımdan temsili bir yapı ve soyutlama olarak inşa edilir. Bu yeni temsili(leştirici) yapı, finansal araçların ortaya çıkmasında da tekrar eder. Dünyevi olandan olmayana, kaba zanaatlardan ince (fine) sanatlara geçişin benzeri, İkinci Dünya Savaşı sonrası pazarlama alanında da tekrarlandı. Çalışma, zanaat/sanat ayrımından bahsedilen on altıncı yüzyıldan dijital teknolojiler ve yapay zekânın belirginleştiği günümüze takip edilebilir bu temsili yapıları tanımlamak ve insan yaşamına eklenme biçimleri arasında bir örüntü bulmak üzere ilişkilendirmeyi amaçlar. Sanatın icadı olarak niteleyebileceğimiz kültürel dönüşümden, içinde bulunduğumuz neoliberal, geç-kapitalist dönemin finansal-bürokratik düzeneklerinden endüstriyel komplekslerin işleyişine uzanan tespitler yardımıyla, güncel teknolojinin yaşamı kuşatma ve yeniden üretme biçimleri hakkında bir değerlendirmeye varılmaktadır.Article UNUTULAN MESAFE, HAYVAN-OLUŞ ve SANAT(2019) Sarıalioğlu, Rahman Işık; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBatı metafiziği geleneği insanı, doğa ve mahlûkat ile arasındaki mesafe üzerinden kurgular. Düşünen insan bir anlamda yüce yetilerini bu mesafede yaratır. Doğa ile insan arasındaki mesafenin kapanma korkusu, modern uygarlığı yaratan bilinçtir. Sanat için ise uygarlığı yaratan bu mesafe; bir tedirginlik ve korku alanı değil, onun ontolojisinin olmazsa olmazı, unutulmuş, sessiz bir varoluş alanının evidir. Sanat; modern insanın uzaklaşmak istediği doğanın sessiz ve kapalı dünyasına sızarak, insanı mümkün olmayan bir bütünleşmenin arzusuyla tanıştırır. Bu unutulmuş arzu sayesinde Sanat, Modern Aklın aksine, ilkel olanın bakışını her daim kendinde saklı tutar ve uygarlık karşıtı bakışı içselleştirir. Hayvanın ve mahlûkatın kapalı dünyasına sızmaya çalışan Sanat, uygarlığın kapattığı o mesafede bir “açıklık” yaratır.