TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Recent Submissions
Article Bitlis İlindeki Öğretmenler ve Yöneticilerin Çevre Bilinci Düzeylerinin İncelenmesi(2025) Koç, İbrahim; Kanbur, HaticeÇağımızın güncel ve önemli sorunlarından bir tanesi de her geçen gün artan ve diğer sorunların ortaya çıkmasına neden olan çevre kirliliği problemidir. İnsanların çevresel konulara dair bilinçleri, bu sorunun devamlılığını veya çözümünü etkilemektedir. Bu araştırma, Bitlis ilindeki okullarda çalışan öğretmenler ve yöneticilerin çevre bilinç düzeyini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma, 2021-2022 akademik yılının bahar döneminde 783 öğretmen ve yönetici ile yapılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak \"Demografik Bilgi Formu\" ve \"Çevresel Bilinç Ölçeği\" kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bazı bulgulara bakıldığında; katılımcıların %89,02'sinin üniversite mezunu olduğu; %87,87'sinin öğretmen olduğu; %91,95'inin çevreyi korumaya yönelik bir sivil toplum kuruluşuna üye olmadığı; %97,83'ünün çevresel konulara ilgi duyduğu ve çoğunluğunun küçük bir şehirde yaşadığı (%78,29) tespit edilmiştir. Katılımcıların, çevre bilinci düzeyi, tutum, bilgi ve davranış alt boyutlarında değerlendirilmiştir. Çevre bilinci düzeyini belirlemede, Likert tipi ölçek kullanılarak analiz edilmiş ve çevre bilinci seviyesi yüksek bulunmuştur (M=3.81, SD=0.33). Sonuç olarak; katılımcıların, çevrelerindeki kirliliğe duyarlı oldukları, çevre bilgisi ve tutumlarının olmasına rağmen davranışa dönüştürülmesi konusunda eksikliklerinin olduğu tespit edilmiştir.Article Devlet Kırılganlığı Ekonomik Büyümeyi Etkiler mi? Kırılgan Sekizli Ülkeler Üzerine Ampirik Bir Çalışma(2025) Bayar, İlyasEkonomik büyüme, yaşam standartlarını yükseltmek ve refah düzeyini artırmak için hayati bir öneme sahiptir. İktisadi faktörlerin yanı sıra kurumsal faktörler de ekonomik büyümenin belirleyici unsurlarındandır. Mevcut çalışmada devlet kırılganlığının, gayri safi sabit yatırımların ve doğrudan yabancı yatırım girişinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi Kırılgan Sekizli (Arjantin, Brezilya, Şili, Hindistan, Endonezya, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye) ülke grubu için 2006-2022 dönemi yıllık verileri ile incelenmektedir. Çalışmada öncelikle hem modelin hem de serilerin yatay kesit bağımlılığı kontrol edilmiştir. Daha sonra serilerin birim kök sınaması Pesaran (2007) tarafından geliştirilen CADF birim kök testi ile incelenmiştir. Panel ARDL-PMG yöntemi ile seriler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi araştırılmıştır. Emirmahmutoğlu-Köse Nedensellik testiyle seriler arasındaki ilişkilerin yönünü belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmadan elde edilen ampirik sonuçlar, devlet kırılganlığındaki %1’lik bir artışın ekonomik büyümeyi yaklaşık %0,15 oranında azalttığını göstermektedir. Söz konusu dönemde gayri safi sabit yatırım ekonomik büyümeyi pozitif, doğrudan yabancı yatırım geliri ekonomik büyümeyi negatif etkilemektedir. Çalışmada ayrıca kırılganlık ile ekonomik büyüme; kırılganlık ve gayri safi sabit yatırımlar arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Kırılganlık, yatırım ve ekonomik büyüme ortamını doğrudan etkilediğinden politika yapıcılar politik, sosyal ve ekonomik ortamı düzenleyici güçlü kurumsal yapılar inşa etmelidir.Article Zamana Dayalı Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi ile Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Karşılaştırılması: Özel Bir Eğitim Kurumunda Uygulama(2025) Türk, Zeynep; Gutnu, Mehmet MuratAmaç: Bu çalışmanın amacı, Faaliyet Tabanlı Maliyetleme (FTM) ve Zamana Dayalı Faaliyet Tabanlı Maliyetleme (ZDFTM) yöntemlerini bir hizmet işletmesi olan özel bir eğitim kurumunda uygulamak ve elde edilen sonuçları karşılaştırmaktır. Tasarım/Yöntem: Araştırmada, özel bir eğitim kurumunda örnek olay araştırma yöntemi kullanılarak her bir sınıf düzeyinde birim öğrenci maliyetleri hesaplanmıştır. Bulgular: Analizler sonucunda, ZDFTM yönteminin FTM yöntemine göre atıl kapasite maliyetlerini hesaplayarak daha doğru maliyet bilgisi sunduğu tespit edilmiştir. Ek olarak, 7. ve 11. sınıflarda atıl kapasite maliyetlerinin yüksek olduğu ve atıl kapasite maliyetlerinin % 81’inin eğitim-öğretim faaliyetinden kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Sınırlılıklar: İşletmenin yönetim muhasebesi konusundaki bilgi ve personel eksikliği araştırmanın sınırlılıkları olarak değerlendirilmektedir. Özgünlük/Değer: Literatürde çeşitli çalışmalar olmasına karşın, anasınıfından 12. sınıfa kadar tüm kademelerde hem FTM hem de ZDFTM yöntemlerinin uygulandığı ve karşılaştırıldığı bir çalışmaya rastlanılmaması bakımından çalışmanın literatüre katkı sunması değerlendirilmektedir.Article Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin Şehirlerarası Seyahatte Karşılaştığı Sorunlar: Mardin Örneği(2025) Çetin, Adnan; Haznedaroğlu, RodiBu çalışmada Türkiye’de yaşayan geçici koruma altındaki Suriyelilerin seyahat hakkı üzerinde durulmuştur. Çünkü geçici koruma altındaki Suriyelilerin bir ilden başka bir ile seyahat etmeleri için yol izni almaları gerekmektedir. Araştırma, Suriyelilerin yol izni alma deneyimlerine odaklanarak seyahat etme/edememe pratiklerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışma, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme gibi insan hakları sözleşmelerini ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Geçici Koruma Yönetmeliği gibi anayasa, yasa ve yönetmeliklerde yer alan seyahat hakkını geçici koruma altındaki Suriyelilerin seyahat izni pratikleri çerçevesinde ele almaktadır. Bu araştırmada nitel araştırma yönteminden faydalanılmış ve görüşmeler fenomenolojik desene göre tasarlanmıştır. Kasım-Aralık 2022 tarihlerinde Mardin’de 18-35 yaş aralığında 9 kişiyle görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar Mardin’de yaşamaktadır ve yine Mardin’de yaşayan anahtar kişiler aracılığıyla araştırmaya katılmaları sağlanmıştır. Bazı görüşmeler Türkçe ve bazı görüşmeleri ise tercüman aracılığıyla Arapça gerçekleştirilmiştir. Bulgular, tematik analizle çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular kodlara bölünmüş ve sonrasında kodlardan temalar elde edilmiştir. Araştırmanın bulguları, katılımcıların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, tatile gitme, iş bulma, akraba ziyareti gibi temel işlevleri yerine getiremediklerini ya da son derece zor şartlarda ve uzun bir zamana yayılarak bunları gerçekleştirdiklerini göstermektedir. Seyahat edebilmeleri için yol iznine ihtiyaçları olan katılımcılar, bir özgürlük ve hak olarak seyahat hakkını, kısıtlı şartlarda gerçekleştirebilmekte ya da hiç gerçekleştirememektedir.Article Çocuk Acil Servise Başvuran Ebeveynlerin Hemşirelik Bakımına İlişkin Memnuniyet Düzeyleri(2025) Ozyurt, Mehmet; Bütün, AhmetAmaç: Çocuk acil servislerde ebeveynler arasındaki memnuniyet düzeyinin değerlendirilmesi, sağlık hizmeti sunucularının ebeveynlerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayıp karşılamadığını belirlemede önemlidir. Ebeveynlerin çocuk acil servislerde hemşirelik bakımından memnuniyetini etkileyen faktörleri anlamak, sağlık hizmeti sunumunun kalitesini artırmak için çok önemlidir. Bu çalışmanın amacı, ebeveynlerin çocuk acil servislerde hemşirelik bakımından memnuniyet düzeylerini belirlemek ve ebeveynlerin memnuniyeti ile ilişkili spesifik hemşirelik etkinliklerini belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma tanımlayıcı kesitsel bir çalışmadır. Katılımcılar, Türkiye'de Mardin ilinde Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi çocuk acil servisi ziyaret eden ebeveynlerdi. Çalışma 619 ebeveyn ile tamamlanmıştır. Katılımcıların çalışmaya dahil edilmesinde kolaylık örneklemesi kullanılmıştır. Veriler 20/05/2024 – 18/08/2024 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplama araçları arasında \"sosyo- demografik ve çocuk acil servis başvuru soruları anketi\" ve \"Newcastle Hemşirelikten Memnuniyet Ölçeği\" yer almaktadır. Bulgular: Sonuçlar, okuryazar olmayanların memnuniyet puanlarının ortaokul, lise ve lisans mezunlarına göre daha yüksek olduğunu göstermektedir (p<0,05). Sonuçlar, çocuğun çocuk acil serviste aldığı bakımdan memnuniyet, çocuğa tedavi ve bakım için ayrılan zaman, çocuk acil servise güven, çocuk acil servisinde memnuniyet düzeyi, çocuk acil servisindeki hemşirelerin davranışlarına ilişkin görüşler ve gelecekte bu çocuk acil serviste ve hemşirelerinden sağlık hizmeti almayı tercih etme açısından memnuniyet puanlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir (p<0,05). Newcastle Hemşirelikten Memnuniyet Ölçeği'nden en yüksek puanlar hasta mahremiyetine saygı, hemşirelerin yardımseverliği ve hemşirelerin işlerindeki yeterlilikleri maddelerine verilmiştir. Newcastle Hemşirelikten Memnuniyet Ölçeği'nden elde edilen en düşük puanlar hastalara durumları ve hastalıkları hakkında bilgi veren hemşirelere, hastaların kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlayan hemşirelere ve hastanın iyi olup olmadığını kontrol eden hemşirelere verilmiştir. Sonuç: Ebeveynlerin çocuk acil serviste hemşirelik bakımından memnuniyet düzeyleri düşüktü. Bu çalışma, ebeveyn memnuniyetinin artırılması için hemşirelik uygulamalarının niteliğinin artırılmasını önermektedir.Article Netnografi Yaklaşımıyla Ziyaretçilerin Deyrulzafaran Manastırı Deneyimleri(2025) Yigit, Serkan; Aktaş, Abidin CanBu makale, netnografi yöntemi kullanılarak Deyrulzafaran Manastırı'nı ziyaret eden ziyaretçilerin deneyimlerini ve algılarını analiz etmektedir. Netnografi, çevrimiçi topluluklar ve sosyal medya platformlarında paylaşılan içerikleri inceleyerek katılımcıların deneyimlerini ve bakış açılarını derinlemesine anlamayı amaçlayan bir araştırma metodudur. Çalışma, TripAdvisor’da yer alan ziyaretçi yorumlarını inceleyerek, Deyrulzafaran Manastırı'nın turistik deneyimlerinin nasıl algılandığını ortaya koymaktadır. İçerik analizi sonucunda Deyrulzafaran Manastırı'nı ziyaret eden ziyaretçilerin deneyimleri altı bileşen olarak belirlenmiştir. Bu bileşenler; unutulmaz deneyim, memnuniyet, tavsiye etme ve tekrar ziyaret etme niyeti, tarihsel deneyim, kültürel öğrenme deneyimi, gastronomik deneyim ve rehber özellikleri şeklindedir. Bu netnografik analiz, kültürel ve tarihi mekanların ziyaretçi deneyimlerinin daha iyi anlaşılmasına ve turizm yönetimi stratejilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Özellikle dijital çağda, ziyaretçi geri bildirimlerinin analiz edilmesi, turizm destinasyonlarının ziyaretçi beklentilerini karşılamak için nasıl adapte olabileceğine dair önemli bilgiler sunmaktadır.Article Netnografik Bakış Açısıyla Hatırlanabilir Yerel Kahvaltı Deneyim Bileşenlerinin Belirlenmesi(2025) Kodaş, BetülBir turizm destinasyonun mutfak kültürünü oluşturan yerel yemekler, turistlerin destinasyon seçim süreçlerinde önemli bir rol oynamakta ve toplam turizm deneyimini etkileyen önemli turistik ürünler arasında yer almaktadır. Bu çalışma hatırlanabilir yemek deneyimini yöresel kahvaltı perspektifinden ele alarak hatırlanabilir kahvaltı deneyiminin bileşenlerini anlamaya yönelik gerçekleştirilmiştir. Bu amaca ulaşmak için nitel araştırma yöntemlerinden biri olan netnografik yöntem kullanılmıştır. Bu yöntem aracılığıyla Google yorumlar üzerinden Van destinasyonunda yöresel kahvaltı hizmeti sunan ilk beş yiyecek-içecek işletmesine yapılan yorumlar örneklem olarak seçilmiştir. İçerik analizi sonucunda ulaşılan temalar betimsel analiz tekniği ile desteklenmiştir. Elde edilen sonuçlar hatırlanabilir kahvaltı deneyiminin yerel misafirperverlik, yiyecek ve servis, otantiklik, birliktelik ve değer/fiyat şeklinde olduğunu göstermektedir. Elde edilen bu bulgular turizm-yiyecek işletmelerine yönelik hatırlanabilir kahvaltı deneyimine ilişkin bir model çizerek, işletmelere bu bileşenler etrafında deneyimsel tasarımlar, sunmalar konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Araştırmanın sonunda bu bulgular ışığında işletme yöneticilerine uygulamaya dönük öneriler sunulmuştur.Article Spor Takımı Taraftarlığında Marka Nefretinin Potansiyel Öncül ve Sonuçları(2025) Gülmez, Yavuz SelimSpor takımları taraftarlar için sadece bir spor organizasyonu değil, aynı zamanda bir kimlik ve aidiyet kaynağıdır. Günümüzde taraftarların takımlarına olan bağlılıkları kimliklerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu tutku, taraftarların başarılar karşısında olumlu, başarısızlıklarda ise olumsuz duygular yaşamalarına yol açmaktadır. Bu çalışma, spor takımı taraftarlığında olumsuz bir duygu olan marka nefretinin öncüllerini ve sonuçlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Marka nefreti ve diğer olumsuz duygusal tepkiler üzerine yapılan araştırmaların son yıllarda hızlı bir artış göstermesine rağmen dinamik ve karmaşık bir yapıya sahip olan spor endüstrisi literatürde oldukça az araştırılmıştır. Dolayısıyla sporda marka nefretinin potansiyel öncüllerini ve sonuçlarını ortaya koyan kapsamlı bir çerçeve sunmanın, keşfedilmemiş çeşitli araştırma boşluklarının belirlenmesi yoluyla teoriye ve metodolojiye katkı sunacağı öngörülmüştür. Bu doğrultuda spor pazarlaması alanında yayımlanan ilgili çalışmaların sistematik bir incelemesi yapılmış ve gelecek araştırmacılar için kolaylaştırıcı ve yol gösterici bir model ortaya çıkarılmıştır. Modelde yer alan değişkenlerin neden-sonuç ilişkisi bağlamında yeni araştırma tasarımlarında farklı biçimlerde yer alması, literatürün gelişimi ve uygulayıcıların pazarlama stratejileri üzerinde etki oluşturması bakımından önemli görülmekte ve önerilmektedir.Article Mythology and Mysticism: Jamshid and Jâm-i Jam in Mullah Jezer’s Dîvan(2025) Ölmez, Cumhur; Vali, ShahabAs in known, there is a very fundamental relationship between mythology, mythical elements and literature and their use in many literary texts of world literature. In this way, in Kurdish literature, as in all world literature, especially the classical ones, mythical personalities, figures and elements have been used with many representations and meanings and have given a skill to the art of the text. Some of those personalities, figures and elements remain more like literary representations and some of them take on deeper meanings beyond their literary guise, becoming philosophical-gnostic- mystical representations. As a mythical king, Jamshid and Cup of Jamshid (Jâm-i Jam) as a tool for the future are against this representation and occupy a wide place in various literary works. Like many poets of Persian literature such as Senaî, Attar, Rumi and Hafiz, Kurdish poets such Ahmad Khani, Mulah Jezeri, Nali and many others have mentioned Jamshid and his Cup in different meanings and representations. The Divan of Mullah Jezeri, which is one of the masterpieces of Kurdish literature, is one of the richest works in terms of combining literary-mythical and mystical elements, and Jamshid and his famous Cup have also taken their place in this work. The main aim of this study is to try to analyse the poems of Mullah Jezeri and see how he used these two figure/element in a literary-fictional-mystical context. So, first of all, we will focus on both the history of Jamshid and his Cup, as well as their place in the Islamic mystic view and explain the layers of these represntations.Article Enerji Nakil Hatlarının (ENH) Coğrafi Bilgi Sistemine (CBS) Entegrasyonu ve Analizi: Mardin İli Örneği(2025) Doğanay, Muhammed Maşuk; Çakmak, FevziTeknolojik gelişimlerin neticesinde elektrik iletim ve dağıtım şirketleri tarafından son yıllarda karmaşık enerji ağına ait verilerin coğrafi bilgi sistemi platformlarına aktarılmasıyla; görselleştirme, analiz ve iş süreçleri geliştirme yönelik iş yükünü minimize etme, zaman ve maliyetleri azaltmaya yönelik coğrafi bilgi sistemi kullanımı yaygınlaştırılmaktadır. Enerji nakil hattı topolojisinin diğer sistemlerle entegre edilmesiyle enerji ağı içerisinde ilgili güzergah ve hat kolları üzerinde analiz ve incelemeler yapılarak karşılaşılan problemler karşısında süreçlerin bir sonuca bağlanması ve karar vermede zaman ve maliyet bakımından fayda sağlanmaktadır. Enerji nakil hatları için kurulan topolojik sistem sayesinde olası senaryolar karşısında, fider güzergâhında bulunan tüm hatların uzunluğu, karakteristik özellikleri, trafo merkezleri, dağıtım merkezleri, hücre tipleri ve besleme noktalarına ait veri derleme ve raporlama bölümü ile anlık olarak veri alışveriş işlemleri gerçekleştirilebilmektedir. Bu çalışma kapsamında enerji nakil hatları içerisinden referans olarak alınan fider, coğrafi bilgi sistemi üzerinden sanal olarak enerjilendirilmesi ile fider güzergâhında bulunan ve fidere bağlı olan hatların karakteristikleri, hat uzunluğu ve TM-DM merkezleri içerisindeki hücre tipleri, trafo sayısı ve trafo güçleri analiz edilerek fider bazlı olarak tek hat şeması çıkarımı çalışmaları yapılmıştır. Tek hat çıkarımı yapılan fiderin iletken karakteristiği, uzunluğu ve güçleri referans alınarak güç analizleri, fider doluluk oranları ve enerji sürekliliği topolojisi için analiz çalışmaları yapılmıştır.Article The Loss of Values and Critique of Modernism in Şükrü Erbaş’s Poems(2025) Kanter, Beyhan; Ataker, BüşraThe individual, suppressed, and controlled by modern life practices, gradually loses traditional values and becomes isolated both socially and internally. This stems from the fact that the structure of modern life alienates individuals from their reality and confines them to rigid norms. Cities, the primary habitats of modern life, intensify individual experiences of loneliness, distress, and alienation. Surrounded by concrete and steel and enveloped by towering skyscrapers, the individual’s relationship with nature and the natural weakens to the point of disconnection. This disconnection is not only physical but also brings about spiritual alienation and numbness. As modernization progresses, individuals become increasingly estranged from their essence and internal reality, they try to adapt to the chaotic and destructive atmosphere of the city. In the mechanical daily actions, they become alienated from both themselves and their surroundings. Caught in a constant rush and immersed in the complex and intense atmosphere of urban life, the city dweller loses their self-awareness and is deprived of nature’s healing and calming effect. As their social values weaken, their spiritual bonds also unravel. The psychological dilemmas of the alienated and desensitized city dweller are among the important thematic values of literary works. Contemporary Turkish poet Şükrü Erbaş addresses in his poems the loneliness, pains, dilemmas, and distress of the modern urban individual, while also highlighting the tragedies of people from different segments of society. Erbaş thematically explores the loss of values in city life with diversity, focusing on the effects of urbanization on the individual, including the mental and physical pressures of modern life. Praising natural life as purity and goodness, Erbaş implies that urbanization transforms the individual into a selfish and insensitive personality. The city dweller, who submits to the impositions of modern life, expresses the standardized and monotonous lifestyle through a critique of modernity in his verses. This study examines, from a sociological perspective, the psychological crisis and loneliness of the urban individual who transforms into a new personality through modern life in Şükrü Erbaş’s poems — one who loses their identity and submits to the impositions of the modern order.Article Örtü Arkasından Vahiy: Metinlerarası Bir Analiz(2025) Palanci, MerveBu çalışma Kur’ân’daki Hz. Musa’ya verilen vahiy anlatısını eş-Şûrâ 42/51 ayetinde geçen min verāi ḥicābin ifadesi çerçevesinde, Eski Ahid’in Çıkış 34: 33-35 pasajları ile metinlerarası analiz yöntemiyle ele almaktadır. Çalışma ağırlıklı olarak Kitab-ı Mukaddes geleneğinde teofani pasajlarını merkeze almakta, ardından bu pasajları eş-Şûrâ 42/51 ayetinde geçen örtü arkasından vahiy tanımına arz etmektedir. İlgili ayete hem usul hem de tefsir geleneğinde müfessirlerin ekseriyyetle vahiy türlerini tasnif etmek üzere başvurduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra ru’yetullâhın imkan dahilinde olmadığını belirten diğer ayet gruplarıyla birlikle eş-Şûrâ 42/51, beşer hüviyetindeki peygamberlerin ilâhi olanı doğrudan müşahede edemeyeceğini anlatmak üzere sıklıkla kendisine başvurulan ayettir. Öte yandan klasik tefsir geleneğinde ayete ilişkin ortaya koyulan yorumlar panoramik biçimde gözden geçirildiğinde ayetteki ḥicāb kelimesinin ilk On Emir’in verilişi esnasında Allah tarafından Hz. Mûsa’ya kendisi yoluyla hitap edilen ateş ile ilişkilendirildiği, böylelikle kelimenin mecaza hamledildiği görülür. Yahudi geleneğinde ise Eski Ahid’in Çıkış 34:33-35 pasajlarında aktarılan hadise, Mûsa’nın Yahve’yi çıblak gözle gördüğünün bir kanıtı olarak kabul görmüştür. İlgili pasajlarda öne çıkan unsur מַסְוֶה masveh (peçe) kelimesidir. Buna göre Hz. Mûsa Mişkan’a (toplanma çadırı) girerek Yahve ile yüz yüze konuşur ancak onun huzurundan ayrıldıktan hemen sonra, ru’yetullâhtan neş’et eden ve yüzüne yerleşen ışıldamayı kapatmak için yüzünü bir peçeyle örter, kendisine verilen emirleri İsrailoğulları’na yüzü peçeyle kapalı hâlde iletir. Bu anlatıya göre Hz. Musa Yahve ile çıplak göz ile konuşmuştur ve Eski Ahid’in metin içi kronolojisine göre bu hadise ilk On Emir’in verilişinde değil, ahidin yenilenmesi esnasında vuku bulmuştur. Bu sebeple pasajlardaki peçe motifi, Hz. Musa’nın kavmi önündeki otoritesinin yanı sıra ru’yetullahın getirdiği bir sonuç olarak tebarüz eder. Bu çalışma iki temel argümana dayanır. İlk olarak Kur’ân’ın Sina vahyine yaptığı metinlerarası göndermelerin ilk On Emir’in verilişi ve yanan çalılık teması ile sınırlı olmadığı öne sürülmektedir. eş-Şûrâ 42/51 ayetine dair esbâb-ı nüzul rivayetleri göz önünde bulundurulduğunda ayetteki “örtü arkasından vahiy” ibaresi mecaza başvurulmaksızın anlaşılır hale gelir. Böylelikle Hz. Musa’ya verilen ikinci on emir esnasında Hz. Musa’nın yüzünde bulunan peçenin rolünün Kur’ân tarafından yapısöküme tabi tutulduğu sonucuna ulaşılabilir. İlgili ayet ilk on emirin verilişine değil, ahidin yenilenmesine dair pasaja yönelik bir tashih olarak anlaşılmaya elverişli görülmektedir. Bu doğrultuda çalışma Kur’ân ile diğer kitabî gelenekler arasındaki metinlerarasılık ilişkisinin ve Kur’ân’ın diğer kitabî geleneklere yaptığı dolaylı göndermelerin metindışı kaynaklar yardımıyla daha net şekilde ortaya konabileceği öne sürülmektedir. Zira Kur’ân’ın nüzul periyodunda kendisinin çağdaşı olan ve gündelik hayatlarında Arapça konuşan ehl-i kitapla ilişkisinde; dönemin liturji dili Aramca’nın kayda değer bir yeri olsa da Kur’ân’ın kendisine özgü temalar geliştirdiği, kitâbi gelenek üzerinde kendisini bir düzeltici otorite olarak sunduğu bilinmektedir. Hicāb ve masveh kelimeleri bu konuda birer örneklemdir. Çalışmanın dayandığı bu argümanaların temellendirilmesi amacıyla ilk olarak Hz. Mûsa’ya verilen vahye dair çalışmalar içerisinde metinlerarasılık yöntemini kullanan literatür analiz edilmiştir. Ardından Eski Ahid’deki teofani pasajları ile Çıkış 34: 33-35 anlatısındaki teofani tecrübesi ve bu tecrübede Hz. Musa’nın yüzündeki peçenin yeri ele alınmıştır. Çalışma son olarak Hz. Mûsa’nın yaşadığı vahiy tecrübesi Kur’ân ve klasik tefsir eserleri bağlamında muhtasar şekilde yeniden değerlendirmiştir. Sonuç olarak Kur’ân’ın örtü arkasından vahiy tanımlamasını yaparken Hz. Mûsa’nın peçesine dair Yahudi geleneğinde geç antik çağda var olan inancı yapısöküme uğrattığı söylenebilir.Article Zâhirî Usulcü İbn Hazm’ın Beyân’ın Tehiri Meselesine Yaklaşımı(2025) Akan, YasinKelâm ve fıkıh usulü, İslam ilim geleneğinde erken dönemlerden itibaren Müslümanların gündemindeki temel meseleleri sistematik biçimde ele alan iki kritik disiplindir. Bu iki disiplin ilim tarihimiz boyunca iç içe gelişmiş, bazı ortak meseleleri konu edinmiş ve önemli ölçüde birbirlerini etkilemişlerdir. Literatür araştırmaları, kelamda araştırılan bazı konuların teorik olarak fıkıh usulü zemininde tartışıldığını, fıkıh usulündeki bazı meselelerin ise kelamın temel prensiplerine dayandığını ortaya koymuştur. Bu disiplinlerin kesişim noktalarından biri de beyânın tehiri meselesidir. Zira fıkıh usulündeki bu tartışma kelâmî kabullerle yakından ilişkilidir. Bu nedenle beyânın tehiri meselesinin kelâm ve fıkıh usulüne yansımasının tespiti önem arzetmektedir. Geniş anlamda beyân, kural koyucunun (Şâriʿ) dini hükümleri mukellefe ulaştırmasıdır. Dar anlamda ise dinî hükümler ihtiva eden hitap ile kastedilen anlamın mükellefe bildirilmesidir. Beyânın geciktirilmesi ise söz konusu anlamın mükellefe ulaştırılmasının geciktirilmesidir. Bu bağlamda, her iki disiplinde de etkili olan ve katı bir literalist yaklaşımıyla tanınan Zâhirî usulcü İbn Hazm’ın beyânın tehiri meselesine getirdiği yorumlar dikkat çekicidir. Beyânın hacet vaktinden tehir edilemeyeceği noktasında âlimler ittifak etmişlerse de hitap vaktinden tehir edilip edilmeyeceği noktasında üç farklı görüş ileri sürmüşlerdir. Fıkıh usulcülerinin cumhuru, beyânın hitap vaktinden tehir edilebileceğini savunmuştur. Cumhûr, bu noktada hitabın mutevasını teklif ile ilişkilendirerek teklif yüklemeyene kadar hitabın beyân edilmesinin gerekli olmadığını savunmuştur. Şer’î hitapta beyânın hem hacet vaktinden hem de hitap vaktinden tehir edilemeyeceğini savunan Mu‘tezilî âlimler görüşlerini adalet ve hüsün-kubuh anlayışları üzerine inşâ etmişlerdir. Mu‘tezilî âlimler beyânın hitap vaktinden tehir edilmesinin hitabı kabîh kılacağı ve kabîh bir hitap ile hitapta bulunmanın ise Şâri teâla hakkında caiz olmadığını savunmuşlardır. Hanefî usulcüler ise hitap formları arasında fark gözetmişlerdir. Onlar âm lafzın beyânının hitap vaktinden tehir edilmesini caiz görmez iken, mücmel lafzın beyânının tehir edilmesini caiz görmüşlerdir. Zâhirî usulcü İbn Hazm’ın cumhur ile ittifak ettiği ve konuyla ilgili görüşlerini her aşamada naslarla temellendirdiği ortaya konulmuştur. İbn Hazm'a göre mesele aklî olmayıp her yönüyle naslar çerçevesinde ele alınmalıdır. Çünkü akıl tek başına ilahi eylemlerle ilgili konuları belirlemeye yeterli değildir. İbn Hazm beyânın hitap vaktinden tehir edilebileceği yönündeki görüşün Tanrı’nın istediği her şekilde tasarrufta bulunabileceği yönündeki naslar çerçevesinde temellendirmiş ve böyle bir hitabın teklif açısından da herhangi bir prıblem teşkil etmediğini savunmuştur. İbn Hazm beyânın âmel vaktinden tehir edilmesinin ise teklif açısından problem olacağını savunmuş ve bunun caiz olmadığını ileri sürmüştür. Ona göre hitabın amel vaktinden tehir edilmesi teklifi Mâ lâ yutak olup, bunun da vuku bulmadığı nasla sabittir. Dolayısıyla kelâmî argümanların yoğun olarak kullanıldığı beyânın tehiri meselesinde İbn Hazm katı literalist tutumunu korumuş ve meseleyi her açıdan nasların literal anlamıyla temellendirebilmiştir.Article Hadis Âlimlerinin Çok Hadis Rivayet Etme Arzusu Sorunu: Sebepleri ve Etkileri(2025) Karabelli, M.kamelHadis ilmi, rivayet dönemlerinde muhaddisler ve fakihler için bir amaç haline gelmiş, onlar da hadis rivayetinin şerefine nail olmak ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadisi öğrenip ezberleyen, anlayan ve başkalarına ulaştıranlara ettiği duaya mazhar olmak için çaba göstermişlerdir. Zira bu duada yüzlerinin nurlanması dileği ön planda gelir. Bunun yanı sıra, hadislerin içerdiği sünnetler ve ahkâm dolayısıyla hadislere olan ihtiyaç çok büyüktü. Birçok muhaddis, hadis talebiyle yolculuğa çıkmış ve farklı şehirlerde güvenilir ravilerin tekelinde olan nadir hadisleri elde etmeye çalışmıştır. Özellikle, nadir bulunan ve az rastlanan nebevî sünnetleri içeren hadisler için yapılan bu yolculuklar yaygın hale gelmiş, hatta mazereti veya haklı bir engeli olmadan yolculuğa çıkmayanlar kınanmıştır. Bazı güvenilir muhaddisler ise bundan daha da ileri gitmiş, hadis aşkı ve rivayetlere duydukları yoğun arzu sebebiyle, zayıf ravilerin rivayetlerini dahi takip etmişlerdir. Bu muhaddisler, ravinin zayıflığını bilseler bile, zayıf ravinin bazı rivayetlerinde isabet etmiş olabileceği düşüncesiyle bu yolu tercih etmişlerdir. Çünkü ravinin zayıf olduğuna dair hüküm, onun bütün rivayetleri için geçerli bir kural değildir. Bazen muhaddis, belirli delillere dayanarak zayıf bir ravinin burada doğru, başka bir yerde ise yanlış bir rivayette bulunduğunu anlayabilir. Hatta böyle ravilerin rivayetlerine duyulan ihtiyaç, güvenilir ravilerin eşit derecede güçlü rivayetleri arasından bir tercih yapılması gerektiğinde daha da artmıştır. Bu gibi durumlarda zayıf ravinin rivayeti, özellikle de kendisine ait bir kitap varsa, farklı rivayetlerden birini tercih etmek için bir destek unsuru olarak kullanılabilir.Article Peygamber'in Sünneti Işığında Mali İşlemlerin Kontrol Edilmesi ve Bunlara İlişkin Esasların Belirlenmesinin Hikmeti(2025) Al-doorı, AymanBu akademik çalışma, İslam'ın temel kaynaklarından biri olan Nebevî sünnetin, mali işlemleri düzenleme konusundaki hikmetli yaklaşımını kapsamlı şekilde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) uygulamaları ve hadisleri çerçevesinde, ekonomik ilişkileri düzenleyen prensiplerin birey ve toplum üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Bu bağlamda, sünnetin mali işlemler üzerindeki etkisi şu yönlerden analiz edilmiştir: 1. İnsanları zarardan ve ihtilaflardan koruma amacı: Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sosyal düzenin ve ekonomik güvenliğin sağlanması için “ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ لاَ - Zarar vermek de yoktur, zarara zararla karşılık da yoktur” şeklindeki temel kaideyi ortaya koymuştur. Bu ilkeye dayanarak, bireylerin hem kendilerine hem de başkalarına maddi zarar vermesini engelleyecek çeşitli uygulamaları yasaklamıştır. Örneğin; bir satıcının başka bir satıcının müşterisini aldatarak onun üzerinden satış yapması (bey’ ale’l-bey’), şehirlinin köylü adına satış yapması (el-hâdir li’l-bâdî), fiyat yükseltmek için sahte müşteri rolü oynanması (Neceş), sütü sağılıp eksiltilmiş hayvanın dolu gösterilerek satılması (Musarrâ), kira ödemelerinin keyfi şekilde ertelenmesi gibi uygulamalar sünnet tarafından açıkça yasaklanmıştır. Bu yasaklar, ekonomik işlemlerde adaletin ve şeffaflığın sağlanmasına hizmet etmektedir ve aynı zamanda bireylerin haklarını teminat altına almaktadır.Article Geç Antik Dönemden Günümüze Hah (Anitli) Köyü’nün Süryani Ortodoks Dini Yapıları ve Korunma Durumları(2025) Dalkılıç, Neslihan; Dinç, ErdalBu çalışma,*** Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Hah (Anıtlı) Köyü’nde bulunan Süryani dini yapılarının mimari özelliklerini, tarihsel gelişimlerini ve korunma süreçlerini incelemektedir. Çalışma kapsamında ele alınan Mor Sarkis ve Mor Bakos Manastırı, Mor Şmuel Kilisesi, Mor Sobo (Saba) Katedrali ve Meryem Ana Manastırı erken Hristiyan dönemine ait önemli yapılar olarak dikkat çekmektedir. Bu yapılar; yapım teknikleri, mimari detayları ve zaman içinde geçirdikleri değişimlerle birlikte, Süryani Ortodoks dini mimarisinin evrimi açısından önemli bir rol oynamaktadır. Yapılan araştırma, bu yapıların mevcut durumlarını değerlendirerek, geçirdikleri restorasyon uygulamalarının yapısal bütünlüklerine ve tarihsel kimliklerine olan etkilerini ortaya koymaktadır. Yapılan analizler, yapıların korunmasına yönelik uluslararası restorasyon tüzük ve ilkelerine uygun müdahalelerin gerekliliğini vurgulamaktadır. Ayrıca, bölgenin kültürel ve tarihi dokusunu temsil eden bu dini yapılar, sadece yerel değil, aynı zamanda evrensel bir kültürel mirasın parçası olarak değerlendirilmelidir. Çalışmanın bulguları, bölgedeki diğer Süryani dini yapılarının korunması ve restorasyonu için referans niteliğinde olup, gelecekte yapılacak akademik/bilimsel çalışmalara ve koruma projelerine ışık tutmayı amaçlamaktadır. Mimari ve arkeolojik açıdan önemli veriler sunan Anıtlı Köyü’ndeki bu dini yapıların korunarak gelecek kuşaklara aktarılması kültürel mirasın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.Article Dijitalleşme Çağında Yapay Zeka Destekli Yönetişim(2025) Sevinç, Hasibe GülTeknolojik gelişmelerle birlikte yönetişim anlayışı köklü bir değişim geçirirken, yapay zekâ yeni bir aktör olarak karar alma süreçlerinde giderek daha fazla rol oynamaktadır. Geleneksel yönetişim mekanizmaları insan odaklı bir yapıdayken yapay zekâ destekli sistemler veri analitiği, otomatik karar alma ve öngörülebilirlik gibi yetenekleriyle kamu yönetimi, ekonomi ve hukuk gibi alanlarda etkili olmaktadır. Yapay zekâ, sadece teknik bir araç değil, aynı zamanda yönetişim süreçlerini yeniden tanımlayan stratejik bir aktör haline gelmektedir. Bu çalışmada değişen yönetişim anlayışı çerçevesinde yapay zekânın yeni bir aktör olarak nasıl konumlandığı incelenmektedir. Çalışmanın temel amacı, yapay zekânın yönetişim mekanizmalarına entegrasyonu, karar alma süreçlerindeki rolü ve kamu politikalarına etkisinin değerlendirilerek yapay zekânın yönetişimde şeffaflık, hesap verebilirlik ve etkinlik açısından sunduğu fırsatları ve riskleri irdelemektir. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada, yönetişim anlayışının nasıl evrildiğine ve yapay zekânın bu dönüşümdeki rolüne ilişkin kapsamlı bir literatür taraması yapılmıştır. Yapay zekânın daha hızlı ve verimli kararlar alınmasını sağlayarak yönetişim süreçlerinde etkin bir aktör olarak yer aldığı ancak etik, güvenlik ve denetim mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Yapay zekânın yönetişimde aktör olarak rol alması iyi düzenlenmiş ve etik kurallara dayalı bir şekilde uygulanırsa büyük fırsatlar sunabilirken şeffaflık, hesap verebilirlik ve güvenlik gibi kritik konuların dikkate alınmaması durumunda da ciddi risklerle karşı karşıya kalınabilir.Article Modern Zaza Hikâyeciliğinde Hayvanlara Dair Halk İnanışları(2025) Akman, İlyas; Aytekin, Haci İbrahimİnsanoğlunun komplike bir zihin dünyasına ve psikolojiye sahip olmasının sebeplerinden biri de doğayı ve evreni henüz ilk günden diğer canlı türleri ve doğa unsurlarıyla paylaşmasıdır. Henüz ilk insandan itibaren doğa unsurları insan üzerinde derin etki bırakır. Öyle ki insanoğlu anlam veremediği bazı doğa unsurlarını ve hayvan türlerini tanrı olarak kabul etmiş kendisini daha güvende hissedebilmek için çeşitli ritüeller gerçekleştirmiştir. Doğanın canlı ve cansız unsurlarının insan üzerindeki çeşitli etkileri dönüşümler geçirerek günümüze kadar ulaşmıştır. Yapılan bazı ritüeller kökenleri bilinmeden günümüz insanları tarafından pratize edilmektedir. Bu tarz bazı ritüellerin kökenine inildiğinde binlerce yıl önce doğayı bilmediği için ondan korkan ve kendisini daha güvenli bir hale sokma çabası içinde olan atalarının ritüelleri olduğu ortaya çıkar. Bu realitenin kendisini en fazla gösterdiği alanlardan biri halk inanışlarıdır. İlk insanın üretmeye başladığı ve sonraki insanların da devam ettirdiği bilinmeyene, doğaüstüne, doğaya ve hayvanlara anlam verme çabalarının sonucunda halk inanışları ortaya çıkar. Bu inanışların bazıları toplumlarda o kadar etkili olur ki toplumların kimliğinin şekillenmesine etki eder ve toplumlar kendilerini diğer toplumlardan bu tarz inanışlar ve ritüeller üzerinden ayırt edip biz bilinci oluştururlar. Halk inanışları çoğunlukla hayvanlar, bitkiler, doğanın cansız unsurları, gök cisimleri ekseninde şekil bulur. Zaza halkında da tıpkı diğer halklarda olduğu gibi bu tarz inanışlar söz konusudur. Özellikle hayvanlara dair halk inanışları yaygındır. Zaza yazarları da eserlerini kaleme alırken halk inanışları konusunu önemserler ve bu inanışlara eserlerinde yer verirler. Bunun sonucunda da eserlerde yılan, kuşlar, dağ keçisi, tavşan, arı, ayı, kurt gibi hayvanlara dair halk inanışlarına yer verilir. Bu makalede, söz konusu hayvanlara dair halk inanışlarının neler oldukları modern hikâyelerden hareketle ortaya konulmaya çalışılmıştır.Article Muhasebe Kavramına Yönelik Öğrenci Algılarının Tespitinde Metaforik Bir Yaklaşım: Mardin Artuklu Üniversitesi Örneği(2025) Gutnu, Mehmet Murat; Kabak, Arif; Büyüktaş, Mehmet BeşirMetaforlar, soyut veya karmaşık konuları daha anlaşılır hale getirmek için kullanılır ve bireylerin muhasebeye dair düşüncelerini, hislerini ve tutumlarını ortaya koymada yardımcı olur. Muhasebe araştırmalarında metafor kullanımı, muhasebe kavramlarının ve uygulamalarının öğrenciler veya diğer ilgili kişiler tarafından nasıl algılandığını anlamada etkili bir araç olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı Mardin Artuklu Üniversitesinde muhasebe dersi almış olan öğrencilerin muhasebe kavramına yönelik algılarını metaforik bir yaklaşımla ele almaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseni kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde ve içerik analizi yönteminden faydalanılmıştır. Analize 285 anket verisi dahil edilmiştir. Çalışmada demografik bilgiler sorulduktan sonra öğrencilere “eğer muhasebe bir hayvan (renk, besin, oyun, çiçek, eşya, yakıt, meslek, dağ, şehir, mevsim) olsaydı, “...” olurdu. Çünkü “...” cümlelerini tamamlamaları istenmiştir. Çalışmaya katılan öğrenciler sırasıyla en çok “Aslan/Kaplan, Siyah, Su, Saklambaç, Papatya, Kalem, Benzin, Mali Müşavir, Ağrı Dağı, İstanbul, Kış” metaforlarını kullanmışlardır. Çalışmanın bulguları, muhasebenin öğrenciler tarafından genellikle karmaşık, zorlu ve belirsizliklerle dolu olarak algılandığını göstermektedir. Ancak aynı zamanda, muhasebenin sistemli, düzenli, strateji gerektiren ve bilgi kaynağı olarak da görüldüğü ortaya konmuştur. Bu sonuçlar, muhasebe derslerinin daha etkili ve ilgi çekici hale getirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma muhasebe eğitiminde öğrenci algılarını anlamak ve olumsuz algıları kırmak için önemli veriler sunmaktadır. Eğitimde inovatif ve yaratıcı pedagojik yaklaşımların benimsenmesi, öğrencilerin muhasebe derslerini daha olumlu bir şekilde deneyimlemelerine katkı sağlayabilir. Bu bağlamda, muhasebe derslerinin daha erişilebilir ve öğrenci dostu bir hale getirilmesi gerektiği önerilmektedir. Çalışma, İşletme ve Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik master programlarındaki öğrencilerin katılması ve ayrıca yeni metaforlarla (yakıt, melek, dağ, şehir) deteklenmesi bakımından literatüre katkı sunmaktadır.Article Hemşirelik Öğrencileri için Periferik İntravenöz Kateteri Yerleştirme Özgüven Ölçeği’nin Türkçe Geçerlilik ve Güvenirliği: Metodolojik Çalışma(2025) Sü, Serpil; Durgun, Hanife; Özbay, Hediye; Marchionni, CarolineAmaç: Bu çalışmada, Hemşirelik Öğrencileri İçin Periferik İntra- venöz Kateter Yerleştirme Özgüven Ölçeği’nin Türkçe geçerlilik ve güve- nilirliğinin yap ılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, Mart-Haziran 2024 tarihleri arasında, 3 farklı devlet üniversitesinin hemşi- relik bölümünde öğrenimine devam eden 587 hemşirelik öğrencisi ile me- todolojik bir ara ştırma olarak yürütülmü ştür. Verilerin toplanmas ında “Öğrenci Tanıtım Formu” ve “Hem şirelik Öğrencileri için Periferik İntra- venöz Kateteri Yerle ştirme Özgüven Ölçe ği” kullanılmıştır. Veriler SPSS 26.0 ve AMOS 23 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin de- ğerlendirilmesinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, minimum, mak- simum, Cronbach alfa güvenirlik katsay ısı, faktör analizi yöntemleri, korelasyon analizi ve Path Diyagramı kullanılmıştır. Bulgular: Ölçeğin içe- rik geçerlik indeksi 0,994, genel iç tutarl ılık katsayısı ise 0,936 olarak ol- dukça güvenilir bulunmuştur. Doğrulayıcı Faktör Analizi ile uyum indeksi değerlerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu ve modelin bu durumla uyumlu olduğu belirlenmiştir. Ölçek 3 alt boyut ve 15 maddeden oluşmaktadır. Bu araştırmada, Hemşirelik Öğrencileri İçin Periferik İntravenöz Kateter Yer- leştirme Özgüven Ölçe ği toplam puan ortalamas ı 3,81±0,63 saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin Periferik İntravenöz Kateter Kanül Güvenirliği alt bo- yutundan 3,81±0,67, periferik intravenöz kateter hazırlık ve güvenlik güve- nirliği alt boyutundan 3,90±0,67, Periferik İntravenöz Kateter Ö ğrenme Güvenirliği alt boyutundan 3,72±0,69 puan aldığı belirlenmiştir. Sonuç: Öl- çeğin Türkçe versiyonu, hemşirelik öğrencilerinin periferik intravenöz ka- tater yerle ştirmeyi ö ğrenme ve gerçekle ştirme konusundaki öz güven düzeylerini belirlemek için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araçtır.
