Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/48
Browse
Browsing Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü by Author "Mitat Çekici"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çağdaş İran Edebiyatında Köy Edebiyatı(Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2019) Mitat ÇekiciCoğrafya veya coğrafi bir bölge realist yazarların gözünde özel bir yere sahiptir ve onların eserlerinin temel unsurunu teşkil eder. Bazen yazarlar daha genel bir bölgenin kendine has özelliklerinden gelenek ve göreneklerine, toplumsal sorunlarına özel bir ilgi gösterir. Köy edebiyatı ya da bölge edebiyatı hemen her toplumda edebiyatın en önemli dallarından biri olmuş ve önemli yazarların birçoğu bu konuda eserler kaleme almışlardır. Yerel geleneklere dikkat çekmek, yerel efsaneler, hikâyelerde bölge halkından kişilere yer verilmesi, bölgedeki fakirliğin ön plana çıkarılması ve köylülerin yaşam kültürü, bu akımın öykü yazarları hikâyelerinin ortak özelliklerindendir. Çağdaş İran Edebiyatında Köy Edebiyatı Kısa Öykücülüğü ciddi anlamda H.1330 yıllarında başlamış ve H.1340 ile 1350 yılları arasında en parlak dönemini yaşamıştır. Köy edebiyatı öyküleri genellikle coğrafi bir bölgenin ortak özelliklerinden olan adap, anane, inanç ve kültür gibi özelliklerin daha çok ön plana çıkarılmasıdır. Bunların yanı sıra bölgede yaşanan sosyal problemler de yazarların eserlerinin konusu olmuştur. Biz bu çalışmada İran Çağdaş Edebiyatında önemli bir yere sahip olan köy edebiyatına ve ön plana çıkmış yazarlarından bazılarına ve eserlerine değinilmiştir.Article Edebi Bir Tür Olarak Mevlid ve Farsça Mevlid Müellifi Nureddin Muhammed Kazerûnî(Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2020) Mitat ÇekiciPeygamber’in doğumunu anlatan anlamında kullanılan Mevlid kavramı edebiyatta terim olarak Hz. Muhammed’in dünyaya geldiği gün olarak kullanılmıştır. Mevlid kavramı gelişerek Hz. Muhammed’in dünyaya gelişi, hayatı, mucizelerini, gazalarını, ahlakını, vefatını konu alan eserlerin ve bu eserlerin okunduğu törenleri karşılar olmuştur. Özellikle Hz. Peygamberin doğum gecesinde, çoğunlukla özel gün ve gecelerde hayra vesile olacağı düşüncesiyle okunan Kur’an, Dua, İlahi ve övgü şiirlerine denilen Mevlid metinleri yazılı ve sözlü gelenekte Allah’a iman ve Peygambere bağlılığını göstermek için okuduğu, ezberlendiği ve öğrendiği belirli bir edebi birikim sonucu kurulmuştur. İran edebiyatında Peygamber’in hayatını ve onun özelliklerine dair direkt Farsça yazılmış eserler ilk devirlerde görülmez. Bundan dolayı Fars edebiyatında mevlid olarak yazılmış eserler yok ancak Hüseyin’in Şehit edilmesini anlatan birçok esere rastlamak mümkündür. Nureddin Muhammed Kazerûnî’nin eserinin önsözü hayatı hakkında çok kapsamlı değildir ve Müellif de kendisi hakkında detaylı açıklamalarda bulunmamıştır. Bilinen tek bilginin Kazerûn ailesinin dini ilimlerde çok tanınmış olmalarıdır. Kazeronî’nin Kazerûn ailesinden olduğu ve bu ailenin Nebi Siyeri’ni telif etmekte etkili olduklarıdır. Yazar, orijinali nesir olan bir Mevlid eserden nazmetmiş ancak hiçbir şekilde o eserin ve yazarın ismini belirtmemiştir.Book Part GAZNELİ SARAYININ MEDDAHI ‘UNSURÎ-Yİ BELHÎ(Demavend yayınları, 2021) Mitat ÇekiciV/X. yüzyıl ile V/XI. yüzyılın ilk dönemlerinde Fars edebiyatının yükselişe geçişinin başlangıç dönemi olması ile Fars edebiyatının en önemli edebi dönemlerinden biri olarak kabul görmektedir. Öyle ki bu dönemin başlangıcında şairlerin üstadı (Peder-i Ş’ir Farsî) olarak da kabul edilen üstat Rûdekî ve ondan sonra Fars şiirinin iki önemli siması olan Firdevsî ve ‘Unsurî gibi iki büyük şair yaşamıştır. Bu dönemde şair ve şiirin revaç bulmasında dönemin padişahlarının etkisi önemli bir yer edinmiştir. Padişah ve emirlerin bu dönemde şairleri teşvik etme noktasında harcadıkları çaba takdire şayandır. IV/X. yüzyıl ile V/XI. yüzyılın ilk yarısında bu dönem şairleri, şiirin farklı türlerini oluşturan mesnevi, kaside, gazel, musammat, terci-i bend, rubai, dubeyti, kıta ve bunlara benzer türlerde şiirler vermeye çalışmışlardır. Medih, vasf, gazel, hamase, hiciv, hezel, destan daima bu dönem şiirinde bulunmuştur. Övgülü şiir veya medhiye söyleme bu dönemin genelinde büyük saray şairleri, padişahları ve saray erkanını övmekle uğraşmışlardır. Özellikle Gazneli sultanlarından sultan Mahmud, medhiyeci şairlere bağış yapmada son derece cömert davranmıştır. Üstat Ebû’l-Kâsım Hasan b. Ahmed ‘Unsurî-yi Belhî, Gazneli Mahmûd ve Mes’ûd sarayının Farsça söyleyen önemli şairlerinden birisidir. Şair ‘Unsurî, sultan Mahmûd’un bağış ve hediye vermedeki cömertliğinden nasiplenmiş bir şairdir. Şiirlerinde de anlaşıldığı üzere şair ‘Unsurî, üstün nitelikli ve hünerli bir kişiliğe sahiptir. Bu çalışmamızda bahsi geçen dönem ile ilgili bilgi verildikten sonra şairin hayatı, edebi kişiliği ele alınacaktır. Şairin şiirinden birkaç örnek verilecektir.Article Hâfız-i Şirâzî’nin Gazellerinde Aşk Mefhumunun Değerlendirilmesi(Mukaddime Dergisi, 2023) Mitat ÇekiciAşk, muhabbetin en üst noktası ve mükemmelliğidir. Tüm büyüleyiciliği, tutku ve coşkusuyla, sevginin nihai ve doruk noktasıdır. Aşk, dizginsiz ve kontrol edilemez bazen kaynayan ve isyankâr bazen de sel gibi ya da ateş püskürtendir sevmek, ama yine de sevmektir. Sevgiliyi, ilahı, âşığı tanımadan sevmek ve âşık olmak mümkün müdür? Mutasavvıflar, aşka kalp yoluyla ulaşılması gerektiğine, aşka götüren bilginin de kalp yoluyla elde edildiğine ve sevgiliyi kalp gözüyle müşâhede etmekle elde edildiğine inanırlar. Geçmişten günümüze bilge, arif ve şairlerin yaygın olarak kullandıkları aşka yani sihirli sözcüğe yüklenen mana ve hissiyatın etkisini gözlemlemek mümkündür. Fars edebiyatında aşkın geçmişi ilk Farsça şiir söyleyenlerin ortaya çıktığı döneme kadar dayanmaktadır. İnsanî ve zeminî aşk türü ilk dönem şairlerin şiirinde revaç bulmuştur. Hâfız-i Şirâzî’nin şiirlerinde özellikle de gazellerindeki sözü çeşitli şekillerde iki manalı bir özelliğe sahiptir. Şair, duygu ve düşüncelerini farklı konularla harmanlayarak açıklamıştır. Hâfız, aşkı sadece varlık sorusuna cevap olarak değil ayrıca her yerde bulunan varlığın ruhu olarak bilir ve Âdem ile peri, yıldızlar, gezegenler hepsi aşk varlığının birer tufeylidir. Bu çalışmamızda Hâfız’ın gazellerinde aşk mefhumuna yüklemiş olduğu manayı değerlendirmekteyiz. Şaire göre bütün kâinat ve varlık, aşk varlığının birer evladıdır ve ondan türemiştir, aşık dünyayı maşukun yüz güzelliğini tamamıyla yansıtan bir ayna olarak görmektedir. Yalnızca kendisi değil, güneş, ay, gezegenler ve evrendeki her zerre onun cemalinin aynasıdır ve onun aşkını ve sevgisini kendi özünde, mayasında bilir. Hâfız, aşkı insanın aslî hüneri olarak açıklar. O, yaratılış amacını ve insanın kemale ermesini aşk ve aşıklıkta bilir.Book Part KLASİK FARS ŞİİRİNDE MİTOLOJİK VE İRFANÎ MOTİF OLARAK “CÂM-I CEM”(Demavend yayınları, 2022) Mitat ÇekiciHamâsî ya da mitolojik kahramanlık şahsiyetlerin değişmesinde ve sûfîyâne düşüncelerin etkisiyle tasavvufî bir kimliğe dönüşmelerinin altında bir takım nedenler vardır. Hicri beşinci ve altıncı yüzyıllarda mezhebî taassup ve bozulmalar, siyasî liderlerdeki kalıplaşmış ve donuk düşünce biçimi ve fitnelerin yayılması gibi etkenler toplumda bazı inanç esas ve usullerin, görüşlerin değişmesinde etkisi olmuştur. Bu dönemlerde baskın ve yaygın olan bu ortam, özgür düşünce anlayışında olan İran toplumunun güvenilir bir sığınak arayışında olmasına sebep olmuş ve sûfîyâne inzivâlar; iç dünyaya yöneliş, dünyadan el çekme ve zamanın fitnesinden kaçmak için en uygun sığınak olmuştur. Bu sebeple tasavvufî eserler, hamâsî ve mitolojik eserlerin yerine geçmiş ve hamâsî olarak “ en iyi insan” olan şahıslar kendisinde bulundurduğu birçok ahlâkî ve mânevî özelikleri ile İran tasavvufunda yeniden ön plana çıkmıştır. Kısaca mitolojik edebî yapılar ve unsurlar hamâsî eserlerden tasavvufî eserlere yeniden uyarlanıp konu bakımından işlenmiştir. Bu edebî hareket, irfanî hamâsî olarak ortaya çıkmış ve Fars edebiyatında önemli ve kalıcı olmuştur. İran’ın antik mitolojik fikirlerin İslâmî kültürel öğretiler ve güzellikler ile uyumlu olması irfanî hamâsî gelişmelerin oluşmasında son derece önemli ve etkili olmuştur. Firdevsî’nin Şehnâmesi’nde, Nasır Hüsrev’in bazı eserlerinde, Sühreverdî Nizâmî ve Attâr gibi önemli şahsiyetlerin eserlerine yansımaları olmuştur.4 İsmi geçen şairler dışında Fars edebiyatının önemli isimleri arasında yer alan diğer şairler tarafından da bu konuya ilgi gösterilmiştir. Cem(Cemşîd)’in kadehi olarak üzerinde yedi hattın bulunduğu bir kadehtir. Yedi feleğin sırrını taşıdığına inanılan bu kadeh, temsili yedi madenden yapıldığı rivayet edilmekte ve efsaneye göre dünyanın tamamı bu kadehte seyredilmiştir.27 Kadehin içine bakıldığında dünyadaki gelişmelerin, olayların görünür olduğuna inanılan câm-ı Cem gerek Fars gerekse Türk edebiyatında câm-ı cihân-ârâ (dünyayı süsleyen kadeh), câm-ı cihân-nümâ (dünyayı gösteren kadeh), câm-ı cihân-bîn (dünyayı gören kadeh) gibi isimlerle kullanılmaktadır.28 Câm-ı Cemşîd olarak bilinen bu kadeh câm-ı Keyhüsrev olarak da meşhur olmuştur. Altıncı yüzyıla kadar Cemşîd’in şöhreti ve onun Hz. Süleyman ile bir bilinmesi münasebetiyle söz konusu kadeh, Cemşîd’e intisap edilmiş ve câm-ı Cem, câm-ı Cemşîd, câm-ı gîtînûmâ, Ayîne-i gîtînûmâ gibi isimlerle nitelendirilmiştir.Article SADIK HİDAYET’İN FERDA ADLI ÖYKÜSÜNÜN MONOLOG İNCELEMESİ(Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017) Mitat ÇekiciBu çalışmada edebi anlatım türünün önemli bir aktarma tarzı olan Monolog tekniği kısa bir şekilde ele alınıp iç monolog türü işlenmiştir. Bununla birlikte İran Kısa Öykücülüğünün güçlü kalemlerinden biri olarak kabul görülen Sadık Hidayet’in Ferda adlı öykü tercümesi ve öyküsündeki iç monolog tekniğinin tahlili yapılmıştır. Sadık Hidayet Çağdaş İran Öykücülüğünün önde gelen güçlü kalemlerinden biridir. Muhammed Ali Cemâlzâde ile birlikte modern İran öykücülüğünün kurucuları arasında yer alır. Hidayet hikâyenin yanında, roman, piyes hatta sefer name türünde eserler vermiş olmasına karşın İran Edebiyatında daha çok “kısa öykü yazarı” kimliği ile tanınmıştır. Hidayet eserlerinde yalnızlık, yoksulluk, buhranlık, intihar ve ölüm gibi konuları işlemiştir. İşçi sınıfın çileli hayatını ve mücadelesini betimleyen bu betimlemeleri yaparken baskıcı yönetimi ve bu yönetimi destekleyenleri ağır bir dille eleştiren Hidayet Ferda adlı öyküsünde bunu net bir şekilde ortaya koyar.Bu seçkin hikâye Yarın ve Hizmetçi olmak üzere iki öyküden oluşmaktadır.Article Şahnâme’nin Bîjen ve Menîje Hikayesine Edimbilim Açıdan Söylem Yaklaşımı(Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2021) Mitat ÇekiciEdimbilim edime eşlik eden farklı kavramları ele alıp inceleyen bilim dalıdır. Edimbilim kelimeleri sözce durumuna göre etkileşim içerisinde gerçek bir dil etkileşimi olarak kişi, zaman ve kapsam göstergeleri ile belirleyendir. Pragmatik olarak dilin birçok yönünü inceler, açıklamalar yapıp engelleri aşan bir bilişim tarzıdır. Edimbilim, dil ile onu kullanan, söylem ile bağlam arasındaki ilişkiye değinir. Yani edimbilim, sözcüklerin kullanımları ve konuşmacının sözeylemi nasıl işleyip anlam yüklediği, konuşan ve dinleyen arasında gelişen ilişkiden cümle yapısının nasıl etkilendiğini ele almaktadır.Her hikâyenin temelini onu oluşturan kahramanlar teşkil eder. Söylemler onların ayrılmaz bir parçası gibidir ve hikâyeyi oluşturan temel unsurların en önemlileri olarak kabul edilmektedir. Hikâyedeki diyaloğlar karakterler üzerinden hikâyenin işlevselliğini gösterendir. Söylem, ravi ile okuyucu ya da müellif ile okuyucu arasındaki en bilinen aracı olarak görülmektedir. Eylemsel, diyaloğlar söylem içerisinde emir, istek, rica ve talep şeklinde dile getirilmektedir. Şahnâme’nin önemli hikâyelerinden olan Bîjen ve Menîje hikayesinde birkaç tarzda ön plana çıkan bu tarz söylemler, edimbilim açısından öneme değer örnek bir hikayedir.Article جستاری در «مولود » و بررسی جایگاه آن در ادبیات در آسیای صغیر(هطالعات آسیای صغیر (فرهنگستان), 2020) Mitat ÇekiciBu makalede mevlit ve mevlidin önemine değinilmiştir.