Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/48
Browse
Browsing Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü by Author "Türkben Aydın, Funda"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Fars Edebiyatında İlk Sâkînâme Örneği(2019) Türkben Aydın, FundaXII. yüzyılın önemli şairlerinden olan ve Hamse yazma geleneğini başlatan Nizâmî-yi Gencevî (ö. 607-611 (1212-1214), edebiyata katmış olduğu yeniliklerle dikkat çekmektedir. Farklı ve yeni edebi türler kullanmasıyla sahada öncülük etmiş olan şair, Fars edebiyatının en çekici türlerinden biri olan sâkînâme türünün de yaratıcısıdır. Kendisinden sonra kaleme alınan bu lirik şiir türüne öncülük etmiştir. Nizâmî, bu türde kaleme almış olduğu şiirleri müstakil bir eser olarak yazmamıştır. Fakat şair, Hamse’de yer alan mesnevilerden Leylâ vü Mecnûn’un başında 33 beyit ve son eseri İskendernâme’de 156 beyit ile sâkî’ye hitaben yazmış olduğu sâkînâme bölümlerine yer vermiştir. Bu çalışma, Nizâmî-yi Gencevî’nin olgunluk dönemi eseri olarak ifade ettiği, son mesnevisi İskendernâme’nin ilk kitabı Şerefnâme’de yer alan sâkînâmeler ile ilgilidir. Eserde sâkînâme başlığı altında yer verilen beyitler; sâkî, şarap, kadeh gibi kavramlar üzerinden incelenmeye çalışılmıştır.Article KLASİK FARS ŞİİRİNDE BEDEN DİLİ (MEVLÂNÂ VE HÂFIZ ÖRNEĞİ)(2020) Abdollahifard, Pouneh; Türkben Aydın, FundaTarih boyunca neredeyse bütün bilim ve sanat dallarını bir yönüyle etkileyen iletişim unsuru, edebiyat bilimini ve sanatını da etkilemektedir. Edebiyat, bir söz söyleme sanatı olsa da bazen mesaj, sözsüz iletişim biçimleri ile de gönderilebilir. Bu sözsüz iletişim biçimlerinden biri de beden dilidir. Kavramlarda ve yüklemlerde kullanılan eylemler, sözel tasvirler oluşturarak bazen uzun yazıların ve açıklamaların yerini doldurup gereken mesajı en kısa ve en etkili şekilde aktarabilmektedir. Dünya genelinde didaktik yönünün güçlü olmasıyla bilinen Fars edebiyatında bu örneklerle fazlasıyla karşılaşmaktayız. Dil sanatları kullanımında başarılı şair Hâfız-ı Şirâzî’nin, anlam ve içerik zenginliği ile ün kazanan sûfî şair Mevlânâ’nın bu sanatı en güzel kullanan şairler oldukları var sayılabilir. Bu makalede örnek olarak bu iki şairin şiirlerinde kullandıkları beden dili ile ilgili kavramlar ele alınmış ve bu kavramların hangi duyguları karşıladığı incelenmiştir.Conference Object NİZAMİ’NİN İSKENDERNAMESİ’NDE GEÇEN EFSANEVİ SU: AB-I HAYAT(ULUSLARARASI MİTOLOJİ SEMPOZYUMU, 2019) Türkben Aydın, FundaNizâmî-yi Gencevî, yaklaşık 535-540 (1135-1145) yılları arasında Büyük Selçuk luların hâkim olduğu dönemde, Gence’de dünyaya gelmiş ve yaklaşık 597-611 (1201- 1214) yılları arasında aynı yerde vefat etmiş; Fars, Türk, Arap ve hatta bütün dünya edebiyatlarına etki etmiş, ünü dünyaya yayılmış büyük şairlerden biridir. Hamse ge leneğinin kurucusu sayılan şairin son mesnevisi olan İskendernâme, İskender ya da yaygın bir diğer adıyla İskender-i Zülkarneyn hikâyesine yer veren bir eserdir. Şair eserini kurgularken pek çok mitolojik unsurdan faydalanmıştır. Bu unsurlardan biri de neredeyse bütün dünya mitolojilerinde var olan âb-ı hayat kavramıdır. Hayat suyu ve ölümü yenecek ilaçlar düşüncesi en eski dönemlerden beri çeşitli uygarlıklarda görülmüş ve bu düşünce etrafında tarihsel ve efsanevî kahramanlar oluşturulmuştur. Genellikle Hızır’a ve İskender’e atfedilen bu su, âb-ı Hızır ve âb-ı İskender gibi isimler le de bilinir. İskender’in hayat suyu arayışı, özellikle İskendernâmelerde efsane olarak ele alınan ve bütün milletlerin edebiyatında sembol olarak görülen önemli hikâyeler den biridir. Çalışmada âb-ı hayat kavramına değinildikten sonra Nizâmî’nin Farsça ka leme almış olduğu İskendernâme’de geçen hayat suyu efsanesi, şairin edebi dehasıyla yazmış olduğu örnek beyitler Türkçeye çevrilerek açıklanmaya çalışılacaktırArticle Nı̇zâmı̂-yı̇ Gencevı̂’nı̇n Hüsrev u Şı̂rı̂n ile Leylâ vu Mecnûn Eserlerı̇nde Aşk Tasavvuru(Oku Anonim Şirketi, 2023) Türkben Aydın, FundaDönemi itibariyle yeni bir tür olan Hamse ile edebiyat sahasında muteber bir yere sahip olan Nizâmî-yi Gencevî (ö. 611/1214 [?]), yazmış olduğu beş mesnevi ile uzun yıllar Fars, Türk, Arap ve Batı edebiyatlarında örnek alınan bir isim olmuştur. Şair, kurguladığı hikâyelerde bir dış çerçeveyle birlikte okuyucuya katmanlı bir metin bırakmış, zihnini meşgul eden sorulara bu hikâyelerde cevaplar aramış, okuyucuyu derin kavramlar üzerine düşünmeye sevk etmiştir. Bu kavramlardan biri de aşktır. Nizâmî, aşk mevzuunu iki kahramanlı aşk hikâyeleri olarak isimlendirilen Hüsrev u Şîrîn ve Leylâ vu Mecnûn mesnevilerinde açıklamaya ve bu hikâyelerden yola çıkarak zihnindeki aşk tasavvurunu okuyucuya aktarmaya çalışmıştır. Kendi dönemine kadar tasavvufî aşkı anlatan mesnevilerde sembolik dil kullanılırken Nizâmî, ilk defa gündelik aşkı konu edinen mesnevilerinde Leyla, Kays, Hüsrev, Şirin gibi sıradan karakterleri kullanarak meramını okuyucuya aktarmış ve gelenekteki mesnevilerde hâkim olan mecaz, temsil ve teşbih yolunu tercih etmemiştir. Leylâ vu Mecnûn eserinin bütünlüğüne bakıldığında, birbirine kavuşamayan iki âşığın dünyevî hikayesinden ziyade metafizik güzelliğe ulaşmaya yönelik bir yolculuğun anlatıldığı (seyr u sülûk) malumdur. Bu yönüyle de sembolik anlatımlı birçok mesneviye ilham kaynağı olan Sühreverdî’nin Mûnisu’l Uşşâk eserindeki tekâmül yolculuğu safhalarıyla Mecnun’un Leyla sureti üzerinden tekâmülü arasında bazı benzerlikler görülebilir. Hüsrev u Şîrîn’de ise yine hikâye bütünlüğüne bakıldığında kahramanların ahlâkî tekâmülü üzerine bir kurgu gözlemlenir. Nizâmî beşerî aşkı küçümsemez, aksine onu ahlâkî düzlemde kemâle erdiren bir araç olarak görür. Beşerî aşk bu bağlamda hikâyedeki karakterleri metafizik güzelliğe görünürde eriştirmese de Şirin adeta bu mertebeye erişmiş gibidir. Çalışmada her iki mesneviyi irfânî ya da beşerî gibi keskin sınıflandırmalara tabi tutmadan Nizâmî’nin aşk tasavvuru üzerinde durulmuştur.Article ZAHȊR-İ FȂRYȂBȊ’NİN DȊVȂN’INDA VEZİN TÜRLERİ(2019) Türkben Aydın, FundaKlasik dönem İran edebiyatının Türk asıllı şairlerinden biri olan Zahȋr-i Fȃryȃbȋ, VI/XII. yüzyıl sonlarının ileri gelen büyük kaside ve gazel şairlerindendir. Edebî sanat bakımından zengin bir üslupla eserler yazmış olan Zahȋr-i Fȃryȃbȋ, daha çok kaside şairi olarak bilinmektedir. Şair, Nizâmî-yi Gencevî, Hâkânî-i Şirvânî, Evhadüddîn-i Enverî, Mücîrüddîn-i Beylekânî ve Felekî-i Şirvânî gibi ünlü şairlerin de çağdaşıdır. Bu çalışmada, şairin Emîr Hasan-ı Yezdgirdî tarafından tashih edilip Dȋvȃn-ı Zahȋruddȋn-i Fȃryȃbȋ adıyla 1381 hş.’de Tahran’da neşredilen divanı esas alınmıştır. Zahȋr-i Fȃryȃbȋ’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verildikten sonra onun Divânında yer alan tüm manzumelerin taktii yapılmış; bahirleri ve vezinleri bulunmuştur. İlaveten eserde kullanılan bahirler, şairin kullanım oranına göre tasnif edilmiş, örnek beyitler eklenmiş ve her bir bahirdeki vezin sayısı belirtilerek kullanım yüzdesi çıkarılmıştır.