1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 20 of 84
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Book
    28 Şubat'ın Psikolojik Etkileri
    (Muhit Kitap, 2021) İşıker Bedir, Deniz; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    28 Şubat süreci hakkında yazılan, söylenen birçok söz oldu, aradan uzun yıllar geçti. Bu konu hakkında birçok farklı çalışma yapıldı. Ancak hâlâ 28 Şubat’ın psikolojik etkileri üzerinde yeterince ve hakkınca konuşulmadı. Çok açık ki bu süreç, deneyimleyenleri açısından etkileri hâlâ devam eden zor bir süreçti. Bu kitapta, bu zamana kadar birçok araştırmacının ilgi ve araştırma “nesne”si olan başörtülü kadını, “içerden” birinin bakış açısıyla anlatma çabası var. Bu içerden bakış, benim 11 yaşımda başımı örtme ve sonrasında hayatımın birçok aşamasında yasağı deneyimleme hikâyemdir aynı zamanda. Çıkış noktası ise 28 Şubat post-modern darbesi sonrası yaşanan kırılmalar ve özellikle başörtülü kadını etkileyen bu darbenin sonrasında olanları anlatmaya çalışmanın kendisi var.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Adaptation of the Vicarious Resilience Scale To Turkish: a Validity and Reliability Study
    (American Psychological Association, 2025) İşıker Bedir, Deniz; Boz, C.; Şeneldir-Patolo, A.; Kitapçıoğlu, S.; Işıker-Bedir, D.; Sanyar, S.; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Objective: The 27-item Vicarious Resilience Scale (VRS) is the first tool developed to measure vicarious resilience in mental health professionals working with trauma survivors. Given that the VRS measures the positive impact on therapists resulting from observing the healing process of trauma victims, it is especially significant to evaluate its validity and reliability in Turkish culture. This study aims to adapt the VRS to Turkish and examine its psychometric properties. Method: VRS was adapted and administered via electronic survey to 337 mental health professionals from around the globe working with survivors of severe traumas, such as earthquake survivors. The validity of the VRS was examined using different techniques: confirmatory factor analysis (CFA) and criterion-related validity. Results: CFA yielded seven factors that were consistent with the original form: changes in life goals and perspective, client-inspired hope, increased recognition of clients’ spirituality as a therapeutic resource, increased capacity for resourcefulness, increased self-awareness and self-care practices, increased consciousness of power and privilege relative to clients’ social location, and increased capacity for remaining present while listening to trauma narratives. The Cronbach’s α reliability of the VRS was found to be.95; it displayed positive correlations with posttraumatic growth, psychological resilience, and quality of life, indicating convergent validity. However, it had a negative correlation with depression, anxiety, and stress, indicating discriminant validity. Conclusion: The VRS is a valid and reliable measurement scale by professionals working with trauma survivors to aid the recognition and cultivation of vicarious resilience in Turkish mental health professionals. © 2025 American Psychological Association
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Book Part
    Aksan Temelli Sosyal Sınıflandırma ve Önyargı
    (Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2018) Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - WoS: 26
    Citation - Scopus: 32
    An analysis of age-standardized suicide rates in Muslim-majority countries in 2000-2019
    (BMC Public Health, 2022) Zeyrek Rıos, Emek Yüce; Bob Lew; Lester, David; Kõlves, Kairi; Yip, Paul S. F.; Ibrahim, Norhayati; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Background: This study examines the 20-year trend of suicide in 46 Muslim-majority countries throughout the world and compares their suicide rates and trends with the global average. Ecological-level associations between the proportion of the Muslim population, the age-standardized suicide rates, male-to-female suicide rate ratio, and the Human Development Index (HDI) in 2019 were examined. Methods: Age-standardized suicide rates were extracted from the WHO Global Health Estimates database for the period between 2000 and 2019. The rates in each country were compared with the age-standardized global average during the past 20 years. The countries were further grouped according to their regions/sub-regions to calculate the regional and sub-regional weighted age-standardized suicide rates involving Muslim-majority countries. Correlation analyses were conducted between the proportion of Muslims, age-standardized suicide rate, male: female suicide rate ratio, and the HDI in all countries. Joinpoint regression was used to analyze the age-standardized suicide rates in 2000-2019. Results: The 46 countries retained for analysis included an estimated 1.39 billion Muslims from a total worldwide Muslim population of 1.57 billion. Of these countries, eleven (23.9%) had an age-standardized suicide rate above the global average in 2019. In terms of regional/sub-regional suicide rates, Muslim-majority countries in the Sub-Saharan region recorded the highest weighted average age-standardized suicide rate of 10.02/100,000 population, and Southeastern Asia recorded the lowest rate (2.58/100,000 population). There were significant correlations between the Muslim population proportion and male-to-female rate ratios (r=-0.324, p=0.028), HDI index and age-standardized suicide rates (r=-0.506, p<0.001), and HDI index and male-to-female rate ratios (r=0.503, p<0.001) in 2019. Joinpoint analysis revealed that seven Muslim-majority countries (15.2%) recorded an increase in the average annual percentage change regarding age-standardized suicide rates during 2000-2019. Conclusions: Most Muslim-majority countries had lower age-standardized suicide rates than the global average, which might reflect religious belief and practice or due to Muslim laws in their judicial and social structure which may lead to underreporting. This finding needs further in-depth country and region-specific study with regard to its implication for public policy.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Book Part
    Anlatı (Narrative) araştırması
    (2023) Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Bu bölümün temel amacı anlatı araştırmanın ne olduğunu, felsefik daya-naklarını ve bir olgunun veya yaşamın anlatı aracılığıyla nasıl inceleneceğinive raporlaştırılacağını ortaya koymaktır. Bunu ortaya koymak için öncelikleanlatının (narrative) kavramsal boyutu, tarihsel gelişimi ve felsefik olgususunulmuştur. Sonra, anlatı araştırmanın genel çerçevesi çizilerek bir anlatınınarşatırmalarda kullanım tarzları ve anlatı araştırma türleri açıklanmıştır. Sonolarak, anlatı araştırmayla verilerin nasıl toplanılacağı ve anlatı araştırmaylaelde edilmiş bir verinin nasıl analiz edilip raporlaştırılacağı tartışılmıştır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    thesis.listelement.badge
    BİREYSEL PSİKOLOJİK DANIŞMA SÜRECİNDE DİNÎ BOYUT: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YAPILAN BİR ARAŞTIRMA
    (Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Bu çalışmanın amacı, dinî boyutun dahil edildiği bireysel psikolojik danışmanlık uygulamasının etkililiğini araştırmaktır. İki ana bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde konunun teorik çerçevesi oluşturulmuş; ikinci bölümde deneysel uygulama yolu ile elde edilen veriler sunularak bu verilerin analizi ve yorumu yapılmıştır. Araştırmanın deneysel uygulaması, farklı fakülte ve bölümlerde öğrenim gören 15 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerin 8’ine dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma; 7’sine ise bireysel psikolojik danışma uygulanmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda ‘ön test- son test kontrol gruplu desen’ kullanılmıştır. Danışanların psikolojik belirtilerini ölçmek ve uygulamanın etkililiğini sınamak amacıyla ön test, son test ve izleme süreçlerinde Kısa Semptom Envanteri (KSE) uygulanmıştır. Dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma uygulamasının danışanların psikopatolojik düzeyleri üzerindeki etkisini test etmek amacıyla Mann- Whitney U ve Wilcoxon İşaretli Sıralar testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma uygulamasının üniversite öğrencilerinin psikopatoloji düzeylerini düşürmede kalıcı bir etkiye sahip olduğu ve somatizasyon, obsesif- kompulsif düşünceler, depresyon ve anksiyete alt boyutları ile genel psikopatoloji düzeyini düşürmede bireysel psikolojik danışmadan daha etkili olduğu saptanmıştır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - WoS: 2
    Citation - Scopus: 2
    Comparison of healthcare workers and non-healthcare workers in terms of obsessive-compulsive and depressive symptoms during COVID-19 pandemic: a longitudinal case-controlled study
    (Frontiers, 2023) Dönmezdil, Süleyman; Dönmezdil, Süleyman; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Objective: The aim of this study was to investigate the obsessive-compulsive and depressive symptoms of healthcare workers in a case-control setting as longitudinal. Method: In this study included 49 healthcare workers and 47 non-health workers. A sociodemographic data form, the Maudsley Obsessive-Compulsive Inventory (MOCI), the Symptom Checklist-90 (SCL-90), and the Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D) were used to assess individuals between June 1, 2020 and June 30, 2021. We assessed the same healthcare workers after 12 months on June 30, 2021 using MOCI, HAM-D, and SCL-90. Results: MOCI and SCL-90 obsessive-compulsive subscale scores were significantly higher in the healthcare workers than in the non-health workers. When we assessed MOCI, HAM-D, and SCL-90 obsessive-compulsive subscale scores after 12 months, there was a statistically significant decrease in the scores of all three scales among the healthcare workers. Conclusion: The results of the study showed that healthcare workers were more likely to have obsessive-compulsive symptoms than non-health workers in the early part of the pandemic on June 1, 2020, as shown by their scores on MOCI and the obsessive-compulsive subscale of SCL-90. When we assessed the same participants after 12 months (June 30, 2021), both MOCI and SCL-90 obsessive-compulsive subscale scores had decreased significantly. In contrast to these results, HAM-D scores significantly increased.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - Scopus: 2
    Correction: An analysis of age-standardized suicide rates in Muslim-majority countries in 2000-2019
    (BMC Public Health, 2022) Zeyrek Rıos, Emek Yüce; Lew, Bob; Lester, David; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Te original publication of this article [1] contained an error in the discussion section. Te incorrect and correct information is shown below.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    COVID-19 Sürecinde Önleyici Davranışlar ile Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
    (2021) Ergün, Naif; Sakız, Halis; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    COVID-19 pandemisini önlemek amacıyla önleyici tedbirlerin (sosyal mesafe, sokağa çıkmama, elleri yıkamak gibi hijyen kurallarına uyma) insanların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda, virüsün bulaşmasını önlemek amacıyla önleyici davranışlara uyma düzeyi ile insanların yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin çeşitli demografik değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesi 11.04.2020 tarih ve 34233153-050.04.04 sayı kararı ile etik açıdan uygun bulunduktan sonra çalışmanın verileri toplanmaya başlanmıştır. Araştırma, Türkiye’nin yedi bölgesinden 18-64 yaş aralığında toplam 1308 katılımcıyla yürütülmüştür. Araştırma sonuçları, (a) katılımcıların önleyici davranışlara uyma düzeylerinin cinsiyet gibi bazı demografik değişkenlere göre farklılık gösterdiğini, (b) genel anlamda önleyici davranışlara uyma düzeyinin yüksek olduğunu, (c) yaşam kalitesinin coğrafi bölge, cinsiyet ve sosyoekonomik düzeye göre anlamlı düzeyde farklılaştığını, (d) yaşam kalitesi düzeyinin önleyici davranışlarla ilişkili olduğunu, ve (e) el yıkama ve sosyal ortamdan uzak durmanın yaşam kalitesini pozitif; evde kalma ve maske/eldiven kullanmanın ise yaşam kalitesini negatif yordadığını ortaya koymuştur. Elde edilen bu sonuçlar, COVID-19 pandemisi döneminde medikal sonuçlarla birlikte psikolojik, sosyal ve çevresel sonuçların da göz önünde bulundurulması gerektiğini işaret etmektedir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - WoS: 5
    Citation - Scopus: 5
    Developing and Validating the Attitudes Towards Inclusive Education Scale (AIES) Around Contemporary Paradigms of Inclusion
    (Springer, 2023) Sakız, Halis; Ergün, Naif; Göksu, İdris; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    A few educational models have evolved fast as inclusive education (IE), which has expanded from being a special education technique focused on integration to a comprehensive model that encompasses the education of all students. However, there is a lack of measurement tools that align with the evolving conceptualizations of IE, provide insights into its implementation in the field, and capture the perspectives of school staff. Therefore, the primary objective of this study was twofold: firstly, to develop the Attitudes towards Inclusive Education Scale (AIES) to assess the attitudes of school staff, including teachers, managers, and school counselors, towards IE; and secondly, to examine the relationships between staff attitudes, demographic factors (age, gender), work experience, educational level engaged with and prior training in IE. The AIES comprised 43 items and three distinct dimensions, demonstrating a valid factor structure and satisfactory internal consistency. The findings revealed that school staff's attitudes significantly varied based on gender and prior training in IE. This study makes a valuable contribution to the field by developing a robust and up-to-date attitude scale to assess attitudes towards IE.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - WoS: 3
    Citation - Scopus: 3
    DEVELOPING THE ONLINE PORNOGRAPHY ADDICTION SCALE AND EXAMINING ITS ASSOCIATIONS WITH PSYCHOSOCIAL FACTORS
    (Fundacion VECA, 2023) Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    This study aims to develop the Online Pornography Addiction Scale (OPAS) using the behavioral addiction model and to explore the relationships between the scale, demographic variables, psychosocial variables, and pornography viewing behaviors. Two studies were conducted, the first of which involved two phases. The findings from Study 1a and Study 1b reveal that the OPAS comprises 23 items organized into four sub-scales: Compulsiveness-Uncontrollability, Psychosocial Effects, Sexual Effects, and Tolerance-Withdrawal. Overall, the scale demonstrates consistency and reliability. The results of Study 2 indicate that the OPAS correlates with gender, access to professional support, levels of hopelessness, communication with partners, degree of religious affiliation, engagement with sexual videos, frequency of pornography consumption, time devoted to pornography viewing, longest duration without pornography, impact of pornography on sexual experiences, and influence of pornography on daily life. Communication with partners of the opposite sex, engagement with sexual videos, impact on daily life, and religious affiliation levels are also significant predictors of the OPAS score. These findings are discussed in relation to relevant literature
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Book Part
    Dil ve Mezhep Farklılığı Nedeniyle İmamların Yaşadığı Problemler
    (Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2022) Demirdağ, Muhammed Emin; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Şâfîî-Kürt halkı yoğun olarak, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşamaktadır. Bu bölgede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bünyesinde, resmî olarak dinî faaliyet yürüten; anadili Türkçe ve Hanefî mezhebine bağlı imamlarla, anadili Kürtçe ve Şâfîî mezhebine bağlı olan imamlar bulunmaktadır. Bu çalışma, bahse konu olan imamların, imamlık vazifelerini yerine getirirken yaşadıkları deneyimlerden yola çıkarak, Türkiye’deki dinî faaliyetlerin, resmî dilde (Türkçe) ve başat mezhepte (Hanefî) yürütülmesinden kaynaklanan problemleri fenomonolojik açıdan tartışmayı hedeflemektedir. Böylelikle olabildiğince mevzunun tüm yönlerini ortaya koyan bir durum tespiti yapılmak istenmektedir. Bu bağlamda, bahse konu edilen imamların, bölgede görev yaptıkları süre içerisinde, imam arkadaşlarıyla, cemaatle ve bölgede yaşayan halkla ilişkileri incelenmektedir. Çalışma, dil ve mezhep farklılıklarını kendinde barındıran imamların, ekseriyetle Kürt olan cami cemaati ve bölge halkı ile olan ilişkileri bağlamından yaşadıkları bireysel deneyimleri nasıl değerlendirdiklerini göstermeye çalışmaktadır. Yaygın anadilinin Kürtçe, mezhebin ise Şâfiî olduğu bu coğrafyada, dinî faaliyetleri yürütmek için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen, Hanefî mezhebine bağlı, anadili Türkçe, çoğunlukla Kürtçeyi ya hiç bilmeyen ya da çok az bildiği varsayılan imamların; Şâfiî mezhebinin dinî uygulamaları ile halkın imamlara başvurduğu çeşitli toplumsal uygulamalarda (nikâh, cenaze, küslerin barıştırılması vb.), mezhep, örf ve adetler konusunda yeterli donanıma sahip olmadıkları görülmektedir. Dolayısıyla çalışma, bu durumun devlet tarafından verilen dinî hizmetin ve toplumsal yaşam çözümlemelerinin niteliğini zayıflattığı iddiasını taşımaktadır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Conference Object
    Dil ve Mezhep Farklılığı Nedeniyle İmamların Yaşadığı Problemler
    (2022) Demirdağ, Muhammed Emin; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Şâfîî-Kürt halkı yoğun olarak, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşamaktadır. Bu bölgede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bünyesinde, resmî olarak dinî faaliyet yürüten; anadili Türkçe ve Hanefî mezhebine bağlı imamlarla, anadili Kürtçe ve Şâfîî mezhebine bağlı olan imamlar bulunmaktadır. Bu çalışma, bahse konu olan imamların, imamlık vazifelerini yerine getirirken yaşadıkları deneyimlerden yola çıkarak, Türkiye’deki dinî faaliyetlerin, resmî dilde (Türkçe) ve başat mezhepte (Hanefî) yürütülmesinden kaynaklanan problemleri fenomonolojik açıdan tartışmayı hedeflemektedir. Böylelikle olabildiğince mevzunun tüm yönlerini ortaya koyan bir durum tespiti yapılmak istenmektedir. Bu bağlamda, bahse konu edilen imamların, bölgede görev yaptıkları süre içerisinde, imam arkadaşlarıyla, cemaatle ve bölgede yaşayan halkla ilişkileri incelenmektedir. Çalışma, dil ve mezhep farklılıklarını kendinde barındıran imamların, ekseriyetle Kürt olan cami cemaati ve bölge halkı ile olan ilişkileri bağlamından yaşadıkları bireysel deneyimleri nasıl değerlendirdiklerini göstermeye çalışmaktadır. Yaygın anadilinin Kürtçe, mezhebin ise Şâfiî olduğu bu coğrafyada, dinî faaliyetleri yürütmek için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen, Hanefî mezhebine bağlı, anadili Türkçe, çoğunlukla Kürtçeyi ya hiç bilmeyen ya da çok az bildiği varsayılan imamların; Şâfiî mezhebinin dinî uygulamaları ile halkın imamlara başvurduğu çeşitli toplumsal uygulamalarda (nikâh, cenaze, küslerin barıştırılması vb.), mezhep, örf ve adetler konusunda yeterli donanıma sahip olmadıkları görülmektedir. Dolayısıyla çalışma, bu durumun devlet tarafından verilen dinî hizmetin ve toplumsal yaşam çözümlemelerinin niteliğini zayıflattığı iddiasını taşımaktadır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Din görevlilerinde öz-güven: Mardin ili örneği
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2020) Acar, Muhammet Cevat; Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    İnsanlık tarihi boyunca var olan ve varlığını devam ettiren ve hemen hemen her toplumun güncel ve değerini yitirmeyen bilakis gün geçtikçe değeri artan konuların başında din ve dinî konular gelmektedir. Ülkemizde dinî konularda resmi olarak referans gösterilen yerlerden biri de Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı din görevlileridir. Bu bağlamda toplumda önemli bir vazifeyi icra eden ve dinî konularda hizmet veren din görevlilerinin özgüven düzeyleri dinî hizmetlerin verimliliği ve din görevlilerinin mevcut potansiyellerini maksimum düzeyde kullanabilmeleri açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma din görevlilerinin özgüven düzeylerinin bazı değişkenlere göre nasıl değiştiğini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmanın evreni Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında Mardin Müftülüğüne bağlı Merkez ve ilçelerinde görev yapan İmam-Hatip, Müezzin, Kur'an Kursu Öğreticileri ile genel olarak din hizmeti sunan personellerdenoluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi Mardin Müftülüğüne bağlı Mardin Merkez Artuklu, Kızıltepe, Savur, Ömerli, Yeşilli ve Mazıdağıilçelerinde görev yapan 262bay ve bayandin görevlisinden oluşmaktadır. Bu amaçla araştırmacı tarafından, danışman ve uzman görüşleriyle hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ve Akın (2007) tarafından hazırlanan "Özgüven Ölçeği" kullanılmış olup Mardin Merkez veİlçelerinde görev yapan din görevlilerine uygulanmıştır. Toplanan verilerin analizinde t-testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sağlık durumu, din görevlisi mesleği, dışgörünüşten memnuniyet, kendine değer verme ve görev yeri değişkenlerinin din görevlilerinin özgüven düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gözlenmiş ancak yaş, cinsiyet, medeni durum, unvan, görev süresi, gelir düzeyi vb. değişkenlerde din görevlilerinin özgüveni arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Dindar eşcinsel bireyin manevi ve cinsel kimlik ikilemi: Müslüman gay ve biseksüel erkek örneklem
    (The Journal of International Social Research, 2014) Kıraç, Ferdi; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Bu çalışmanın amacı, cinsel yönelimi ve manevi kimliği ile yüzleşen dindar eşcinsel bireyin, manevi ve cinsel kimliği arasında bir ikilem yaşayıp yaşamadığını ortaya koymaktır. Eşcinsel bireylerin, eşcinsel yönelimin cinsel kimlik karmaşası olup olmadığı ve eşcinsel yönelimin heteroseksüel yönelime değiştirilip değiştirilemeyeceğine dair inançlarına göre, dindarlık ve hayatın anlamı puanlarının anlamlı olarak farklılaşacağı tahmin edilmiştir. Çalışmaya, İslam dinine inanan üç yüz seksen iki Türkiyeli gay ve biseksüel erkek katılmıştır. Eşcinsel bireylerin, eşcinsellikle ilgili inançlarına göre iki temel grup ortaya çıkmıştır. Araştırma bulguları, birinci grubu oluşturan ve cinsel yönelimini kabul etme eğilimi gösteren eşcinsel bireylerin, dindarlık puanlarının düşük, hayatın anlamı puanlarının ise yüksek olduğunu göstermiştir. Diğer taraftan, ikinci gruptaki, cinsel yönelimini reddetme eğilimi gösteren eşcinsel bireylerin dindarlık puanları yüksek, hayatın anlamı puanları ise düşük bulunmuştur. Sonuçlar, Festinger’in Bilişsel Çelişki Kuramı bağlamında tartışılmıştır
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    DİNDARLIK İLE ÖZGECİLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YAPILAN BİR ARAŞTIRMA
    (Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020) Acar, Muhammet Cevat; Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmanın bir diğer amacı da öğrencilerin dindarlık ve özgecilik düzeylerinin cinsiyet, sınıf ve fakülte değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesidir. Bu amaçla Dinsel yaşayış Ölçeği ile Özgecilik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma, kotalı ve seçkisiz örnekleme yöntemleri kullanılarak belirlenen 510 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın bir diğer sonucu ise Cinsiyetin dindarlığın ibadet alt boyutunda ve özgeciliğin tüm alt boyutlarında anlamlı bir farklılığa yol açtığıdır. Sınıf ve fakülte değişkenleri de dindarlığın ve özgeciliğin bazı alt boyutlarında farklılaşmaya yol açtığıdır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Dinî Boyutun Psikolojik Danışma Sürecine Etkisi: Üniversite Öğrencileri İle Yapılmış Deneysel Bir Çalışma
    (2019) Acar, Muhammet Cevat; Karaca, Faruk; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Bu çalışma, dinî boyutun dâhil edildiği psikolojik danışma sürecinin üniversite öğrencilerinin psikopatolojik düzeylerini gidermede etkili olup olmadığının sınanması amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı farklı birimlerde lisans düzeyinde öğrenim gören on beş öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerden yedisine bireysel psikolojik danışma; sekizine ise dinî boyutun dâhil edildiği bireysel psikolojik danışma uygulanmıştır. Deneklerin seçilmesinde ve uygulamanın etkililiğini ölçmede Kısa Semptom Envanteri (KSE) kullanılmıştır. KSE, psikolojik danışma müdahalesinden önce, müdahale süreci bittikten hemen sonra ve son test uygulandıktan 6 ay sonra danışanlara uygulanmıştır. Psikolojik danışma müdahalesinin danışanların psikopatolojik düzeyleri üzerindeki etkisini test etmek amacıyla toplanan veriler, SPSS 21.0 paket programı kullanılarak çözümlenmiş ve MannWhitney U ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda dinî boyutun dahil edildiği bireysel psikolojik danışma uygulamasının üniversite öğrencilerinin psikopatoloji düzeylerini düşürmede kalıcı bir etkiye sahip olduğu ve somatizasyon, obsesif- kompulsif düşünceler, depresyon ve anksiyete alt boyutları ile genel psikopatoloji düzeyini düşürmede bireysel psikolojik danışmadan daha etkili olduğu saptanmıştır
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - WoS: 24
    Citation - Scopus: 28
    Distance education amid a pandemic: Which psycho-demographic variables affect students in higher education?
    (Journal of Computer Assisted Learning, 2021) Sakız, Halis; Göksu, İdris; Ergün, Naif; Özkan, Zafer; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    The Covid-19 pandemic has led to a rapid transition from face-to-face to distance learning. The problems caused by this rapid transition are combined with the negative psychological outcomes of the pandemic, leading to numerous problems and difficulties in the teaching and learning processes. The recentness of these issues and developments requires detailed investigation as to how they affect distance learning. This study aims to investigate the role of psycho-demographic variables in the motivation and attendance of higher education students in distance education within the context of the Covid-19 pandemic. In this descriptive study, we collected data from 1494 Turkish university students via an online survey. Quantitative data were analysed using correlation analysis, t test, one-way ANOVA, multiple linear regression analysis, and structural equation modelling. Stress, anxiety, depression and intolerance of uncertainty were correlated negatively with distance learning motivation and frequency of distance learning attendance. While students who attended distance learning only synchronously joined the courses more frequently, the motivation of those who joined the courses sometimes synchronously and sometimes asynchronously was higher. The strength of the relationships between intolerance of uncertainty and distance learning motivation was significantly increased via anxiety and depression. Findings highlight the need for analysis of psycho-demographic variables while designing and implementing distance education programmes. Psychological variables including stress, anxiety and depression are related to motivation and attendance during distance education. While using both synchronous and asynchronous distance learning enhances motivation, synchronous learning increases attendance.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Book Part
    Durum çalışması (Case study)
    (Çizgi Kitabevi, 2023) Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    Bu bölümün temel amacı nitel araştırma yöntemlerinden biri olan du-rum çalışmasının ne olduğu, bir olgunun, bir durumun veya bir olayın du-rum çalışmasıyla nasıl inceleneceği ve raporlaştırılacağını ortaya koymaktır.Bu amaç doğrultusunda öncelikle durum çalışmasının genel bir çerçevesiçizilmiştir. Sonra durum çalışmasının tanımı, amacı, felsefesi, içeriği ve tür-leri açıklanmıştır. Son olarak, durum çalışmasıyla yapılacak bir araştırmanınörneklemini oluşturma, veri toplama, verilerin analiz şekilleri ve raporlaştı-rılması tartışılmıştır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Citation - WoS: 65
    Citation - Scopus: 77
    Effects of Phubbing: Relationships With Psychodemographic Variables
    (SAGE, 2020) Ergün, Naif; Göksu, İdris; Sakız, Halis; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
    The aim of this research is twofold: First, to adapt the Generic Scale of Phubbing and the Generic Scale of Being Phubbed into Turkish language and culture. Second, to investigate the relationships between phubbing, being phubbed, and various psychodemographic variables including anxiety, depression, negative self, somatization, hostility, loneliness, life satisfaction, and phone use duration. The two scales were adapted to Turkish with high psychometric properties, and the original item numbers were preserved. Analysis of the associations between variables showed that (1) phubbing was associated negatively with loneliness and positively with all other variables; (2) there was a strong relationship between phubbing and phone use duration; (3) somatization, satisfaction with life, and phone use duration predicted phubbing; (4) phubbing predicted all variables except satisfaction with life; (5) being phubbed was associated negatively with loneliness and satisfaction with life and positively with all other variables; and (6) anxiety, negative self, and hostility predicted being phubbed. This study is innovative for introducing two phubbing scales to Turkish and highlighting the psychological impact of phubbing on individuals.
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • »