Browsing by Author "Hatipoğlu, Abdulkerim"

Now showing 1 - 20 of 36

Abelmoschus Esculentus Yaprağı Kullanılarak Gümüş Nanopartiküllerin Yeşil Sentezi ve Bazı Gıda Patojenleri Üzerindeki Antimikrobiyal Etkileri
(2021) Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu çalışmada, Abelmoschus esculentus (AE) yaprağı özütü kullanılarak düşük maliyetli, çevre dostu ve kolay bir şekilde gümüş nanopartiküller (AgNP’ler) sentezlendi. Ultraviyole-görünür (UV-vis.) Spektrofotometre analiz verilerine göre, nanokristaller 431 nm'de karakteristik bir tepe noktası gösterdi. Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM), Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM) ve enerji dağılımlı X-Işını Spektroskopisi (EDX) analizleri, biyolojik yolla sentezlenen AgNP'lerin morfolojik yapılarının küresel olduğunu ortaya koydu. XRD analizi sonuçlarına göre AgNP'lerin kristal yapılarının kübik olduğu görüldü. Nanopartiküllerin boyutu, Debye-Scherrer denklemi ile 19.05 nm olarak hesaplandı. Sentezlenen nanomalzemenin zeta potansiyeli -9.83 mV ve zeta boyutu da 142.2 nm olarak ölçüldü. AgNP'lerin, gıda patojenlerinden Staphylococcus aureus ATCC 29213, Escherichia coli ATCC25922, Bacillus subtilis ATCC11774, Pseudomonas aeruginosa ATCC27833 ve Candida albicans üzerindeki Minimum İnhibitör Konsantrasyonu (MİK) değerlerinin (mg/mL) sırasıyla 0.125, 0.50, 0.0312, 0.125 ve 0.125 düzeyinde olduğu tespit edildi.
Anticancer Activities of Zinc Oxide Nanoparticles (znonps) Synthesized From Mentha Longifolia L. Leaf Extract
(2024) Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; İpek, Polat; Baran, Mehmet Fırat; Baran, Mehmet Fırat; Baran, Ayşe; Baran, Ayşe; 21.02. Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 21. Vocational School of Health Services / Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Recently, there has been a remarkable increase in cancer and cancer-related deaths. In this study, the impacts of zinc oxide nanoparticles (ZnONPs) produced from the aqueous leaf extract of Mentha longifolia L. (ML) on ovary adenocarcinoma (OVCAR-3), colorectal carcinoma (HCT-116), and healthy retinal pigment epithelial cell (RPE-1) lines were investigated. The MTT (3-(4,5-dimethylthiazol-2-yl)-2,5-diphenyltetrazolium bromide) test was performed to discover its antiproliferative properties. As a result of the application of ML-ZnONPs on RPE-1, OVCAR-3, and HCT-116 cell lines at doses (µg/mL) of 250, 500, and 1000 for 24 hours, the viability rates (%) in the cell lines were 18.73-30.56, 21.98-28.76, and 27.27-40.93, respectively. In the 48-hour application, the viability rates (%) of the same cells were between 29.51-46.83, 32.49-40.81, and 46.82-44.37, respectively. The MTT test revealed that ML-ZnONPs strongly suppressed the growth of RPE-1, OVCAR-3, and HCT-116 cell lines. The test showed that the effect of dose increase and time on the viability of both cancer cell lines was negative.
Bazı Kolza Hatlarının Diyarbakır Şartlarındaki Verim ve Verim Unsurlarının Saptanması
(Türkiye 10. Tarla Bitkileri Kongresi, 2013) Kahraman, Şerif; Hatipoğlu, Abdulkerim; Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Yaşar, Mustafa; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu araştırma Diyarbakır koşullarında kolza tarımına uygun yüksek performanslı bazı yeni hatların belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada materyal olarak; Turan, Triston, H 607245, Es Hydromel, Elvis, Lıcord, Calıfornium, Excoluber, TK-ED 3-3, TK-ED 3-14, TK-ED 3-9, TK-ED 3-4, TK-ED 3-7, TK-ED 3-15, TK-ED 3-5, TK-ED 3-13, TK-ED 3-17 ve TK-ED 3-6 hat ve çeşitleri kullanılmıştır. Araştırma 2010-2011 ve 2011-2012 yetiştirme sezonlarında GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi deneme tarlasında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Elde edilen iki yılın ortalama verilerine göre sırasıyla; bitki boyu (145,9-174,7 cm), 1000 tane ağırlığı (3,48-4,53 g), tohum verimi (174,34-351,25 kg/da) ve yağ oranı (% 44,27-47,19) arasında değişmiştir. Sonuç olarak; incelenen özellikler göz önüne alındığında TK-ED 3-5, TK-ED 3-9 ve TK-ED 3-15 hatlarının Diyarbakır koşullarında daha iyi performans gösterdikleri görülmektedir.
Bazı Soya Hatlarının Kızıltepe Koşullarındaki Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi
(GAP VI. Tarım Kongresi, Şanlıurfa, 2011) Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Karahan, Halil; Ekinci, Remzi; Tekin, Şevket; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu arastırma; Mardin Kızıltepe Çağıl Köyü ekolojik kosullarında, verim potansiyeli yüksek soya hatlarını belirlemek amacıyla, 2010 yılında Tesadüf Blokları Deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüstür. Arastırmada elde edilen verilere göre; en yüksek tohum verimi 275.80 kg/da ile 528 hattından elde edilirken, en düsük 121.36 kg/da ile Bataem-220 hattından elde edilmistir. En yüksek yağ oranı, % 23.01 ile Ata-135 hattından saptanırken, en düsük % 20.50 ile 705 hattından saptanmıstır. En yüksek protein oranı, % 44.99 ile Ataem-7 çesidinden saptanırken, en düsük % 32.44 ile 528 hattından saptanmıstır. Sonuç olarak; verim ve incelenen diğer özellikler bakımından 528, Bataem-204, Ataem-7 ve Ata-135 hatlarının Mardin Kızıltepe Çağıl Köyü ekolojik kosullarına daha uygun olduğu sonucuna varılmıstır. Anahtar Kelimeler: Soya, hat, verim, yağ ve protein oranı
Bazı Yağ İkame Maddeleri Kullanılarak Yapılan Yağ Oranı Düşürülmüş Dondurmaların Kalite Özelliklerinin Araştırılması
(Harran Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı, 2007) Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
This research was carried out to determine some quality properties of fat-reduced ice cream samples produced using some fat substitution substances. The ice cream that contains 10% fat was control group, those that contain 7.5%, 5%, and 2.5% fat were added either 6% Simplesse ®100 or 2% Maltrin. During storage period some sensory (sensorial density, melting resistance, structure, mastical feature, to melt in the mouth, sense of leave in the mouth iced structure, slipperyness, taste, cream taste, powdered milk taste, stranger taste, vanilla taste and general acceptance), physical (viskosity, overrun, and the first droppinhg time) and chemical properties (solids, fat, fat in dry substance, protein, pH, percent of acidity and ash properties on the 1st, 7th, 15th, 30th , 60th and 90th days. Least Significant Difference test (LSD) was applied to main variation of source average which was found as significant. The trial was carry out in dubicate. According to results of the research, decrease in fat adversely affected sensory propeties of ice cream. However, that containing 7.5 % and 6% Simplesse ®100 it was similar to control group (10% fat) which was most preffered.
Biosynthesis of silver nanoparticles from Arum dioscoridis plant leaf aqueous extract: anticancer and antimicrobial properties
(Gültekin ÖZDEMİR, 2023) İpek, Polat; Baran, Mehmet Fırta; Yıldız, Reşit; Hatipoğlu, Abdulkerim; Yıldız, Reşit; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
This study was carried out to synthesize silver nanoparticles (AgNPs) from Arum dioscoridis (AD) leaf extract and to investigate the cytotoxic and antipathogenic effects of them. The plant material had a reducing and stabilizing effect on the synthesized nanomaterial. During the plant-mediated synthesis of nanomaterials, no substances that would cause environmental pollution were used. For the structural characterization of AD-AgNPs, Ultraviolet-visible (UV-vis) Spectroscopy, Field Emission Scanning Electron Microscopy (FE-SEM), Electron Dispersive X-ray (EDX) Spectroscopy, Fourier Transform Infrared (FT-IR) Spectroscopy, Transmission Electron Microscopy (TEM), X-ray Diffractometer (XRD), Atomic Force Microscopy (AFM) and Zetasizer analyses were performed. The produced AgNPs showed maximum surface plasmon resonance at 431.67 nm and had mostly spherical morphology. The zeta potential value of the nanomaterial was -9.76 mV and the average powder crystal size was 31.48 nm. The minimum inhibitory concentration (MIC) values (mg/L) of AD-AgNPs on Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Bacillus subtilis, Pseudomonas aeruginosa, and Candida albicans were 0.25, 2.00, 0.125, 4.00, and 1.00, respectively. After 24 and 48 hours of application by MTT [3-(4,5-dimetiltiazol-2-il)-2,5-difeniltetrazolium bromid] assay, the half-maximal inhibitory concentrations (IC50: μg/mL) of AD-AgNPs on human colon adenocarcinoma cell (CACO-2), human breast cancer cell (MCF-7), glioblastoma multiforme cell (T98-G), and healthy human umbilical vein endothelial cell (HUVEC) lines were determined as 2.977, 2.801, 5.694, 4.392; 2.115, 2.300, 2.612, 4.091, respectively.
Citation - WoS: 2
The Compositional and Biochemical Characteristics of Traditional Diyarbakir Orgu Cheese During the Ripening Period
(indian Dairy Assoc, 2020) Hatipoglu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Celik, Serafettin; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
This study was conducted to determine the changes in compositional and various biochemical parameters of traditional Diyarbakir Orgu cheese during storage period. For this purpose, cheese samples were collected from eight different small dairy plants. In this study, it was observed that the composition of the cheese samples during the storage period changed as follows: dry matter decreased from 55.87% to 52.29%, fat from 26.56% to 23.47%, fat in dry matter from 38.84% to 37.07%, protein from 26.56% to 23.47%; ash increased from 7.31% to 9.32%, salt from 6.31% to 8.16%, salt in dry matter from 11.40% to 15.48%, while the parameters investigated in relation to the biochemical properties of the cheese samples ranged as follows: 18.38-22.96 for SH, 5.47-5.64 for pH, 0.17-0.21% for soluble nitrogen in pH 4.6, 0.03-0.05% for soluble nitrogen in 12% TCA, 0.25-0.46% for lipolysis level and 4.19-5.61% for ripening index. In this study, the proteolysis level of the cheese during the ripening was determined electrophoretic analysis. According to the Turkish Food Codex Communique on Cheese (Notice No: 2015/6), DOC is a semi-fat (25. milk fat <45) and hard cheese with the desired moisture content (up to 50%) and salt (>7.5%).
Cytotoxic Potential of Selenium Nanoparticles (senps) Derived From Leaf Extract of Mentha Longifolia L.
(2024) İpek, Polat; Hatipoğlu, Abdulkerim; Baran, Ayşe; Baran, Ayşe; Hatipoğlu, Abdulkerim; Baran, Mehmet Fırat; Baran, Mehmet Fırat; 21.02. Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 21. Vocational School of Health Services / Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
The search for alternative methods in cancer treatments has been going on for many years. In the current study conducted for this purpose, selenium nanoparticles (ML-SeNPs) were produced from the aqueous leaf extract of Mentha longifolia L. easily and inexpensively, without harming the environment. The anticancer potential of ML-SeNPs on glioblastoma cell (U373), osteosarcoma cell (U2OS), and healthy retinal pigment epithelial cell (RPE-1) lines was determined by MTT (3-(4,5-dimetiltiazol-2-il)-2,5-difeniltetrazolium bromid) test. For the test, ML-SeNPs were applied at 100, 300, and 600 µg/mL levels and interaction was provided for 24 and 48 hours. The survival rates (%) in RPE-1, U373, and U2OS cell lines in the 24-hour application were 107.49-98.89, 97.66-86.82, and 87.81-83.37, respectively. The viability rates (%) of the cells in 48 hours of application were 72.27-87.39, 68.17-73.48, and 81.00-84.67, respectively. In general, it was discovered that the cytotoxic effect of ML-SeNPs on RPE-1, U373, and U2OS cell lines was greater at low doses and increased over time. In-vivo studies that support the antiproliferative action of ML-SeNPs may boost the prospect of using them as therapeutic agents in potential cancer treatment procedures in the following years.
Determination Of Chemical Composition Of Some Rapeseed Varieties In Diyarbakir Conditions, Research People And Actual Tasks On Multidisciplinary Sciences
(2011) Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Tekin, Şevket; Kaya, Yalçın; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Rapeseed is one of the important oil crops in the world. However, rapeseed could not be produced large areas in Turkey like other countries although it has more suitable conditions to grow easily. On the other hand, rapeseed is very suitable for fraying and biodesel. The study was conducted to determine the fatty acid composition of some rapeseed variety in Diyarbakır Province which is outh East Anatolian Region conditions in 2007-2008 and 2008-2009 growing seasons.. Five rapeseed variety (Catalina, Elvis, Jura, Licord and Orkan) were used in the study. Based on study results, , the highest palmitic acid obtained from Jura variety with 6,87 % and the lowest was obtained from Orkan variety with 6,29 %. The highest stearic acid was obtained in Catalina variety with 2,70 % and the lowest was obtained in Licord variety with 2,38 %. The highest Oleic acid was obtained in Elvis variety with 58,36 % and the lowest was obtained from Jura variety with 51,45 %. The highest Linoleic acid was obtained in Orkan variety with 21,21 % and the lowest was obtained in Licord variety with 19,32 %. The highest Linolenic acid was obtained in Licord variety with 10,33 % and the lowest was obtained in Catalina variety with 8,03 %. The highest Arachidic acid was obtained in Catalina variety with 0,33 % and the lowest was obtained from Elvis variety with 0,11 %. According to the two years average results from this study indicated that Elvis and Catalina variety in respect to fatty acid composition can be suitable in South East Anatolian Region.
Determination of Potential Sunflower (helianthus annuus L.) Cultivars For The Irrigated Conditions of Diyarbakır
(HELIA, 2010) Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Türk, Zübeyir; Kaya, Yalçın; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
This study was conducted in 2009 at the experiment field of the South East Anatolian Agricultural Research Institute in Diyarbakir in order to determine potential sunflower cultivars for irrigated conditions in the region. The cultivars Sanay, P-4223, Alhasa, Pactol, Armada, Sirena, C-70165, Tunca, Isera, Tarsan-1018, and Tr-3080 were tested in the experiment. Important characteristics such as plant height, head diameter, 1000-seed weight, seed yield, oil content and oil yield were investigated. According to the results, statistical differences were found between the cultivars for 1000-seed weight, seed yield, oil content and oil yield at the 5% probability level. The highest seed yield per hectare (4,110.7 kg) was obtained from Pioneer-4223, while the highest oil yield per hectare (139.3 kg) was produced by C-70165. The lowest oil yield per hectare was found in Tr-3080 (610.6 kg), while the lowest seed yield per hectare was found in Tr-3080 (1,790.6 kg). The highest oil content (40.1%) was obtained from Armada and the lowest from Pioneer-4223 with 34.4%. The highest 1000-seed weight (83.7 g) was obtained from Isera and the lowest from Armada with 56.1 g. The highest plant height (249.9 cm) was obtained from C- 70165 and the lowest from Tr-3080 (181.4 cm). The largest head diameter was found in Tunca (17.4 cm) and the smallest in Armada (13.9 cm). Results from this study indicate that Pioneer-4223, Pactol, Isera. C-70165, Tarsan, and Armada can be potential cultivar in terms of yield and the other important characters investigated under the irrigated conditions in Diyarbakir.
Diyarbakır İli Karacadağ Havzasında Üretilen Geleneksel Peynirler ve Karşılaşılan Sorunlar
(2012) Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Çelik, Şerafettin; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
In this study, a survey was conducted to investigate the education and income status of employees, milk supply, manufactured traditional products, cheese production stages and problems encountered with the production in dairy plants in Karacadağ basin the province of Diyarbakir. As a result of the survey, it was determined that an important part of plant staffs not graduated from any primary school, mostly raw sheep's milk or a mixture of sheep-cow milk used in the traditional cheese production, the manufacturing process of the cheeses (Örgü, Dil and Lavaş cheeses) show similarity, however a great variation in applied norms (especially in time-temperature combinations) have been identified on the basis of cheese production stages in plants. Also, it was determined that the most important problems in the plants are high-quality supply of raw milk and marketing.
Diyarbakır Koşullarında Aspir İçin En Uygun Ekim Zamanının Belirlenmesi
(Uluslararası Mezopotamya Tarım Kongresi, 2014) Kahraman, Şerif; Hatipoğlu, Abdulkerim; Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
This study was conducted to determine the most suitable sowing date and cultivar for safflower in Diyarbakır conditions in 2011-2012. Seeds planted on 1st November, 15th November, 1st December, 15th December, 1st March, 15th March, 1st April and 15th April on the experimental field of GAP İnternatiolan Agricultural Research and Training Center. The investigate disigned Randomized Complete Block in spling plot with four replication. Dinçer and Remzibey-05 cultivars used as a research materials. According to the findings of experiment, the highest plant height obtained from Dinçer cultivar in the 15th December sowing dates with 120,90 cm respectively and the lowest was obtained from Remzibey-05 cultivar in the 15th April sowing date with 60,55 cm. The highest head number per plant was obtained in Remzibey-05 cultivar with 15th December sowing date with 53,95 and the lowest was obtained from Remzibey-05 cultivar in 15th April sowing date with 17,48. The highest 1000 seed weight was obtained in Dinçer cultivar with 15 st November sowing date with 39,75 g and the lowest was obtained in Remzibey-05 cultivar in 15th March sowing date with 32,0 g. The highest seed yield was obtained in Remzibey-05 cultivar with 15th December sowing date with 328,71 kg/da and the lowest was obtained from Dinçer cultivar in 15th April sowing date with 147,61 kg/da. According to one year results from this study indicated that Remzibey-05 cultivar and 15 st November and 15 th December sowing dates in respect to yield and the other characters can be suitable in Diyarbakır conditions.
Diyarbakır Örgü Peyniri Üretiminde Kullanılan Sütün Bazı Özellikleri ile Peynir Üretim Prosesinin Değerlendirilmesi
(2021) Çelik, Şerafettin; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Amaç: Bu çalışma, geleneksel Diyarbakır Örgü peynirinin üretiminde kullanılan sütün bileşimi, asitliği ve toplam aerobik mezofilik bakteri yükünün araştırılmasının yanında, söz konusu peynirin geleneksel üretim prosesinin tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Yöntem: Geleneksel Diyarbakır Örgü peynirinin üretildiği 8 adet küçük ölçekli süt işletmesinde Nisan-Mayıs aylarında, her bir işletmeden 4 defa çiğ süt örneği (8x400 mL) alınmıştır. Diğer taraftan, 4 işletmede peynirin üretim prosesi takip edilmiştir. Çiğ süt örneklerinin bileşim (yağ, protein, laktoz, KM, kül) analizleri Funke Gerber cihazı (Lactostar, 3510-070702, Almanya) ile, pH ölçümleri ise dijital pH metre (WTW 330i, Germany) ile yapılmıştır. Soğuk zincir muhafaza edilerek laboratuvara ulaştırılan süt örneklerinin 10-8’e kadar dilüsyonları hazırlanmıştır. Ardından dökme plak yöntemi ile PCA besiyerine ekim yapılmış, 30 °C’de 48 saat inkübasyon sonrası toplam aerobik mezofilik bakteri sayımı yapılmıştır. Peynirin tüm üretim aşamalarında sıcaklık, asitlik ve tuz değerleri ile uygulanan her bir işlemin süresi kayıt altına alınmış ve bu veriler doğrultusunda Diyarbakır Örgü peynirinin üretim prosesi oluşturulmuştur. Çalışmaya ait veriler tek yönlü ANOVA ile analiz edilmiş, önemli bulunan ortalamalar arasındaki farklılık Tukey çoklu karşılaştırma testi ile belirlenmiştir. Araştırma Bulguları: Peynir üretiminde kullanılan çiğ sütün ortalama kurumadde, yağ, protein, laktoz ve kül oranları ile titrasyon asitliği, pH değeri ve toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı sırasıyla %14.28, %4.37, %4.41, %4.63, %0.87, 11.55 SH, pH 6.54 ve 7.51 log kob mL-1 olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Yapılan ölçüm ve gözlemlerde, peynir üretiminin tamamen ustalık becerileri doğrultusunda gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle iyi üretim uygulamaları bağlamında, peynirin üretiminde kullanılan sütün standardize edilmesi, sütün mayalanması, telemenin fermantasyonu ile haşlanması ve tuzlama işlemleri gibi önemli proses aşamaları değerlendirilmeli ve gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır.
Diyarbakır'da Geleneksel Yöntemlerle Üretilerek, Tüketime Sunulan Örgü Peynirlerinde Aflatoksin M1 Düzeylerinin ELISA Yöntemiyle Tespit Edilmesi
(23. Ulusal Biyoloji Kongresi, 2016) Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Yeşil, Ömer Faruk; Vural, Aydın; Erkan, Mehmet Emin; Yıldız, Abdunnasır; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bir pasta-filata (fermente telemesi yüksek sıcaklıkta haşlanan) peynir çeşidi olan önemli geleneksel peynirlerimizden Diyarbakır Örgü Peyniri (DÖP); yağ oranı yüksek, az tuzlu (taze tüketilmesi durumunda) ve kolayca liflere ayrılabilen yarı-sert bir peynir çeşididir. Bu çalışmada; bölgesel coğrafi tescili olan ve Diyarbakır’da geleneksel yöntemlerle üretilmiş ve tüketime sunulmuş 184 adet DÖP’ünde, Aflatoksin M1 (AFM1) bulaşma düzeyi, ELISA yöntemi kullanılarak tespit edilmiştir. Çalışılan örneklerde, ortalama AFM1 değeri yaklaşık olarak; 167.58ng/kg; minimum ve maksimum değerler sırasıyla 50 ve 800ng/kg olarak tespit edilmiştir. Türk Gıda Kodeksi (TGK)’inde AFM1 için belirtilen limiti (250ng/kg) aşan örnek sayısı 32 (% 17.39) olarak bulunmuştur. AFM1 değeri; 151-250ng/kg olan örnek sayısı; 53(%28.80), 51-150ng/kg olan; 73(%39.67) ve 0-50ng/kg olan da; 26(%14.13) olarak belirlenmiştir. Analiz sonuçları, Diyarbakır’ın farklı noktalarında satışa sunulan DÖP’ inin AFM1 seviyelerinin tüketiciler için potansiyel bir risk taşıdığını göstermektedir. Söz konusu riskin azaltılabilmesi için, DÖP hammaddesi olan sütün, süt üretim çiftliklerinde yem depolama alanlarının usulüne uygun olarak dizayn edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, süt ve peynir üreticileri ile tüketicilerin bu konuda bilinçlendirilmesi için eğitim programları düzenlenmesi önerilmektedir. Öte yandan, söz konusu peynirin yoğun üretildiği yerlerde diğer süt üreticilerine model olması düşüncesiyle, sürdürülebilir modern süt üretim çiftliklerinin kurulması önerilebilir.
Diyarbakır’da Tüketime Sunulan Süt İle Bazı Süt Ürünlerinde Aflatoksin M1 Varlığı Üzerine Bir Araştırma
(23. Ulusal Biyoloji Kongresi, 2016) Yeşil, Ömer Faruk; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Vural, Aydın; Erkan, Mehmet Emin; Yıldız, Abdunnasır; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu çalışmada; materyaller, Diyarbakır’da üretildiği ve satıldığı mekanlardan elde edilen; Beyaz Peynir (80), Tuzsuz Beyaz Köy Peyniri (51), Van Otlu Peynir (43), Van Otlu Lavaş Peynir (13), Lor Peynir (12), Tereyağı (18), UHT Süt (13), Çökelek (6), Çeçil Peyniri (7) ve Krem Peynir (5) adetten oluşmaktadır. Toplam 248 adet süt ve ürünlerinin AflatoksinM1(AFM1) bulunma düzeyi, ELISA yöntemi kullanılarak tespit edilmiştir. Ortalama AFM1 değeri yaklaşık olarak; 123,04ng/kg; minimum ve maksimum değerler sırasıyla UHT sütte 25.97ng/kg ve tuzsuz beyaz köy peynirinde 595.31ng/kg olarak tespit edilmiştir. Türk Gıda Kodeksi(TGK)‘nde AFM1 için belirtilen limiti (250ng/kg) aşan örnek sayıları; 27(%10.89) olarak bulunmuştur. AFM1 değeri; 151-250ng/kg olan örnek sayısı; 49(%19.76), 51-150ng/kg olan örnek sayısı; 108(%43.55) ve 0-50ng/kg olan örnek sayısı; 64(%25.81) olarak belirlenmiştir. Analiz sonuçları; Diyarbakır’da tüketime sunulan süt ve ürünlerinin AFM1 yönünden tüketiciler için potansiyel bir risk taşıdığını göstermektedir. Halk sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden AFM1 içeren gıdaların üretilmesinin engellenmesi için; modern süt çiftliklerinin kurulması, uygun yem depolama ve işleme tesislerinin kurulması, üretici ve tüketicilere eğitim seminerleri verilerek bu konuda bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.
Diyarbakır’da Tüketime Sunulan Süt ve Ürünlerinde Aflatoksin M1 Düzeylerinin Elısa ile Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma
(2019) Yıldız, Abdunnasır; Hatipoğlu, Abdulkerim; Erkan, Mehmet Emin; Vural, Handan Aydın; Yeşil, Ömer Faruk; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu çalışmada, Diyarbakır il merkezinde bulunan toplu ve perakende satış noktalarında tüketime arz edilen 248 adet sterilize süt, Beyaz Peynir, Çeçil, Çökelek, Krem, Lor, Van Otlu, Van Otlu Lavaş Peyniri ve tereyağı örneğinin Aflatoksin M1 (AFM1) bulaşma düzeyi ELISA yöntemi kullanılarak tespit edilmiştir. Araştırmaya konu olan peynir örneklerinin ortalama AFM1 kontaminasyonu 138.65 ng/kg; minimum ve maksimum değerleri ise 50 ve 595.31 ng/kg olarak ortaya konmuştur. Diğer taraftan 13 adet sterilize süt örneğinin ortalama AFM1 değeri 52.59 ng/kg; minimum ve maksimum değerleri ise 25.97 ve 80.0 ng/kg olarak tespit edilmiştir. Ayrıca 18 adet tereyağı örneğinin ortalama AFM1 değeri 97.54 ng/kg; minimum ve maksimum değerleri ise 50 ve 308.13 ng/kg olarak hesaplanmıştır. Araştırmada toplam 26 peynir örneğindeki AFM1 kontaminasyon düzeyi Avrupa Komisyonu’ nda AFM1 için belirtilen limiti aşmıştır. Türk Gıda Kodeksi açısından ise sadece 2 peynir örneğinin AFM1 kontaminasyonu tolerans limitini aşmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, 7 süt örneği ile 15 tereyağı örneğinde tespit edilen AFM1 düzeyi hem Avrupa Komisyonu hem de Türk Gıda Kodeksi AFM1 tolerans limitini aşmıştır.
Effect of pleurotus Ostreatus Water Extract Consumption on Blood Parameters and Cytokine Values in Healthy Volunteers
(Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2024) Dundar, Abdurrahman; Acay, Hilal; Yalcin, Pinar; Dündar, Abdurrahman; Arslan, Nurgul; Acay, Hilal; Hatipoglu, Abdulkerim; Arslan, Nurgül; Boga, Mehmet; Hatipoğlu, Abdulkerim; Yaprak, Bulent; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 21.02. Department of Medical Services and Techniques / Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 21. Vocational School of Health Services / Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Objective: Our aim in this study is, does 29-day regular consumption of Pleurotus ostreatus water extract by volunteer individuals who meet the study criteria have an effect on blood and cytokine values? Method: In accordance with the purpose of the study, volunteers were asked to consume 100 ml of the extract every morning for 29 days. Three tubes of blood samples were taken from the volunteers on the 15th and 29th days of the study. Biochemical and hematological analysis of the blood samples were performed and immunomodulatory effects through cytokines were examined. The values obtained from 3 tubes of blood obtained from volunteers before the use of mushroom extract were used as control. The chemical composition and beta-glucan content of 100 ml of mushroom water extract were also analyzed. Result: IL-4, IL-6, IL-10 and IL-13 could not be detected because the values were below the lowest standard value. TNF-alpha, IFN-gamma and IL-1 beta 15th and 29th day values decreased compared to the 1st day (control) values (p < 0.05). However, there was no significant difference observed between the 15th and 29th day. No abnormalities were observed in biochemical and hematological values. Also, the beta-glucan content of extract was found 38.12 mg/100 ml. Conclusion: The frequency range of kidney and liver function test results confirmed that P. osreatus is a reliable food source. Considering the cytokine values these results indicate that P. ostreatus water extract has an anti-inflammatory effect. As no significant difference was observed in 29 days of use, it is thought that 15 days of daily consumption of the extract may be sufficient for the anti-inflammatory effect to occur. However, a large number of qualified clinical trials are needed to support the issue.
Farklı Soya Fasulyesi Hatlarının Diyarbakır Şartlarındaki Potansiyeli
(GAP VI. Tarım Kongresi, Şanlıurfa, 2011) Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Nazlıcan, Ahmet Nedim; Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu arastırma; Diyarbakır sulu kosullarında soya fasulyesi tarımına uygun performansı yüksek hatları belirlemek amacıyla 2007 yılında Güneydoğu Anadolu Tarımsal Arastırma Enstitüsü deneme tarlasında Tesadüf Blokları Deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüstür. Materyal olarak; Ataem-7, 1304, 519, 537, 520, Ata-137, Ata-134, Ata-120, Ata-101 ile Umut-2002, Türksoy ve Nazlıcan, standart çesitleri kullanılmıstır. Arastırmada elde edilen verilere göre; en yüksek bitki boyu 113.6 cm ile Ata-134 hattından saptanırken, en düsük bitki boyu 99.3 cm ile 519 hattından saptanmıstır. En yüksek 100 tane ağırlığı 13.85 g ile Ata-120 hattından elde edilirken, en düsük 100 tane ağırlığı 11.08 g ile Ataem-7 hattından saptanmıstır. En yüksek tohum verimi 343.8 kg/da ile 1304 nolu hattan elde edilirken, en düsük tohum verimi 213.0 kg/da ile Nazlıcan çesidinden saptanmıstır. Sonuç olarak; verim ve incelenen diğer özellikler bakımından 519, 527, 520, 435, 517 ve 1304 nolu hatlar daha çok ön plana çıkmıstır.
GAP Bölgesi'nde Aspir İçin En Uygun Ekim Zamanı ve Çeşidin Saptanması
(1.Ali Numan Kıraç Tarım Kongresi ve Fuarı, Eskişehir, 2011) Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Aytaç, Selim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Bu araştırma; GAP koşullarında aspir için en uygun ekim zamanı ve çeşidi belirlemek amacıyla 2008 yılında 15 Ekim, 1 Kasım, 15 Kasım, 1 Aralık ve 15 Aralık) tarihlerinde Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü deneme tarlasında tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Denemede materyal olarak; Dinçer ve Remzibey-05 çeşitleri kullanılmıştır. Elde edilen verilere göre; en yüksek bitki boyu; Remzibey-05 çeşidinde 15 Ekim, 1 Kasım ve 15 Kasım ekim zamanlarında sırasıyla; 145,8, 145,3 ve 145,0 cm olarak saptanırken, en düşük bitki boyu Dinçer çeşidinden 15 Aralık ekim zamanında 119,6 cm olarak elde edilmiştir. En yüksek tabla çapı 24,8 cm ile Dinçer çeşidinde 15 Ekim, ekim zamanından saptanırken, en düşük tabla çapı 19,4 cm ile Remzibey-05 çeşidinde 15 Kasım ekim zamanından elde edilmiştir. Tabla sayısı 25,9 adet/bitki ile Remzibey-05 çeşidinde 15 Ekim, ekim zamanında en yüksek olurken, Dinçer çesidinde 11,6 adet/bitki ile 1 Aralık ekim zamanında daha düşük olmuştur. En yükse dal sayısı 13,5 adet/bitki ile Remzibey-05 çeşidinde 1 Kasım ekim zamanından elde edilmiştir. Dinçer çeşidi 7,3 adet/bitki ile 1 Aralık ekim zamanında en düşük dal sayısını vermiştir. En yüksek 1000 tane ağırlığı 35,6 g ile Dinçer çesidinde 1 Kasım ekim zamanında en yüksek olurken, 29,0 g ile Remzibey- 05 çeşidinde 1 Aralık ekim zamanında en düşük olmuştur. En yüksek tohum verimi 243,9 kg/da ile Remzibey-05 çeşidinde 1 Kasım ekim zamanından elde edilirken, en düşük tohum verimi 65,0 kg/da ile Dinçer çeşidinde 1 Aralık ekim zamanından saptanmıştır. Sonuç olarak; bir yıllık çalışma verilerine göre; verim ve incelenen diğer özellikler bakımından GAP koşullarında çeşit olarak Remzibey-05 ve ekim zamanı olarak ise 1 Kasım ve 15 Kasım tarihlerinin uygun olduğu görülmektedir.
GAP Bölgesinde Kolza Çeşitlerinin Verim ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi
(Türkiye VIII. Tarla Bitkileri Kongresi, Hatay, 2009) Karaaslan, Davut; Hatipoğlu, Abdulkerim; Hatipoğlu, Abdulkerim; Türk, Zübeyir; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi
Diyarbakır koşullarına uygun kolza çeşitlerini belirlemek amacı ile yapılan bu araştırma; 2006/7 ve 2007/8 yetiştirme sezonunda Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü deneme tarlasında yürütülmüştür. Araştırmada; en yüksek tohum verimi 2006/7 sezonunda 354, 3 kg/da ile Embleme çeşitinden, en düşük tohum verimi ise 2007/8 sezonunda 46, 3 kg/da ile Licord çeşitinde saptanmıştır. 1000 tane ağırlığı 2007/8 sezonunda 4, 60 g ile Orkan çeşitinde en yüksek olurken, en düşük 1000 tane ağırlığı ise 2006/7 sezonunda 2, 73 g ile Bristol çeşidinde saptanmıştır. En yüksek yağ oranı 2006/7 sezonunda % 48, 14 ile Es Hydromel çeşidinden saptanırken, en düşük yağ oranı ise 2007/8 sezonunda % 43, 06 ile Egc-102 çeşidinde saptanmıştır. En yüksek protein oranı 2007/8 sezonunda % 24, 90 ile Es Hydromel çeşidinden saptanırken, en düşük protein oranı ise 2006/7 sezonunda % 21, 46 ile Elvis çeşidinde saptanmıştır.