1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Tan, Hasan"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 3 of 3
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Doctoral Thesis
    İran'da Nasirüddin Şah Dönemi (1848-1896)
    (2025) Tan, Hasan; Akman, Ekrem
    Bu tez, 19. yüzyılın ikinci yarısında İran tahtına oturan Nasırüddin Şah'ın uzun süren hükümdarlığı boyunca yürüttüğü reform girişimlerini, merkeziyetçilik politikalarını ve dış ilişkilerdeki yönelimlerini çok katmanlı bir dönüşüm süreci içinde ele almaktadır. Şah'ın siyasal tarzı, reform çabaları ve iktidarını pekiştirme stratejileri kurumsal yeniden yapılanmayı önceleyen bir yön taşımış; ancak toplumsal direnç, dış müdahaleler ve idari yapının kırılganlığı bu girişimlerin etkisini sınırlamıştır. Çalışma, devlet aygıtında hedeflenen yapısal dönüşümleri; toplumsal eşitsizlik, kültürel gerilimler ve modernleşmenin sınırlı toplumsal yankıları eşliğinde tartışmaktadır. Ayrıca büyük güçlerle kurulan diplomatik ilişkilerin yalnızca siyasi dengeleri şekillendirmekle kalmayıp, ekonomik bağımlılığı artırarak toplumsal huzursuzluğu derinleştirdiği ortaya konmuştur. Nasırüddin Şah bu çalışmada, dönemin dönüşüm dinamiklerine yön veren etkili bir özne olarak ele alınmaktadır. Onun iktidarı, İran'ın geç-modernleşme sürecini kavramak açısından güçlü bir çözümleme ekseni sunmakta; bu sürece içkin olan yapısal açmazları ve tarihsel imkanları birlikte anlamayı mümkün kılmaktadır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Osmanlı-Safevî Mücadelesinde Mezhebin Meşrulaştırma Aracı Olarak Kullanılması: Çaldıran Savaşı Örneği
    (2024) Tan, Hasan
    Tarih boyunca mezhep temelli çatışmalar, farklı toplumlarda ortaya çıkarak ciddi toplumsal ve siyasi sorunlara neden olmuştur. Kültürel farklılıklardan kaynaklanan dini yorumlar sonucunda ortaya çıkan mezhepler, siyasi otoriteler tarafından iktidar mücadelelerinin bir aracı haline getirilmiştir. Bunun yanı sıra, ekonomik çıkarlar uğruna kitlelerin mezhepsel kimlikler etrafında örgütlenmesi, bu tür çatışmaların katliamlar ve savaşlarla sonuçlanmasına yol açmıştır. Mezhep savaşları, toplumların sosyal, siyasal ve dini yapılarında derin yaralar açmış, kalıcı etkiler bırakmıştır. Özellikle Hristiyan dünyasında Katolik, Ortodoks ve Protestan mezhepleri arasındaki mücadeleler, mezhep temelli çatışmalara dair en belirgin örnekler arasında yer alır. Reform hareketleri, Katolik ve Protestan mezhep mensupları arasındaki ayrışmayı derinleştirerek ciddi toplumsal ve siyasi krizlere yol açmış; bu durum, mezhep savaşları gibi büyük çaplı olaylarla sonuçlanmıştır. İslam tarihinde ise mezhepsel ayrışmalar, Cemel ve Sıffin olaylarıyla başlamış ve bu süreç Müslüman toplumunun iki ana gruba ayrılmasıyla sonuçlanmıştır. Abbasiler ve Fatimîler döneminde belirginleşen Sünni ve Şiî ayrılığı, Osmanlı-Safevî mücadelesi ile daha da keskinleşmiştir. Osmanlı Devleti ile Safevîler arasındaki bu mücadele, İslam tarihinde mezhep temelli siyasi bölünmelerin en uzun soluklu örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı, bu çekişmenin zirvesini oluşturmuştur. Safevîlerin, Anadolu’da yürüttükleri mezhepsel propagandayla Osmanlı tebaasını isyana teşvik etme girişimlerine karşılık olarak Osmanlı Devleti, siyasi, dini, ekonomik ve askeri tedbirler almıştır. Her iki devlet, mezhep ayrılıklarını temel alan meşrulaştırma argümanları geliştirerek bu mücadeleyi sürdürmüştür
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Şeyh Ubeydullah İsyanı ve Osmanlı-İran İlişkilerine Yansıması
    (2024) Tan, Hasan
    19. yüzyıl ortalarına kadar varlıklarını devam ettiren Kürt Emirlikleri, Osmanlı Devleti‟nin merkezileştirme politikaları sonucunda ortadan kalkmışlardır. Emirliklerin ortadan kalkmasıyla birlikte ortaya çıkan bu iktidar boşluğu, Nakşibendi şeyhleri tarafından doldurulmuştur. Bu şeyhler içerisinde en önemli kişi ise şüphesiz Şeyh Ubeydullah Nehri‟dir. Şeyh Ubeydullah, sadece Osmanlı tebaası olan Kürtler nezdinde değil, aynı zamanda İran tebaası olan Kürtler ve hatta bölgedeki gayrımüslimler nezdinde bile saygın bir kişiliğe sahip bir figür olarak ortaya çıkmıştır. İran‟ın Urmiye valisi Şucauddevle Yusuf Han‟ın sınır bölgesinde yaşayan Kürt köylerini yağmalattırması ve bir kısmını da katlettirmesi, 1880-1882 yılları arasında gerçekleşen Şeyh Ubeydullah isyanının temel nedeni arasında yer almaktadır. Çünkü hem Şeyh‟in ifadelerinde hem de Osmanlı arşiv belgeleri kayıtlarında İran‟ın bölgedeki yöneticilerinin halka zulüm yaptıkları, bu zulümleri engellemek adına halkın Şeyh Ubeydullah‟a müracaat ederek yardım talebinde bulundukları bilgisi yer almaktadır. Bu yardım çağrıları üzerine Şeyh Ubeydullah, kendisine destek veren yerel kuvvetlerle birlikte İran‟ın bazı şehirlerini ele geçirmiştir. Ancak İngiltere ve Rusya‟nın müdahil olarak Osmanlı Devleti‟ni baskı altına alması, bu baskı sonucunda da Osmanlı Devleti‟nin bölgeye askeri kuvvet göndermesi, Şeyh Ubeydullah kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bırakmıştır. Bu çalışmanın odak noktasını, Şeyh Ubeydullah isyanının meydana geliş sebepleri ile bunun Osmanlı-İran ilişkilerine yansımaları oluşturmaktadır.