Tarih Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/44
Browse
Browsing Tarih Bölümü by Publication Category "Dergi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article 18. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Kadın ve Hukuk: Amid Mahkemesi'nde Kadınların Hak Arama Süreçlerine Dair Bazı Değerlendirmeler(2017) Gürhan, VeyselKamusal alanın dışına itilmiş veya itilmeye çalışan birçok topluluk gibi kadınlarda ilk çağlardan beridir süre gelen tarih yazımı geleneğinde kendilerine yeteri kadar yer bulamamışlardır. Çünkü geleneksel tarih yazımı öznesi erkek olan ve erkeklerin yaşam pratiklerinden kaynaklanan konular etrafında gelişmiştir. Kamusal alandaki erkek egemenliği tarihi erkeğe has bir alan olarak gösterirken kadını ise geçmişte gelişmiş olaylarda değişime sebep olmayan ya da sonucu etkileyecek güce sahip olmayan bir konumda temsil etmiştir. Osmanlı Tarih yazımının ilk örneklerinde de benzer şekilde erkekler tarihsel olaylarda özne olarak kabul edilirken kadınlar ise uzun bir süre tarih kitaplarında görünür olamamışlardır. Özellikle feminist kuramın toplumsal tarih çalışmaları ile kesişiminden sonra bahsi geçen algı kırılmış ve arşiv belgelerinden yola çıkarak sadece siyasi olayların değil sosyal tarihin de aydınlatılabileceği bakış açısının gelişimiyle birçok araştırmacı kadınların tarihine yönelmiştir. Bu çalışmada kamusal alanda tutulan Osmanlı kadı sicilleri üzerinden kadınların hak arama mücadeleleri ve Osmanlı kadınının içinde bulunduğu dönemdeki görünümü resmedilmeye çalışılacaktır.Presentation CUMHURİYET’İN DİYARBAKIR’DA KİMLİK İNŞASI Ercan Çağlayan, İletişim Yayınları, İstanbul 2014, 319 s(2017) Ekinci, Mehmet RezanEserin yazarı, halen Muş Alparslan Üniversitesi FEF Tarih bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmakta olan 1980 Bingöl doğumlu Ercan Çağlayan, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimini Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde tamamlamıştır. “Geç Osmanlı”, “Erken Cumhuriyet” dönemi şehir tarihi, milliyetçilik, azınlıklar ve Kürdler üzerine çok sayıda ulusal ve uluslarası çalışması olan yazarın 2012 senesinde tamamlamış olduğu doktora tezi, “Tek Parti Döneminde Diyarbakır (1923-1950)” adını taşımakta ve incelenen eser de bu tezden neşet etmekle birlikte büyük oranda değiştirilmiş halinden oluşturulmuşturArticle Di Çarçoveya Bîra Civakî Ya Kurdan De Têkiliya Bûyerên Dîroka Nêzîk û Kilamên Dengbêjan(2016) Çiftçi, TekinOral culture constitutes an aspect of social memory. Especially in the societies where written culture has not developed enough, cultural transmission comes true in an oral way. This oral attitude transforms into music and oral literature over the time. In the Kurdish music, Dengbejs are the primary transmitters of this oral culture. As Kurdish has not been used as a formal language for a long time, it has prevented Kurdish history to be transferred in written form. On the other hand Kurdish dengbejs, in order not to let historical events to be erased from the social memory, they've made these events up by making each of them a subject of their kılams and in that way built the social memory. In every corner of Kurdistan it's possible to come across to this kind of songs. Each of these can be a subject to a research individually. Dengbejs, with the songs they made, have taken the role to transmit the social consciousness. Particularly from the mournings there have emerged a giant archive. This study aims to make a debate on the importance of music in the Kurdish oral culture in terms of history. In the study, music and history relationship will be discussed in the lights of two different songs which express two different events happened in our recent history. And in the last section, the efforts to assimilate Dersim's history and music will be addressed brieflyArticle Ottoman Policy in the Ottoman-Iranian Borderland during the late 19th Century: The Case of Ebeğe(2016) Çiftçi, ErdalÇoğu Osmanlı Tarihi çalışmalarında, aşiret ve aşiretsel konfederasyonlar sesleri ve yüzleri olmayan ve temsiliyetleri bulunmayan gruplardır. Çoğu antropolojik çalışma bu metodolojik eksikliği vurgulamıştır fakat bazı Osmanlı tarihçileri bu konuda çalışmalarında halen direnç göstermektedirler. Bu çalışmada aynı bölgenin iki rakip aşiretleri incelenmiştir. Devlet-aşiret ilişkileri sorgulanmış ve modernist-pozitivist görüş kritiğe tabi tutulmuştur. Çalışılan mekânın sınır bölgesi olmasından dolayı bu çalışmamız aynı zamanda sınır çalışmalarının da pratik bir örneğidir. Spesifik olarak Haydaran ve Celali aşiret konfederasyonları hakkında ve onların iki imparatorluk olan Osmanlı ve Qajar İran ile olan politikekonomik ilişkileri 19. yüzyılın sonları çerçevesinde tartışılmıştır. Birlikte var olma ve bir diğerine güç kazandırma Osmanlı-İran sınır bölgesindeki merkez-çevre ilişkisinin doğasını oluşturmaktadır. Bu çalışmada aşiretler ilkel sosyal gruplar değil, politik-bölgesel güçlerdir. Sonuç olarak 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi toprak kazanımlarını artırma noktasında aşiretleri araç olarak kullandığı savunulmaktadır. Aynı zamanda aşiretlerin devlet ile birlikte çalışması bu aşiretlere güç kazandırmıştır. Bu yüzden merkez-çevre ilişkileri modernist yaklaşımların belirttiği gibi daima karşıtlık üzerine dayalı olmamıştır. Osmanlı hükümeti her ne kadar vilayet yönetimlerini merkezileştirmeye çalışmış olsa da, Osmanlı-İran sınır bölgesinin kuzey bölgeleri de-sentralize olarak kalmaya devam etmiştir. Bu, merkezi yönetimin bir güç kaybına uğradığı anlamını taşımadığı gibi, tam tersine devlet olmayan bir gücün bölge yönetimini dolaylı olarak Osmanlı tarafına kazandırmış olması anlamına gelmektedir. Merkezi hükümet aynı zamanda aşiretlerin askeri kabiliyetlerini de bu şekilde kullanmış olmaktadır. Bu Osmanlı hükümetinin marjinal bir pratiği olmasının tersine, merkez-çevre ilişkilerinin daha gerçekçi doğasını sergilemektedir.