Doğan Turay, Esra
Loading...
Name Variants
Turay, Esra Doğan
Job Title
Doçent
Email Address
esradogan@artuklu.edu.tr
Main Affiliation
Department of Islamic History and Arts / İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü
Status
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
9
Articles
5
Citation Count
0
Supervised Theses
3
5 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 5 of 5
Article 16-18. Yüzyılda Osmanlı Doğu Vilayetlerinde Safevi/Acem Hacılarıyla İlgili Değerlendirmeler(2019) Doğan Turay, EsraSafevî hacıları Osmanlı Devleti’nin kendilerine belirlediği Şam-Mekke güzergâhına ulaşmak için Erzurum-Urfa-Halep ya da Van-Urfa-Halep bağlantı yollarını kullanmışlardır. İki ülkenin rekabet alanından geçen bu yollar Safevî hacılarını bazen zor durumda bırakmış, tüm İslam coğrafyalarında dokunulmazlığı olan hacı olma durumu Acem hacılarını saldırılardan koruyamamıştır. Hacıları korumak için Osmanlı devleti tarafından tayin edilen Acem Ağası çözümün bir parçası olmak yerine Kürdistan hâkimleri ve yerel halkla işbirliği yaparak sorunun bir parçası haline gelmiş, bu durum çoğu kez Osmanlı sultanları ile Safevî şahları arasında hoşnutsuzluğa sebep olmuştur. Buna rağmen Şii hacıların yolculukları hiçbir dönem kesintiye uğramamıştır. Acem hacılarının iki ülke siyasetinden kaynaklanan bu sıkıntıları Osmanlı resmi belgeleri, Safevî vakayinameleri ve döneme ait seyahatnamelerde açıkça görülmektedirArticle Çelebioğlu Külliyesi; Mevlevîliğin İran'daki ilk Temsilciliği(2016) Doğan Turay, EsraYakın tarihte restore edilen Çelebioğlu Külliyesi, İlhanlı Devleti hükümdarı Olcaytu tarafından Sultaniye şehrinde yaptırılmış İran'ın en eski hângâh/dergâhıdır. Eser Mevlevîliğin İran'a geçiş sürecini başlatan yapı olarak kabul edilir. Türkiye'de pek bilinmeyen bu tarihî külliyenin önemi, eserin ilk mevlevîhânelerden biri olma ihtimalidir. İran'da külliye ile ilgili tarihî ve mimari çalışmaların son yıllarda tamamlanması ile eserin mevlevîhânelerle benzerliği belirmiştir. Külliyede Anadolu Mevlevî dergâhı planıyla kendine özgü bir yapıya sahip Mevlâna Celaleddin Rumi'nin torunu Sultan Veled'in oğlu Ulu Arif Çelebi için yaptırılan bir hângâhla Mevlânâ muhibbi Gazan Han ve Olcaytu'nun (ö.716/1316) gözdesi ve Barakîlerin şeyhi Barak Baba için yaptırılan bir türbe yer almaktadır. Külliye bu gün Sultaniye'de ayakta kalan ender mekânlardan biridir.Article KASAP ESNAFINA DAİR FARSÇA YAZILAN ÜÇ FÜTÜVVETNÂME(Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi, 2022) Doğan Turay, Esra; Baylan, Zivar HüseynliSafeviler dönemiyle başlayan ve Farsça cevanmerd olarak nitelenen fütüvvet ehlinin tarihine, pirlerine, edep ve erkanına yer veren Farsça fütüvvetnameler arasında, kasaplara ait risaleler de mevcuttur. Bu eserlerin yazımı Selçuklular döneminde Büyük Horasan havzasında başlamıştır. Bu eserler 13. yüzyıl Anadolu Ahiliğinin temel kaynakları sayılmıştır. Farsça fütüvvetnamelerde bu meslek Hz. İbrahim’e dayandırılmıştır. Mesleğin piri Hz. Ömer ve Hz.Ali sayılmış, mesleğin kahramanı olarak ise soyu yedi kuşakta Hz. Ali’ye dayanan ve Muhammed Hanefiyye’nin (ö.81) yakın adamlarından sayılan Reyli Cevanmerd-i Gassab kabul edilmiştir. Farsça olarak kaleme alınan fütüvvetnameden ilki ‘’Fütüvvetname-i Gassab’’ adıyla İran Meclis Kütüphanesi 8898 numaralı el yazma mecmuada bulunmaktadır. Molla Muhammed Bagir Meclisi’ye (ö.1699) ait olduğu ve Safeviler döneminde yazıldığı ifade edilmiştir. Diğer risale Ravzatü’ş Şüheda adlı meşhur eserin sahibi olan Molla Hüseyin Vaiz Kaşifi Sebzevari’ye (ö.1504) ait olup ‘’Fütüvvetname-i Sultani’’ adlı eserdeki‘’ Fasl der Beyan-i Gabze-i Kard, Satur, Kardmal ve Tir ‘’başlıklı bölümde yer alır. Üçüncü ve son risale ise ‘’Risaley-i Gassaban ve Sallahan’’ adıyla İran Sipahsalar Medresesi Kütüphanesi el yazmaları arasında yer almaktadır. Müellifi meçhuldür. Kitabet kaydı ise1879 yılıdır. Bu üç eserde kasaplıkla ilgili benzer konular ele alınmış, mesleğin temel prensipleri belirlenmiştir. Kasapların pirleri hakkında detaylı bilgi verilmiştir. Hz.İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban ediş sırrı üzerinde durulmuş, mesleğin pirleri tanıtılmış, mesleğe ait ayet ve hadisler zikredilmiştir. Kasap esnafının edep ve erkanı sıralanmış, kasaplığın ve kasapların ahlaki kuralları soru-cevap şeklinde dikte edilmiştir. Bu makale kasaplık mesleğine dair Farsça Fütüvvetnamelerin tanıtım ve tercümesiyle iki dildeki fütüvvetnamelerin benzerliklerine dikkat çeker. Bu eserlerin birbirinin devamı olduğuna, birlikte okunması ve bilinmesi gerektiğine vurgu yapar.Article SUFİLERİN HAC YOLCULUĞU(2019) Doğan Turay, EsraHac yolculuğuna dair farklı bakış açıları olan sufilerin, bu emri keşfe ulaşma için bedeni yolculuklardan sayanları arasında ömürlerinde bir ya da birkaç defa hacca gidenler olduğu gibi, seyyah derviş olarak adlandırılanların neredeyse hayatlarının tamamını yollarda geçirdikleri görülmektedir. Farklı mihverler doğrultusunda seçtikleri güzergâhlarda kendilerine mahsus bir âdâba dönüştürerek zaruri ziyaretlerle gerçekleştirdikleri bu uzun yolculukların birçoğunun hac merkezli olduğu anlaşılır. Öte yandan tasavvuf dünyasını içine alan coğrafyaları gören ve hacı payesiyle şereflenen bu sufilerin bir önder ve dahası bir halife olarak ülkelerine geri döndükleri, İslam’ın bakir kıtalara hacdan dönen mutasavvıflar aracılığıyla taşındığı bilinmektedir. Bu güzide toplulukların yol haritaları, çeşitli şehirlerde kaldıkları dergâh ve tekkeleri, menâzil ve mesirlerine işaret eden bu çalışma, Sufilerin İslam’ın merkez şehirlerinin tamamını içine alan baş döndürücü yolculuklarına değinmektedir. Tasavvuf ehlinin hac rotalarını sınıflandırarak incelemeye çalıştığımız bu makale, güzergâhlarda yaşanan sıkıntıların bazıları üzerinde dururken Sufilerin hac tarihi içerisindeki müstesna yerlerini anlatmaktadır. Bu araştırmada tarihi sıra ve öncelikli coğrafyalar gözetilmiş olup, sufilerin güzergâhları üzerinde yer alan ve İslam medeniyetinin merkez şehirleri olarak kabul edilen Şam, Bağdat, Kahire, Kudüs, İstanbul gibi kentlerdeki ikametleri ele alınmıştır. Çok çeşitli kara ve deniz güzergâhlarını kullanarak kutsal topraklara varan sufilerin bu meşakkatli seferleri Horasan-İran, Kafkaslar-Orta Asya, Hind-Sind alt kıtası, Balkanlar-Anadolu ve son olarak da Afrika güzergâhı sırasıyla işlenmiştir.Article OSMANLI- SAFEVİ TÜRK ŞÂİRELERİ VE MESNEVİ HAC HATIRALARI(2019) Doğan Turay, Esra19.yy’a değin Türkçe, Arapça ve Farsça olarak bir kadın tarafından yazılan tek hac seyahatnâmesinin 1120-1130/1702-1712’li yıllar arasında Ordubad’lı Safevî bir Türk şâiresine ait Farsça bir eser olduğu bilinmekteyken, 16. yy’da Servet mahlaslı şâire tarafından Türkçe olarak yazılan ve yeni neşr edilen kısa hac hatıratı bu durumu değiştirmiştir. Her ikisi de Türk olan, biri Farsça diğeri ise Türkçe olarak yazılan bu eserlerin müelliflerleri benzer nedenlerle yolculuğa karar vermiştir. Bu eserler kendi coğrafyalarında bir kadın tarafından yazılan en eski manzum hac hatıratı olma özelliği gösterir. Türlerinin tipik birer örneği olan bu mesnevilerden Türkçe yazılanı 135 beyit olup kısa ve öz bir menâzilnâmedirFarsça olarak yazılan mesnevi ise 1200 beyitlik bir sefernâmedir. Her iki şâirenin de adlarının eserlerde zikredilmediği görülmüş, aralarında 200 yıl bulunan müelliflerin ülkelerinin başkentinden başlayan güzergâhları Halep’te birleşmiştir. Safevî şâiresi İsfahan’dan yola çıkarak Anadolu içlerinden kutsal topraklara varmış, Osmanlı şâiresi ise İstanbul’dan başlayarak resmi hac güzergâhıyla Mekke ve Medine’ye ulaşmıştır. Biri Sünni diğeri Şiî olan Ehli Beyt muhibbi iki şâireyi, eserlerini ve yolculuklarını tanıtan ve değerlendiren bu çalışma, özde bu iki hac yolculuğunun tarihi ve coğrafi yönüyle aynılık ve ayrılıklarını belirleme hedefine yöneliktir.