Erdal, Zekai
Loading...
Name Variants
Job Title
Doç. Dr.
Email Address
Main Affiliation
Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Sustainable Development Goals Report Points
SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.

Scholarly Output
18
Articles
11
Citation Count
0
Supervised Theses
0
12 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 12
thesis.listelement.badge Aksaray'da Türk Devri Mimarisi(2014) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüAksaray were located in the center of Anatolia hand gained a new identity containing Turkish-Islamic cultur and art influence after it was invaded by Anatolian Seljukides in XIIth century. In this study a brief summary of Aksaray was given to indicate the importance of city concerning political and cultural events of the period. Afterwards, architectural activities in centrium of Aksaray and its villages between XIIth-XXth century is defined and research was held concerning the mosques, minarets, madrasah, zawiyahs, tombs, caravanserais, hospitals, turkish baths, bridges, fountains, laundries, aqueaducts, kiosks, bakehouses, schools, libraries, publşc buildings, bazaars survived until today in terms of building techniques and architectural specifications. The searched monuments in our extent of thesis were builded within a long time period which had began from XIIth. Century to first half of XXth century. In this study, plans, facade and material characteristics of the architectural monuments in Aksaray provience were documented through monumental surveys, and their presesnt conditions were recorded by taking their photos.Article Mardin Müzesi'ndeki Nureddin Zengi Sikkeleri(Journal of Islamicjerusalem Studies, 2018) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüThe Zengid dynasty is one of the prominent Turkish states that ruled Iraq, Syria and eastern and south-eastern Anatolia regions (today within contemporary Turkey) with Aleppo and Mosul as their centre between 1127 and 1233. Apart from Mosul and Aleppo, it had three more principalities centred in Cizre, Sinjar and Shahrizor. The state founded in 1127 when Imad al-Din Zengi was appointed to govern Mosul dominated a vast area, and then, they saw the Crusaders as their primary enemy and laid the foundations until the conquest of Jerusalem by Salah al-Din al-Ayoubi. One of the greatest sultans of the Zengids was Nur al-Din Zengi (1118-1174) who came to Aleppo and ascended the throne upon the death of Imad al-Din Zengi at Qal ‘Presentation Sultan II. Kılıç Arslan ve Aksaray, Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞİRGİL, I Q Kültür Sanat Yayıncılık, 2016, 252 sayfa.(2017) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüBu çalışmada, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil tarafından hazırlanan ve 2016 yılında piyasaya çıkan Sultan II. Kılıç Arslan ve Aksaray isimli kitabın sanat tarihi kısmı, bilimsel bir üslup içerisinde incelenmiştir. Eserin tanıtımı yapıldıktan sonra, sanat tarihini içeren bölümler iki ana başlık altında tenkitli bir şekilde tahlil edilmiştir. İlk başlık, kitapta yer alan yanlış ve eksik bilgiler; ikinci başlık ise yapılan intihal hakkında olacaktır. Yanlış ve eksik bilgiler başlığındaki ilk bölümde, tespit edilen yanlışlıklar ve eksiklikler maddeler halinde, hemen altında ise gerçek ve doğru bilgiler bilimsel dayanakları verilerek vurgulanmıştır. Tespit edilen hatalar, eksiklikler ve intihaller, ilgili eserlerden alınan görseller ile desteklenmiş olup metin içersinde bu görsellere atıflar yapılmıştır.Book Part ŞEREFNAME ÜZERİNE ELEŞTİREL BİR OKUMA(2019) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüŞerefname özellikle Kürt tarihi açısında en önemli kaynak eserlerin başında gelmektedir. Eserini 1597 yılında tamamlayan Şerefhan gerek elindeki diğer eserlerden gerekse duyum veya şahit olma yoluyla olayları eserine aktarmıştır. Ancak bahsettiği kişi ve olayları herhangi bir mukayeseye tut- madan olduğu gibi aktarma yolunu seçmiştir. Bu nedenle de birçok tarihi hata ve gerçek dışı olay eserde yer almıştır. Günümüzde Şerefname’yi baz alarak kaleme alınan bir çok yayın da, bu eserde zikredilen olay, kişi ve yerleri herhangi bir kritiğe tutmadan olduğu gibi aktarmayı seçmiştir. Şeref- name’de anlatılanlar gerek arşiv belgeleri gerekse kültür varlıklarıyla örtüşürken, tam tersine arşiv belgelerinin de reddettiği olay ve kişiler de olmuştur. Tarih, sanat tarihi, arkeoloji, epigrafi ve paleog- rafi gibi bilim dalları bir çok yönden ortak konularda buluşmaktadır. Bu nedenle de bir konu hakkın- da araştırma yapılacak ise mutlaka disiplinler arası bir çalışma yapılması gerekmektedir. Şerefname gibi bir yazma eserdeki veriler, epigrafinin konusu olan kitabe ve mezar taşları ile, Os- manlı arşiv belgeleriyle de paleografinin, arazideki taşınmaz kültür varlıklarıyla sanat tarihinin ko- nusuna girilerek rahat bir şekilde kritize edilmiştir. Diğer bilim dallarındaki veriler açık bir şekilde Şerefname’deki bilgileri desteklediği görülmüştür. Ancak Topkapı Sarayı Arşivleri ile Başbakanlık Osmanlı Arşivlerindeki Osmanlı paleografyası, Şe- refname’de zikredilen olay ve kişileri reddetmekte olup Şerefhan’ın gerçekleri yansıtmadığını ortaya koymaktadır. Derzin ve Gırdıkan beylikleri, Şerefhan’ın ikamet ettiği Bitlis’in yaklaşık olarak 45 km. güneydoğusundadır. Özellikle Derzin Beyliği Şerefhan Beyliği’nin güneyden de komşusudur. Güney- den gelip Van üzerinden İran yönüne giden ana yolun geçtiği Bitlis Deresi’nin, iki ucundan birisinde Derzin, diğer ucunda ise Şerefhan Beyliği bulunmaktadır. Şerefhan’ın kendisine bu kadar yakın ve komşu olan bir beylik hakkında bu kadar bariz hataları ese- rinde yazması anlaşılır bir durum değildir. Zira olaylar eserin tamamlandığı 1597 yılından yaklaşık 50 yıl öncesinde vuku bulmuştur. Bilgilerin taze olduğu bir dönemde ve coğrafi olarak da yakın olan bir yer hakkındaki bilgilerin eserinde hatalı bir şekilde yazılması; Şerefhan’ın bu yerler hakkında pek de olumlu bir düşünceye sahip olmadığını da yansıtmaktadır. Zira Asitane’den gönderilen ferman ve hükümlerin birer sureti Bitlis’e komşu diğer Ekrad beylerine de gönderilmiştir. Bu nedenle de elinde geniş bir bilgi ve belge olan tarih düşkünü bir beyin bu şekilde menfi bilgiler vermesi akla başka sorular getirmektedir. Bu durum ise Şerefname’nin güvenilirliğini sorgulamaya sebep olmaktadır. Tarih kitaplarında geçen kişi ve olayların gerçek ya da hayal ürünü olup olmadığı arşiv belgeleri ile taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarıyla tespit etmek mümkündür. Zira tarihin konusunda giren olaylar, bulunan kültür varlıklarıyla ete-kemiğe bürünerek ayakları yere basan, gerçek şahsiyetlere dönüşmektedir. Sanat Tarihi, Arkeoloji gibi kültür varlıları üzerine çalışan bilim dallarının ortaya çıkardığı somut veriler bir anda tarihin seyrini değiştirmektedir. Bu nedenle de her üç bilim dalının birbiriyle sürekli dirsek temasında olması elzemdir. Zira her birisinde bulunan bilgi, ancak hepsinin bir araya gelip ortaya koydukları ortak bir ürün ile gerçeğe ulaşmaktadır.Article Hasankeyf Kazıları Orta Çağ Mezarlarında Ölü Gömme Uygulamaları(2024) Acar, Ayşe; Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; Department of Anthropology / Antropoloji BölümüToplumların geleneksel ve kültürel değerlerini, günlük yaşamdaki uygulamalarının yansımasını ölü gömme adetlerinde görebiliriz. Mezar içerisindeki bireylere ait iskelet kalıntılarının incelenmesi ile de toplumların, demografik özelliklerinin, yaşam ve sağlık koşullarının anlaşılması mümkündür. Çalışmanın materyali, Kızlar Cami (Kuzeydoğu, Güneydoğu, Güneybatı ve Kuzeybatı), Süleyman Han Cami Türbe (Türbe 1-2, Eyvan) ve Hasankeyf Büyük Saray yanı kazı alanından ortaya çıkarılan 86 adet mezar ve 136 adet bireyden oluşmaktadır. Kazı çalışmaları sırasında gömü tipi, mezar türü, gömü özellikleri, gömü buluntuları, birey sayısı, cinsiyet ve yaş tahmin bilgilerini içeren form doldurulup, her bir mezar için uygulanmıştır. Daha sonra iskelet kalıntıları laboratuvar aşamasında metrik ve morfolojik olarak incelenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre; 73 birey dorsal bir şekilde gömülmüştür. Bütün mezar türlerinin birbirine yakın sayılarda olduğu gözlenmiştir. Açma alanlarındaki mezarların içerisinde tabut kullanımı toplam 86 adet mezarda 19 adettir. Mezardaki bireylerin 58 tanesinin yüzleri güneye dönük, 8 bireyde yüz yukarı bakar durumdadır. El ve kolların konumu açısından, 38 bireyde kollar yanda iken kolun yönünde kesinlik göstermeyen şekilde bir el yanda, bir el karın veya göğüste olan 12 adet mezar bulunmaktadır. Mezar buluntusu seramik, boncuk, bilezik, cam, küpe, yüzük ve sikke olarak tanımlanmıştır. Boncuk, çocuk bireylerin mezarında daha çok gözlenmiştir. Yetişkin mezarlarında az da olsa buluntuya rastlanması, dönem özellikleri açısından şaşırtıcı bir durumdur. Çalışma, Hasankeyf bireylerinin gömü pratiklerinin anlaşılması ve dönem insanlarının gömü geleneklerinin bilgilerini içermesi açısından özgünlük taşımaktadır.Article Feridun Nâfiz [Uzluk] Bey’in Aksaray Notları(2019) Erdal, Zekai; Gül, Mustafa Fırat; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüAksaray, Âşıklı Höyük’le birlikte MÖ 8000’den beri farklı toplulukların, kavimler ve devletlerin yerleştiği, imar faaliyetleri gösterdiği ya da yağma ve talana maruz kalan bir yer olmuştur. Bu nedenle de Aksaray ve çevresinde farklı dönemlere ve devletlere ait birçok eser günümüze ulaşabilmiştir. Anadolu Selçuklu döneminde en ihtişamlı günleri yaşayan Aksaray, Moğollarla birlikte yıkımlara maruz kalmıştır. Osmanlı Devleti zamanında ise iyice gözden düşer şehir küçük bir kasaba şeklinde Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Eski eserlere düşkün olan, onları yerince inceleyen ve onlar hakkında çeşitli notlar tutarak belgeleyen bir kişi olan Feridun Nafiz Uzluk, Aksaray’a hekim olarak atanmıştır. Uzluk görev yaptığı süre boyunca (1929-1932) Aksaray’daki Selçuklu eserlerini incelemiş, fotoğraflarını çekmiş ve kendince çeşitli notlar tutmuştur. Ömrü boyunca toplamış olduğu belgeler, bilgiler ve yazdığı notlar Uzluk’un vefatından sonra Selçuk Üniversitesi’ne bağışlanmıştır. Uzluk, Aksaray hakkında 13 sayfalık bir not tutmuştur. Osmanlı Türkçesi ile yazılan defterde yapılarla ilgili basit çizimler, mezar taşları ve kitabelerin dökümü ve bazı yapılar hakkında çeşitli bilgiler yer almaktadırArticle BİR MEZARTAŞINDA SAKLI TARİH(2017) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüMezar taşları boyut olarak küçük olsalar da, üzerindeki yazılar nedeniye birçok yapı ile yarışacak kadar önemli eserlerdendir. İçinde yatan kişinin kim olduğunu, statüsünü, ölüm sebebini, ölüm tarihini, sade yada süslü cümlelerle anlatan mezar taşaları, kişinin dünyadaki konumuna göre de ihtişamlı ve görkemli olabilmektedir. Siirt İli, Baykan İlçesi’ne bağlı Derzin (Adakale) Köyü’ne hakim bir tepe üzerinde, kale, medrese, cami, türbeler ve onlarca mezar taşı bulunmaktadır. Bu eserlerin hepsi Osmanlı Devleti zamanında yurtluk-ocaklık sistemine göre bölgede varlık gösteren Zırki Beyliğine aittir. Ancak bu eserler arasında bir mezar taşı vardır ki, üzerindeki bilgiler ile bölgedeki Şerefhani etkisinin Zırkiler üzerindeki egemenliğini göstermektedir. Siirt bölgesindeki Bitlis-Zırki iktidar mücadelesinin somut bir örneği olan araştırmaya konu mezartaşı Muhammed Halef Bey’e aittir.Muhammed Halef Bey’in kim olduğu ve iktidar mücadelesi , hem mezartaşındaki bilgiler, hem de arşivdeki belgeler ile ortaya konulmuştur.Other Sultan II. Kılıç Arslan ve Aksaray, Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞİRGİL,(2017) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüBu çalışmada, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil tarafından hazırlanan ve 2016 yılında piyasaya çıkan Sultan II. Kılıç Arslan ve Aksaray isimli kitabın sanat tarihi kısmı, bilimsel bir üslup içerisinde incelenmiştir. Eserin tanıtımı yapıldıktan sonra, sanat tarihini içeren bölümler iki ana başlık altında tenkitli bir şekilde tahlil edilmiştir. İlk başlık, kitapta yer alan yanlış ve eksik bilgiler; ikinci başlık ise yapılan intihal hakkında olacaktır. Yanlış ve eksik bilgiler başlığındaki ilk bölümde, tespit edilen yanlışlıklar ve eksiklikler maddeler halinde, hemen altında ise gerçek ve doğru bilgiler bilimsel dayanakları verilerek vurgulanmıştır. Tespit edilen hatalar, eksiklikler ve intihaller, ilgili eserlerden alınan görseller ile desteklenmiş olup metin içersinde bu görsellere atıflar yapılmıştır.Book Part AKSARAY'DA KARAMANOGULLARINA AiT ESERLEN TARiIHLENDiRME SORUNLARI(Uluslararast 0rta Anadolu ve Akdenie BeylikleriTarihi, Krlnrrii ve Medeniyeti Semptzyumu - ll, 2016) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi BölümüAksaray region was an important stopover along the Silk Road that crossed through Anatolia for centuries and the city of Aksaray has a long history. The region came under the control of the Seljuk Turks after the Battle ofManzikert in 1071. The Anatolian Seljuk Sultanate they founded left impodant landmarks in and around Aksaray. The Moroccan traveller Ibn Battuta who was in the region in the 14th century was impressed by the class of Muslim traders that had emerged in Aksaray and noted the urban centre as "a beautiful city, surrounded by waterways and gardens, with a water supply coming right to the houses of the city.''Article İbrahim Hakkı Konyalı'nın "Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi" İsimli Eserine Eleştirel Bir Bakış(SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ YAYINLARI, 2015) Erdal, Zekai; Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümüİbrahim Hakkı K“nyalı’s m“st detailed v“lume in M“numents and Inscri”ti“ns series is with“ut d“ubt Aksaray (Niğde) hist“ry. The de”th “f this v“lume is due t“ the fact that its “ne “f the auth“r’s latest “euvres. The auth“r c“llected the inf“rmati“n he n eeded until 1974, which in turn he availed himself to write the Aksaray History. In his ”eri“d, Aksaray was a t“wn in Niğde ”r“vince, and he visited all the villages in Aksaray and Ortaköy, and wr“te ab“ut hist“rical s”“ts, ruins and fam“us neighb“rh““ds he heard in his works, some interesting ones he even visited himself. In studies on Aksaray until t“day, n“ sch“lar cited any “f his w“rks ab“ut the city. The b““k dem“nstrates K“nyalı as a historian, a folklore scholar, sociologist, art historian and an archivist. In such an extensive and profound volume, it is conceivable that there could be some mistakes. Those mistakes are either auth“r’s “wn, “r results “f the editing ”r“cess by the ”ublisher. In this study err“rs by the author are compared with other resources and demonstrated with examples.