MAÜ GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

KAVRAM VE SÜREÇ YÖNLERİYLE KÜLTÜR SORUNUNU DEĞER FENOMENİ ÜZERİNDEN AŞMA İMKÂNI

Loading...
Thumbnail Image

Date

2020

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

İKSAD

Open Access Color

OpenAIRE Downloads

OpenAIRE Views

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit
Department of Philosophy and Religious Sciences / Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü
Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, insanlık tarihinde ortaya çıkan din ve düşüncelerin birey ve toplum üzerindeki etkilerini felsefe, sosyoloji, psikoloji, eğitim ve dinler tarihi gibi alanlar bağlamında tarihsel ve sistematik tarzda akademik açıdan araştırmaktadır. Bölümün temel hedefi, İslami İlimler Fakültesindeki lisans öğrencilerine kendi alanlarıyla ilgili olan derslerin eğitimini vermek, öğrencilerin ilahiyat formasyonunu bütün boyutlarıyla elde etmesine yardımcı olmak ve araştıran, çalışmaya hevesli, sorumluluk sahibi bireyler olmalarına katkıda bulunmak; lisansüstü boyutuyla ise yerel unsurlardan da yararlanarak uluslararası seviyede akademik araştırma yapabilecek bilim insanları yetiştirmek, bunlar için programlar geliştirmek ve bu programları modern dönemin tartışama alanlarını gözeterek uygulamaya geçirmektir. Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü bünyesinde İslam Felsefesi, Felsefe Tarihi ve Mantık alanları bulunduran İslam Felsefesi Anabilim Dalı ile içerisinde Din Felsefesi, Dinler Tarihi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi ve Din Eğitimi alanlarını barındıran Din Bilimleri Anabilim Dalından oluşmaktadır. Felsefe ve Din Bilimleri Bölümünde tezli yüksek lisan programı bulunmakta ve her yıl ortalama 12 öğrenci almaktadır.

Journal Issue

Events

Abstract

Kültür (uygarlık ve medeniyet kavramları ile birlikte) her ne kadar tarihi süreçte farklı ve çok yönlü anlamlarda kullanılan bir serüvene sahip olsa da günümüzde, yani küreselleşme sürecinde, mevcut yapıların çözülmesi ve aktör yaklaşımların öne çıkması, ayrıca dijital merkezli yaşam formunun hızlanması nedeniyle değeri azalan bir kavram haline gelmiştir. Bu süreçte kültür, ne olduğu belirsiz bir hüviyete evirilmektedir. Bu evirilmenin en önemli sebeplerinden biri, kategorik de olsa kültür teriminin işaret ettiği yapısal özelliklerin artık bu kavramla karşılanamamasıdır. İnşa reflekslerine rağmen çözülmelerin de hız kazanması ve bundan dolayı yeni inşa süreçlerinin kısa süreli olması da bu nitelikteki bir karşılıksızlığı sürekli hale getirmektedir. Anlamın her geçen gün sosyo-kültürel yaşamdan buharlaşması, zaten bir muammaya sürüklenen kültür kavramının ve kültürün daha da belirsizleşmesine sebep olmaktadır. Buna mukabil çalışmada değer kavramı ele alınmış, söz konusu edilen buharlaşmaya rağmen sosyo-kültürel alanda değersiz (tüm kültürler eşdeğerdedir anlamında değil) bir yaşamın olamayacağı ortaya konmuştur. Bundan hareketle kültür ve kültürel süreçlerin temel dinamiğinde değer ve değersel etkileşimlerin olduğu yönünde bir yaklaşıma ulaşılmıştır. Bu temel dinamik ve yaklaşım, belirtilen buharlaşma karşısında değer hassasiyetinin günümüzde de geçerli olduğunu, ek olarak meselenin değerin hangi yönde ve ne ile inşa edildiği (değeri belirleme mücadelesi) noktasında düğümlendiğini imlemektedir. Günümüzde kültür, etimolojik anlamında söz konusu olan doğa zeminini kaybetmiş görünmektedir. İnsanın doğayla organik bağı göz önüne alındığında, bu zeminin kaybolmasıyla aslında bir değer-anlam zemininin de yokluğu ortaya çıkmaktadır. Doğa-insan-kültür ilişkisi çerçevesinde ifade edilen değer dinamiğinin ve değer zemininin son kertede insanda saklı olduğu söylenebilir. İnsan yaşamının hiçbir şeye değmeyen bir yöne sürüklenmesi durumunda değer dinamiğinin zayıflamasıyla birlikte kültür de yok olacaktır. Bu itibarla değer yaklaşımının kültür ile ilgili irdelemelerde önemli açıklama imkânları sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değer olgusunun “değmek” kök anlamı ile birlikte, yapılan eylemin kıymet veçhesiyle karşılanabilmesi durumuna, önemine ve niteliğine işaret eden “karşılık olma” anlamıyla ilişkili olarak “karşılaşma”, “temas”, “mübadele” (kavramsal, ahlaki ve maddi düzlemde), “etkileşim” ve “değişim” gibi kültürel süreçlere gönderme yapan temel bir kapsamda olduğu görülmüştür. Dolayısıyla değer yaklaşımının (anlam-değer ilişkisi de dâhil olmak üzere) kültürle ilgili ortaya konan ister kültüralist ve semiyotik isterse de etkileşimsel ve süreçsel yaklaşımlara -hiçbirini dışlamadan- kapsamlı bir açıklama imkânı sunduğu neticesine ulaşılmıştır. Değer(ler) hem somut hem de soyut süreçlere ve öğelere (mesela, anlam dünyası) vurgu yapması yönüyle kültürel ve sosyal değerlendirmelerde bir mihenk taşı kıymetindedir. Bu itibarla değerin yapı ve aktör kutuplaşmasında biri diğerini yok sayma yönünde değil, değişim çerçevesinde, yani değer alanında olmak üzere birinin diğerini (ve karşılıklı) karşılaması (karşılayabilmesi) yönüyle bir belirlemenin olduğu neticesine ulaşılmıştır. Dolayısıyla retorik düzeyde değerin ne olduğu (mesela, ister kültürel isterse de ahlaki çerçevede değerlerin sadece sözle ifade edilmesi) değil, ne yaşandığının (bu, sosyal yaşamın hangi anlam dünyasına değdiği hususunu dışlamaz; yani değer, anlam ile de ilişkildir) önem kazandığı, ilgili sorgulamalarda buna dikkat edilmesinin faydalı olacağı görülmüştür: Bu açıdan sosyo-kültürel problem ve çözümlerin temel zemini ve dinamiği de burada aranmalıdır. Bu hem damıtılarak biriken kültürel değerler için hem de gündelik yaşam için geçerlidir. Belirtilen çerçevede değer yaklaşımı, özellikle dijital teknolojinin hızla değer alanını işgal ettiği bir süreçte önem kazanmaktadır.

Description

Keywords

Kültür,Değer,Antropoloji,Sosyoloji

Turkish CoHE Thesis Center URL

Fields of Science

Citation

WoS Q

Scopus Q

Source

GÜNCEL SOSYOLOJİ ARAŞTIRMALARI

Volume

Issue

Start Page

73

End Page

110