Sosyoloji Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/76
Browse
Browsing Sosyoloji Bölümü Koleksiyonu by Author "Gürhan, Nazife"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bir Müzenin Dönüşümü: Öğrence Mekânı Olarak Mardin Müzesi(OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021) Gürhan, NazifeGünümüzde müzeler geleneksel olarak kültürel mirasın sergilenmesi ve korunması işlevlerinin yanı sırabu mirasın aktarımının daha işlevsel bir sunumuna dair eğitim ve eğlencenin iç içe geçtiği uygulamalargeliştirmeye başlamışlardır. Çağdaş müzecilik anlayışıyla ortaya çıkan bu uygulamaların amacı müzeziyaretçilerine kültürel miras eğitimi verirken eğlenceli vakit geçirmelerini sağlamaktır. Eğitim veeğlencenin mekânsal olarak kesiştiği bu müzeler bir öğrence mekanına dönüşmüş durumdadır. Buçalışmada değişen müzecilik anlayışıyla birlikte ortaya çıkan edutainment/öğrence uygulamalarıMardin Müzesi örneğinde ele alınmıştır. Kültürel miras ögelerini bünyesinde barındıran bir mekânıneğitim ve eğlencenin mekânsal olarak kesiştiği bir öğrence mekanına nasıl dönüştüğünü ortaya çıkarmakçalışmanın temel amacıdır. Çalışmada katılımcıların müze deneyimlerinden yola çıkılarak müzeyle olanilişkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda nitel araştırma teknikleri kullanılarak kartopuörnekleme yöntemiyle 3 müze yetkilisi ve 5’i çocuktan oluşan çeşitli yaş gruplarından toplam 15 kişiylederinlemesine mülakat ve katılımlı gözlem yapılmıştır. Çalışmada, edutainment uygulamalarının müzeziyaretçilerinin aktif öğrenme süreçlerine dahil olmasını sağlayarak müzeye olan ilgilerini artırdığı,heyecanlı ve unutulmaz bir müze deneyimi sunduğu görülmüştür. Kültürel kimliğin devamınısağlamanın eğlenceli bir yolu olan atölye çalışmalarıyla yapılan eğitim faaliyetleri müzeyi eğlenereköğrenilen bir mekâna başka bir deyişle öğrence mekanına dönüştürmüş durumdadır.Article DİYARBAKIR KENT ALGISI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA(2016) Gürhan, NazifeToplumsal ilişkilerle şekillenen ve üretilen bir alan olarak kentsel mekân, toplumsal yapı ve değişmelerin izlenebildiği, toplumun kimliğinin yansıdığı bir gösterge olarak karşımızda durmaktadır. Kentsel mekânlar, içinde yaşayanların kimliklerinin yansıması olarak görülebileceği gibi kendisi de bir kimlik ve kişiliğe sahiptir. Bu nedenle her kent içinde yaşayanların zihinlerinde çeşitli çağrışımlar yapar. Kentin imajı ya da kent imgesi de diyebileceğimiz bu zihinsel çağrışımlar, kentin içinde barındırdığı kültürel kodlar çerçevesinde şekillenmektedir. Diyarbakır kent algısını ortaya çıkarmaya çalışan bu araştırma, Diyarbakır'ın Diclekent ve Metropol semtlerinde yapılan saha araştırmasına dayanmaktadır. Diyarbakırlıların hem kente ilişkin genel algıları hem de mekânsal ve kültürel farklılıkların getirisi olarak birbirinden tamamen farklı görünümler sergileyen semtlere dair kent sakinlerinin zihinlerindeki algılar yapılan derinlemesine görüşmelerle ortaya konulmuştur. Küreselleşmenin etkisiyle artan sosyal kutuplaşmanın bütün emarelerini gösteren Diyarbakır toplumsal sınıflar tarafından şekillendirilen kentsel mekânıyla bölünmüş ve ikili yapıda bir kent görünümü sergilemektedirArticle Kadın Yoksulluğunun Tarihine Kapı Aralamak-18. Yüzyılın İkinci Yarısında Kadın Yoksulluğunun Toplumsal Görünümleri(2019) Gürhan, NazifeToplumsal hiyerarşinin en alt tabakasına gönderme yapan yoksulluk, yeterli kaynak ve gelire sahip olamama durumu olarak tanımlanabilir. Son yıllarda toplumsal cinsiyet çalışmalarındaki artışla birlikte kadınların yoksulluğu deneyimleme biçimlerindeki cinsiyet farklılıklarına vurgu yapan “kadın yoksulluğu” kavramsallaştırması kullanılmaya başlanmıştır. Bu kavram kadınların toplumda var olan rolleri ve statülerine bağlı olarak yoksulluk deneyimlerinin erkeklerden farklılaşmasını ifade etmektedir. Bu çalışmanın ana konusu 18. yüzyılın ikinci yarısında Diyarbekir’de yaşamış yoksul kadınların yoksulluk deneyimlerini ortaya çıkarmaktadır. Bir tarihsel sosyoloji araştırması olan çalışmanın ana kaynağı dönemin Diyarbekir Eyaleti’nin merkezi konumundaki Amid mahkemesine ait 7 adet şer’iyye sicili defteridir. Bu defterlerde bulunan tereke/miras kayıtları arasından tespit edilen 119 yoksul kadına ait belgedeki yoksulluk imgeleri üzerinden incelenen dönemde yaşayan kadın yoksulların gündelik hayatlarının fotoğrafını çekmek, böylelikle kadın yoksulluğunun tarihsel arka planına ışık tutmak amaçlanmaktadır. Çalışmada kadın yoksulların gündelik mekanlarını oluşturan evlerin genel olarak harabe evler olduğu, giyinme pratiklerinde ise “köhne” olarak tasvir ve tabir edilen kıyafetlerin varlığı dikkat çekici hususlar olarak ortaya çıkmıştır. Yine kadın yoksulların (ortalama 51 kuruş servet) erkek yoksullara (ortalama 57,5 kuruş servet) göre yoksulluğu daha derinden yaşayarak yoksullar arasındaki en yoksul kesimi oluşturdukları görülmüştür. Bu durum günümüzde yoksulluğun kadınlar arasında daha derin yaşandığını ifade eden “yoksulluğun kadınsılaşması” kavramının geçmişte de var olduğuna bir işarettirArticle Simüle Edilen Toplumsal Mekân/Kentsel Mekân: Çocuk Şehri Temalı Eğlence Merkezleri(İdealkent (Kent Araştırmaları Dergisi), 2018) Gürhan, NazifeMekân, kendi başına gerçekliği olan yalın bir olgu değil, kapitalist üretim tarzında verili sosyal ilişkiler bağlamında üretilen bir şeydir. Dolayısıyla toplumsal olarak yeniden üretilen bir yer olan mekân, toplumsal ilişkilerin biçimlendirildiği ve toplum tarafından biçimlendirilen bir gerçekliktir. Günümüzde çocuklar ailenin yaşam alanı tercihi ve tüketim pratiklerine etki etmesinin yanı sıra kentsel mekânın yeniden üretiminde göz önünde bulundurulmaktadır. Bu çalışmada kentsel mekânın çocuğu merkeze alarak şekillenmesi ve yeniden üretilmesi sürecini etkileyen dinamikler, temalı çocuk eğlence merkezleri üzerinden irdelenmeye çalışılmıştır. Çalışmada son yıllarda dünyada popülaritesi artan ve Türkiye’de de İstanbul kentinde karşılaştığımız çocuk şehri temalı eğlence merkezleri üzerinden kentsel mekândaki değişim ve dönüşümlerin doğası incelenmiştir. İstanbul’da bulunan KidZania, KidzMondo ve Minopolis, “çocuk” temalı küresel tüketim ile eğlence kültürünün Türkiye’deki mekânsal temsilleri olarak araştırmamızın örneklemini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın ana odağında yer alan çocuk şehri temalı eğlence merkezleri hem küresel hem de yerel unsurları bünyesinde barındırmaktadır. Disneyleşme (Disneyfication) de denilen Disneyland’ın küreselleşerek tüm dünyaya yayılması ve Türkiye’de de mekânsal yansımalar bulması özellikle İstanbul kenti üzerinde rahatlıkla gözlemlenmektedir. Sadece çocuklara özel bir eğlence mekânı olarak ortaya çıkan ve çocuklara gerçek dünyanın bir simülasyonunu sunan bu eğlence merkezleri toplumsalın yeniden üretilmesini sağlayarak yapay bir toplumsallaşma ortaya çıkarmaktadır. Tüketim, öğrenme ve eğlencenin bir aradalığına sahne olan bu mekânlar aynı zamanda “öğrence mekânları” olarak da görülmektedir. Bu eğlence merkezleri kentlerde çocuk merkezli yeni tüketim mekânları yaratmakta ve bunun yanı sıra mekânın yeni bağlamlarda bir tüketim nesnesi haline geldiğini de göstermektedir.Article Yemek ve Din: Yemeğin Dini Simgesel Anlamları Üzerine Bir İnceleme(2017) Gürhan, NazifeFiziksel bir ihtiyaç olan yemek, içerdiği kültürel ve dini kodlarla bireylerin kimlik inşasında önemli bir unsur olmasının yanı sıra toplumların her alanına sirayet ederek şekillenmesine neden olmakta, taşıdığı dini simgesel anlamlarla bireylerin beslenme/yemek kültürünün oluşmasını sağlamaktadır. Ayrıca farklı dine inananlarla arasındaki simgesel sınırın çizilmesinde dinin yemek üzerindeki etkisinin başrolde yer aldığı da görülmektedir. Din, yemeği insanın dünyayla ilişkisinin başlangıç noktasına koymakta, inanç sisteminin inşasında dinsel kimlik aracı haline getirmekte ve inananlarına da vaat ettiği cennette mükâfatlandırma aracı olarak sunmaktadır. Bu çalışmada yaşamın her alanında kendini hissettiren bir olgu olarak dinin -İslam dini özelinde- toplumların yemek kültürünü etkilemesi bağlamında bireylerin yemek/gıda tercihlerini nasıl etkilediği ve dinin beslenme üzerinden inanç sistemini nasıl kurduğu ele alınmıştır