TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Author "02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article George Moore’un \"Esther Waters\" Eserinin Psikanalitik Liberal Feminist Bir Analizi(2023) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiOn dokuzuncu yüzyıl İngiliz toplumunda kamusal alan akılcılık ve erkekle; özel alan ise ahlâk ve kadınla tanımlanırdı. Eğitimden ve mesleklerden mahrum bırakılan kadınlara eş ve anne rolleri tanınırdı. Liberal feminizm, kadının hukuk ve sosyal yaşamda erkeklerle eşitliğini vurgular. Bu bağlamda Mary Wollstonecraft, Harriet Taylor ve John Stuart Mill’in kadınların konumu ile ilgili görüşleri vurgulanır. Bilinçaltının analizi, ataerkil toplumda kadınların maruz kaldığı baskıyı incelemek açısından önemlidir. Bu nedenle Sigmund Freud, Carl G. Jung ve Jacques Lacan gibi önemli psikanalistlerin bakış açıları açıklanır. Bu çalışma, George Moore’un \"Esther Waters\" eserinde kadının konumunu eğitim ve evlilik konuları açısından psikanalitik liberal feminist yaklaşımıyla inceler. Esther evlilik dışı cinsel münasebet sonucu çocuk sahibi olur ve düşmüş bir kadın olarak oğlu için ekonomik sıkıntılarla mücadele eder. Bu çalışmada Esther her ne kadar özgürlükçü ve ‘Yeni Kadın’ imajı sergilemeye çabalasa da, içinde yaşadığı ataerkil toplum onun özgürleşmesine izin vermez ve evliliğe zorlanarak yaşamına devam eder.Article George Moore’un Esther Waters Eserinde Kadının Konumuna Yapısalcı Bir Yaklaşım(2020) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiYapısalcılık, parça ve bütün arasındaki ilişkiyi tanımlar. Bu çalışma, George Moore’un Esther Waters (1894) eserini yapısalcı yaklaşım açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Romanın yüzeysel yapısı, oğlunu tek başına büyüten Esther’e odaklanır. Dizimsel bağıntı açısından Esther, William ile evlilik dışı bir cinsel ilişki yaşar, oğlunu tek başına büyütür, ancak sonunda William ile evlenir. Dizisel bağıntı açısından, yetim olan ve erken yaşta çalışmaya başlayan Esher ve William arasında eşyapılılık bir ilişki vardır. Eğitim ve annelik, derin yapıda açık göstergeler haline gelir: Gösteren eğitimken gösterilen meslektir ve gösteren annelikken, gösterilen fedakarlıktır. Derin yapı açısından, romanın uyumu ‘özne olarak varlık’ ve ‘nesne olarak varlık’ arasındaki ikili karşıtlık üzerine kuruludur. ‘Özne olarak varlık’ olan Esther, bir seçim yapıp evlilik dışı bir cinsel ilişki yaşar, gerekli adımı atıp oğlunu doğurur ve sorumluluk üstlenip oğlu için mücadele eder. Romanın ezgisi, evlenme hakkında kısır bir döngü üzerine kuruludur. Roman biter ama ezgisi devam eder çünkü kadınlar maddi özgürlük sağlayacak eğitimden ve mesleklerden mahrum bırakılmaya devam edecek. Derin anlama gelince, zihinsel kapasite açısından kadınlar ve erkekler arasında doğuştan gelen bir fark yoktur ancak erkek egemen toplum tarafından kadınlara dayatılan önyargılar vardır ve kadınlara toplumda eş ve anne rolünü sahiplenerek evlenmekten başka bir seçenek sunulmamaktadır.Article Harold Pinter’in \"Gitgel Dolap\" Eserine Yapısalcı Bir Yaklaşım(2022) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiYapısalcılık, bir metinin yüzey yapısından derin yapısına ulaşmak için bir sistemin kodlanmış bütünün kodunu çözmeye çalışan bir yaklaşımdır. Bu çalışma, Harold Pinter’in “Gitgel Dolap” (1960) adlı oyununu yapısalcı yaklaşımla inceler. Derin yapıda oyunun uyumu Ben ve Gus arasında ikili karşıtlık üzerine kurulu olup, dar bir uzamda belli bir süreliğine hapsedildikleri için mekanik davranışlar ve konuşmalar tekrarlar. Sifon ve gitgel dolap gibi somut mekanik öğeler de aynı faaliyetleri tekrarlar. Oyun bitmesine rağmen oyunun ezgisi devam eder çünkü Ben ve Gus’a tetikçi ve kurban olmaktan başka bir rol verilmez. Oyunun derin anlamına gelince, mekanizmanın işlevsel bir parçası olarak görünen bireyler mekanizmayı sorgulamaları sonucunda baskıcı mekanizmanın işleyemez duruma gelebileceğini gösterir.Article A Liberal Feminist Analysis of George Bernard Shaw’s "Mrs Warren’s Profession"(2021) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThe patriarchal society gives legal rights, economic power, and proper education only to men so that women are financially dependent on men for a living. When women demand freedom and legal rights, the basis of feminism appears. This study applies liberal feminist approach to George Bernard Shaw’s "Mrs. Warren’s Profession" (1893) to analyse the gender roles in terms of patriarchal ideology of separate spheres. Not receiving proper education to acquire a profession in the patriarchal society, the main character, Mrs. Kitty Warren, becomes a prostitute and then a brothel mistress to gain economic power in a public sphere. She is conventional at heart, like women in a private sphere because she wants her young daughter, Vivie, not to work in the public sphere but to marry the rich, middle-aged Crofts, who is her business-partner of brothels. Being grown up in boarding schools, Vivie Warren, representing the ‘New Woman’ type, shakes hands with men, smokes cigarettes, has knowledge of mathematics, graduates from Cambridge, and has the physical strength and intelligence to work in the public sphere. Therefore, she refuses her mother’s money and marriage proposals. This study asserts that women and men have no innate difference in terms of mental capacity, but women face prejudices imposed by the patriarchal society. Women are not allowed to take the same education as men to acquire a profession in the public sphere, and by this way, they are imprisoned in the private sphere.Article Spenser’ın Amoretti and Epithalamion Ve Shakespeare’in Sonnets Eserlerinde Zaman(2021) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesiİtalya’da ortaya çıkan kısa ve yüksek düzeyde yapılandırılmış şiirsel bir biçim olan sone, Elizabeth döneminde sevilen, idealize edilmiş bir bayana aşk soneleri yazmak için gelişir. Bu çalışma, Edmund Spenser’ın Amoretti ve Epithalamion ve William Shakespeare’in Sonnets eserlerinde zaman temasını ele alır. Spenser Amoretti eserinde son kırk bir yıllık yaşamını yansıtan yılbaşı kutlamalarını ele alır. Spenser Epithalamion eserinde şafaktan düğün gecesine kadar günün saatlerini, bir yıldaki günlere karşılık gelen 365 uzun satırlarda bir yılın geçişini kapsayan bir kayıt tutar. İçeriği, gençliğin heyecanından orta yaş endişelerine doğru ilerler, mutlu bir gün için büyük umutlarla başlayıp konuşmacının gelecek nesillere bıraktığı mirasın kaydıyla biter. Spenser mısralarında zaman akışını dondurarak engellemeye çalışır. Shakespeare Sonnets eserinde, anlatıcının, güzelliğinin gelecek nesiller için güvence altına alınabilmesi amacıyla güzel efendiye çocuğunu doğuracak bir kadın bulması için yalvarmasıyla başlar. Şair, zamanın tahribatından ve güzel efendinin güzelliği üzerindeki zararlı etkilerinden şikayet eder ve güzel efendiyi mükemmelliğini bir çocuğa aktarmaya zorlayarak bu kaçınılmaz sonuçla savaşmaya çalışır. Şair, zamanı, ıstırabın bir boyutu olarak tanımlar ve güzel efendiden kendisini terk etmesini ister. Sonuç olarak zaman, hem öngörülemeyen değişim ve fırsatların başa çıkılamayan bir gücü hem de kişisel olmayan kaygı verici bir etken olarak tanımlanır.Article A Stylistic Approach To Thomas Campion's there is a Garden in Her Face(Rector Ciu Cyprus int Univ, 2023) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiLiterary works come into existence through authors' use of language units in particular ways. Style is considered as the choice of linguistic characteristics from all the probabilities in language. Stylistics attempts to create an interaction of readers with the language of a literary text to clarify how a reader understands the text. This study examines how Thomas Campion manipulated basic linguistic features to form stylistic effects in order to produce meaning in There Is a Garden in Her Face. The analysis involves lexical, semantic, grammatical (syntactic), graphological, and phonological (sound pattern) levels. It helps to clarify the context of the poem. The stylistic analysis shows that the poem is very carefully constructed. All three stanzas in the poem are grammatically parallel to each other and deal with the lady's beauty whose face is compared to a garden of heavenly paradise where every kind of delicious fruit grows there. The unity of the poem is secured by the refrain describing a beautiful lady's lips. The graphological deviation shows a system of capitalization to foreground important words such as "Roses" and "white Lilies" in the poem to represent love/passion, and innocence/purity. The phonetic parallelism reinforces the system of parallel meaning in terms of alliteration and assonance. The poem is based mostly on similes and metaphors to make the imagery of the flowers and fruit growing in a garden much more vivid. With this, the lady's physical features are portrayed. The noun cherry is used with the adjective sacred which portrays that the lady's lips have not been touched or kissed by anyone. The same line which is repeated at the end of each stanza foregrounds that this beautiful lady is unattainable unless if she says her lips are fully ripe to become most valuable. Here, female beauty signals the ideals of Elizabethan beauty: white skin, blushing cheeks, and red lips. This study shows how Campion has been able to manipulate language which is an integral part of a literary work. Campion has created changes through a systemic use of language to get his message across to readers. This study may help researchers understand how Campion used stylistic tools in his poem.Article Thomas Campion’ın Yüzü Bir Gül Bahçesi’ne Biçembilimsel Bir Yaklaşım(2023) Alkan, Halit; 02.07. Department of English Language and Literature / İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiEdebi eserler, yazarların dilin birimlerini belirli bir biçimde kullanmalarıyla ortaya çıkar. Biçem, bir dildeki tüm olasılıklardan dilsel özelliklerin seçilmesi olarak görülür. Biçembilim, bir okuyucunun bir metni okurken onu nasıl anladığını açıklığa kavuşturmak için okuyucuların edebi bir metnin diliyle etkileşimini yaratmaya çalışır. Bu çalışma, Thomas Campion’ın Yüzü Bir Gül Bahçesi adlı şiirinde anlam üretmek amacıyla biçembilim etkiler oluşturmak için temel dilbilimsel özellikleri nasıl manipüle ettiğini inceler. Analiz, sözcüksel, anlamsal, dilbilgisel (sözdizimsel), grafolojik ve fonolojik (ses örüntüsü) düzeyleri içerir. Bu, şiir bağlamının açıklığa kavuşmasına yardım eder. Biçembilim analizi, şiirin çok dikkatli bir şekilde oluşturulduğunu gösterir. Şiirdeki üç kıta dilbilgisi açısından birbirine paraleldir ve yüzü, her türlü lezzetli meyvenin yetiştiği cennet bahçesine benzetilen bir kadının güzelliğini konu alır. Güzel bir kadının dudaklarını anlatan nakarat, şiirin bütünlüğünü sağlar. Grafolojik sapma, şiirde aşkı/tutkuyu ve masumiyeti/saflığı temsil eden “Güller” ve “beyaz Zambaklar” gibi önemli sözcükleri ön plana çıkarmak için büyük bir harf sistemini gösterir. Fonetik paralellik, ünsüz yinelemesi ve ünlü yinelemesi açısından paralel anlam sistemini pekiştirir. Şiir, bahçede yetişen çiçek ve meyvelerin tasvirini daha canlı kılmak için daha çok teşbih ve mecazlara dayanır. Bununla kadının fiziksel özellikleri tasvir edilir. Kiraz ismi, kutsal sıfatı ile birlikte kullanılarak kadının dudaklarına hiç kimsenin dokunmadığını veya öpmediğini tasvir eder. Her kıtanın sonunda tekrarlanan aynı mısra, bu güzel kadının, daha da değerli olma amacıyla tamamen olgunlaştığını söylemediği sürece ulaşılamaz olduğunu ön plana çıkarır. Burada kadın güzelliği, Elizabeth dönemi güzelliğinin ideallerine işaret eder: beyaz ten, al yanaklar ve kırmızı dudaklar. Bu çalışma, Campion’ın edebi bir eserin ayrılmaz bir parçası olan dili nasıl manipüle edebildiğini gösterir. Campion, mesajını okuyuculara iletmek için dizgesel bir dil kullanımı yoluyla değişiklikler meydana getirir. Bu çalışma, araştırmacıların Campion’ın çalışmalarında biçembilim araçlarını nasıl kullandığını anlamalarına yardımcı olabilir.