WoS İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/3595
Browse
Browsing WoS İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Author "02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü"
Now showing 1 - 13 of 13
- Results Per Page
- Sort Options
Article Differentiation in the Types of Religious Status: Sheikhs, Mollas and Sayyids in Cizre Example(Karabuk Univ, 2013) Pekasil, Tahir; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiIn East and Southeast Anatolia, it is seen that the status and reputation of religious status types of sheikhs, mullahs and sayyids were interrupted by "mandatory / sudden modernization" project of the Republic and furthermore, modern education and Marxist movements stepped up this process. Through the example of Cizre, this study emphasizes how the charisma of the types of religious authorites became a routine and through which social motives and effects they suffered a loss of their status. The issue is important to understand the changes brought by "symbolic universe change" to corporate level as a result of maintenance of the universe devices not fulfilling their functions in the space of forced migration and "the problem of Ontological Security". People with "the problem of Ontological Security" have tended to seek an alternate universe due to the loss of representation and function in religious types of status. The study is supported by the interview technique of qualitative research methods.Review Flesh and Stone-The Body and the City in Western Civilization(Selcuk Univ, Fac Letters, 2020) Gürhan, Nazife; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiRichard Sennett, who states that the dominant perception of the human body is effective in shaping the spatial organization of cities, examines the reflections of culture, belief, and, power on the urban space through the human body in his book Flesh and Stone. In the book, certain historical periods of the important cities of Western civilization such as Athens, R ome, P aris, V enice, London a nd N ew Y ork w ere discussed i n sections a nd h ow urban space design was shaped by the perception of the human body at the time was explained with a flowing style. The book has the potential to provide a new perspective to our understanding of social projections in spaces while also influencing one's outlook on urban spaces and perception of the city.Article Citation - WoS: 1From Sinful Bodies To Reference Bodies: a Sociological Evaluation on the Body Perception in Islam(Dinbilimleri Akad Arastırma Merkezi, 2012) Kara, Zülküf; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAs body, on the one hand, constitutes corporeal part of the organic body with its organic structure, shape, mass and color; it represents, on the other hand, the position of many identies which are identified as social gender, race and sexuality. Every state of body bears the trace of experiences we got and causes a new social organization. Body perceptions are embedded in discourses of varieties of religion, culture, ethnicity, ideology etc. Religious norms, which occupy an important place in those discourses, express themselves in a way in which they discipline the bodies. Bodies are expected to act conformingly to the norms prescribed by religion. The acts or behavior patterns, which oppose to these norms, are coded as sinful and become reasons of sanctions for the body. The bodies that respect to or obey the norms of religion are elavated to a reference point and tied with a sacred tie. In the article, it will be shown how bodies, which go around the borders between evil (sin) and good deed, beauty and ugliness, to take shape in the religious habitus.Article Citation - WoS: 1Gerçekliği Farklı Düzlemlerde Geri Kazanmak: Eleştirel Realizm(KARABUK UNIV, 2018) Yücedağ, İbrahim; Sarsılmaz, Fidan; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiToplumsal olarak tanımlananın neliği üzerine yapılan tartışmalarda bu neliğe nasıl ulaşılacağı meselesi sosyal teorinin temel problemlerindendir. Özellikle sosyal teorinin ilk dönemi için merkezi konunun bir düzen arayışı olduğu bilinmektedir. Özellikle gerçekliğin farklı katmanlarına yaptığı vurguyla -aktüel, reel ve ampirik- sosyal teorideki iradecilik ve şeyleştirme hatalarına karşı çıkan Bhaskar, düşünümsel eylem modelini öne çıkararak natüralist bir model önerir. Realizmi reddedetmeyerek ancak eleştirel bir mahiyette elden geçirerek yeni bir teorik perspektifle yoğuran Bhaskar, natüralizmin olanaklılığının sınırlarını eleştirel realizmle yeniden tartışmaya açar. Bu çalışmada da Roy Bhaskar’ın epistemoloji ile ontolojiyi yeniden eşit düzeyde öncelemeye çalıştığı ve eleştirel realizm olarak tanımladığı çaba anlaşılmaya çalışılacaktır.Article Hoşgörü Ahlâkı ya da Politiği: Hoşgörüye Teleoloji Yüklemek(Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 2020) Gökdağ, Kamuran; Karadeniz, Sıtkı; 02.06. Department of Philosophy / Felsefe Bölümü; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu makale, hoşgörü ahlakının veya politiğinin varoluş koşullarına ilişkin bir soruşturma aracılığıyla, yakın zamanda biri Yeni Zelanda’da, diğeri Norveç’te meydana gelen iki terör eylemi etrafında örülen söylem ve pratiklerin göstergebilimsel bir analizini yapıyor. Bu soruşturma esnasında, bir taraftan, Kant’ın, referans-değerleri bakımından ahlak yasalarına ilişkin yaptığı mantıksal araştırmadan, diğer taraftan, John Locke’un hoşgörünün varoluş koşullarına içkin teolojiye dair yaptığı örtülü araştırmadan faydalanıyor. Bu müracaatlarla, sözkonusu olaylar sonucunda yeniden gündeme gelen hoşgörü ahlakına ya da politiğine yerleşik kodları ve failleri veya özneleri şeffaflaştırmaya çalışan bu makale, bu anlamda üç temel yapılandırıcı unsur tespit ediyor: Hristiyanlık, Avrupalılık ve boşluk. Belirli varsayımları, yükleri veya yüklenen bir teleolojiyi muhafaza etme eğilimindeki bu sistemde yerleşik faillerinin örtülü bir biçimde nasıl çalıştığını göstermek üzere elek metaforuna müracaat ediliyor. Bu metaforik sistemde Hıristiyanlık ve Avrupalılıkın, hoşgörü ahlakının/politiğinin, Kantçı anlamda, amaç-öznesine karşılık geldiği; boşlukun ise bir taraftan hoşgörüye davet edilen ötekileri referans-değerlerinden arındırma işlevini gördüğü, diğer taraftan ise bu sistemde yerleşik failleri görünmez kıldığı öne sürülüyor.Article Kadın Yoksulluğunun Tarihine Kapı Aralamak-18. Yüzyılın İkinci Yarısında Kadın Yoksulluğunun Toplumsal Görünümleri(2019) Gürhan, Nazife; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiToplumsal hiyerarşinin en alt tabakasına gönderme yapan yoksulluk, yeterli kaynak ve gelire sahip olamama durumu olarak tanımlanabilir. Son yıllarda toplumsal cinsiyet çalışmalarındaki artışla birlikte kadınların yoksulluğu deneyimleme biçimlerindeki cinsiyet farklılıklarına vurgu yapan “kadın yoksulluğu” kavramsallaştırması kullanılmaya başlanmıştır. Bu kavram kadınların toplumda var olan rolleri ve statülerine bağlı olarak yoksulluk deneyimlerinin erkeklerden farklılaşmasını ifade etmektedir. Bu çalışmanın ana konusu 18. yüzyılın ikinci yarısında Diyarbekir’de yaşamış yoksul kadınların yoksulluk deneyimlerini ortaya çıkarmaktadır. Bir tarihsel sosyoloji araştırması olan çalışmanın ana kaynağı dönemin Diyarbekir Eyaleti’nin merkezi konumundaki Amid mahkemesine ait 7 adet şer’iyye sicili defteridir. Bu defterlerde bulunan tereke/miras kayıtları arasından tespit edilen 119 yoksul kadına ait belgedeki yoksulluk imgeleri üzerinden incelenen dönemde yaşayan kadın yoksulların gündelik hayatlarının fotoğrafını çekmek, böylelikle kadın yoksulluğunun tarihsel arka planına ışık tutmak amaçlanmaktadır. Çalışmada kadın yoksulların gündelik mekanlarını oluşturan evlerin genel olarak harabe evler olduğu, giyinme pratiklerinde ise “köhne” olarak tasvir ve tabir edilen kıyafetlerin varlığı dikkat çekici hususlar olarak ortaya çıkmıştır. Yine kadın yoksulların (ortalama 51 kuruş servet) erkek yoksullara (ortalama 57,5 kuruş servet) göre yoksulluğu daha derinden yaşayarak yoksullar arasındaki en yoksul kesimi oluşturdukları görülmüştür. Bu durum günümüzde yoksulluğun kadınlar arasında daha derin yaşandığını ifade eden “yoksulluğun kadınsılaşması” kavramının geçmişte de var olduğuna bir işarettirBook Part Citation - WoS: 6Legal but Not Legitimate: the Changing Practices of Financial Citizenship in Turkey(Palgrave, 2019) Atalay, Zehra Nurdan; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi[No Abstract Available]Article Citation - WoS: 2Performans Toplumunda Mutluluk Endüstrisi ve Spiritüellik(Şırnak Üniversitesi, 2024) Yücedağ, İbrahim; Demir, Ali Eren; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışma, günümüz toplumunun dinamikleri içinde bireylerin yaşadığı belirsizlik, değişim hızı, stres ve kaygı gibi durumlar karşısında ortaya çıkan yeni dini ve spiritüel arayışları ve bu arayışların mutluluk endüstrisi ile nasıl ilişkilendirildiğini ele almaktadır. Spiritüel hareketlerin performans toplumunda ticarileşerek eğlence ahlakının ve mutluluk endüstrisinin bir parçası haline geldiği bu çalışmanın temel iddiasıdır. Modernleşmeyle beraber yaşanan hızlı değişim ve dönüşüm bireylerin iç dünyasında baş etmekte zorlandıkları çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Özellikle sekülerleşme tartışmalarıyla günümüz dünyasının dinden arındırılması çabaları bireyleri farklı arayışlara itmektedir. Bu amaçla da belirsizlik ve değişim karşısında, bireyler yeni dini ve spiritüel arayışlara yönelerek içsel huzur ve doyuma ulaşmaya çalışmaktadır. Kişisel gelişim, spiritüellik ve mutluluk endüstrisi, bireylerin hayat kalitesini artırma arayışı ve içsel doyum hedefiyle yakından ilişkilenmekte ve mutluluk endüstrisinin büyümesine ve yayılmasına olanak sağlamaktadır. Mutluluk endüstrisi, bireylerin yaşamlarına anlam ve amaç katma, stres ve kaygılarını azaltma, öz farkındalıklarını artırma ve manevi açıdan doyum sağlama gibi vaatlerle pazarlanmakta ve modern toplumun belirsizlik ve rekabet ortamı içinde yaşayan bireylerin ilgisini çekmektedir. Bu bağlamda, makale, mutluluk endüstrisinin bireyleri performans odaklı içsel huzur ve doyuma ulaştırma çabalarını detaylı bir şekilde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Performans toplumu, mutluluk endüstrisi ve eğlence ahlakı gibi temel kuramlar kullanılarak, bu çabalar teorik bir çerçeve içinde kapsamlı bir şekilde analiz edilecektir. Performans toplumu kuramı, günümüzde bireylerin sosyal ve ekonomik başarılarına odaklanan bir kültürde yaşadıklarını savunur ve bireylerin sürekli olarak başarıya ulaşma ve mükemmeliyeti elde etme baskısı altında olduklarını vurgular. Bu bağlamda, mutluluk endüstrisinin bireyleri performansın ötesinde bir içsel huzur ve doyuma ulaştırmak için nasıl bir çaba sarf ettiğini anlamak, performans toplumu kuramının perspektifinden önemli bir analiz sunacaktır. Mutluluk endüstrisi, günümüzde yaygın olarak benimsenen eğlence ahlakıyla da bağlantılıdır. Eğlence ahlakı, bireylerin yaşamlarını daha keyifli hale getirmek adına sürekli bir arayış içinde oldukları bir yaklaşımı ifade eder. Mutluluk endüstrisinin bireylere sunulan ürün ve hizmetleri, eğlence ahlakı çerçevesinde nasıl konumlandırdığı ve bireylerin yaşamlarına nasıl anlam kattığı daha geniş bir teorik perspektiften ele alınması gereken bir konudur. Bu bağlamda, endüstrinin potansiyel riskleri ve bireyler üzerindeki olası negatif etkileri, performans toplumu ve eğlence ahlakı kuramları üzerinden incelenecektir. Literatürde, mutluluk endüstrisi, eğlence ahlakı ve spiritüel hareketler arasındaki ilişkiyi irdeleyen çalışmaların eksikliği göze çarpmakta, çalışma, tam da bu alanlar arasındaki ilişkiyi ele alması açısından literatürdeki boşluğu doldurmayı, mutluluk endüstrisinin bireylerin içsel potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olup olamayacağını, aynı zamanda bireyleri kendi içsel değerlerini görmezden gelmeyi ve performans baskısı altında tutmaya yönlendiren faktörleri anlamayı amaçlamaktadır. Çalışmada, bireylerin modern yaşamın zorluklarına nasıl yanıt verdikleri ve mutluluk endüstrisinin bu süreçte oynadığı rolü anlamak için nitel bir yaklaşımla kapsamlı bir veri toplama ve analiz süreci temel alınmıştır. Literatür taraması ve eleştirel okumaların öne çıktığı çalışmanın sonunda mutluluk endüstrisinin spiritüel arayışları kullanarak bireyleri tüketici birer nesne haline getirdiği, bireyin kendisini eğlence ahlakına dayalı gündelik performanslar sergilemek zorunda hissettiği, spiritüel araçlara ulaşamamanın sosyal eşitsizliği derinleştirdiği ve mutlu olmamanın adeta bir suç olarak görüldüğü sonucuna varılmıştır.Article Citation - WoS: 27Citation - Scopus: 29Reproductive citizenship in Turkey: Abortion chronicles(PERGAMON-ELSEVIER SCIENCE LTD, 2013) Cindoğlu, Dilek; Cindoglu, Dilek; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThis paper discusses the gendered nature of reproductive citizenship in contemporary Turkey through reading the abortion chronicles and exposes the utilization of women's bodies and subjection of women to demographic state policies. To this end, we focus on recent abortion debates originating from Prime Minister Erdogan's statement on May 25, 2012 that suggested that "every abortion is a murder". Our paper is a qualitative analysis of the arguments of the members of the parliament following PM's statement on abortion. We documented and contextualized the recurrent themes; (1) abortion as a rhetorical tool, (2) trivialization of abortion, (3) medicalization of abortion, (4) abortion in the cases of rape, (5) abortion as an economic imperative. As a result, we unravel the gendered discursive limits of "pro-abortion" arguments in Turkey and reveal the frameworks within which the political debates are shaped when women's bodies, sexualities and reproductive capacities are at stake. (C) 2013 Elsevier Ltd. All rights reserved.Book Review Risk Society: The Sociology of Uncertainties and Rumors(IUAES, COMMISSION URBAN ANTHROPOLOGY, 2018) Atalay, Zehra Nurdan; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi…Article Citation - WoS: 1Theological - Cultural Framework of Memory in Mardin Syriacs(KARABUK UNIV, 2016) Pekasil, Tahir; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiIn this article, "theological/ritual-cultural framework of memory", "memory participation tools" "recall figures"will be examined in the case of Mardin Syriac Orthodox Church. "Ritual participation"and "rhythmic repetition"which enables "theological-social inclusion"and "integration", also mobilizes remembering instruments and guarantees protection, revival and transfer of cultural memory. This also ensures continuation of sense of belonging. Priests who are accepted as "vicarious memory"enable participation to memory in church which is a "memory space"mediating to the "transmission of blessing and grace by ritual representation". Priests also by institutionalizing ceremonies and rituals which integrated with music, makes cultural meanings functional. The theme is discussed from the perspective of cultural memory and supported by face to face interviews.Article Citation - Scopus: 1Ulak (The Messenger): a mystic fable of Islamic messianism(ROUTLEDGE JOURNALS, TAYLOR & FRANCIS LTD, 2015) Thwaites Diken, Ebru Çiğdem; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAlthough modernity considers religion as a fable, religion has always been part of modern politics. The return of religion' in global politics, which marks the contemporary political and cultural imagination, accentuates this paradox. Religion has now become indispensible for the idea of truth. In this article, I approach this problematique by discussing the relationship between religion and art in terms of their relation to the idea of truth. In this respect, I focus on a Turkish film, Ulak (The Messenger), and analyze the film's thought about religion and the link it establishes between the artistic/narrative fable and the idea of truth. The film's choice of Gnosticism as the language of the dispossessed indicates a political position in relation to both the return of religion' and the popularity of the cultural turn in politics. On this basis, the article examines the film's take on the concept of the event as a miracle (in religious messianism), contrasting it with the philosophy of revolution. Thus, it navigates the ambivalent border between art and non-art, between the mystic fable and politics. With modernity, it is said that, art has replaced religion and borrowed its sacredness. A reverse process in place today: a resacralization of art and politics. Art and religion share a common element: illusion. However, art profanes illusion, while religion sacralizes it. On this basis, the article concludes that Ulak is a cinematic form of antiphilosophy. It is a spectacular movie as a critique of institutional religion, yet it is captivated by the understanding of truth as a miracle, by the truth of the fable. Following Badiou, who views art as a truth procedure, one could say that Ulak's potential to clarify the value of the truth event remains questionable.Article An Urban/Modern Version of Tribe: "The Kalenderi/Hiyyi Association"(KARABUK UNIV, 2018) Karadeniz, Sıtkı; 02.12. Department of Sociology / Sosyoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThis article focuses on an "existing tribe", which is regarded as a pre-modern social organization representing rural society, in order to reorganize/transform itself as a civil society organization, which is seen as the "ideal" organization of modern society and urban life. The efforts and strategies of tribes for reviving and sustaining themselves in urban life are analyzed over the narratives of the "well educated, skilled and urban" members of the Executive Board of "The Kalenderi/Hiyyi Association" (KHA). In big cities, the establishment of associations by the migrants coming from the same ethnic/religious community or the same locale is a common thing. But KHA is not a migrant solidarity association, it is located in its "homeland". A well-educated group of tribesmen put a special emphasis on the preservation of former relations and traditions in modern urban life and establish the KHA. During the research, it is observed that other urban tribesmen from all the world effectively use cyberspace, while responding the call for "unity" from their "relatives". The association regards "all tribe, as a community of broader relatives" and utilizes technology effectively to contact these "broader relatives". This type of organizational behavior brings a unique and effective perspective on the organizational pattern of tribes. The article argues that new forms of tribes such as "cyber tribes" could emerge in future, for instance, tribes ruled by "elected" leaders or tribes reorganized in different modern forms ranging from solidarity associations, pressure groups, corporations or else. In all these "modern" forms, the prerequisite of membership will be "traditional" (being a "member" of "the tribe"). The cyberspace also may give birth to its own leaders and these "cyber leaders" especially in online social platforms may gather new generation tribesmen around themselves and challenge the "traditional leadership".