Browsing by Author "03.02. Department of Painting / Resim Bölümü"
Now showing 1 - 20 of 28
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Çağdaş sanat uygulamalarında fotoğrafın kullanmı(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Özcan, Şefik; Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiFotoğraf makinesinin icadı görüntü elde etme konusunda insanlığa köklü yenilikler getirmiştir. Fotoğrafın teknik anlamda sahip olduğu imkanlar belge ve tanıklık anlamında radikal değişimler meydana getirmiştir. Fotoğrafın görüntü elde etme konusundaki özellikleri, fotoğrafı diğer sanat türleri arasında farklı bir konuma yerleştirmiştir. Çağın ilerlemesiyle birlikte fotoğrafın kullanımı klasik anlamda görüntü elde etmekten ziyade sanatsal üretim alanında yerini almıştır. Fotoğrafın sanat alanına girmesi sanatın daha geniş ifade olanağına sahip olmasını sağlamıştır. Böylece fotoğraf bir sanat olarak teknik kullanımın bir sonucu olarak günümüze kadar yaşamın tüm alanlarında etkili bir şekilde kullanılmıştır. Fotoğraf görme biçiminin yeni bir anlam kazandığı bu süreçte sanat alanında birçok değişim ve dönüşüm gerçekleştirmiştir. Çağdaş sanat uygulamalarında fotoğrafın kullanılması 1830'lu yıllardan fotoğrafın sanat türü olarak kabul edilmesi ve fotoğrafın gündelik hayatın bir kaydı olmaktan çıkarılmasıyla sanatsal bir ifade aracına dönüşmesinden söz etmek mümkündür. Belgeleme ve tanıklık etme amacıyla çağdaş sanatta fotoğrafın kullanımı oldukça yaygın bir duruma dönüşmüştür. 1960'lı yıllarda kavramsal sanata paralel olarak kavramsal olarak fotoğrafın kullanılması bu açıdan önemli görülmektedir. Bahsedilen gelişmeler çerçevesinde tarihsel süreç içerisinde fotoğrafın dönüşümü ve sanatsal anlamda ifade gücüne ışık tutmak amaçlanmıştır.Master Thesis Çağdaş sanatta geleneksel/ yerel imgelerin radikal kullanımı(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2018) Özcan, Şefik; Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu tez/sanat eseri raporunda, Çağdaş Sanatta modern imgeler ile geleneksel/ yerel imgelerin ironi mesafesinde birlikte kullanımı, dünyadan ve Türkiye'den belirli çağdaş sanat örnekleri ele alınarak incelenmeye çalışılmıştır. Bunun yanında kendi çalışmalarımın ana ekseni bu ilişkinin sorunsallaştırılması üzerinden ortaya konulmuştur. Günümüz dünyasında çağdaş sanat, belirli üretim stratejileri üzerinden kurgulanır. Yapıtların alımlanması da bu stratejilerin dayandığı parametrelerin anlaşılmasıyla mümkündür. Bu noktada yapıtların yardımına koşan bir metinselcilikten söz edilebilir. Nedir bu parametreler? Öncellikle yerellik ve yerelliğin dayandığı kültürel kodların sahneleştirilmesi, etnik/kültürel/cinsel kimlik haklarının tanınması yönündeki mücadeleler, ekolojinin sorunsallaştırılması vs, ana-akım merkezi politik ve sanatsal hegemonyaya dönük eleştirel yaklaşımların ifade edilmesinden söz edilebilir. Bunun yanında, ironiyi bir üretim biçimini olarak kullanarak Modern-Kapitalist uygarlık imgeleriyle yerel kültürel kodların iç içe kullanılarak yeni anlatım yapıları oluşturmak bu stratejilerin en bilindik ve belirgin olanlarını oluşturur. Bu imgelerin nasıl kullanıldığını ve sözü edilen bağlamlarda nasıl yeniden kurgulandığını anlamak, Modern Sanat ile Çağdaş Sanat arasına bir çizgi çekmeyi gerekli kılmıştır. Bu nedenle, sanattan önce gelen 'çağdaş' kavramının neyi/neleri imlediği meselesi, bu raporun kapsamına alınan önemli bir girizgâhı oluşturmaktadır. Giorgio Agamben'in 'Çağdaş nedir?' makalesi bu noktada önemli bir başvuru kaynağı olarak ele alınmıştır. Bunun yanında, Cuauhtemoc Medina'nın 'Çağdaş sanat: 11 Tez' makalesi, Boris Groys'un esinleyici kitabı 'Sanatın Gücü', bu rapor kapsamında önemli bulduğum referans noktalarını zenginleştirmemi sağlamışlardır. Rapor, bunların dışında, imge-ideoloji, göstergebilim, hafıza-hatırlama ve Kültür Endüstrisi ekseninde incelenen literatür tarama ve belirli kuramsal söylem ve yaklaşımlarla çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu tez/sanat eseri raporu, kültür endüstrisi içinde, modern, çağdaş kavramlarının, yerel/ kültürel imge/değerlerle birlikte ele alındığında ortaya çıkan teorik tartışma ve sanatsal üretimlerin Kültüralizm'le ilişkisini yeniden tartışma imkânını ortaya koymaya çalışıyor.Master Thesis Çağdaş sanatta travma temsili(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Gürelli, Kutlu; Gürelli, Kutlu; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÇağdaş Sanatta Travma Temsili adlı bu tez çalışmasında, yeryüzündeki bireylerin bir başkasının da varlığından haberdar olduğu süreçten itibaren, toplumsal algı, grup algısı, ötekiler algısı oluştuğu söylenebilir.. Herhangi bir kitlenin çeşitli sebeplerle maruz kaldığı ya da maruz bırakıldığı güç savaşlarını, güçlü olanın zayıf olanı kontrol etmeye hatta yok etmeye çalıştığı bir boyuta dönüşmesini sanata ve sanatçıya olan etkileri incelenmektedir. Bu çalışmada son çeyrek yüzyıldan şu ana kadar ki evrilen sanat anlayışını, çağdaş sanatta temsil sorunu ile ortaya çıkan sorulara cevap aranmaktadır. Ayrıca toplumsal ve bireysel travmalarla ilgili alan analizlerinden oluşmaktadır.Article CASPAR DAVİD FRİEDRİCH: BOŞLUĞUN KÖKENİ(Sobider Sosyal Bilimler Dergisi, 2019) Sarıalioğlu, Rahman Işık; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBoşluk, herhangi bir varolanı resmetmeye çalışan her ressamın karşılaştığı ilk sorundur. Sanatçının nesneleri resmedebilmesi için dünyayı şekillendiren boşlukla zorunlu bir ilişkiye girmesi kaçınılmazdır. Bu ilişki sonucunda; resmetme eylemi uzayda yer kaplayan bir maddeye ve o maddeye anlam katan ideolojik dile yönelir. Uygarlık için boşluk, her zaman dünyayı şekillendiren bir anlama doğru yönelmek zorundadır. Boşluğun, insanı ve nesneleri belirleyen böylesi bir ideolojik uzama dönüşebilme potansiyelinden dolayı ressamın boşluk ile kurduğu ilişki, yapıtın ideolojik dilini oluşturan boyutlardan biridir. Romantikler ise yapıtın özerkliği sayesinde uygarlığın sürekli bir anlama yönlendirdiği boşluğu, bir karşı uzama: Estetik deneyimin yarattığı boşluğa dönüştürür. Caspar Friedrich’in doğaya bakışındaki estetik deneyim; moderniteye karşı boşluk yaratmaya çalışan nostaljik ruhta gizlidir. Friedrich’in boşluğa bakışının nostaljik ve ideolojik anlamı; insanın ilk yaratıcı eyleminin kökenlerinin boşlukla kurduğu ontolojik ilişki de saklı olduğuna dair bir fikir yaratabilir.Article Darren Aronofsky’nin Mother Filmi ve Baba-nın- Adları(2019) Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu yazı, Yönetmen Darren Aronofsky’nin Mother (Anne, Darren Aronofsky, 2017) filmindeki teolojik göstergeleri ve filmin bütünselliği içindeki mitolojik anlatıyı, Lacancı Psikanalitiğin kavramlarıyla çözümlemeyi amaçlamaktadır. Başlıkta geçen Baba-nın-Adları ifadesi, Lacan’ın 8 Temmuz 1953 ve 20 Kasım 1963 tarihlerinde on yıl arayla yaptığı ve görünüşte farklı türden konulara dair iki konuşmasına dayanan konferansının devamında, Baba-nın-Adları Semineri’nin adıdır. Makalenin böylesi bir başlıkla ele alınmasının nedenlerinden birini; Yönetmenin, filmin anlatısı içerisindeki yaratma sıkıntısı yaşayan yazarı, Pascal’ın Memorial adlı eserinin başına yazdığı gibi, “(…) filozofların ve bilginlerin Tanrı’sı –olarak- değil, İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrı’sı(…)” –olarak- tasvir edişi oluşturmaktadır(Pascal Blaise; 1654, s. 02). Diğer nedenlere gelince; Filmin anlatı örgüsünde bir Tanrı’yla gerçekte karşılaşılmıştır. Bir adım ötesinde bir Tanrı’yla birlikte yaşanmıştır. Ve buna rağmen her gerçek gibi, o da erişilmezdir. Ve bu erişilmezlik, aldatmayanla, yani; film boyunca hissettirilen ‘kaygı’ ile gösterilir. Filmin anlatısı içerisindeki simgeler, ‘simge’ adına layık bir şekilde işaretlenen cesetlerdir. Bir cesedin etrafında, insan türünü karakterize eden ilişkiler mevcuttur. Tam da bu ilişkiler dolayısıyla cesedin kendisi, yaşamış olduğu gerçeğini, apaçık bir şekilde, orada öylece duran bir ‘fazla’ olarak muhafaza eder. Bu insanileştiren bir şeye dönüşür. Filmin tamamı, Lacan’ın ‘aktarım’ dediği şeyi özetler gibidir. Bu nedenle filmin sonunda, hiçbir Ad’a sahip olmayana yapılan aktarımı vahşet dolu bir törensellik eşliğinde izleriz.Article Darren Aronofsky'nin Mother Filmi ve Babanın-Adları(MÜ GSF, 2019) Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÖZ Geliş Tarihi/Received: 15.08.2019 Kabul Tarihi/Accepted: 06.09.2019 Yayın Tarihi/Published: 29.09.2019 Bu yazı, Yönetmen Darren Aronofsky’nin Mother (Anne, Darren Aronofsky, 2017) filmindeki teolojik göstergeleri ve filmin bütünselliği içindeki mitolojik anlatıyı, Lacancı Psikanalitiğin kavramlarıyla çözümlemeyi amaçlamaktadır. Başlıkta geçen Baba-nın-Adları ifadesi, Lacan’ın 8 Temmuz 1953 ve 20 Kasım 1963 tarihlerinde on yıl arayla yaptığı ve görünüşte farklı türden konulara dair iki konuşmasına dayanan konferansının devamında, Baba-nın-Adları Semineri’nin adıdır. Makalenin böylesi bir başlıkla ele alınmasının nedenlerinden birini; Yönetmenin, filmin anlatısı içerisindeki yaratma sıkıntısı yaşayan yazarı, Pascal’ın Memorial adlı eserinin başına yazdığı gibi, “(...) filozofların ve bilginlerin Tanrı’sı –olarak- değil, İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrı’sı(...)” –olarak- tasvir edişi oluşturmaktadır(Pascal Blaise; 1654, s. 02). Diğer nedenlere gelince; Filmin anlatı örgüsünde bir Tanrı’yla gerçekte karşılaşılmıştır. Bir adım ötesinde bir Tanrı’yla birlikte yaşanmıştır. Ve buna rağmen her gerçek gibi, o da erişilmezdir. Ve bu erişilmezlik, aldatmayanla, yani; film boyunca hissettirilen ‘kaygı’ ile gösterilir. Filmin anlatısı içerisindeki simgeler, ‘simge’ adına layık bir şekilde işaretlenen cesetlerdir. Bir cesedin etrafında, insan türünü karakterize eden ilişkiler mevcuttur. Tam da bu ilişkiler dolayısıyla cesedin kendisi, yaşamış olduğu gerçeğini, apaçık bir şekilde, orada öylece duran bir ‘fazla’ olarak muhafaza eder. Bu insanileştiren bir şeye dönüşür. Filmin tamamı, Lacan’ın ‘aktarım’ dediği şeyi özetler gibidir. Bu nedenle filmin sonunda, hiçbir Ad’a sahip olmayana yapılan aktarımı vahşet dolu bir törensellik eşliğinde izleriz.Article The Frozen Memory(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2013) Sarıkartal, Zekiye; Sarikartal, Zekiye; Sarikartal, Zeynep; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi…Article Galeri, Müze ve Kurumsallık Karşıtı Direnişler Bağlamında Sanatçının Özerkliği(2016) Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiPlatonun ideal devlet anlayışında sanat/ sanatçı, her türlü siyasetten bağımsız olma hakkını içeren özerk yapılanmadan uzaktır ve sanat tümüyle iyi yurttaşların eğitimine bağımlı bir görev yüklenmelidirler. Bu durum, antik Yunan dünyasından modern zamanlara kadar, sanatçılarla filozoflar arasında, devlet yönetimindeki üst düzey siyasi kararlarda söz hakkına sahip olma konusunda bir uzlaşmazlık zemini olarak var olagelmiştir. Ancak, Aydınlanmayla birlikte gelişen Modernist düşünüden itibaren sanat ve siyaset, sürekli bir ilişki içerisinde olmuştur. Modernist derken, modern anlamda siyasetin oluşmasıyla başlayan dönemi kastediyoruz, yani ulus-devlete dayalı iktidar tarzının yerleştiği dönem. Bu dönemde sanat, ulus-devletlerin kimlik inşasında etkili bir araç olmasıyla başlar. Böylelikle birbirini izleyen üç sanat-siyaset rejiminden söz edilebilir ki, bu rejimler aynı zamanda galeri ve müzelerin ideolojik karakterini oluşturur. Sanat ve siyaset ilişkisine dair bu üç model şu şekilde ifade edilebilir: Ulus-devlet modeli, Özerklik ve Avangard.Modern anlayışta ilk model, Platoncu yaklaşımı tekrar eder. Sanata devletin haşmeti nakşedilir ve böylece devletin muazzam gücünü temsil edecek ideal bir ulus yaratılır ve sanat bu mükemmeliğin kanıtlayıcısı olur. İkinci model, bu uzlaşmazlık zemini üzerinde var olagelen gerilimi, yani sanat ile siyaset arasındaki gerilimi, her birini kendine göre kuralları olan ayrı alanlar haline getirerek çözme yoluna girmiştir. Sanat estetik özerklik kategorisi içinde tanımlanıp, yeni modern yaşam için, bağımsız, kendi içine kapalı bir -görme rejimi- olarak siyasetten ayrılır, modern zamanların tinsel aynası mertebesine yükseltilir. Üçüncü modelde, sanat kendisine bahşedilen bu kutsi özerklik içerisinde yaşamdan kopuk olduğu gerekçesiyle eleştirilir.Yeniden toplumsallıkla, hayatla bütünleştirilmesi gayesiyle siyasetle birlikte anılmaya başlar. Bu durum Avangardizmin başlangıcını oluşturur. Sözü edilen bu her üç sanat-siyaset rejimine bağlı olarak galeri, müze ve sanat kurumlarının görme-gösterme stratejileri, bağımlılıklar geliştirme üzerine kuruludur. Günümüzde sanat-kültür kurumları aynı bağımlılıkları geliştirme yönünde inceltilmiş stratejilerle yollarına devam etmektedirler. Sanatın- sanatçının bağımsızlık içeren talebi nasıl ortaya konulacaktır? Sanatçının özerkliği meselesini, modernizmin demokratikleştirilmesiyle ele birlikte almak, anlamlı bir çağdaş zaman ve mekanın inşasında gerekli bir değer olarak ufuk açıcı olabilir.Article GEZGİN VE EVE DÖNÜŞ(Sobider Sosyal Bilimler Dergisi, 2023) Sarıalioğlu, Rahman Işık; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiDoğaya yönelim romantiklerin düşüydü. Bir anlamda Modernite çağında doğa, romantikler için politik gizil anlamlar içermekteydi. Doğaya bakış; salt biçimsel bir bakışın da ötesinde, zamanın ruhuna karşı bir bakışa, zamana direnişi içeren bir estetik ifadeye dönüştürülmüştür romantikler tarafından. Bu makalede, Caspar David Friedrich’in “Sis Denizinin Üstünde Gezgin” adlı tablosundan hareket edilerek romantik bireyin ve doğanın muğlak imgesinin yarattığı gizil politik anlamların izi sürülecektir. Ve bu gizil politik anlamın boşlukla olan ilişkisi Caspar David Friedrich’in tablosu üzerinden okunmaya çalışılacaktır. Böylesi fantazyaları yaratabilen boşluğun; Modernitenin karşısında yapıtın açtığı karşı bir uzam olduğunu söyleyebilmekte mümkün. Arzuları doğuran belirsiz bir uzamın Caspar David Friedrich ile birlikte birçok romantiğin evi olduğu da söylenebilir. Ayrıca, boşluk kavramı üzerinden yapılan politik bir doğa yorumu okuyucuyu Romantizm ve sanatın özerkliği kavramları üzerine bir daha düşünmeye sürükleyebilir.Master Thesis Görme duyusu üzerine açılımlar(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Gürelli, Kutlu; Gürelli, Kutlu; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGörme Duyusu Üzerine Açılımlar başlıklı tez çalışması, görme problemi odaklı çalışma sürecini oluşturmaktadır. Görme probleminin gördüğünü dönüştürme durumunun nedenlerini, bellekte biriken görüntüler ve algı olgusu üzerinden incelemektedir. Görsel belleklerimizde yer alan görüntüler algılama biçimimizi etkiler. Görmeye zorlayan gözün algılama sürecinin hareketliliği, görmede tanışıklığa işaret etmektedir. Görme, algı, görüntüler, bellek, bilgi kavramları görme problemi kapsamında ilişkilenmektedir. Çalışma, görme probleminin açtığı konular etrafında ilişkilenen kavramlarla ve eylemsel boyutuyla, sanatsal pratiğini oluşturarak tamamlanmaktadır.Article İletişim Çağında Yalnızlığa Özlem: Post-Apokaliptik Sinema ve Bird Box(2019) Aşılıoğlu, Emre; Özcan, Şefik; 03.01. Department of Radio, Television, and Cinema / Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGünümüzde kıyamet sonrası dünya tasvirlerinin yapıldığı ve bu apokaliptik sonralarda, sürekli çatışma halindeki distopik toplumsal düzenlerin kurulduğu içeriklere sahip sinema filmlerinin sayısının giderek arttığı gözlemlenmektedir. Bunun nedenlerini, kapital sistemin küresel çapta içine düştüğü ekonomik, ekolojik krizlerle, küresel ısınmanın artık gözle görülür etkileriyle, bölgesel savaşların, çatışmaların artmasıyla ve bu eksende silahlanma yarışlarının tüm 20. Yüzyılda olduğu gibi hız kesmeden devam etmesiyle, kitle iletişim araçları aracılığıyla, ‘bilgi’ye dair dezenformasyon ve manipülasyonun aşırı uçlarda seyretmesiyle ilişkili olarak ele alabiliriz. Yine bilimsel-teknolojik gelişmelerin aldığı seyir, laboratuvarlarda geliştirilen, ne türden etkilerinin olacağı henüz kestirilemeyen virüs türleri de, bu nedenlerle ilişkili olarak ele alınabilir. İnsan türünün gelişim arzusu, diğer yüzünde kendi kendinin sonunu da getirme şeklindeki fantazileri de beslemektedir. Bu araştırma bu nitelikte yapımların temelini oluşturan kültürel ve tarihsel derinliği incelerken, bu türe dahil edilen edebiyat uyarlaması ‘Bird Box’ adlı yapım bu temellendirme ile analiz edilmiştir.Master Thesis Kayıp hafızaların izinde: Zaman, bellek ve öteki 'şey'ler üzerine(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2020) Özcan, Şefik; Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiFotoğrafik imge, zamanda ve uzamda yaşanmış bir anın seçilmiş, durdurulmuş, kayıt altına alınmış imgesidir. Bu da fotoğrafik imgeyi geçmiş-Şimdi ve geleceğe ilişkin bir belge olarak anlamlı kılan temel bir özelliktir. İmgenin hatırlamayla ve zamanla olan ilişkisinin felsefi boyutları çok daha derinliklidir. Bu açıdan Antik Çağ düşünürlerinden Çağdaş düşünürlere kadar, bir dizi kuramcı zamana ve hafızaya ilişkin önemli tartışmalar yürütmüşlerdir. Bu tartışmalardan sağlanan düşünsel izler, günümüzde imgeye yansıtılıp, imgenin çözümlenmesinde önemli perspektifler sağlayabilir. İnsanın kendini ve evreni anlamlandırması, tanımlaması, zamanla kurduğu ilişkiyle yakından bağlantılıdır. Zaman, insanın evren tasavvurunun önde gelen kurucu öğesidir. Geçmiş, şimdi ve gelecek nedir? sorularına cevap aranırken, zaman anlayışı, hareket, değişim ve oluş kavramları etrafında anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Zaman varsa bu üç kavram anlamlı hale gelmiştir denilebilir. Bu tez/sanat eseri raporunda, önemli düşünürlerin zamana, hafızaya, belleğe ilişkin düşünceleri ele alınmaya çalışılmıştır. Anlamak konusunda gösterilen çabayla, yaratıcı kavramalara cesaret edip, kişisel imgelemin neye ilişkin olduğu ifade edilmeye çalışılmıştır.Master Thesis Korku ve kaygının sembolik anlamda resme yansıması(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2022) Sarıalioğlu, Rahman Işık; Sarıalioğlu, Rahman Işık; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiKorku ve kaygı, doğmuş olmanın bir bedelidir. Ve her doğan birey; daha ağır bir mirasla doğar, yaşar denilebilir. İnsanlık, "mevrus" korku ve kaygılarla bir toplumsal bellek oluşturdu. Bazen türünü yücelti, bazen de yok olmasına neden oldu. Korku ve kaygılarından dolayı zamanla yerleşik yaşama geçiş yaptı. Zamanla insanlık; gelişti, modernleşti, yalnızlaştı, sanata sığındı ve resimler çizdi. Korku ve kaygılarını bir ifade biçimi olan resim sanatı ile ortaya koydu. Bu açıdan bu yaşantılar, zamansal akışlar, tarihsel boyutlar; Kierkegaard, May, Sennett, Duhm, Svendsen ve Cioran gibi düşünürlerin yaklaşımları üzerinden ele alınmıştır ve teolojik öyküler üzerinden irdelenmeye çalışılmıştır. Bu tez/sanat eseri raporunda, korku ve kaygı kavramlarına açıklık getirilerek, ileriki bölümlere ışık tutmak amaçlanmıştır. Korku ve kaygı kavramlarının; psikolojik, sosyolojik, teolojik ve felsefi boyutları analiz edilerek, yaratıcılık ve ölüm kavramları ile ilişkilendirilerek bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu boyutların zamansal dinamikleri ve bu dinamiklerin resim sanatına etkileri, araştırmanın alt amacını oluşturmaktadır. Merkeze alınmak istenilen esas nokta korku ve kaygının varoluşsal yalnızlık ve sanatçı üzerindeki yapıcı ve yıkıcı unsurlarıdır. Ayrıca; yabancılaşma, ölüm, benlik, endüstrileşme, toplumsal hafıza gibi kavramların kaygı ile etkileşimleri analiz edilmeye çalışılmıştır.Master Thesis Kurt Schwitters'in 'Anlamsız' Merz Kavramıyla 'Anlamlının' Özgürlüğü(2024) Özcan, Şefik; Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiKurt Schwitters'in yaptığı bütün işleri: sayısız figüratif çalışmaları, kolajları, merzbau yapıları, bestelediği şiirleri ve o şiirlerden özellikle ''Ursonate'' adlı resitali gibi disiplinlere dikkat çekmiştir. Üretilen her bir eser 20. yy' da yaşanılan (1. Dünya savaşı) ve maruz bırakılan acıların güçlü bir manifesto hareketindedir. Kurt Schwitters, belirli zamanlarda oluşturduğu sanat eserlerini, ilerleyen süreçlerde bir başlık altında toplamıştır. Bu başlık tesadüfi olarak keşfedilip; benliğine, eserlerine has bir dünyası 'Merz' diye adlandırılmıştır. Schwitters'in, sayısız figüratif çalışmalarında, kolajlarında, şiirlerinde, disiplinler arası bir yaklaşımla günümüz sanatı açısından değerlendirilmesi yapılmıştır. Sanatçının sanata yaklaşımı, hayat hikâyesi, etkilendiği sanat hareketleri ile nevi şahsına münhasır sanat anlayışına değinmek ve Schwitters ile özdeşleşmiş 'Merz' yapıtları hakkında farkındalık oluşturmak istenmiştir. Tarihsel süreci inceleyip, eleştirel ve objektif bir bakışla ele alınması söz konusudur. Konu dâhilinde literatür taraması, eser incelemesi ve güncel gelişmelerin ilerleyen süreçler içerisinde yazılı ve görsel dille elde edilen verilerle sanatsal uygulama çalışmalarıyla derinlemesine incelenecek, bulgular yeniden değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Dada, Enstalasyon, Kurt Schwitters, Merz, Merzbau.Master Thesis Kurtarılmış alan ve sanat(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2023) Sarıalioğlu, Rahman Işık; Sarıalioğlu, Rahman Işık; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiModernite, Aydınlanma aklı, Fransız ihtilali ve Sanayi Devriminden oluşan üç sacayağı üzerine inşa edilmiştir. Aydınlanma insana, bilim ve teknolojideki gelişmelerle güzel, konforlu yaşam vaat etmişti. Fakat kimilerine göre bu vaatler modern bireyi ve doğayı, egemenlik altına almakla sonuçlanmıştır. Paris'te özgürlük, eşitlik, adalet kavramları için başlatılan Fransız Devrimi, modernitenin siyasi uzamıdır. Devrim, Ulus devlete ve burjuvanın örgütlediği kapitalizme bayrak açmıştır. Sanayi Devrimiyle endüstrileşen toplum ise endüstrileşen kültürü ve bireyi doğurmuştur. Zamanla her şeye müşteri olan birey tükettikçe var olmuş, doğadan ve kendi doğasından uzaklaşmıştır. Akılcı, maddeci modern birey kendini sıkışmış, çaresiz, yalnız hissetmiştir. Mülkiyetin, iş bölümünün, zorunlu çalışmanın sonucu olarak birey, kendine ve doğaya yabancılaşmış, bir kaçışa sürüklenmiştir. Bu kaçış bir sığınak arayışıdır. Bu çalışmada kaçış içindeki bireye, Kurtarılmış Alan olarak oyun bağlamında sanat yapıtının, nasıl sığınak olabileceğini açıklamak amaçlanmıştır. Bu alandaki yaratım incelenmiş; tutkuyla, oyunla, kendiliğindenlikle, amaçsız, faydasız, kendine içkin, bir bebeğin anlamsız karalaması olarak ele alınmıştır. Tarama yöntemi kullanılan bu tezde mevcut kaynaklar taranmış, elde edilen bulgularla sanat yapıtları, sanatçılar ve düşünürler, tez konusu bağlamında yorumlanmıştır. Ayrıca tez yazarı tarafından oluşturulan sanatsal çalışmalar da konunun anlamlandırılması bağlamında teze dâhil edilmiştir. Sonuç olarak; kaçış içindeki modern insanı, gerçek hayattan koparacak, özgürleşebilecek, çocuğun büyülü coşkusunu barındıran bu kurtarılmış özerk alanın anahtarı oyundur; yani sanattır.Master Thesis Moderniteye karşı soyut sanatta tinsellik(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Karamanoğulları, Mehmet Arif; Işık, Mehmet; Sarıalioğlu, Rahman Işık; Sarıalioğlu, Rahman Işık; 03.01. Department of Radio, Television, and Cinema / Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiKapitalizm, 19. yüzyılda endüstrinin gelişimiyle birlikte olgunlaşarak; makineleşmeyi, yeni kent yaşamını ve yeni toplumsal sınıfları doğurmuştur. Bu durum yavaş yavaş insanların davranışlarını, duygu ve düşüncelerini değiştirmiş, onları kültür krizinin içinde yabancılaşmış ve yalnızlaşmış bireyler haline getirmiştir. Sanatçılar da bu olumsuzluklara kayıtsız kalamamıştır elbette. Bütün bu olumsuzluklara karşı bazı sanatçılar, kendi iç dünyalarına kapanarak bir çıkış yolu aramışlardır. Bu çalışmada; yaklaşık bir buçuk asırlık bir süreçte oluşan, akılcı, bilimsel ve kentsel bir kültür olan modernite sürecine, dönemin sanatçılarının neden karşı çıktıklarının ve bunun neticesinde özü gereği tinsel olan soyut sanata neden yöneldiklerinin açıklanması amaçlanmıştır. Çalışma süresince; tez, kitap, dergi, makale, film vb. yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında, dönemin sanatçıları ve sanat eserleri, tez konusu bağlamında yorumlanarak, konuyla ilgili üretilen eserler ile desteklenmiştir. Sonuç olarak; modernitenin maddeci kültürü karşısında kendini çaresiz hisseden sanatçı, iç debisiyle tinsel yeni değişimler ve estetik formlar meydana getirme ihtiyacı duymuştur. Bu değişimler zamanla, anti-natüralist, içe dönük yaşantıyı doğrudan dışa aktaran bir resim anlayışı olan Soyut sanatı doğurmuştur. Bu noktada Soyut sanat, yeni bakış açısı ile geleneksel olandan uzaklaşan, bir anlamda sanatı iç gerçekliğin bütünsel doğasına dönüştüren önemli bir harekettir.Article Post-Fordizm ve Küresel Çağdaş Sanat(2019) Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÖZ Post-Fordist ekonomi, günümüz dünyasında her alandaki yapıları ve düşünme biçimlerini derinden etkilemekte ve aynı zamanda kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirmektedir. Post-Fordizmin yarattığı ‘yeni emek gücünün’ son yıllarda artan hareketliliği (yersiz-yurtsuz) ve çok yönlülüğü (mutli-dicipliner) bu açıdan, yaşamın neredeyse tümüne yayılan ‘çalışma zaman(lar)ını ve mekan(lar)ını’ yeniden ve başka türlü ele almamızı, düşünmemizi sağlıyor . Post-Fordist ekonominin, Fordizm’den radikal bir şekilde farklılaşan ve temel üretici güçleri haline gelen, soyutlama yeteneği zirvede olan ‘zeka’ ve sembolik/gayri maddi -veya maddi olmak zorunda olmayan- göstergeler, çağdaş dünyada hemen tüm disiplinleri sermayeye eklemleyip araçsallaştırmıştır. Sanat dünyalarına ait, zihinsel emek kategorisinin de kültürel-ekonomik süreçlerle piyasaya dahil edildiğinden söz edilebilir. Bu açıdan iletişim yöntemleriyle, estetik algı operasyonlarının da araçsal bir rol oynadığını belirtebiliriz. Salt sanat alanına deği; tüm yaşama ilişkin olan ifade etme ve yaratıcılık, Neoliberal-Kültüralist politikalarla günümüz kapitalizminin merkezlerine oturtulup sömürü süreçlerine dahil edilmiştir. Emek güçleri sadece çalışkan, başarılı değil, aynı zamanda yaratıcı da olmak zorunda. Her alandan, her kesimin, sürekli ‘yaratıcı çözümler’den söz etmesi başka türlü nasıl ele alınabilir. Bu durumu Antonio Negri ve Michael Hardt İmparatorluk (2008) üçlemesinde daha önce belirtmişti; “(...) iletişim ve bilişim teknolojilerinin de gelişimi ile gayri maddi-zihinsel emeğin, emek sürecinde hegemonik bir konum elde etmesinin, artı-değerin üretiminde doğrudan payı olmuştur”. Güncel kapitalizmin ilgisine bu kadar mazhar olmuş “yaratıcı ifade’nin, her halde toplumsal bir mesele olarak da ciddiye alınması gereklidir. Bunun nedeni sadece sermaye ile ilişkili ‘artı değerin üretiminde doğrudan payı olduğu’ için değil (Bu paya güncel kapitalizm tarafından el konulmuştur), aynı zamanda yine Hardt ve Negri’nin (2008) belirttiği gibi gayri maddi ‘zihinsel emek’ (...) çokluk için devrimci bir fırsat sunduğu, yepyeni bir direniş olasılığını barındırdığı için ciddiyetle ele alınması gerekir. Zihinsel emek, bir direniş aralığı açıyor. Bu aralıkta yaratıcı ifadenin, sanatın denetime direnen gücünün göstergeleri mevcuttur.Article Citation - WoS: 1Reflections from a Matt Surface: On fine arts education in Turkey(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2016) Gürelli, Kutlu; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThe relatively short history of the modern art education in Turkey inevitably mirrors the constitutional predicaments that the young nation undergoes for nearly a century. The article aims to survey the pivotal implementations, starting from the early days of the Republic, and brings close together an evaluative reading about what has been done to keep the Turkish higher education in fine arts relative and up to date. Consequently, the main focus has been on and about the manifold complexities that arose as a result of such pitfalls like the absenceand in some cases, also the presenceof mandatory legislative frameworks, art's and art education's assumed role and promise in the university context and the both mutual and separate motives of academics and students in the field. It can be said that the symptomatic qualities put forward a set of associations in-between those issues, causing a similarity among the key problems. Most apparent of those are about to be on the difficulty of translationfrom one expression, structure, history, modality, experience or body of knowledge into another. Thus, the futility and dulling caused by the widespread institutional and individual custom of metaphrasing could be identified as a core issue whereas the necessity to paraphrase and to contextualize gains critical urgency. The concept of artistic research discussed in this context is a possible mode of structuring and programming the art education itself that could, it is hoped, be antidotal to the existing alienating and anaesthetic practicewhich becomes especially significant today in a public institutional education environment that is expected to assure a free, relevant and worthy higher arts education that still has a chance to avoid the distorting restraints faced extensively by the private sector.Master Thesis Resimde hayvan figürü, toplum ve hafızanın yeri(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) Özcan, Şefik; Özcan, Şefik; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiResimde hayvan figürü, toplum ve hafızanın yeri adlı bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; resim, figür, hayvan figürü, toplum ve hafızanın yeri kavramsal boyutta incelenmiştir. İkinci bölümde; Paleolitik dönem mağara resimlerinden, modern dönemde resimlerinde hayvan figürü kullanan bazı sanatçılar( Jan Weenik, Jan Fyt, Pablo Piccasso, Franz Marc, Marc Chaggall) araştılmış ve eserlerinden örnekler verilmiştir. Kısaca bu sanatçıların hayatlarına değinilmiş, resimlerinde hangi tür hayvan imgelerine yer verdikleri ve yaşadıkları coğrafyanın onları etkileme biçimleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde, çalışmalarımın var oluş süreci ele alınmıştır. Bu resimleri oluştururken psikolojik ve sosyolojik bir açıdan hayvan figürlerini neden kullanıldığım irdelenip değerlendirilmiştir. Hayvan figürüne baktığımızda, mağara döneminden günümüz sanatına, sanatçıların tarz ve karakterlerine göre biçimlendirdikleri bir sanat nesnesi olduğunu görmekteyiz. Sanatçılar hayvan figürünü kendi dönemlerinin sanatsal aktivitelerine göre biçimlendirmişlerdir. Hayvan figürünün, insanlık ve yaşam için çok farklı roller üstlendiğini görmekteyiz. Hayvan figürü kimi dönem, dini bir ritüel olarak estetik bir biçimde sanat malzemesi olurken, kimi dönem ise sembol ve metaforlar için kullanılmış bir sanat nesnesi olabilmektedir.Article Sanat Eğitiminde Temel Sanat Dersine Yönelik Bir Değerlendirme(2019) Gürelli, Kutlu; 03.02. Department of Painting / Resim Bölümü; 03. Faculty of Fine Arts / Güzel Sanatlar Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThe “basic art (education)” course, which has been a constant of our fine arts education programmes in higher education addressed by its historical development and context and reviewed in its relation to art education today. It has been discussed whether the course, that is accredited to Johannes Itten, one of the founding members of the Bauhaus is still relevant to our current fine arts education and questioned what possibly does it provide.