Browsing by Author "Doğan, Serap"
Now showing 1 - 18 of 18
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation - WoS: 19Citation - Scopus: 26Analysis of Promising Barley (Hordeum Vulgare L.) Lines Performance by Ammi and Gge Biplot in Multiple Traits and Environment(Aloki Applied Ecological Research and Forensic inst Ltd, 2019) Kendal, Enver; Kendal, E.; Karaman, M.; Doğan, Serap; Tekdal, S.; Dogan, S.; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüThe development of stable and adaptable new cultivars are based only on positive results obtained from the interaction between the genotype and the environment. Therefore, the study aimed to test the stability and general adaptability of promising barley lines in terms of grain yield and traits in multi -environments. For this purpose, twelve barley genotypes were used in the study. The trials were carried out with four replications in a random design at seven environments in years 2012-13 and 2013-14. The superior and stable genotypes were identified with GGE biplot and AMMI (Additive main effects and multiplicative interaction) models. The AMMI analysis showed that the major treatment sum of squares was affected by environments (80.6%), GE (14.0%) and genotypes (5.4%), respectively. On the other hand, the first two principal component axes (PCA 1 and PCA 2) contributed to the complete interaction with 88.1%, whereas, PCA 3 and PCA 4 axes only with 12.0%. The GGE biplot indicated that G4 is adaptable for all environments, while Altikat, G2 and G3 showed specific adaptation to El, E3 and E5, G6, G7 and G8 to E6, respectively. According to both techniques, G2, G3, G6, G7, G8 and Altikat were the best genotypes with high yield, whereas G4 was the best with high yield, and stable and general adaptation. The results of biplot indicated that G4 (ARUPO /K8755//MORA/3/CERISE/SHYRIHALEL I/4/CANELA/5/HART-BAR) was recommended for release and it was released as HEVSEL in 2017. On the other hand; G7 and G6 were protected as genetic material to use as parent in breeding programs for yield stability and quality respectively.Conference Object BAZI NOHUT (Cicer arietinum L.) GENOTİPLERİN MARDİN KOŞULLARINDAKİ VERİM VE ADAPTASYON YETENEKLERİNİN BELİRLENMESİ(ANADOLU I. ULUSLARARASI MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞMALAR, 2018) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu araştırma 2016 yılında, beş adet nohut genotipin Mardin ekolojik koşullarındaki verim ve verim komponentlerini belirlenmesi amacı ile tesadüf blokları deneme deseninde göre ve üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Genotipler arasındaki bitki boyu, baklada tane sayısı, bitkide bakla sayısı, 100 tane ağırlığı ve tane verimi bakımından olan farklılıklar istatistiki olarak önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Çalışmada kullanılan genotipler ait bir yıllık sonuçlara göre, bitki boyu 43.0-58.6 cm, bitkide bakla sayısı 32.0-46.7 adet, bitkide tane sayısı 34.0-48.8 adet, 100 tane ağırlığı 35.0-39.0 g, tane verimi 72.4-108.2 kg/da, olarak bulunmuştur. Çalışmanın sonucunda en yüksek verim G1 genotipi ve G2 (Arda) çeşidinde elde edilmiştir.Article Citation - WoS: 1Citation - Scopus: 2Effects of chemical, organic and microbial fertilization on agronomical growth parameters, seed yield and chemical composition of chickpea(POLISH SOCIETY MAGNESIUM RESEARCH, 2023) Doğan, Serap; Çığ, Fatih; Department of Irrigation / Sulama BölümüBecause of its valuable nutritional content, chickpea is expected to become the most important crop for the increasingly larger global population. Therefore, this research was carried out in 2018 and 2019 to investigate the effects of microbial (Bacillus-GC group, Pseudomonas tetraodonis and Brevibacillus choshinensis), organic (vermicompost and chicken manure) and chemical (DAP/2 ve DAP) fertilizer applications on yield and nutritient content of two different chickpea cultivars (Arda and Azkan). The experiment was laid out according to a randomized complete split-block design with three replications. The results expressed as the average values of two-year experiments projected that the application of chicken manure significantly improved the morphological traits of chickpea plants compared to the other treatments, while the highest phosphorus content was recorded after the application of farm manure. Additionally, the highest grain yield from both cultivars was obtained owing to the application of chicken manure. Apart from this effect, other microbial applications also played a positive role in plant growth and production, but chicken manure excelled in this respect. Thus, it has been concluded that chicken manure could be used as a suitable alternative to chemical fertilizer for chickpea culti vation in order to create a sustainable agricultural system, increase productivity and protect and improve soil properties.Conference Object ENDÜSTRİ BİTK İLERİN İN M ARDİN İLİM İZİN SANAYİSİ VE EKONOM İSİ ÜZERİNDEKİ ETK İLERİ(INESEC INTERNATIONAL ENGINEERING AND NATURAL SCIENCES CONFERENCE (IENSC) 2018, 2018) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüEndüstri bitkileri, Mardin ilimizde bitkisel sanayi sektörünün gelişmesi için gerekli bitkisel ham maddenin sağlanması ve milli gelirin artırılması açısından tarla bitkileri içerisinde önemli bir potansiyele sahiptir. Son yıllarda nüfusun artması, kırsaldan kentlere yoğun nüfus hareketliliğine bağlı olarak tarımda çalışan nüfusun azalmasına dolayısıyla işçilik maliyetinin artmasına neden olmuştur. Özellikle petrolden sonra en fazla ithal edilen endüstri bitkisi hammaddesi ve tohumluğu açısından sorunun daha da büyümesine neden olmuştur. Bitkisel yağ ve tohumluk açığını gidermek için tarla tarımı içerisinde endüstri bitkileri yetiştiriciliği ve sanayisine gereğinden daha fazla önemsenmesi bir ihtiyaç haline gelmiştir. Son zamanlarda tarıma dayalı sanayinin gelişmesi, gerekli hammaddenin elde edilmesi ve yurtdışına bağlılığın azaltılması için tarımı destekleyen bazı kurumlar tarafından bu bitkilere yönelik desteklerdeki artış bunu kanıtlamaktadır. Söz konusu Mardin ilimizin iklim, toprak ve sulama durumunun uygun olması nedeniyle ürün deseni çeşitliliği fazladır. Mardin ilimizde yapılacak bilimsel çalışmalar alternatif endüstri bitkilerine ait tür ve çeşitler ildeki bitkisel tarıma kazandırılacaktır. Yeni endüstri bitkileri tür ve çeşitleri ile uygun yetiştirme tekniklerinin uygulanmasına bağlı olarak yüksek verimli ve kaliteli ürün elde edilecektir. Sonuç olarak; bu ilimizin ürün deseni zenginleşecek ve sanayi kolları artacak, dolayısıyla bölgemizde istihdamın önü açılacak, üretilecek yeni ürünlerle kısmen de olsa milli ekonomiye katkı sunulacak, yurtdışına olan ticaretimizi artıracak ve bölge insanının refah düzeyini artacaktır.Article II. Ürün Mısır Çeşitlerinde Organik ve İnorganik Gübre Uygulamasının Verim ve Kaliteye Etkisi ile Ekonomik Analizi(Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi, 2020) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu araştırma 2015 ve 2016 yıllarında II. ürün olarak Mardin ili Göllü köyünde Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller’ deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada materyal olarak farklı iki mısır çeşidi (Dekalp-5401 ve LG 30.597) kullanılmıştır. Uygulama olarak; gübresiz kontrol parseli (G0), standart ticari gübre 8 kg da-1 P2O5, 20 kg da-1 N (G1), tavuk gübresi 1000 kg da-1 (G2), çiftlik gübresi 1500 kg da-1 (G3) ve solucan gübresi 1200 kg da-1 (G4) olacak şekilde kullanılmıştır. Araştırmanın iki yıllık ortalama sonuçlarına göre, en yüksek tane verimi 1219.2 kg da-1 ile Ç1 (Dekalb 5401) çeşidinin G1 (ticari gübre) verilen parsellerinde elde edilmiştir. Organik gübre ortalama değeri ise 1124.4 kg da-1 ile Ç2 (LG 30.597) çeşidinin G2 (tavuk gübresi) uygulamasında elde edilmiştir. Kalite parametreleri bakımından çeşit ve gübre uygulamalarının hektolitre, yağ oranı ve protein oranına etkisi önemsiz bulunurken, incelenen diğer parametrelere etkisi ise önemli bulunmuştur. Ekonomik karlılık bakımından kullanılan her iki çeşitte de konvansiyonel gübre uygulamalarının daha avantajlı olduğu tespit edilmiştir. Çeşitler arasında konvansiyonel gübre uygulamaları bakımından Ç1 çeşidinin (Dekalb 5401) kârlılık düzeyi daha yüksek olmuştur. Organik gübre uygulamaları bakımında yapılan değerlendirmede Ç2 çeşidinin (LG 30.597) daha kârlı olduğu ortaya çıkmıştır. Ticari gübre uygulamaların diğer gübre uygulamalarına göre maliyeti düşük ve elde edilen verim miktarının daha yüksek olmuştur. Bölgemizde yeterli düzeyde organik mısır piyasasının oluşmaması nedeniyle ticari gübrelerin ekonomik olarak daha avantajlı olduğu sonucuna varılmıştır.Article II. Ürün Mısır Yetiştiriciliğinde Farklı Gübre Kaynaklarının Verim ve Besin Elementleri İçeriğine Etkisi(Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2022) Doğan, Serap; Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu çalışma, Mardin ilinin Artuklu ilçesine bağlı Göllü köyünde iki yıl süreyle 2015 ve 2016 yıllarında 2. ürün olarak (Haziran-Kasım dönemi) yürütülmüştür. Tarla uygulamasında ticari hibrit mısır çeşidi Dekalp 5401 (Ç1) ve Limagrain Helen (Ç2) materyal olarak kullanılmıştır. Deneme ‘‘Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller ’’deneme planına göre üç tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çalışmada, gübresiz kontrol parseli, standart ticari gübre (8 kg da-1 P2O5, 20 kg da-1 N), tavuk gübresi (1000 kg da-1), çiftlik gübresi (1500 kg da-1) ve solucan gübresi (1200 kg da-1) sırasıyla G1, G2, G3, G4 ve G5 olarak gruplandırılmıştır. Bu çalışmada tane veriminin yanında bazı makro (K, Na, Mg ve Ca) ve mikro (Fe, Cu, Zn ve Mn) elementlerin tanedeki içeriklerine bakılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; tane verimi en yüksek 1223 kg da-1 ile Ç1’in G2 (standart gübre) uygulamasında elde edilirken, K oranı Ç1’in G2 ve G5 uygulamalarında, Na oranı Ç1’de G2 ve Ç2’nin G4 uygulamalarında, Mg oranı ise her iki çeşidin G2 uygulamalarında, Ca oranı ise Ç2’nin G2 uygulamasında en yüksek oranlar elde edilmiştir. Demir (Fe) ve Zn oranı Ç1’in G3 uygulamasında, Cu oranı Ç2’in G2 ve G4 uygulamalarında, Mn oranı ise Ç1’in G2 uygulamasında elde edilmiştir. Tane verimi bakımından G2 uygulamasının başarılı olduğu, N, P, K, Ca ve Mg gibi makro elementler ile Fe, Cu, Zn ve Mn gibi mikro elementlerin içeriği bakımında G2 uygulamasının diğer organik gübre kaynaklarında önemli bir yere sahip olduğu kanaatine varılmıştır.Master Thesis Makarnalık Buğday'da Potasyum Gübre Dozlarının Verim ve Kalite Üzerine Etkisi(2024) Doğan, Serap; Doğan, Serap; Department of Irrigation / Sulama BölümüPotasyum (K) gübresinin kaynak olarak kullanıldığı bu araştırmada kontrol (0), 2, 4, 6 ve 8 kg/da K olmak üzere 5 farklı potasyum gübresi dozu buğday bitkisine uygulanmıştır. Materyal olarak 2 çeşit makarnalık buğday çeşidi (Hasanbey, GAP) kullanılan bu deneme üç tekerrürlü olarak kurulmuştur. Denemede tarımsal parametreler (bitki boyu, kardeşlenme sayısı, başak uzunluğu, başakta tane sayısı, bitkide başakçık sayısı, bin dane ağırlığı, biyolojik verim, hasat indeksi, tane verimi),ve kalite karakterleri (protein oranı) gözlemlenmiştir. Araştırmanın sonuçları gözönünde bulundurulduğunda bitki boyu ortalamasının GAP çeşidinde 66.3 cm, Hasanbey çeşidinde ise 57.7 cm; kardeşlenme sayısının GAP çeşidinde 2.7 adet, Hasanbey çeşidinde 2.6 adet olduğu saptanmıştır. Başak uzunluğu ortalamasının GAP çeşidinde 7.1 kg/da, Hasanbeyde ise 6.6 kg/da; başakta tane sayısının GAP çeşidinde 39 kg/da, Hasanbey çeşidinde 37.7 kg/da; bitkide başakçık sayısının GAP çeşidinde 17.3 kg/da, Hasanbey çeşidinde 16.3 kg/da; Bin dane ağırlığının GAP çeşidinde 35.4 kg/da, Hasanbey çeşidinde 37.7 kg/da; biyolojik verimin GAP çeşidinde 588.1 kg/da, Hasanbey çeşidinde 580.73 kg/da; Hasat indeksinin GAP çeşidinde 25.56 kg/da, Hasanbey çeşidinde 25.06 kg/da; Tane veriminin GAP çeşidinde 168.02 kg/da, Hasanbey çeşidinde 145.03 kg/da ortalamaları ile belirlenmiştir. Araştırmanın kalite karakteri bakımından protein analizi sonucuna göre ise GAP çeşidinin protein analizi ortalaması 16.16 kg/da bulunurken, Hasanbey çeşidinin ortalaması 15.88 olarak tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler:Makarnalık buğday, gap,hasanbey, potasyum, verim, kaliteArticle Mardin İlinde Yaygın Olarak Yetiştirilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Kuru Şartlarda Mikro ve Makro Element İçeriklerinin Belirlenmesi(Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2023) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu araştırma, Mardin ili ve çevresinde yaygın olarak yetiştirilen 10 ekmeklik buğday çeşidinin tane verimi ve tanedeki mikro ve makro element içeriği bakımından mevcut durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Mardin- Kızıltepe koşullarında 2019-20 ve 2020-21 yetiştirme sezonlarında yağışa dayalı şartlarda Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Varyans analiz sonuçlarına göre çeşitlerin tane verimi 186.4-247.7 kg/da, Zn içeriği 22.2-34.3 mg kg-1; Fe içeriği 27.0-41.6 mg kg-1; Mn içeriği 27.3- 43.2 mg kg-1; Ni içeriği 5.66-8.10 mg kg-1; Cu içeriği 3.93-5.88 mg kg-1; Ca içeriği 633.8-1048.8 mg kg-1; Mg içeriği 846.9-1137.5 mg kg-1; K içeriği 2406.3- 3279.2 mg kg-1; P içeriği 862.8-977.5 mg kg-1 ve Na içeriği bakımında ise 742.1- 876.8 mg kg-1 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Pehlivan çeşidi, Zn, Fe, Ni, Cu, Mg, K ve Na içeriği bakımından, Ceyhan-99 çeşidi, tane verimi, Mn ve P içeriği bakımından, Sagittario çeşidi ise özellikle Ca içeriği bakımından üstünlük göstermiştir. Araştırma sonuçlarına göre Ceyhan-99 ve Pehlivan çeşitleri mikro ve makro element içerikleri ve özellikle tane verimi ve P içeriği bakımından yüksek değerlere sahip oldukları belirlenmiştir. Tane verimi yüksek çeşitler yetiştirildiği ve tanedeki mikro ve makro besin element içeriği zengin olan çeşitlerin zengin içeriğe sahip ürünleri tüketildiği takdirde bireyler ve toplum daha sağlıklı olacaktır. Bu çalışmada Ceyhan 99, Pehlivan ve Sgittario çeşitleri tane verimi için Mardin ili ve çevresine önerilebileceği, mikro ve makro besin içeriğinin zengin olduğu sonucuna varılmıştır.Article Mardin İlinde Yaygın Olarak Yetiştirilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Kuru Şartlarda Mikro ve Makro Element İçeriklerinin Belirlenmesi(Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2023) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu araştırma, Mardin ili ve çevresinde yaygın olarak yetiştirilen 10 ekmeklik buğday çeşidinin tane verimi ve tanedeki mikro ve makro element içeriği bakımından mevcut durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Mardin- Kızıltepe koşullarında 2019-20 ve 2020-21 yetiştirme sezonlarında yağışa dayalı şartlarda Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Varyans analiz sonuçlarına göre çeşitlerin tane verimi 186.4-247.7 kg/da, Zn içeriği 22.2-34.3 mg kg-1; Fe içeriği 27.0-41.6 mg kg-1; Mn içeriği 27.3- 43.2 mg kg-1; Ni içeriği 5.66-8.10 mg kg-1; Cu içeriği 3.93-5.88 mg kg-1; Ca içeriği 633.8-1048.8 mg kg-1; Mg içeriği 846.9-1137.5 mg kg-1; K içeriği 2406.3- 3279.2 mg kg-1; P içeriği 862.8-977.5 mg kg-1 ve Na içeriği bakımında ise 742.1- 876.8 mg kg-1 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Pehlivan çeşidi, Zn, Fe, Ni, Cu, Mg, K ve Na içeriği bakımından, Ceyhan-99 çeşidi, tane verimi, Mn ve P içeriği bakımından, Sagittario çeşidi ise özellikle Ca içeriği bakımından üstünlük göstermiştir. Araştırma sonuçlarına göre Ceyhan-99 ve Pehlivan çeşitleri mikro ve makro element içerikleri ve özellikle tane verimi ve P içeriği bakımından yüksek değerlere sahip oldukları belirlenmiştir. Tane verimi yüksek çeşitler yetiştirildiği ve tanedeki mikro ve makro besin element içeriği zengin olan çeşitlerin zengin içeriğe sahip ürünleri tüketildiği takdirde bireyler ve toplum daha sağlıklı olacaktır. Bu çalışmada Ceyhan 99, Pehlivan ve Sgittario çeşitleri tane verimi için Mardin ili ve çevresine önerilebileceği, mikro ve makro besin içeriğinin zengin olduğu sonucuna varılmıştır.Book Part Mardin İlindeki Bulgur İşletmecilerin Satın Aldıkları Durum Buğdayların Fiziksel ve Kalite Özellikleri Yönünden Değerlendirilmesi(Mardin Artuklu Üniversitesi Yayın Evi, 2021) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüSerin iklim tahılları içinde yer alan buğday ülkemizde ve dünyada diğer ürünlere göre geniş bir alanda yetiştiriciliği yapılmakla birlikte insan beslenmesi açısından önemli kalori ve protein kaynağıdır (Doğan ve Çetiz, 2015). Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesinin içinde bulunduğu verimli hilal olarak bilinen bölgeler makarnalık ve ekmeklik buğday türlerinin gen merkezi olarak bilinmektedir (Heun ve ark., 1995). Dünyanın birçok ülkesi ve Türkiye’de buğday stratejik ürün olmakla beraber temel gıda maddesidir. Buğday çeşitleri başta ekmek olmak üzere makarna, bulgur, erişte, kuskus, bisküvi, kraker, gofret, kek, simit, poaça, kahvaltılık gevrekler, çerez gıdalar, nişasta, vital gluten ve nişasta bazlı şekerler gibi birçok gıdanın üretiminde kullanılmaktadır. Buğdayın öğütülmesi sonucunda elde edilen kepek ise, çoğunlukla yem sanayinde değerlendirilmektedir (Hoseney 1994; Elgün and).Book Part MARDİN İLİNİN TARLA BİTKİLERİ BAKIMINDA TARIMSAL YAPISI(İksad, 2022) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüTarım, başta ihtiyaç duyulan besin maddelerinin temin edilmesi olmak üzere ülke ekonomilerine; GSYH’ye yaptığı katkı, istihdam katkısı, ihracatı desteklemesi, arz ve talep eden nüfus katkısı, tarıma dayalı sanayiye hammadde sağlaması ve tarımda ihtiyaç duyulan sanayi ürünlerini kullanarak tarım dışı sanayinin gelişmesine katkı sağlaması gibi özellikleri olan önemli bir sektördür (İnan, 2016). Bu acıdan tarım sektörü, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun ekonomik, sosyal ve politik açıdan önemli bir faaliyettir. Türkiye, coğrafi konumundan dolayı, toprak ve iklim özellikleri ile üretilen tarımsal ürün çeşitliliği bakımından önemli bir tarım ülkesidir. Tarımsal üretim değeri açısından Dünya’da ilk 10 ülke arasında bulunan Türkiye, tarım ürünleri ihracatında ise 26. sırada bulunmaktadır (TİM, 2016). Türkiye’de 2020 yılı verilerine göre çalışan nüfusun yaklaşık % 18’u tarım sektöründe istihdam edilmekte olup, toplam GSYH içinde tarımın payı yaklaşık olarak % 7.5 civarındadır (TÜİK, 2020). Tarımın Türkiye ekonomisi içerindeki payı sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmesiyle birlikte oransal olarak azalma göstermiş olsa da halen önemli bir sektör olma özelliğini korumakta olup, birçok ilin temel ekonomik faaliyetlerinden birisidir (Doğan ve Acıbuca, 2019). Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nüfus artışını tam olarak sınırlamanın mümkün olmaması, aynı zamanda tüketiminde giderek artması ve dışsatımla daha fazla gelir elde etme gereği, bizleri daha düzenli ve hızlı bir şekilde tarımsal üretimimizi artırmaya zorlamaktadır.Tarımsal faaliyetlerin temel özelliklerinden birisi doğal şartlara bağlı olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında bir yerin iklim ve toprak özellikleri ile coğrafi yapısı hem tarım ürünlerinin çeşitliliği hem de verim ve kalite unsurlarına önemli derecede etki etmektedir (Yavuz, 2005). Araştırma konumuza giren Mardin ili, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer almaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise bol yağışlı ve ılıman bir iklimi olup Akdeniz iklimine benzer özelliklere sahiptir. Coğrafi yapısı nedeniyle bir bölümü dağlık olan Mardin ilinde, tarımda kullanılan arazilerin önemli bir kısmı ova kesiminde bulunmaktadır. Dağlık kesimlerde bahçe bitkileri üretimi ağırlıklı bir tarımsal yapı mevcut iken, ova kesimlerinde ise tarla bitkileri üretimi yaygınlaşmıştır. Bu çalışmada Mardin ilinin mevcut tarla bitkilerinin, ilde üretimi yapılan ürünler ve tarımın Mardin ilinin ekonomisindeki önemi incelenmeye çalışılmıştır.Article MARDİN SULU KOŞULLARINA UYGUN ARPA GENOTIPLERİNİN BELİRLENMESİ(EJONS Journal, 2019) Doğan, Serap; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu çalışma, yurt içi ve yurt dışında ıslah programlarını yürüten farklı kuruluşlardan gelen arpa hat ve çeşitlerin verim ve kalite yönünden Diyarbakır ekolojik koşullarındaki performansları incelenmek üzere 2015-2016 üretim sezonlarında yürütülmüştür. Araştırma, tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Denemede bitki boyu (m), başaklanma süresi, birim alan verimi (kg/da), bin tane ağırlığı (g), hektolitre ağırlığı (kg) ve protein oranı (%) gibi karakterler incelenmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgularda tane verimi 418-719 kg/da arasında değişmiş olup, en yüksek tane verimi G23 nolu genotiplerden, en düşük tane verimi ise 15 nolu genotipten (418 kg/da) elde edilmiştir. Kalite faktörü olan hektolitre ağırlığı bakımından en yüksek ortalama değer 66.3 kg/hl ile 17 nolu genotipten, protein oranı ise % 13.8 ile 2 nolu genotipten elde edilmiĢtir. Bu çalıĢmanın sonuçlarına göre yurt dışından temin edilen genotiplerin tane verimi ve kalite kriterleri bakımından ümitvar olduğu görülmüştürBook Part MERCİMEK ÜRETİMİNDE TAVUK GÜBRESİ KULLANIM POTANSİYELİ(iksad yayinevi, 2023) Doğan, Serap; Department of Irrigation / Sulama Bölümüİnsanoğlunun en önemli faaliyetlerinden olan tarım sektörü kırsal alanlarda yaşayan insanlar için önemli geçim kaynaklarından birisidir (Acıbuca ve ark., 2022). Yeryüzünde günden güne etkisini gösteren küresel iklim değişikliğinin oluşturduğu endişeden dolayı stratejik öneme sahip olan tahıllar ve baklagillerin verim potansiyelini artırmak amacıyla özellikle bitki agronomisinde çok yönlü araştırmalar yürütülmektedir (Doğan ve Doğan, 2023). Verim oranı yüksek ürünler yetiştirmek amacıyla söz konusu araştırmalar içerisinde tahıl ve baklagillerde organik tarım faaliyetleri ön plana çıkmaktadır. İnsan ve hayvan beslenmesinde baklagiller önemli yer tutmaktadır. Bitkisel protein kaynağı olan baklagiller hem beslenmede hem de toprak yapısının iyileştirilmesinde kullanılmaktadır (Uçar ve ark., 2020). Organik tarım faaliyetleri, bereketli topraklarımızın tekstürünü korumada ve tarımsal sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Günümüzde, pestisit uygulamalarından arındırılmış ve organik gübre kullanılarak yetiştirilen ürünler, dünya tarım pazarında büyük bir ilgi ve talep görmektedir. Söz konusu bu eğilim mercimek tarımında çeşitli organik materyallerin kullanım olanaklarının daha detaylı araştırılması gerektiğini göstermektedir. Son yıllarda organik gübre olarak öne çıkan tavuk gübresi, günümüzde oldukça popülerdir. Tavuk gübresi hem bitki besin maddesi bakımından zengin hem de organik orjinli olmasından dolayı bitkiler için iyi bir besin kaynağıdır. Tavuk gübresi ayrıca toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirmenin yanı sıra çeşitli kullanım alanları bakımından gün geçtikçe yaygınlaşan yetiştirme materyalleri arasındaki yerini almıştır. Mercimeğin, protein içeriğinin yüksek olması, insan beslenmesinde önemli bir yere sahip oluşu, hayvan yetiştiriciliğindeki katma değer etkisi, yüksek dane verimi ile kaliteli ürün elde edilmesi noktasında tavuk gübresinin kullanım olanakları araştırmalarını kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu amaçla çalışmamızda mercimek yetiştiriciliğinde tavuk gübresinin kullanım olanakları ve potansiyeli derlenerek ortaya çıkarılmıştır.Book Part ORGANİK ÇELTİK TARIMI POTANSİYELİ, KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ(iksad yayinevi, 2023) Doğan, Serap; Department of Irrigation / Sulama BölümüTürkiye’de hızlı nüfus artışı ve artan temel gıda ihtiyacı ile birlikte kimyasal girdilerin yaygın kullanımının neden olduğu ekolojik tahribat hissedilmeye başlanmış olsa da organik tarıma olan ilgi her geçen gün artmaktadır (Ceritoğlu ve ark., 2019; Soysal ve Erman, 2020). Söz konusu bu ilginin temel nedeni, organik üretimin konvansiyonel tarıma göre sadece ürün miktarı artışının değil, aynı zamanda kaliteli ve sağlıklı ürünler üretmeyi hedefleyen alternatif bir üretim modeli olmasıdır. Türkiye’ de 2005 yılından itiraben organik tarım potansiyeli ivme kazanmıştır. Kuru incir ve üzümle başlayan organik tarım süreci ilerleyen yıllarda tıbbi aromatik bitkiler, baklagiller, ceviz, kuru kayısı, buğday, kuru üzüm, zeytin, fındık, antep fıstığı, pamuk, üzümsü meyveler ile yaş meyve ve sebze gibi katma değere sahip ürünlerimizin organik tarım metotlarına uygun şekilde üretimiyle geliştirilmiştir. Katma değere sahip organik ürünlerimizin yanında çeltiğin de dünyanın ihtiyaç duyduğu en önemli temel besin kaynakların arasında olduğu göz önüne alındığında, organik çeltik tarımı son yıllarda önem kazanmıştır. Çeltiğin, organik tarım metodları gözönünde bulundurularak yapıldığında hem üretici ailelere hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı bilinmektedir. Bu amaçla Türkiye’deki organik çeltik tarımı potansiyelini kavramsal ve yöresel olarak açıklamak suretiyle yerel çeltik çeşitlerinin durumu, ülkemizin muhtelif yerlerinde sürdürülen organik çeltik tarımında üreticilerin yetiştirme koşulları ile karşılaştıkları zorluklar ele alınmıştır. Ayrıca organik çeltik pazarındaki sorunları tespit edilmiş çözüm önerileri sunulmuştur.Article Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Buğday Genetik KaynaklarıBakımından Potansiyeli ve Sürdürülebilir Olarak Korunması(Bahri Dağdaş Bitkisel Araştırma Dergisi, 2018) Aktaş, Hüsnü; Oral, Erol; Doğan, Serap; Baloch, Faheem Shehzad; Doğan, Serap; Karaman, Mehmet; Çiğ, Fatih; Department of Seed Production / Tohumculuk Teknolojisi Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüGüneydoğu Anadolu Bölgesi’nde verimli hilal olarak bilinen yer buğdayın ilk kültüre alındığı merkez konumundadır. Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin illerinin üçgeninde yer alan Karacadağ, buğdayın A ve B genom vericileri olan diploid yabani buğday türleri Triticum boeoticum (2n=14, AA) ve Aegilops speltoides (2n=14, BB), aynı zamanda durum buğdayının yakın akrabası, tetraploid buğday türü Triticum dicoccoides (2n=28, AABB) bakımından dünyanın en zengin bölgesi olarak kabul edilmektedir. D genom vericisi olan Aegilops tauschii türü ise Erzurum, Kars, Şanlıurfa, Şırnak, Hakkâri, Van illerinde doğal olarak yetişmektedir. Nevala Çori, Çayönü ve Göbekli Tepe gibi alanlardaki arkeolojik kazılarda da diploid ve tetraploid buğday örneklerinin yanı sıra tarım aletlerine de rastlanılmıştır. Bölgede tarımın çok eski dönemlerde yapıldığı anlaşılmaktadır. Yabani buğday türleri bakımından doğal bir laboratuvar olan Türkiye’nin güneydoğusu aynı zamanda, yerel buğday çeşitleri bakımından da zengin bir biyo çeşitliliğe sahip olup, Sorgül, Havrani, Karakılçık, Aşure, Menceki, Beyazi ve daha birçok yerel çeşit günümüzde bu bölgedeki marjinal alanlarda yetiştirilmektedir. Fakat, dünya gıda güvenliği için hayati öneme sahip buğday genetik kaynaklarındaki çeşitlilik, modern tarım teknikleri, şehirleşme, aşırı otlatma ve doğadan aşırı toplama gibi faktörler nedeniyle olumsuz olarak etkilemektedir. Verimli modern ıslah çeşitlerinin yaygınlaşması daha çok yerel buğdayların yetiştiriciliği için, Karacadağ’da yabani buğdaylara doğal bir koruma sağlayan bazalt taşların toplanıp tarım alanı açmak, inşaat ve yol yapımında kullanılmaya başlaması, bu yöredeki yabani buğdaylardaki genetik çeşitlilik için büyük tehdit olarak görülmelidir. Genetik kaynakların in-situ (doğal habitat içinde koruma) koruma altına alınması için birtakım uygulamalar gerektirirken, aynı zamanda ex-situ (doğal habitat dışında) koruma ile tohum gen bankalarında muhafazası ve bu genetik kaynaklardaki gen allellerinin tespiti ve karakterizasyon işlemleri hayati bir öneme sahiptir. Bu çalışmada, FAO tarafından desteklenen proje kapsamında 2009-2014 yıllarında yerel buğdayların toplanması sırasında yapılan gözlemlerden elde edilen veriler ışığında, Güneydoğu Anadolu bölgesinin buğday genetik kaynakları bakımından potansiyeli, ülkemiz ve dünya gıda güvenliği açısından önemi ve bu kaynakların sürdürülebilir bir koruma altına alınması için yapılması gerekenler konu alınmıştır.Article Van Koşullarında Yem Bezelyesi (Pisum arvense L.) ve Arpa (Hordeum vulgare L.) Karışımların Ot Verimi ve Silaj Kalitesine Etkisi(Bahri Dağdaş Bitkisel Araştırma Dergisi, 2019) Doğan, Serap; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu çalışma, 2006-2007 yetiştirme döneminde, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarla arazisinde yürütülmüştür. Kışlık olarak ekilen yem bezelyesi+arpa karışımlarında, en uygun karışım oranlarının, çeşitli verim ve silaj kalitesi unsurlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulan bu araştırmada kışlık yem bezelyesi hattı (110121) ve Tokak 157/37 arpa çeşidi kullanılmıştır. Bu bitki türlerinin saf ve %75, %50 ve %25’lik karışım oranları olmak üzere 4 varyant deneme konusu olarak ele alınmıştır. Ekim 26.10.2006 tarihinde, ot hasadı ise 12.6.2007 tarihinde yapılmıştır. Farklı yem bezelyesi+arpa kombinasyonlarında, karışımdaki yem bezelyesi oranı artıkça yeşil ot ve ham protein oranı da o nispette artmıştır. Maksimum yeşil ot verimi ve ham protein oranı saf yem bezelyesi ekilen parsellerden elde edilmiştir (1666.6 kg/da, %16.03). Karışımlarda elde edilen silajlar fleig puanlamasına göre orta kalitede silajlardır. Karışımdaki baklagil miktarı arttıkça artan protein miktarı fermantasyonu olumsuz yönde etkileyerek silajların kalitesini düşürmüş, buğdaygil miktarı arttıkça da kolay parçalanabilir karbonhidrat miktarının artmasından dolayı silaj kalitesi artmıştır. Sonuç olarak; otun verimi ve kalitesi açısından yem bezelyesi+arpa %75:%25 oranında ikili karışım şeklinde yetiştirilmesi önerilebilir.Article Yarı kurak iklim koşullarında bazı nohut (Cicer arietinum L.) hat ve çeşitlerinin verim ve verim unsurlarının belirlenmesi(Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, 2023) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüAraştırma, Mardin ilinde yarı kurak iklim koşullarında sıcaklık stresine karşı toleranslı yetiştirilen bazı nohut hat ve çeşitlerinin verim ve bazı verim unsurlarının belirlenmesi amacıyla yürütürmüştür. 2017-18 ve 2018-19 yetiştirme sezonunda kurak koşullarda yürütülmüştür. Çalışmada materyal olarak 12 nohut hattı ile 3 standart çeşit (Arda, Azkan ve Diyar-95) kullanılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme deseninde 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Çeşitler ve hatlar arasında çıkış süresi, bitki boyu, ana dal sayısı, ilk bakla yüksekliği, bitkide tane sayısı, yüz tane ağırlığı ve tane verimi bakımından farklılıklar istatiksel olarak önemli bulunmuştur. İki yıllık ortalama sonuçlarına göre; en yüksek tane verimi Arda çeşidinde (226.1 kg da-1) elde edilirken, en düşük verim 4 nolu hattan (118.2 kg da-1) elde edilmiştir. Standart çeşitlerin tane verimleri hatlara göre daha yüksek olmuştur. Sonuç olarak G8, G11 ve G12 nolu hatlar, tane verimi özellikleri bakımında dikkate alınarak ümit var olarak bu çeşitlerin verim denemelerine alınabilir.Article Yarı Kurak İklim Şartlarında Ekmeklik Buğday (Triticum Aestivum L.) Çeşitlerinde Verim ve Bazı Kalite Unsurlarının Belirlenmesi(2023) Doğan, Yusuf; Doğan, Serap; Dogan, Serap; Dogan, Yusuf; Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; Department of Irrigation / Sulama BölümüBu araştırma, Mardin ili ve çevresinde yaygın olarak yetiştirilen 10 ekmeklik buğday çeşidinin verim unsurları, tane verimi ve bazı kalite faktörlerinin ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Mardin-Kızıltepe koşullarında 2019-20 ve 2020-21 yetiştirme sezonlarında yağışa dayalı şartlarda Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Varyans analiz sonuçlarına göre; bitki boyu 83.7-102.0 cm; başak uzunluğu 11.0-14.2 cm; başakta tane sayısı; yüz tane ağırlığı 30.5-38.8 g; biyolojik verim 582.5-644.1; hasat indeksi %30.1-38.9; hektolitre 72.2-80.4 kg/hl; protein oranı %13.1-15.8 ve tane verimi 176.9-247.7 kg da-1 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Çeşitlerin incelen özellikleri bakımından önemli farklılıklar ortaya çıkmıştır. Tane verimi ve yüz tane ağırlığı bakımından en yüksek değerler Ceyhan-99 çeşidinde elde edilirken, protein oranı ve hektolitre değerleri bakımından Dinç çeşidi üstün çıkmıştır. Bu çalışmada Ceyhan 99, Pehlivan ve Sgittario çeşitleri tane verimi için Mardin ili ve çevresine önerilebilir.