Araştırma Çıktıları | TR-Dizin | WoS | Scopus | PubMed
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1834
Browse
Browsing Araştırma Çıktıları | TR-Dizin | WoS | Scopus | PubMed by Department "Artuklu University"
Now showing 1 - 20 of 1136
- Results Per Page
- Sort Options
Article 19. Yüzyıl Bir Bektaşi Şairinden Sultan Abdülaziz’e Övgü: İstiḫrâc-I Ḥıfẓî(2025) Kara, SerdalÇalışma konumuz 19. yüzyıl Bektaşi şairlerinden Hıfzî’nin İstiḫrâc-ı Ḥıfẓî adlı manzum eseridir. Hıfzî bu eserinde Sultan Abdülaziz’in tahta çıkması ile oluşabilecek muhtemel sonuç, anlam ve beklentiler üzerinde durmaktadır. Toplam kırk beş beyitten oluşan metin 8+8 on altılı hece ölçüsü ile yazılmıştır. Metinde gerek ses tekrarı gerek iç kafiye ve gerekse de rediflerle ahenk sağlanmaktadır. Metin şekil dışında konu ve içerik bakımından; farklı tasavvufi inançları bünyesinde eriterek İslamiyet öncesi Türk unsurları ihtiva eden ve 15. yüzyılda ananesi oluşan Bektaşilik anlayışı ile ilgili unsurlar içermektedir. Bunun yanı sıra metinde baskı dönemleri sonrası Sultan Abdülaziz’i özlemle bekleyiş ve Sultan Abdülaziz’e övgü ile ilgili duygu ve düşüncelere de yer verilmektedir. Çalışma giriş, dil özellikleri, metin ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Bektaşilik inancı ve Bektaşiliğin diğer tarikatlarla olan ilişkisi hakkında bilgi verilmekte, Sultan Abdülaziz dönemine kadar olan Bektaşilik tarihi genel olarak değerlendirilmektedir. Daha sonra metnin gerek şekilsel ve gerekse de muhteva açısından özelliklerine değinilmekte ve manzume şairi hakkındaki bilgilere yer verilmektedir. Dil özellikleri bölümünde yazım ve ses özellikleri üzerinde durulmakta ve ses özelliklerinden dudak uyumu ele alınmaktadır. Dil özellikleri sonrası metnin çeviri yazısına yer verilmektedir. Son olarak metin ile ilgili elde edilen bulguların değerlendirildiği sonuç bölümü yer almaktadır.Article 19. Yüzyıl Vanı’nda Âyan Bir Aile: Timurpaşazâdeler(2022) Çiftçi, Erdal; 17.06. Department of Architecture and Urban Planning / Mimarlık ve Şehir Planma Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışma 18. yüzyılın son çeyreğinden 19. yüzyılın ortasına kadar Van yönetiminde bulunan ve bu tarihten sonra da Van’da etkili olmaya devam eden ayan bir ailenin yerel siyasetteki rolüne odaklanmaktadır. Ayanlar çağı olarak bilinen 18. yüzyılda Osmanlı imparatorluğunda güçlenmiş olan ayanlarla ilgili literatüre mikro bir çalışma ile Van örneği üzerinden katkı sunulması amaçlanmaktadır. Van’da Timurpaşazadeler ismi ile ayanlaşan bir ailenin güçlenerek ortaya çıkışı, Tanzimat öncesi ve sırasında yaşanan tepkiler ve Tanzimat sonrasında bu ayan ailenin yeni düzen içerisindeki aktif yer alışı incelenmektedir. Tanzimat düzeninin bu gibi ayan aileleri yaptırımcı, tek taraflı ve üstten bir yaklaşımla izale ederek uygulamaya dökülebildiği görüşü son dönemlere kadar literatürün baskın tezlerinden biriydi. Fakat son dönemlerde yapılan yeni çalışmalardan ve Van örneğinden de görüleceği üzere Tanzimat merkezileşmesi yerel ayan ailelerin mülki idari güçlerine belirli oranda bir sınır uygulamış olsa da Timurpaşazadeler yeni düzenin uygulanmasında aktif rol oynamaya devam etmişlerdir. Timurpaşazadelerin bir eşraf olarak kendi rol ve çıkarlarını yeni düzen içerisinde aramaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. Dersaadet’in Timurpaşazadeleri Van’dan kaldırmamış olması ve Timurpaşazadelerin bazı Van valileri ile yakın ilişkilerini sürdürmesi bu durumun önünü açan sebeplerden birkaçıdır.Article 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Mardin’deki Adlî Olaylara Dair Bir İnceleme(2025) Mengirkaon, SabriTanzimat Fermanı ile beraber Osmanlı Devleti’nin modernleşme sürecinde ortaya koyduğu yeniden müesseseleşme aşamalarından biri de hukuk alanındaki gelişmelerdir. Devletin, ahalinin canını, namusunu ve malını taahhüt altına aldığı bu yeni yaklaşım adlî süreçlerin tasavvur ve işleyişinde önemli bir dönüşümün yaşanmasına neden olmuştur. Merkezîleşme hamlesi devlet erkinin toplumsal hayatta daha görünür olma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Diğer taraftan 19. yüzyılda değişen ekonomik ve toplumsal koşullar kentlerde nispeten yoksul sınıfların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla hem devletin ihtiyaçları hem de kentlerin değişen demografik özellikleri nedeniyle suç olgusu yeniden yorumlanarak çerçevesi genişletilmiş, cezalar da detaylandırılmıştır. Bu makale Tanzimat sonrası dönemde Mardin’deki adlî olayları devletin yeni kavrayışı odağında ele almaktadır. Çalışmanın ana kaynakları başta Diyarbekir Vilayet Gazetesi, Osmanlı Arşiv kayıtları ve Mardin Şer’iyye Sicilleridir. Çalışmanın sonuçlarına göre Osmanlı Devleti, Tanzimat’tan sonraki süreçte adlî olayları daha özenli bir şekilde ele almıştır. Devlet, tesis ettiği yeni kurumlar vasıtasıyla Mardin’deki hukuki süreçleri devlet, mekân ve toplum denkleminde yeniden örgütlemiştir. Verilen cezalar modern yargılama süreçleri sonucunda dönemin hukuk metinleriyle uyumlu olarak verilmiştir.Article 20. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Türkiye ve İngiltere’de Eğitimde Merkezileşme Çabaları: Kanunların Karşılaştırmalı Okuması(2024) Furat, Ayşe Zişan; Atlı, Elif; 05.02. Department of Philosophy and Religious Sciences / Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü; 05. Faculty of Islamic Sciences / İslami İlimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışmada Türkiye ve İngiltere’nin 1900-1925 yıllarındaki eğitim yönetiminde merkezileşmeyle ilgili yasama faaliyetleri karşılaştırılmaktadır. Çalışmanın amacı söz konusu dönemde çoğu ülkede yaygın bir sorun teşkil eden merkezi eğitim yönetimini alternatif çözümlerle ilişkili olarak ele almaktır. 19. yüzyılda halk eğitiminin devletlerin hizmet alanları arasında yer almaya başlamasıyla halk eğitiminin mahiyeti ve yürütülme biçimleri yüzyılın sonlarına doğru bir tartışma alanı haline gelmiştir. Devletin eğitim konusunda belirleyici ve müdahaleci bir rol mü üstleneceği, kontrol görevi ile mi yetineceği, eğitim kurumlarını çalışma bakımından serbest mi bırakacağı vb. sorular eğitim paydaşlarını uzun süre meşgul etmiştir. Çalışma sonucunda Türkiye ve İngiltere’nin eğitim yönetimini merkezileştirmede iki farklı çözüm ürettiği görülmüştür. 1900-1925 yılları arasında iki ülkede de eğitim kurumlarının yönetimi ve denetiminde merkezileşme amaçlı yasalar yapılmıştır. Osmanlı Devleti’nde Meclis-i Mebusan’da Tedrisat-ı İbtidaiye Kanunu Muvakkati ve Cumhuriyet sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla; İngiltere Parlamentosunda 1902, 1907 ve 1918 Eğitim Yasalarıyla merkezi yönetim güçlendirilmeye çalışılmıştır. İngiltere’de yapılan yasalarla merkezin rolü artırılırken 1870’te oluşturulan ikili sistem de sürdürülmüş, Eğitim Kurulu, Bölgesel Eğitim Otoriteleri ve Kilise Okulları arasında uzlaşma sağlayıcı yasalarla kolay yönetilebilir bir sistem kurulmaya çalışılmıştır. Türkiye’de ise tüm eğitim kurumları Maarif Vekaleti çatısı altında bir araya getirilmiş eğitimde idari bütünlük sağlanmaya çalışılmıştır.Article 2023-2024 Excavations at Boğaziye Höyüğü: a Recently Discovered Mound Settlement in the Upper Khabur Region(Istanbul Univ, 2025) Gene, Bulent; Sahin, Muaviye; Isik, Senem; Abakay, Ayda; Kaya, Semsihan; Konyar, Erkan; Tan, ArmaganBoğaziye Höyük lies at the northwestern end of the vast and fertile Upper Khabur Region, which stretches along the southern foothills of the Kašiari Mountains. Material culture remains unearthed at the mound by two seasons of excavations (2023-2024) shows significant similarities to assemblages known from other Upper Khabur sites. Our excavations in Trenches BE18-BE17 and BF18 on the northern slope of the mound focused on revealing the stratigraphic sequence in this area. Architectural remains of Building Levels I and II and finds from these contexts in Trench BE18 are dateable to the mid-3rd millennium BC. In Trench BE17, Building Level I also revealed finds that can be dated to the 3rd (especially mid-3rd) millennium BC, and in Trench BF18, ceramic sherds dateable to the 3rd millennium BC were found in Building Level III. This article presents new findings from Boğaziye Höyük and discusses their significance in comparison with the results of surveys and excavations in the Upper Khabur Region, which have continued increasingly since the mid-1930s. We evaluate the significance of Boğaziye Höyük as a regional center within the Upper Khabur basin, and we elucidate its habitation sequence and building levels in the light of our recent excavations. Based on a comparative evaluation of its material culture remains within a regional perspective, we contextualize Boğaziye Höyük in relationship to the cultural horizons of the early and mid-3rd millennium BC in the Upper Khabur Valley.Article (3 + 1) Boyutlu B Tipi Kadomtsev-petviashvili Denklemi için Geliştirilmiş Bernoulli Alt Denklem Fonksiyon Yöntemi ile Elde Edilmiş Tam Çözümler(2019) Düşünceli, Faruk; 04.01. Department of Economics / İktisat Bölümü; 04. Faculty of Economics and Administrative Sciences / İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışmada (3 + 1) boyutlu B tipi Kadomtsev-Petviashvili denkleminin tam çözümleri için geliştirilmiş Bernoulli alt denklem fonksiyon yöntemini kullandık. Bazı yeni çözümler elde ettik. Bütün hesaplamaları ve grafik çizimlerini Wolfram Mathematica programı yardımıyla yaptık.Other 6 Şubat Depremleri Sonrası Karanlık (Dark) Turizm Adıyaman İçin Kurtarıcı Olabilir mi?(2025) Harman, Serhat; Uzut, Sultan6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de meydana gelen ve asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler, 11 ilde ciddi can ve mal kayıplarına yol açmıştır. Depremlerden etkilenen iller arasında Adıyaman da yer almaktadır. Depremler öncesinde, GAP turları kapsamında turistik bir destinasyon olarak değerlendirilen Adıyaman, sahip olduğu tarihi, kültürel ve dini değerler ile ziyaretçi talebi görmekteydi. Yaşanan felaketin ardından ekonomik ve sosyal anlamda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalan ilde, turistik talep yönünden de belirgin bir düşüş yaşanmıştır. Mevcut turizm potansiyelinin çeşitlendirilerek ekonomik ve sosyal toparlanma sürecine katkı sağlayabileceği düşüncesinden hareketle gerçekleştirilen çalışmanın temel amacı, deprem felaketi sonrası karanlık (dark) turizmin Adıyaman için bir çıkış noktası olup olamayacağını irdelemektir. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği kullanılarak, depremler nedeniyle meydana gelen yıkım ve kayıpların karanlık turizm arzı kapsamında, toparlanma sürecine etkisi değerlendirilmektedir. Ayrıca, karanlık turizm çerçevesinde, il özelinde olası arz unsurlarının etkin sunumu konusunda paydaşlara yönelik öneriler geliştirilmektedir.Article 8. Sınıf Öğrencilerinin Doğal Afetlere İlişkin Bilişsel Yapılarının Kelime İlişkilendirme Testi Aracılığıyla İncelenmesi(2023) Çakmak, Mürşet; Çelik, BuşraSon yıllarda hem ülkemizde hem de dünyanın birçok yerinde doğal afet adı verilen pek çok felaket gerçekleşmektedir. Doğal veya insan kaynaklı bu felaketler birçok can ve mal kaybına neden olduğu bilinmektedir. Anlık ger-çekleşen ve çoğu kez insanoğlunun bu felaketler karşısında çaresiz kaldığı görülmektedir. Doğal afetlerin gerçekleşmesinin önüne geçilemeyebilir. An-cak belki en az kayıp, en az zarar ve en az yaralanma ile kurtulmak mümkün olabilir. Kuşkusuz ki bu durumdan kurtulmanın en etkili yollardan birisinin de bireysel ve toplumsal eğitimin olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Bu tür felaketlerin öncesinde, anında ve sonrasında neler yapılması konusunda bireylerin ne düşündüğü, nasıl davrandığı, neler hissettiği çok önemlidir. Bu temelde bu çalışmanın amacı, 8. sınıf öğrencilerinin doğal afetlere ilişkin bilişsel yapılarını kelime ilişkilendirme testi aracılığıyla ortaya koymaktadır. Çalışma 2023 yılında yapılmıştır. Çalışma grubu, Mardin/Artuklu ilçesine bağlı 8.sınıfta öğrenim gören 196 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrenciler amaçlı örneklem ile seçilmiştir. Testi oluşturmak amacıyla doğal afetleri oluşturan 4 anahtar kavram (deprem, sel, kuraklık, orman yangınları) seçilmiştir. Öğrencilerin akıllarına ilk gelen kelimeleri teste yazmaları istenmiştir. Elde edilen verilere göre anahtar kavramlara verilen cevap sayıları ile ilgili bir frekans tablosu hazırlandı. Verilen anahtar kavramlarla kavram ağları oluşturuldu. Anahtar kavramlar arasındaki ilişki incelendiğinde 4 anahtar kavramın ölüm cevap kelimesiyle ilişkilendirildikleri görülmüştür. Sonuç olarak elde edilen bulgu-lar incelendiğinde öğrencilerin daha çok felaket anında ve sonrasında ya-şanılan olaylar hakkında fikir sahibi olduğu ancak doğal afetlere karşı alınması gereken önlemler hususunda bilgi eksikliği olduğu tespit edildi. Bu bağlamda çevre eğitimi temelinde doğal afet içeriklerinin verilmeye çalışıldığı başta fen bilimleri, biyoloji, sosyal bilgiler, coğrafya gibi disiplinlerden etkili olarak yararlanılması gerektiği görülmektedir.Article A Rare Cause of Dysphagia: A Giant Ganglioneuroma in Parapharyngeal Space(Springer, 2022) Aslan, Mehmet; Dogukan, Fatih MertParafarengeal ganglioneuroma is a very rare benign tumor originating from the sympathetic nervous system that produces mass and functional effects. Ganglioneuroma is most commonly caused by the posterior mediastinal, retroperitoneal area and adrenal glands. Generally, they do not present any additional signs or symptoms other than mass. Horner’s syndrome may sometimes occur due to the compression of the sympathetic chain. A 41-year-old male patient with a long-standing mass in the lateral compartment of the left neck was admitted to our clinic. The patient was operated, and the pathological result of the mass was reported as ganglioneuroma. We present a rare case of ganglioneuroma in paraphryngeal space by reviewing the current literature. © 2022 Elsevier B.V., All rights reserved.Article A Rare Cause of Dysphagia: Giant Lipoma in Parapharyngeal Space(Lippincott Williams and Wilkins, 2020) Aslan, Mehmet; Ozer Ozturk, Ebru; Dogukan, Fatih MertBackground: Parapharyngeal area is one of the most complex areas of head and neck anatomy. Tumors of the parapharyngeal region are very rare among head and neck tumors. Lipomas also constitute a tiny proportion of parapharyngeal tumors so parapharyngeal area lipomas are very rare in the literature. Due to anatomical location, these tumors treatment is challenging. Clinical Report: A 20-year-old male patient admitted to our department with complaints of swallowing difficulty and a mass on the right side of the neck. Magnetic resonance imaging was performed, and it was reported as a 6 4.5 cm lipoma. He underwent excision of parapharyngeal area lipoma by a transoral approach. Conclusion: Parapharyngeal lipomas are very rare, and difficult to diagnose before they turn out symptomatic. The primary treatment approach in tumors of the parapharyngeal area is surgery and the surgical approach should be chosen according to the anatomical location of the lesion. © 2021 Elsevier B.V., All rights reserved.Article Abelmoschus Esculentus Yaprağı Kullanılarak Gümüş Nanopartiküllerin Yeşil Sentezi ve Bazı Gıda Patojenleri Üzerindeki Antimikrobiyal Etkileri(2021) Hatipoğlu, Abdulkerim; 09.03. Department of Nutrition and Dietetics/ Beslenme ve Diyetetik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışmada, Abelmoschus esculentus (AE) yaprağı özütü kullanılarak düşük maliyetli, çevre dostu ve kolay bir şekilde gümüş nanopartiküller (AgNP’ler) sentezlendi. Ultraviyole-görünür (UV-vis.) Spektrofotometre analiz verilerine göre, nanokristaller 431 nm'de karakteristik bir tepe noktası gösterdi. Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM), Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM) ve enerji dağılımlı X-Işını Spektroskopisi (EDX) analizleri, biyolojik yolla sentezlenen AgNP'lerin morfolojik yapılarının küresel olduğunu ortaya koydu. XRD analizi sonuçlarına göre AgNP'lerin kristal yapılarının kübik olduğu görüldü. Nanopartiküllerin boyutu, Debye-Scherrer denklemi ile 19.05 nm olarak hesaplandı. Sentezlenen nanomalzemenin zeta potansiyeli -9.83 mV ve zeta boyutu da 142.2 nm olarak ölçüldü. AgNP'lerin, gıda patojenlerinden Staphylococcus aureus ATCC 29213, Escherichia coli ATCC25922, Bacillus subtilis ATCC11774, Pseudomonas aeruginosa ATCC27833 ve Candida albicans üzerindeki Minimum İnhibitör Konsantrasyonu (MİK) değerlerinin (mg/mL) sırasıyla 0.125, 0.50, 0.0312, 0.125 ve 0.125 düzeyinde olduğu tespit edildi.Article Acceptance of Diversity, Social Media Use, and Labeling of Refugees in Türkiye: A Mediation Analysis from a Social Work Perspective(Routledge, 2025) Aslan, Yavuz; Kocak, OrhanThis study examines the relationships between acceptance of diversity, social media use, and the labeling of refugees in Türkiye, focusing on the mediating role of social media use. Grounded in Goffman’s Labeling Theory and approached from a social work perspective, the study utilized a cross-sectional, correlational design. Data were collected from 431 participants via an online survey. Confirmatory factor analysis and structural equation modeling were employed to analyze the data. The findings revealed that acceptance of diversity was negatively associated with social media use and the labeling of refugees, while social media use was positively associated with refugee labeling. Moreover, social media use mediated the relationship between acceptance of diversity and labeling. These results underscore the dual role of social media as both a space for intercultural communication and a platform for spreading exclusionary narratives. The study contributes to the literature by highlighting the importance of promoting inclusive digital environments. It provides practical implications for developing anti-discriminatory interventions within social work practice and media literacy programs. © 2025 Elsevier B.V., All rights reserved.Article Accumulation Potential of Lead and Cadmium Metals in Maize (Zea mays L.) and Effects on Physiological-Morphological Characteristics(Multidisciplinary Digital Publishing Institute (MDPI), 2025) Elik, Ümit; Gul, Zeynep DumluPhytoremediation stands at the forefront of modern environmental science, offering an innovative and cost-effective solution for the remediation of heavy-metal-contaminated soils through the natural capabilities of plants. This study aims to investigate the effects of lead (Pb) and cadmium (Cd) metals on plant growth (e.g., seedling height, stem diameter, fresh and dry weight), physiological properties (e.g., tissue relative water content, tissue electrical conductivity), and biochemical parameters (e.g., chlorophyll content, superoxide dismutase (SOD), catalase (CAT), peroxidase (POD) enzyme activities) of maize compared to the control group under greenhouse conditions at the Atatürk University Plant Production Application and Research Center. The results show that plant height decreased by 20% in the lead (Pb3000) application and by 42% in the cadmium (Cd300) application compared to the control group. The highest Pb dose (Pb3000) caused a 15% weight loss compared to the control, while the highest Cd dose (Cd300) caused a weight loss of 63%. The accumulation rates of heavy metals in soil, roots, and aboveground parts of plants indicated that maize absorbed and accumulated more Cd compared to Pb. © 2025 Elsevier B.V., All rights reserved.Article Açık Bir Ekonomide Toplam İstikrarsızlığın Test Edilmesi(2022) Yılmaz, Yusuf Ömür; 04.01. Department of Economics / İktisat Bölümü; 04. Faculty of Economics and Administrative Sciences / İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu makale, alternatif para politikası kuralları altında pozitif uzun vadeli enflasyon oranı ve güneş lekesi şoku içeren küçük bir açık ekonomi Yeni-Keynesyen modeli kullanarak 2010 ve 2016 yılları arasında Türk ekonomisinin istikrarını ampirik olarak test etmektedir. Belirsizlik olasılıklarının bire çok yakın olduğu bulunmuştur. Bu dönemde ekonominin istikrarsız olduğu sonucuna varılabilir çünkü Merkez Bankası'nın enflasyona zayıf tepki vermesine rağmen uzun vadeli enflasyon oranı yüksek tek hanelidir. Bu durum ekonomiyi genel istikrarsızlığa sürüklemiştir.Article Acil Servis Kalabalıklığının Nedenleri ve Çözüm Önerileri: Sağlık Personeli Perspektiflerinin Nitel Bir Çalışması(2023) Bütün, Ahmet; 09.01. Department of Nursing / Hemşirelik Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGiriş: Acil servislerin aşırı kalabalıklığı küresel bir sorundur. Bu durum uzun bekleme süresi, hastaların ve sağlık personelinin memnuniyetinin azalması, acil bakıma en çok ihtiyaç duyan hastaların tedavisinin gecikmesi, sağlanan sağlık hizmetinin kalitesinin düşmesi ve sağlık bakım maliyetlerinin artması gibi birçok olumsuz sonuca yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hastaların acil servisleri neden kullanmayı tercih ettiklerini, acil sağlık hizmetlerinin güncel sorunlarını belirlemek ve acil servislerin kalabalıklığını ve buna bağlı sorunları hafifletmek için acil servis sağlık personelinin bakış açılarından çözüm geliştirmektir. Yöntem: Bu çalışmada nitel desen kullanılmıştır. 20 Aralık 2021-18 Şubat 2022 tarihleri arasında 22 acil servis sağlık personeli ile derinlemesine yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: 22 acil servis sağlık personeli ile mülakat yapıldı; 16'sı erkek, 6'sı kadındı. Acil servis sağlık personeli görüşmeleri, acil serviste en az 1 yıllık iş deneyimine sahip 14 acil servis hemşiresi, 6 acil servis doktoru ve 2 acil tıp uzmanı ile cinsiyetleri veya yaşları dikkate alınmadan gerçekleştirilmiştir. Veri analizi sonucunda 5 ana tema belirlenmiştir: Yetersiz sağlık sistemi, hastayla ilgili sorunlar, acil servislerin avantajları, acil servislerin aşırı kalabalıklığının sonuçları ve acil servis kalabalıklığı için çözümler. Sonuç: Sağlık sistemindeki çeşitli yetersizlikler, acil servislerin avantajlarının olması ve hastaların sağlık hizmetlerini kullanma konusundaki algıları acil servislerin hastalar tarafından kullanımını arttırmış ve bu durum acil servislerde kalabalıklaşmaya sebep olmuştur. Acil servislerin kalabalıklığını hafifletmek için etkili çözümlere ihtiyaç vardır. Acil olmayan acil servis ziyaretlerini azaltmaya yönelik önlemler yeterli değildir. Acil servislerdeki kalabalıklığı azaltmak için birçok faktörün göz önünde bulundurulması ve hepsinin birlikte uygulanması gerekmektedir.Article Citation - WoS: 6Citation - Scopus: 11Activated Carbon-Coated Iron Oxide Magnetic Nanocomposite (ionps@ctac) Loaded With Morin Hydrate for Drug-Delivery Applications(Frontiers Media Sa, 2024) Dogan, Yusuf; Ozic, Cem; Ertas, Erdal; Baran, Ayse; Rosic, Gvozden; Selakovic, Dragica; Eftekhari, Aziz; 06.02. Department of Plant Protection / Bitki Koruma Bölümü; 06. Faculty of Agricultural Sciences and Technologies in Kızıltepe / Kızıltepe Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiCancer is a major disease that affects millions of people around the world every year. It affects individuals of all ages, races, and backgrounds. Since drugs used to treat cancer cannot distinguish between cancerous and healthy cells, they cause systemic toxicity along with serious side effects. Recently, controlled drug-release systems have been developed to reduce the side effects caused by anticancer drugs used for treatment. Morin is an anticancer drug with a flavonol structure. It has been extensively researched for its antioxidant, anti-inflammatory, antitumoral, and antibacterial properties, especially found in Chinese herbs and fruits, and its multiple positive effects on different diseases. In this study, a nanocomposite with magnetic properties was synthesized by coating biocompatible activated carbon obtained using the fruits of the Celtis tournefortii plant on the surface of iron oxide magnetic nanoparticles. Characterization of the synthesized activated carbon-coated iron oxide magnetic nanocomposite was confirmed by Fourier transform infrared, scanning electron microscopy, energy-dispersive X-ray spectrometry, X-ray diffraction, dynamic light scattering, zeta potential, and vibrating sample magnetometry. The cytotoxic effects of the drug-loaded magnetic nanocomposite were examined in HT-29 (colorectal), T98-G (glioblastoma) cancer cell lines, and human umbilical vein endothelial cell (HUVEC) healthy cell line. The morin loading and release behavior of the activated carbon-coated iron oxide magnetic nanocomposite were studied, and the results showed that up to 60% of the adsorbed morin was released within 4 h. In summary, activated carbon-coated iron oxide magnetic nanocomposite carriers have shown promising results for the delivery of the morin drug.Book Part Actors: Kurdish National, Religious and Economic Blocs(I B Tauris & Co Ltd, 2017) Cicek, Cuma; 04.03. Department of Political Science and International Relations / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü; 04. Faculty of Economics and Administrative Sciences / İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi[No Abstract Available]Article Acute Cyanide Intoxication Due To Apricot Seed Ingestion(Soc Argentina Pediatria, 2024) Talay, Mehmet N.; Gungor, Emre; Orhan, Ozhan; Department of Internal Medical Sciences / Dahili Tıp Bilimleri Bölümü; 10. Faculty of Medicine / Tıp Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiIntroduction : Cyanide poisoning, whether it be accidental or intentional, remains a significant danger to adults and children, especially in societies where agriculture is a primary source of income. We examined the clinical follow-up, complications, and results of cyanide poisoning cases that occurred after eating the pits and seeds of plants containing cyanide glycosides, such as apricot kernels and almonds. Methods : Between 01/01/2017 and 01/08/2022, 14 children aged 1-18 years who were followed up with a prediagnosis of cyanide poisoning in our Paediatric Intensive Care Unit (PICU) were retrospectively analysed. Results : Eight of the patients followed with a preliminary diagnosis of cyanide poisoning were female and six were male. The most common admission month was July (42.8%) coinciding with the agricultural season. The most common symptoms at presentation were weakness and fatigue (n = 7). In the PICU, 4 patients presented lip cyanosis; 3, altered level of consciousness. Vomiting, seizure, headache, dizziness and palpitatons were less frequent. Four patients were treated with hydroxocobalamin (Cyanokit (R) ) as an antidote due to acidosis in their blood gases. All patients treated for cyanide poisoning were discharged. Conclusions : Cyanide poisoning should be considered in paediatric patients with suspicious findings, sudden loss of consciousness, increased anion gap acidosis and lactic acidosis. The history of eating the seeds of plants such as apricot and almonds should be investigated .Article Acute Cyanide Poisoning Due To Ingestion of Apricot Seeds(Soc Argentina Pediatria, 2024) Talay, Mehmet N.; Gungor, Emre; Orhan, Ozhan; Department of Internal Medical Sciences / Dahili Tıp Bilimleri Bölümü; 10. Faculty of Medicine / Tıp Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi[No Abstract Available]Article Adaptation and Future Expectations of Syrian Refugees Living in Mardin: Comparison Between 2014 and 2021(2022) Apak, Hıdır; 09.06. Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümü; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÖZ Bu çalışma, Suriyeli mültecilerin uyum sürecinin anlaşılması ve gelecek beklentilerinin belirlenmesi konusunda yıllara göre farklılıkları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Bu araştırmada Suriyeli mültecilerin uyum ve gelecek beklentileri iki farklı zaman diliminde benzer özellikler gösteren iki örneklem üzerinde karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bir durum tespiti yapmayı amaçlayan araştırma, Suriyeli mültecilerin kente uyum ve gelecek beklentisindeki değişimi anlamaya ve anlamlandırmaya yönelik betimsel bir nitelik taşımaktadır. Araştırmanın örneklemini Mardin’de 2013 yılından beri yaşayan 178 Suriyeli mülteci oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre Suriyeli mültecilerin çok büyük bir kısmının Mardin’e uyum sağlamada zorluk yaşamadıkları ve yıllar geçtikçe uyum durumlarında negatif yönde bir değişim yaşandığı tespit edilmiştir. Çalışmanın gelecek beklentisi ile ilgili ortaya çıkan temel sonucu ‘belirsizliktir’. Bu kararsızlık durumunun 2014 yılına göre artmış olduğu da tespit edilmiştir. Mevcut çalışma ilişkisel bir analiz modeli içinde çeşitli sonuçları ortaya koyması açısından değerlidir. Bu araştırmanın bulguları, daha önceki araştırma bulgularının yorumlanabileceği ve gelecekteki çalışmaların başlayabileceği daha fazla zemin sağlamaktadır.