Tarih Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/44
Browse
Browsing Tarih Bölümü by Journal "Alman Dili ve Edebiyatı Dergisi - Studien zur deutschen Sprache und Literatur"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Alman Oryantalizmi ve İslami Dönem Fars Edebiyatı: Bir Literal Geçişkenlik Örneği Olarak Josef von Hammer-Purgstall (1774–1856)(2019) Avcı, RemziAvrupa‘da İslami dönem Fars dili, kültür ve edebiyatına duyulan ilginin tarihi oldukça eski bir geleneğe dayanmaktadır. Çeviri hareketleri bağlamında düşünüldüğünde İslami dönem Fars edebiyatının Avrupa ile metinsel temasının 17. yüzyılda başladığı söylenebilir. Coğrafya ve kültüre duyulan yakın ilgi seyyahların dil ve edebiyata ilgisini de beraberinde getirmiştir. Bu dönemde birçok Alman seyyah Safevi ülkesine seyahat etmiş ve tarih, kültür, dil ve İslami dönem Fars edebiyat üzerine geniş bilgiler toplayarak bunları Batı’ya aktarmıştır. 1634 yılında Fars edebiyatı klasiklerinden olan Şeyh Sa‘dî-i Şîrâzî’nin Gülistan adlı eseri Fransız oryantalist André du Ryer (1580-1660) tarafından Fransızcaya çevrilmiştir. Friedrich Ochsenbach (1606–1658), söz konusu çeviriyi 1636 yılında Fransızcadan Gulistan, das ist, Königlicher Rosengarten/Gülistan, Kraliyet Gül Bahçesi başlığı ile Almancaya çevirmiştir. Safevi ülkesinde medreselerde Farsça öğrenerek Sa‘dî’nin eserleri ile tanışmış olan Adam Olearius/Ölschläger (1600–1671), Almanya’ya döndükten sonra Safevi elçisinin yardımıyla Gülistan’ı 1654 yılında Persianische Rosenthal/Fars Güller Vadisi adıyla Almancaya çevirmiştir. 18. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da Hâfız-ı Şîrâzî ve Şeyh Sa‘dî-i Şîrâzî gibi İslami dönem Fars şairlerinden Batı dillerine yapılan edebi metin çevirilerdeki artış oryantalistlerden şairlere kadar Almanca konuşulan dünyada da etkisini göstermiştir. Bu zaman dilimi Doğu ve Batı arasında ilişkide bir dönüm noktası olarak düşünülebilir. 19. yüzyılın ise ilk yıllarında diplomat, seyyah, tüccar ve oryantalistlerin yaptıkları çeviriler ile başlayan ve gelişen edebî oryantalizm Almanca konuşulan dünyada Doğu’dan Batı’ya bir Fars şiiri çeviri külliyatı bırakmıştır. Söz konusu külliyatın oluşumunda oldukça önemli bir yerde duran Avusturyalı oryantalist Josef von Hammer-Purgstall (1774-1856), Vinzenz Rosenzweig von Schwannau (1791-1865), Valentin von Huszár (1788-1850), Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832), Friedrich Rückert (1788-1866) ve August von Platen (1796-1835) gibi aydınlanmacı, klasik ve romantik akımdan ve birçok düşünür şair ve oryantalistin Fars dili ve şiirine ilgi duymalarında önemli bir etki bırakmıştır. Hammer-Purgstall’ın İslami dönem Fars şiiri çevirilerinden literal bir ağ yarattığınıiddia eden bu çalışma, onun çevirilerinin Alman edebi oryantalizminin inşa ve kurumsallaşmasında nasıl bir rol oynadığını incelemektedirArticle With the Whip Into the Dirty Orient: the Depiction of the Orient in Oskar Mann’s Travel Letters(2021) Avcı, RemziThe present article deals with the travel letters of the German orientalist Oskar Mann\r(1867-1917). With financial support from the Royal Prussian Academy of Sciences,\rMann made two expeditions to the Ottoman Empire and Iran between 1901 and\r1906 to research the Iranian languages and dialects. Travel letters and travel diaries are texts with relatively subjective value judgments, in which people and cultures are often described using ethnocentric\rstereotypes, because a real journey represents a cultural encounter and confrontation with the other that offers unique and\rinvaluable information about the new world. The description of a foreign culture cannot be separated from the subjective\rvalue judgments of a traveller. This means the foreign world in which the traveller moves is represented by the subject who\rexperiences it. According to Mann, the Orientals are people from a place that has surrendered to the West. He separates\rthe Orient from the Occident with precise and sharp lines and divides them Eurocentrically into two separate categories.\rDuring his travels, Mann produced and imparted knowledge about the foreign cultures on the one hand, and on the other\rhand he spread and reinforced images and prejudices as well as stereotypes that led to the ontological differentiation\rbetween Orient and Occident. This essay tries to show that he perceived the Orient with hegemonic thought patterns and\rthat his foreign imagination remained deeply rooted in the classic European orientalist discourse of the 19th century, and\ras a consequence the Orient was devalued. This study discusses the stereotypes, images and pattern of ideas that he used\rto represent the population of the foreign country where he travelled