Ebelik Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/225
Browse
Browsing Ebelik Bölümü Koleksiyonu by Language "tr"
Now showing 1 - 19 of 19
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part Bebeklerde Dokunmanın Önemi(Anadolu Nobel Tıp Kitabevleri, 2023) İçke, Sibel; İçke, SibelDokunma genellikle en erken gelişen duyu olarak adlandırılır ve bir bebek ile bakıcısı (ebeveyn, vb.) arasında önemli bir temas ve iletişim aracıdır. Başta yenidoğan döneminde olmak üzere, sonraki dönemlerde de çocuğun çevresini tanımasında dokunmanın rolü büyüktür. Dokunma duyusu vücudun tümünde iyi gelişmiş olmasına rağmen özellikle alın, dil, kulak ve dudak bölgelerinde daha iyi gelişmiştir. Bebek için dokunma çevresini tanıması ve algılaması için görme ve işitmeden daha önemlidir. Beyindeki birçok sistem dokunma ile aktive olur ve bu sistemler olmadan optimum fizyolojik gelişim mümkün değildir. Ayrıca, dokunma ciltteki sinir uçlarının uyarılmasına, bu da yakınlık hissini artıran ve ebeveyn-çocuk bağlanmasını ve sosyal-duygusal uyumu kolaylaştıran, genelde aşk hormonları olarak bilinen “oksitosin” ve “endorfin” hormonlarının salınımını tetikler. Bu nedenle dokunma, gelişmekte olan bebek için önemli bir rol oynar.Article COVID-19 pandemisinde uzaktan eğitimin ebelik bölümü akademisyenlerinin duygusal emek ile tükenmişlik düzeylerine etkisinin incelenmesi(Dergi Park, 2023) İçke, Sibel; İçke, SibelAmaç: COVID-19 pandemisi dünya genelinde neredeyse tüm okul ve üniversitelerin kapanmasına neden olmuş, özellikle ebelik gibi uygulamalı bölümleri büyük ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde en çok etkilenen gruplardan biri de akademisyenlerdir. Bu çalışma ile COVID-19 pandemisinde uzaktan eğitimin ebelik bölümü akademisyenlerinin duygusal emek ile tükenmişlik düzeylerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma kesitsel türdedir. Araştırma Ekim–Kasım 2021 tarihleri arasında Google forms üzerinden online veri toplama yöntemi ile gerçekleştirilmiş, akademisyenlere whatsApp grubu üzerinden ulaşılmıştır. Çalışmaya katılmayı kabul eden, online araştırma anket formunu eksiksiz dolduran 73 ebelik bölüm akademisyenleri araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Bulgular: Akademisyenlerin duygusal emek ölçeği puanı 60,60±9,63, COVID-19 tükenmişlik ölçeği puanı ise 29,17±8,83’dır. Çocuk sahibi olma durumu, mesleki deneyim süresi, kronik hastalık varlığı, COVID-19 geçirme durumu, uzaktan eğitimden memnuniyet durumu, öğrencilerin canlı derse katılım memnuniyeti gibi değişkenler ile ölçek puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı saptanmışken, akademisyenlerin yaş grubu, pandemi döneminde ders işleyişinin verimliği konusunda düşünceleri ile COVID-19 tükenmişlik düzeyi puan ortalaması arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Sonuç: Çalışma sonucunda COVID-19 pandemisinde ebelik akademisyenlerin duygusal emek düzeylerinin yüksek olduğu, COVID-19 tükenmişlik düzeylerinin orta düzey olduğu saptanmıştır. COVID-19 pandemisinde akademisyenin duygusal emek ve tükenmişliğine odaklanan çalışma sayısı çok azdır. Elde ettiğimiz mevcut bulguların doğruluğu için daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.Article Ebelerin Profesyonel Değerleri ve Mesleki Yetkileriyle İlgili Algılarının Değerlendirilmesi(2023) İçke, Sibel; İçke, SibelAmaç: Bu araştırmada, ebelerin profesyonel değerleri ve mesleki yetkileriyle ilgili algılarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma kesitsel-analitik tiptedir. Araştırma verileri 05.05.2021-31.07.2021 tarihleri arasında web tabanlı veri toplama yöntemi kullanılarak toplanmış, araştırma örneklemini 209 ebe oluşturmuştur. Araştırma verileri “Ebe Tanıtım Formu”, “Ebelerin Profesyonel Değerler Ölçeği” ve “Ebelik Mesleğinin Yetkileri ile İlgili Algı Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Ebelerin Profesyonel Değerler Ölçeği toplam puan ortalaması 130,36±17,67, Ebelik Mesleğinin Yetkileri ile İlgili Algı Ölçeği toplam puan ortalaması ise 66,88±8,97 olarak bulunmuştur. Ölçeklerin birbiri ile ilişkilerinin bakıldığı korelasyon analizinde, ebelerin profesyonel değerleri artıkça ebelik mesleğinin yetkileri ile ilgili algılarının da arttığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca mesleği isteyerek tercih etme ve çalışma zamanı ile ebelik mesleğinin yetkileri ile ilgili algı arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada ebelerin yüksek düzeyde profesyonellik değerine ve orta düzeyde mesleki yetkinliklerinde algıya sahip oldukları, uzun süre meslekte çalışma durumunun profesyonel değer ve mesleki yetkinlik algıları üzerine olumlu yönde etki sağladığı sonucuna varılmıştır.Article Ebelik Bölümü Öğrencilerinin “Ebe” ve “Ebelik Mesleği” Kavramlarına Yönelik Metaforları(Harran Üniversitesi, 2023) Yeşil, Yeşim; Apak, HıdırAmaç: Ebelik, hayatın en kritik anlarında bilim, sanat ve etik değerleri bütünleştiren bir meslektir. Ebe ve ebelik mesleği kavramının geleceğin sağlık profesyonelleri tarafından nasıl anlaşıldığı önemlidir. Bu bağlamda, araştırmanın amacı ebelik bölümü öğrencilerinin “ebe” ve “ebelik mesleği” kavramına ilişkin sahip oldukları algıları ve anlam dünyasında nerede durduğunun metaforlar aracılığıyla ortaya çıkarmaktır. Materyal ve metod: Araştırma nitel araştırma yöntemi ve olgu bilim deseninde yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 öğretim yılının bahar döneminde öğrenim gören Mardin Artuklu Üniversitesi Ebelik bölümü öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmanın verileri her öğrencinin, “Ebe, Ebelik mesleği/ ... gibidir/benzemektedir. Çünkü,...” cümlesini tamamlamasıyla elde edilmiştir. Araştırmaya 89 gönüllü öğrenci katılmıştır. Veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular: Araştırmanın sonuçlarına göre öğrenciler ebe kavramına yönelik 39, ebe mesleğine yönelik 53 farklı metafor üretmişlerdir. Ebe metaforları “kutsal”, “ailenin bir üyesi”, “rehber”, “güçlü”, “yardımcı”, “çok yönlü” şeklinde altı kavramsal tema altında toplanmıştır. Ebelik mesleği ise “yol gösteren”, “spiritüel”, “ihtiyaç duyulan”, “kadim”, “çok yönlü” yönetici ve koruyucu” ve “gelecek vadeden” şeklinde yedi tema altında açıklanmıştır. Sonuç: Ebelik mesleği anne ve bebek sağlığını geliştirmede temel bir disiplin olduğu için öğrencilerin ebe ve ebelik mesleği algıları oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: Metafor, Ebe, Ebelik, Ebelik öğrencilerArticle EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN BEBEK DOSTU HASTANE KURUMU UYGULAMALARINA YÖNELİK GÖRÜŞ VE DENEYİMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Sağlık Bilimleri Dergisi, 2022) Yeşil, Yeşim; Yeşil, Yeşim; Çeber Turfan, EsinBu çalışma ile ebelik öğrencilerinin hastanelerde bebek dostu uygulamalara yönelik düşünce ve deneyimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma tanımlayıcı özellikte olup, Mayıs- Haziran 2019 tarihleri arasında uygulanmış, 255 öğrenci katılmıştır. Araştırma verileri, anket formu kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Analizde tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare analizi kullanılmıştır. Öğrencilerin %70’i uygulama yaptığı kurumun bebek dostu olduğunu bilmektedir. Öğrencilerin % 55.3’ü emzirme danışmanlığı konusunda kendisini yeterli hissetmektedir. Bebek dostu hastane girişimi ve on adım ilkesi konusunda yaklaşık %20’si; mama kodu konusunda ise %62.4’ü zayıf bilgi düzeyine sahiptir. Araştırmamızın sonuçları, gerek öğrencilerin bebek dostu uygulamalar konusunda eğitim yoluyla giderilebilecek eksikliklerinin belirlenmesi, gerekse de klinikte var olan aksaklıklara ışık tutması bakımından yararlı olmuştur. Sağlık alanında öğrenim gören öğrencilerin bebek dostu hastanelerde staj yapması ve bu uygulamaların içinde olması, emzirme dostu uygulamaları benimsemeleri açısından son derece önemli bir fırsat dönemidir.Article Ebelik Öğrencilerinin Fiziksel Aktivite ve Akademik Başarı Durumlarının İncelenmesi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2018) Yeşil, Yeşim; Çatalgöl, Şeyma; Çolak, Melek Balçık; Yeşil, Yeşim; Karapolat, HaleAmaç: Araştırma, Balıkesir, Konya, İzmir olmak üzere üç şehirdeki lisans eğitimine devam eden ebelik bölümü öğrencilerinin yıl sonu başarı puanı ile fiziksel aktivite arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla tanımlayıcı türde yapılmıştır. Materyal-Metod: Araştırma evrenini Konya, Balıkesir ve İzmir illerindeki devlet üniversitesi ebelik bölümü birinci sınıfta öğrenim gören 234 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri literatür taranarak hazırlanan öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini içeren anket formu ile Uluslararası Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi Kısa Formu kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortancası 19.0 (min=18.0, max=28.0), beden kütle indeksleri ortancası 20.83 (min=15.78, max=31.74) olarak saptanmıştır. Ebelik birinci sınıf öğrencilerinin %6.8’inin sigara ve %11.5’inin alkol kullandığı saptanmıştır. Sigara kullanma durumları ile yaş, vücut ağırlığı, boy, başarı puanı, toplam MET (Metabolik Eşdeğer) değeri ve beden kütle indeksi arasında anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Ebelik öğrencilerinin başarı puanları ile düzenli fiziksel aktivite yapma durumları (toplam MET skoru), beden kütle indeksi, vücut ağırlıkları karşılaştırıldığında aralarında anlamlı bir ilişki olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Sonuç: Çalışmanın üniversite birinci sınıf öğrencilerinde yapılmış olması nedeniyle bir adaptasyon süreci yaşadıkları ve bu nedenle düzenli fiziksel aktivite yapamadıkları görülmüştür. Çalışmanın daha fazla sayıda, farklı yaş grupları ve farklı sınıflarda tekrarlanması önerilmektedir. Anahtar sözcükler: Ebelik, fiziksel aktivite, başarıArticle Ebelik Öğrencilerinin Kamu Personeli Seçme Sınavına İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi(2019) İçke, Sibel; Tuna Orhan, Nazan; Bay, Habibe; Yüksel, EsmaEbelik, ülkemizde eğitim yolu ile edinilen ilk kadın mesleklerindendir. Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde kadrolu istihdam edilmek için diğer meslek grupları gibi, ebelerin önündeki en büyük engel Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS)’dır. Bu çalışmada, ebelik öğrencilerinin mesleğe geçiş yapabilmeleri için başarmak zorunda oldukları KPSS’ye ilişkin görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 Eğitim-Öğretim yılında bir devlet üniversitesinin sağlık yüksekokulunun 3. ve 4. sınıfında öğrenimlerine devam eden ebelik bölümü öğrencileri (n=168) oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak anket formu ve KPSS ile ilgili ifadelerin yer aldığı form kullanılmıştır. Verilerin analizinde her soruya ve ifadeye yönelik frekans ve yüzde dağılımları yapılmıştır. Araştırmaya katılan ebelik öğrencilerinin %53’ü 3. sınıf, %47’si ise 4. sınıftır. Öğrencilerin %74,4’ü KPSS’nin sağlık alanında eğitim almış kişilerin atanması için uygun bir sınav olmadığı, %73,2’si KPSS yerine mesleki becerilere yönelik uygulamayı değerlendiren sınavların olması gerektiği, %69,6’sı KPSS’nin iki yılda bir yapılmasının doğru bir uygulama olmadığı, %70,8’i KPSS’de yer alan soru sayısının adayların bilgisini ölçmek için yeterli olmadığı, %79,2’si KPSS’nin mesleki bilgi ve beceriyi ön plana çıkaran bir sınav olmadığı, %75’i KPSS’ye hazırlanmanın yıpratıcı bir süreç olduğu gibi görüşlere sahiptir. Araştırmadan elde ettiğimiz bulgulara göre, kamu kurumlarına atamalarda uygulanan sınav içeriğinin mesleki bilgi ve becerilerin ölçülebildiği şekilde düzenlenmesinin daha uygun olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.Book Part Gebelik ve Diyabet(İstanbul Tıp Kitabevi, 2023) İçke, SibelEndokrin sistem, vücudun kalorileri hücrelere ve organlara güç veren enerjiye dönüştürme de dahil olmak üzere birçok önemli vücut fonksiyonunu kontrol etmeye yardımcı olan hormonları üreten ve salgılayan bir bezler ağıdır. Kalp ritmini, kemiklerin ve dokuların büyümesini, hatta üreme yeteneğini bile etkilemektedir.Book Part Gebelikte Diğer Endokrin Hastalıkları(İstanbul Tıp Kitabevi, 2023) İçke, SibelTiroid bezi, erişkinlerde yaklaşık 20 gr ağırlığında olan vücudumuzun en büyük endokrin bezidir. Yerleştiği alan itibariyle boynun ön tarafında, larinksin hemen aşağısında ve trakeanın önünde yer almaktadır. Anatomisine bakıldığında, tiroid bezinin sağında ve solunda loblar ve bu lobları birbirine ortada bağlayan isthmus adı verilen bir parçası bulunmaktadır. Bazen bunlara ek olarak, triglossal duktus’un bir kalıntısı olan piromidal lob da olabilmektedir. Sağ ve sol loblar sternohyoid ve sternotiroid kasları tarafından örtülmektedir. Tiroid bezi, kendi ağırlığının 5 katı kadar yüksek kan akımı sağlayan gelişmiş bir damarlanmaya sahiptir. Tiroid bezi içinde iki tane endokrin organ vardır. Bunlar; tiroid bez ve paratiroid bezdir.Article Investigation of the effects of Alfa lipoic acid on changes in maternal rat kidney caused by tobacco smoke exposure in pregnancy [Gebelikte Tütün Dumani Maruziyetinin Anne Siçan Böbrek Dokusunda Meydana Getirdigi Degişiklikler Üzerine Alfa Lipoik Asitin Etkilerinin İncelenmesi](Ataturk Universitesi, 2019) Erdem Güzel E.; Kaya N.; Ozan Kocamüftüoglu G.; Dabak D.Ö.; Temizer Ozan P.S.; Ozan I.E.Çalışmada gebelikte tütün dumanına maruz kalan anne sıçanların böbrek dokusunda meydana gelen histopatolojik sonuçlar üzerine Alfa lipoik asitin etkilerinin deneysel olarak araştırılması amaçlandı. 28 adet dişi Sprague-Dawley cinsi sıçan kullanıldı. Gebe sıçanlar; Kontrol grubu, Tütün dumanı (TD) grubu, Tütün dumanı + Alfa lipoik asit (TD+ALA) grubu ve Alfa lipoik asit (ALA) grubu olmak üzere rastgele dört eşit gruba ayrıldı. TD ve TD+ALA grubundaki sıçanlar çiftleşmeden önce sekiz hafta ve gebelik süresince günde iki saat tütün dumanına maruz bırakıldı. TD+ALA ve ALA grubundaki sıçanlara ise çiftleşmeden önce sekiz hafta ve gebelik süresince gün aşırı gavaj yolu ile 20 mg/kg ALA verildi. Deney sonunda çıkarılan böbrek dokuları histolojik, immünohistokimyasal ve MDA düzeyi tayini metotları kullanılarak incelendi. TD grubuna ait böbrek kesitlerinde inflamatuar hücre artışı, Bowman boşluğunda artış, tübül lümeninde hiyalin birikimi gibi histopatolojik bulgulara rastlandı. ALA uygulaması ile histopatalojik bulguların büyük bir çoğunluğunda azalma gözlendi. TD grubunda VEGF immünreaktivitesinin kontrol grubuna göre anlamlı artış gösterdiği, TD+ALA grubunda ise TD grubuna göre anlamlı derecede azaldığı belirlendi. MDA seviyelerinde ise TD grubunda, kontrol grubuna göre anlamlı artış olduğu tespit edildi. Sonuç olarak, gebelik boyunca tütün dumanı maruziyetinin böbrek dokularında histopatolojik hasara ve damarlanmada artışa neden olduğu, ALA’nın ise bu etkilere karşı kısmen koruma sağladığı belirlendi.Article Klinik ortamlarda akademik ebelik ölçeği (KOAEÖ) Türkçe uyarlaması: Geçerlilik ve güvenilirlik çalışması(2023) İçke, Sibel; Çağan, Emine Serap; Genç, RabiaAmaç: Klinik Ortamlarda Akademik Ebelik Ölçeği’nin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışmasını yapmak ve ölçeğin Türkçe formunu kullanıma sunmaktır. Gereç ve yöntem: Metodolojik tipte bir araştırmadır. Araştırmada 163 ebelik öğrencisine ulaşılmış, veri toplama araçları olarak “Birey Tanıtım Formu” ve “Klinik Ortamlarda Akademik Ebelik Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgular: Doğrulayıcı Faktör Analizi sonucuna göre ölçeğin yapısal denklem modelinin p=0.000 düzeyinde anlamlı ve ölçeği oluşturan 10 maddenin iki faktörlü ölçek yapısıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Ölçeğin Kuder Richardson-20 katsayısı 0,886 bulunmuştur ve güvenilir olduğu belirlenmiştir. En düşük faktör yük değeri 0,363, en yüksek değeri 0,732 olarak saptanmıştır. Sonuç: Ölçek ebelik öğrencilerinin, ebelerin akademik rolünün klinik öğrenme ve mesleki bilgi, beceri ve klinik yeterlilik gelişimine ilişkin algılarını ölçmede yüksek güvenilirlik ve geçerliliğe sahiptir.Article OPINIONS OF MIDWIFERY STUDENTS, PUERPERANT AND COMPANIONS ABOUT THE MALE MIDWIFE(2021) İçke, Sibel; Balçık Çolak, MelekGiriş ve Amaç:Ebelik mesleği, dünyada genellikle kadınların seçtiği ve icra ettiği bir meslek olarak bilinmektedir. Araştırmamızda ebelik bölümünde okuyan öğrencilerin, kadın doğum servisindeki lohusaların ve refakatçilerin erkek ebe ile ilgili görüşlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntem:Kesitsel-analitik tipte bir araştırmadır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan formlar aracılığı ile toplanmıştır. Araştırmanın evrenini bir devlet üniversitesinin Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde eğitim gören Ebelik Bölümü öğrencileri ve iki ayrı devlet hastanesinde doğum yapan tüm kadınlar ve refakatçileri oluşturmuştur. Olasılıksız örneklem yöntemiyle Aralık 2019-Şubat 2020 tarihleri arasında araştırmaya katılmayı kabul eden ve dahil edilme kriterlerini sağlayan 221 öğrenci, 72 lohusa ve 72 refakatçi araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma verilerinin analizinde, sayı ve yüzde dağılımları alınmış, ki-kare testi, one-way ANOVA analizi yapılmıştır.Bulgular: Öğrencilerin%85.1’i ebelik bölümünü tercih etmesinde bölüme erkek alımının olmamasının etkisinin olmadığını, %48.4’ü mesleki yaşamlarında erkek ebe ile çalışmak istediklerini, %46.6’sı erkeklerin mesleğin güçlenmesine katkı sağlayabileceğini belirtmiştir. Lohusaların%47.2’si ebeliğin kadın mesleği olduğunu, %44.4’ü erkeklerin ebelik mesleğinde olmasını onaylamadıklarını, onaylamayanların %59.4’ünün erkek ebeleri utanma duygusundan dolayı istemediklerini belirtmiştir. Refakatçilerin %58.3’ü erkek ebelerin meslekte olmalarını onayladıklarını, %52.8’i lohusalarına erkek ebe tarafından verilecek bakımdan rahatsızlık duymayacaklarını belirtmiştir.Sonuç ve öneriler: Ebelik mesleğine erkeklerin de katılmasının öğrenciler ve refakatçiler tarafından olumlu karşılandığı; lohusaların büyük çoğunluğunun ise mahremiyet nedeniyle çekincelerinin olduğu belirlenmiştir. Sağlık hizmeti vermede cinsiyet ayrımının ortadan kalkması için çaba gösterilmesi gerekmektedir.Book Part PERİMENOPOZAL UTERİN KANAMALAR(Akademisyen Yayınevi, 2022) Gündüz, Ülkin; Kurt, NurayKadın hayatının önemli evrelerinden biri olan menopoz, yaşamın doğal ve sağlıklı bir sürecidir. Menopoz, overlerin aktivitesinin durması ile 12 aylık amenoreyi takiben tespit edilen, hormonal ya da patolojik sebeplerle açıklanamayan menstrüasyonun tamamen sonlanmasıdır. Overdeki morfolojik ve fonksiyonel değişmelere bağlı hormonal dengenin bozulması, özellikle östrojen eksikliği sonucu fizyolojik bir olayın, yaşamı ve yaşam kalitesini bozan patolojik bir döngüye girmesine sebep olmaktadır.Article Pleurotus Eryngii Ekstraktının Sprague-Dawley Sıçanlarında Adriamisin Kaynaklı Kardiyotoksisite Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi(Dicle Tıp Dergisi, 2021) Erdem Güzel, Elif; Acay, Hilal; Yıldırım, Ayfer; Acay, Hilal; Yıldırım, AyferAmaç: Adriamisin (ADR), kanser tedavilerinde kullanılan güçlü ve geniş spektrumlu bir antibiyotiktir. Fakat ADR’nin klinik etkinliği, doza bağlı kardiyotoksisitesi nedeniyle engellenmektedir. Bu nedenle çalışmada ADR uygulanan sıçanların kalp dokularında meydana gelen değişiklikler üzerine Pleurotus eryngii ekstraktının (PEE)’nin koruyucu etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Sprague-Dawley cinsi erkek sıçanlar 4 eşit gruba ayrıldı (n=6). Kontrol grubuna DMSO/etanol çözeltisi oral gavaj yolu ile gün aşırı verildi. ADR grubuna 10 mg/kg ADR intraperitoneal (i.p) olarak tek doz uygulandı. ADR+PEE grubuna 10 mg/kg i.p tek doz ADR verildikten sonra DMSO/etanol içinde çözdürülen 200 mg/kg PEE oral gavaj yoluyla gün aşırı verildi. PEE grubuna oral gavaj ile DMSO/etanolde çözdürülen 200 mg/kg PEE gün aşırı verildi. 21.günün sonunda sıçanlar dekapite edildi. Dekapitasyonun ardından kalp dokuları çıkarılarak histolojik ve kantitatif RT-PCR analizleri yapıldı. Bulgular: ADR grubuna ait kalp dokularında inflamatuar hücre artışı, miyofibril kaybı, sitoplazmik vakuolizasyon ve vasküler konjesyon bulgularına rastlanıldı. PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.Dekapitasyonun ardından kalp dokuları çıkarılarak histolojik ve kantitatif RT-PCR analizleri yapıldı. Bulgular: ADR grubuna ait kalp dokularında inflamatuar hücre artışı, miyofibril kaybı, sitoplazmik vakuolizasyon ve vasküler konjesyon bulgularına rastlanıldı. PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.Dekapitasyonun ardından kalp dokuları çıkarılarak histolojik ve kantitatif RT-PCR analizleri yapıldı. Bulgular: ADR grubuna ait kalp dokularında inflamatuar hücre artışı, miyofibril kaybı, sitoplazmik vakuolizasyon ve vasküler konjesyon bulgularına rastlanıldı. PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.ADR grubuna ait kalp dokularında inflamatuar hücre artışı, miyofibril kaybı, sitoplazmik vakuolizasyon ve vasküler konjesyon bulgularına rastlanıldı. PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.ADR grubuna ait kalp dokularında inflamatuar hücre artışı, miyofibril kaybı, sitoplazmik vakuolizasyon ve vasküler konjesyon bulgularına rastlanıldı. PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.PEE tedavisinin bu histopatolojik bulgularda iyileşmeye neden olduğu gözlendi. Ayrıca ADR grubunda kontrol grubuna kıyasla IL1-β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir artış olduğu izlendi. ADR+PEE grubunda ise ADR grubuna kıyasla IL-1β immunoreaktivitesinde ve IL1-β, BAX, Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.Kaspaz-3 mRNA seviyelerinde anlamlı bir azalma olduğu belirlendi. Sonuç: ADR’ye bağlı kardiyotoksisitede PEE tedavisinin anti-apoptotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile kardiyoprotektif etki gösterdiği ortaya koyuldu.Book Part PRETERM EYLEM(AKADEMİSYEN YAYINEVİ, 2023) Gündüz, Ülkin; Kurt, NurayGebelik, yaşamın normal bir evresi olarak kabul edilir. Gebelikte oluşabilecek komplikasyonların annenin ve yenidoğanın sağlığını tehdit etmeden kontrol altına alınabilmesi, ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin başarı göstergesidir. Bu hizmetlerde sağlık profesyonellerinin rolü, risk durumlarının gebeliğe getireceği zararları önlemek için riski en erken evrede tanılamak ve alınabilecek tedbirlerle maternal-fetal sağlığı korumak olmalıdır. Sağlık profesyonelleri antenatal dönemde bakım sunarken, risklere ilişkin bilgileri tanımlayabilmeli, değerlendirebilmeli ve uygun yöntemleri planlayabilmelidirBook Part Book Part Süryanilerde kültürel çeşitlilik ve geleneksel sağlık uygulamaları(Rating Akdemy Yayınları, 2020) İçke, Sibel; İçke, SibelSüryanilerin kökeni Hz. Nuh’un oğlu Sam’a dayanmaktadır. Asıl yerleşim alanları Mezopotamya bölgesidir. Türkiye’de daha çok Güneydoğu Anadolu (Mardin, Diyarbakır, Elazığ ve Adıyaman gibi şehirler), kısmen ise Doğu Anadolu bölgesinde yerleşmişlerdir. Ancak 20. Yüzyılın ortalarından itibaren artan göç ile İstanbul’da da bir Süryani cemaatinin oluştuğundan söz edilebilir. Türkiye’de Mardin ve çevresinde yaklaşık 2400, İstanbul’da da yaklaşık 10.000 olmak üzere 12400 civarında Süryani yaşadığı tahmin edilmektedirBook Part Yenidoğanda Oksijen Uygulamaları(Anadolu Nobel Tıp Kitabevleri, 2020) İçke, Sibel; İçke, SibelYenidoğanda oksijen uygulamalarıBook Part Yenidoğanda Özel Uygulamalar II Bebek Masajı Refleksoloji(Anadolu Nobel Tıp Kitabevleri, 2020) İçke, Sibel; İçke, SibelRefleksoloji bebeklerde ve her yaşta etkili olabilecek bir uygulamadır.