Tarih Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/44
Browse
Browsing Tarih Bölümü by Publication Category "Kitap - Uluslararası"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Book 19. yüzyılın İkinci Yarısında Diyarbekir’de Veba-i Bakarî(ENSAR NEŞRİYAT, 2018) Mengirkaon, SabriOsmanlı Devleti çok geniş coğrafyalarda hüküm sürmüş, ekonomisi tarım, hayvancılık ve daha ziyade bu ürünlerin ticaretine dayanan bir devlettir. Buna rağmen Osmanlı Devleti yakınçağlarda Avrupa’da meydana çıkan birtakım tarımsal teknik ve teknolojik gelişmeleri, ekonomisinin bel kemiğini oluşturan tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde tatbik edememiştir. Özellikle 19. yüzyılda meydana gelen hayvan hastalıkları bütün Osmanlı Coğrafyası’nda olduğu gibi Diyarbekir’de de hayvancılığı olumsuz etkilemiştir. Özellikle bu dönemde görülen veba-i bakarî hastalığı Diyarbekir’de binlerle ifade edilen miktarlarda sığırların ölümüne sebep olmuş ve bu durum hem 19. yüzyılda Diyarbekir’de yapılan hayvancılığa hem de Osmanlı Devleti’nin ekonomisine sert bir darbe vurmuştur. Bu çalışmada 19. yüzyılın son çeyreğinde Diyarbekir’de meydana gelen veba-i bakarî hastalığı incelenecektir. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunmuş olduğu ekonomik koşullar kısaca incelenecek, hayvancılığın Osmanlı Devleti ve Osmanlı’nın kent ekonomisi üzerindeki önemine değinilecektir. Çalışmada üzerinde durulan diğer bir sorunsal da; Osmanlı Devleti’nin hem merkezi idare hem de yerel idare bağlamında veba-i bakarî karşısında ortaya koymuş olduğu afetle mücadele metotları ve bu metotların sonuçlarıdır. Bu minvalde veba-i bakarî hastalığı ile yakından ilişkili olan Osmanlı Devleti’nde veterinerlik mesleğine değinilecek ve Avrupa’da bu mesleğin inkişafı ile Osmanlı Devleti’ndeki durumu incelenecektir. Bunun yanında Osmanlı Devleti’nin veba-i bakarî ile ilgili aldığı önlemler ve bunların sonuçları incelenecektir.Book Antakya Süryani Kadim ( Ortodoks ) Kilisesi Patriklerinin Özgeçmişi(Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi, 2006) Dolabani, Hanna; Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Akyüz, GabriyelBu çalışma 2002 yılında teorik olarak ortaya atıp, üç yıllık bir hazırlık döneminden soma 2005 yılında hayata geçirebildiğimiz “Mardin Tarihi ihtisas Kütüphanesi” adli Mardin tarihiyle ilgili çok yönlü projenin bir parçasıdır. Proje, Mardin'in çok konuşulan ancak çok az araştırılan tarihi bir şehir olması gereğinden yola çıkılarak hazırlanmıştır.Book Part AŞİRETLERİN KISKACINDA GÖZDEN DÜŞEN ŞEHİR: 19. YÜZYILDA NUSAYBİN(PEGEM Akademi, 2022) Akman, EkremGiriş Nusaybin, Orta Çağ’ın oldukça önemli bir şehriydi. Bu çalışma, 19. yüzyılın başından son çeyreğine kadar Nusaybin’in idarî yapısına, sosyal ve asayiş olaylarına odaklanarak şehrin zaman içerisinde nasıl bir köy haline dönüştüğünü sorgulamaktadır. Vazgeçilmez bir ticari güzergâhın kavşağında yer alan Nusaybin, Osmanlı yönetiminde büyük devletlerin savaş alanı olmaktan çıkmasına rağmen, 1600’lerin ortasından itibaren Sincar eşkıyalarına ek olarak güneyden gelen Şammar ve Aneze Urban aşiretlerinin cevelangâhı olmuştur. Tüm bunlara askerî birliklerin yetersizliği de eklenince bölge adeta güvenliğin olmadığı, yerleşim yerlerinin sürekli tahrip ve talan edildiği bir alana dönüşmüştür. Çağçağ Nehri’nin aktığı havzada eskiden yapılan kanalların bozularak bataklıklara dönüşmesiyle birlikte şehir rutubetli vahim bir iklime evrilmiştirBook Part Byzantine Monastic Communities: Alternative Families?(ASHGATE PUBLISHING LTD, 2013) Krausmüller, Dirk; Brubaker, L; Tougher, SByzantine monks addressed each other as fathers, sons or brothers, and monastic texts from the Middle Byzantine period are replete with terms and concepts that have the family as their original context. This chapter presents evidence for such spiritual' relationships within Byzantine monasteries and asks whether one can consider them as alternative families. It demonstrates that even after tonsure the relationship between spiritual fathers and their sons remained an important feature of monastic life. In late antiquity the lavra was only one of a range of social settings within which men could pursue a monastic lifestyle. The chapter then explores monastic rules from the late tenth and eleventh centuries, in order to assess whether this status quo underwent changes over time. It argues that the relationship between mentor and disciple reflects a broader culture of social networking, which shares important traits with the nuclear family but cannot be reduced to it.Book Diyarbakır(2018) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahimBaşlangıçtan günümüze otuz üç ayrı medeniyete ev sahipliği yaptığı belirtilen Diyarbakır, tarih öncesi çağlardan itibaren bu şehre her gelenin kültür ve birikimleri üzerinde yükselirken Yesrib’i Medine’ye dönüştüren dokunuşla yeni bir medeniyet dâiresinde yeni bir kimliğe kanat açmıştır. Buna şehrin “karyeden medineye dönüşümü” olarak bakmak da mümkündür. Böylece, şehir tasavvurunun medeniyet tasavvurundan ayrı düşünülemeyeceği bir işleyişte Diyarbakır, risâletten sonra İslâm şehir anlayışının somut bulduğu ilk şehirler olan Mekke ve Medine’nin bir izdüşümü olarak yeni bir şehir ve medenî kimliğin başka bir bir örneği olarak çıkar karşımıza.animation.listelement.badge Diyarbakır Mekan, Toplum, Ekonomi(İbrahim Özcoşar, 2018) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahimMekân ve toplum arasındaki ilişki devamlılık arz eden bir ilişkidir. Toplum,insan ilişkilerinin yoğun olarak yaşandığı, kültürün içinde büyüdüğü ve karakterinikazandığı bir alandır. İbn-i Haldun’a göre toplum, “yatağı hiçbir zaman kurumayanbir ırmak” gibidir. Yatağında ilerlerken tepelere rastlar ve eğilmek zorunda kalır. Bueğiliş bir şehir söz konusu olduğunda, o şehrin farklı kültürlerin etkisine uğramasıveya farklı siyasi yönetimlerin güdümüne girmesi olarak değerlendirilebilir. Tarihi süreçte şehrin büründüğü kültürel ve siyasi kimlik, onu kimi zaman ilerleme ve kimi zaman da gerileme süreçlerine soksa da, şehrin öznesi olan toplum her zaman vardır ve sürekli yenilenerek kalıcılığını sürdürür. Bu anlamda bir şehir olarak Diyarbakır ve onun öznesi olan Diyarbakırlı toplum, yatağı hiçbir zaman kurumamış, tarihin ilk dönemlerinden başlayarak Emeviler,Abbasiler,Şeyhoğulları, Hamdâniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisânoğulları, Artuklular, Eyyubîler, Akkoyunlular, Safevîler ve Osmanlılar gibi temel tarihsel dönemler ile varlığını devam ettirmiştirBook Part Diyarbekir Vilayet Gazetesi’ne Göre Ergani ve Çevresi(Ekin Yayınevi, 2023) Mengirkaon, SabriOsmanlı Devleti’nde 18. yüzyılın sonlarından itibaren önem kazanan devletin modernleştirilmesi düşüncesi ve devam eden süreçteki yenileşme hamlesinin topluma takdim edilmesi, kanun ve nizamnamelerin genel çerçevelerinin memurlarca takip edilebilmesinin yanında hem ülke dışından hem de ülke içinden haberlerin yaygınlaştırılması için resmî bir gazetenin bastırılması ihtiyacı hasıl olmuştur. Ayrıca 1828’de Mısır’da çıkarılmaya başlanan Vakayi-i Mısriyye’den de ilhamla 1831’de İstanbul’da Takvim-i Vekayi adında resmî bir gazetenin çıkarılmasına başlanmıştır. Osmanlı taşrasında gazetelerin çıkarılması ise daha geç bir dönemde 1864 Vilayet Nizamnamesi’nden sonra mümkün olabilmiştir. Nizamnamenin yedinci maddesi her vilayette bir matbaanın kurulmasını, buradaki işleri yürütmesi için de mektupçuluk kurumunun ihdasını mümkün kılmıştır. Bu nizamname ile oluşturulan hukuki altyapı ve Kurt İsmail Paşa’nın çabaları sonucunda Diyarbekir Vilayet Matbaası 1869 yılından itibaren faaliyetlerine başlamıştır. Matbaanın faaliyete geçmesinden çok kısa bir süre sonra 1869 yılının ağustos ayında Diyarbekir Vilayet Gazetesi’nin de ilk sayısı yayınlanmıştır. Bazı dönemlerde sekteye uğramakla beraber sivil kişilere satıldığı 1931 yılına kadar yayın hayatına devam etmiş, bu yönüyle Anadolu’daki en uzun soluklu gazetelerden birisi olmuştur. Diyarbekir Vilayet Gazetesi’nde merkezden gelen resmî yazılar dışında farklı başlıklar altında birçok konu ele alınmıştır. Bu başlıklardan birisi de Diyarbekir ve mülhakatındaki yerler ile ilgili haberlerin verildiği “vaka-yı vilayet” kısımlarıdır. Bu kısımda vilayet genelinde meydana gelen çeşitli meselelerin yanında imar faaliyetleri, afet ve doğa olayları, güvenlik meseleleri gibi konularda pek çok haber yayınlanmıştır. Bu çalışmada Diyarbekir Vilayet Gazetesi’nde özellikle vaka-yı vilayet başlığı altında çıkan haberlerden hareketle 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Ergani ve çevresinin durumuna odaklanılmıştır. Bu amaca matuf olarak gazetenin elde bulunan yaklaşık beş yüz yetmiş sayısı incelenmiş, konumuz ile ilgili olan haberler tasniflenerek bir bağlam içerisinde açıklanmaya çalışılmıştır.Book et-Teayüş ve Eşkaluhu Min Manzur el-Ulum el-İnsaniyye(SON ÇAĞ AKADEMİ, 2020) ŞERİFOĞLU MetinKitabın Adı: Beşeri Bilimler Açısından Bir Arada Yaşama kültürü ve Biçimleri. Editör : Dr.Öğr.Üy. Metin Şerifoğlu Yazarlar: - Prof. Dr. Samir ALCHİKH ALİ : (Devrim ve Savaş Aşamasında Bir Arada Yaşama ve Çatışma Arasındaki Suriye Kültürel Kimliği ) - Dr. Öğr. Üyesi Reşid ŞİHO: )Bir Arada Yaşama ve Dini Hoşgörü: İslami Modellerle Tarihsel Bir Vizyon) - Doç. Dr. Mohamed RASHİD:(Siyasi Bir Arada Yaşama(Birlikte Yaşama, Entegrasyon ve Kimlik Diyalektiği) - Dr. Öğr.Üyesi Amer ALJARRAH: (Arap Mirasında Öğrenme ve Edebi Yaratıcılık Arasındaki Entelektüel Birlikte Yaşama) - Dr.Öğr.Üyesi Mayada ALKASEM: (Toplumlarda Barış İçinde Bir Arada Yaşama Kültürünü Yayma ve Geliştirmede Medyanın Rolü) - Dr. Öğr. Üyesi Narjes KADRO: )İlk Abbasi Döneminde Birlikte Yaşama Kavramını Zenginleştirmede Entelektüel Hareketin Rolü( - Dr. Öğr. Üyesi Khaled HASAN ALADWANİ: (Birlikte Yaşama ve İletişim Arasındaki Dil ) - Dr.Öğr.Üyesi Hossam ALDİN FAYAD: (Barış İçinde Bir Arada Yaşama Kavramı ve Diğerinin Tanınması-Habermas'ın İletişimsel Eylem Teorisi Işığında Anlama Girişimi) - Doç.Dr. Mohamed ALFARES: (Devrim Sonrası Arap Baharı Ülkelerinde Bir Arada Yaşama – Medine anayasası ve sosyal sözleşme Arasındaki Sosyolojik Yaklaşım) - Dr. Öğr.Üyesi Mhanna BELAL ALRASHİD: (Arap Baharı Ülkelerinde Barış İçinde bir Arada Yaşamanın Demokrasi ve Tezahürleri (Örnek olarak Suriye) - Dr. Öğr. Üyesi Metin ŞERİFOĞLU: ( Osmanlı Devletinin Bir Arada Yaşama Konusundaki Tutumu ve Azınlıklara Yönelik Politikası) **Dr.Öğr. Üyesi Metin ŞERİFOĞLU Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünü veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çağaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kallanılabilir.Book Part Book Fuat Sezgin ve Temel İslam Bilimleri Güncel Tartışmalar- Teorik Teklifler(İbrahim Özcoşar, 2019) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahim; Karakaş, Ali; Öztürk, Mustafa; Aslan, SıracettinAltmış darbesinin iktidara getirdiği yönetim tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin “zararlı” olarak nitelendirildiği listede kendi adının da bulunması üzerine ideal sahibi bir muhacir olarak bilim ve araştırma faaliyetlerine Almanya’da devam eden Fuat Sezgin, kendisini dünya bilim çevrelerinde tanıtacak olan faaliyetlerinin ikinci evresine geçmiş oluyordu. Öz yurdundan hicret etmek zorunda bırakılan bu büyük bilgin, tutku dolu bilim serüvenine burada ömrünün sonuna kadar devam edecek, Avrupa’nın orta yerinde muhteşem bir enstitü kuracaktı. Kendi değerlerine sahip çıkıp ömrünü, ait olduğu medeniyeti yüceltmeye adayan bir doğulu tarafından kurulan bu şarkiyat enstitüsü, Avrupa’daki alışılageldik şarkiyat enstitülerinin oryantalist yaklaşımlarından arınmış ciddi bir enstitü olacaktı.Book İlk Çağlardan Osmanlıya Diyarbakır(Ensar Neşriyat, 2018) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahimBaşlangıçtan günümüze otuz üç ayrı medeniyete ev sahipliği yaptığı belirtilen Diyarbakır, tarih öncesi çağlardan itibaren bu şehre her gelenin kültür ve birikimleri üzerinde yükselirken Yesrib’i Medine’ye dönüştüren dokunuşla yeni bir medeniyet dâiresinde yeni bir kimliğe kanat açmıştır. Buna şehrin “karyeden medineye dönüşümü” olarak bakmak da mümkündür. Böylece, şehir tasavvurunun medeniyet tasavvurundan ayrı düşünülemeyeceği bir işleyişte Diyarbakır, risâletten sonra İslâm şehir anlayışının somut bulduğu ilk şehirler olan Mekke ve Medine’nin bir izdüşümü olarak yeni bir şehir ve medenî kimliğin başka bir örneği olarak çıkar karşımıza.Book Keşf-i Kadîmden Vaz’-ı Cedîde İslam Bilim Tarihi Felsefesi(Divan Kitap, 2019) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahimİslâm bilim tarihi, dünya bilimler tarihinde hak ettiği yeri alacak şekilde ve küre ölçeğinde akademik araştırmalara mevzu olmadığı izahtan vareste bir gerçekliktir. Öyle ki, bu duruma modern bilim paradigmasının temellerinin atıldığı iddia edilen Reform ve Rönesans hareketlerinden, gelişimini sürdürdüğü 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar dikkat çekilmediği de bilinmektedir. İslâm biliminin, bilimler tarihi içerisinde konumlandırılamaması sorunu, her ne kadar G. Sarton’un Introduction to the History of Science (1927) adlı eseriyle birlikte nispeten kırılmaya uğramış olsa da, bilimler tarihi alanındaki yeriyle ilgili tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Müsteşrikler başta olmak üzere çeşitli modern bilim çevreleri, bilimsel bilginin tarihi gelişim seyri bakımından, İslâm bilimine edilgen bir anlam yüklemektedirler. Öyle ki, İslâm’ın doğuşundan bugüne kadar binlerce mütefekkirin bilim, teknik, felsefe, tıp, ilahiyat, sanat, medeniyet, siyaset ve iktisat gibi alanlardaki teliflerinin tahlili yapıldığında, İslâm bilim tarihine ilişkin söz konusu muhtelif yorumların epistemik bağlamdan yoksun kaldığı/kalacağı muhakkaktır.Book Osmanlıdan Günümüze Diyarbakır(2018) Özcoşar, İbrahim; Özcoşar, İbrahimBaşlangıçtan günümüze otuz üç ayrı medeniyete ev sahipliği yaptığı belirtilen Diyarbakır, tarih öncesi çağlardan itibaren bu şehre her gelenin kültür ve birikimleri üzerinde yükselirken Yesrib’i Medine’ye dönüştüren dokunuşla yeni bir medeniyet dâiresinde yeni bir kimliğe kanat açmıştır. Buna şehrin “karyeden medineye dönüşümü” olarak bakmak da mümkündür. Böylece, şehir tasavvurunun medeniyet tasavvurundan ayrı düşünülemeyeceği bir işleyişte Diyarbakır, risâletten sonra İslâm şehir anlayışının somut bulduğu ilk şehirler olan Mekke ve Medine’nin bir izdüşümü olarak yeni bir şehir ve medenî kimliğin başka bir örneği olarak çıkar karşımıza.Book Tarih el-Evbi'e ve Asaruha Min Bidayet el-Ahd en-Nebevi ila Nihayet el-Ahd el-Osmani(SON ÇAĞ AKADEMİ, 2020) ŞERİFOĞLU MetinKitabın Adı : Salgınların Tarihi ve Etkileri (Peygamber Döneminin Başından Osmanlı Döneminin Sonuna Kadar) Editör : Dr. Öğr. Üyesi Metin ŞERİFOĞLU Yazar : Dr. Öğr. Üyesi Seham HENDAWİ Dr. Öğr. Üyesi Khalid El-AWAİSİ Dr. Öğr. Üyesi Huda ALABSİ Dr. Öğr. Üyesi Reşid ŞİHO Dr. Öğr. Üyesi Narjes KADRO Dr. Öğr. Üyesi Ahmad ALKHALİL Doç. Dr. Tareq Mohammed AWRAHİM Dr. Öğr. Üyesi Metin ŞERİFOĞLU Kapak : Ceyda ŞEREFLİOĞLU 1. Baskı : Temmuz 2020 ANKARA ISBN : 978 - 625 - 7838 - 02 - 3 Yayın No : 821 © Dr. Öğr. Üyesi Metin ŞERİFOĞLU Tümhaklarıyazarınaaittir. Yazarın iznialınmadan kitabın tümünün veya birkısmının elektronik,mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir. SONÇAĞ AKADEMİ İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı No.: 48/49 İskitler 06070 ANKARA T / (312) 341 36 67 - GSM / (533) 093 78 64 www.soncagyayincilik.com.tr - soncagyayincilik@gmail.com Yayıncı Sertifika Numarası: 47865 BASKI MERKEZİ UZUN DİJİTAL MATBAA, SONÇAĞ YAYINCILIK MATBAACILIK TESCİLLİ MARKASIDIR. İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı No.: 48/48 İskitler 06070 ANKARA T / (312) 341 36 67 www.uzundijital.com - uzun@uzundijital.cBook Türkiye Çerkesleri: Osmanlı'dan Türkiye'ye Savaş, Şiddet, Milliyetçilik(İletişim Yayınları, 2019) Caner YelbaşıErken Cumhuriyet dönemi idarecileri için Çerkeslik hatırlanmak istenmeyen Osmanlı geçmişini, İstanbul ve Ankara arasındaki iç savaşı ya da ‘hain’ Çerkes Ethem’i anımsatan bir olguydu. Diğer taraftan, nüfusunun büyük bir kısmı köylerde ve kırsal bölgelerde bulunduğu için Çerkeslerin tamamen asimile edilmesi ya da Türk kimliğinin benimsetilmesi gerçekleşmedi.” Caner Yelbaşı, Birinci Dünya Savaşı sonrasından Cumhuriyet dönemine uzanan ulusdevlet inşa sürecinde Çerkeslerin serencâmını anlatıyor. Büyük ayrışma ve kırılmalara sahne olan 1919-1920 kesitinin, bu süreçte özel bir yeri var. Padişahı ve İstanbul Hükümeti’ni destekleyen Çerkesler - ve Kuva-yı Milliye ile Ankara Hükümetine destek veren Çerkesler... Çerkes paramiliter güçleri ile Ankara hükümeti arasında işbirliği - ve rekabet… Güçlü ve saygın müttefikten hasma dönüşen Çerkes Ethem “meselesi”… Çerkes Ethem’in tasfiyesinden sonra İzmir’de Yunan işgali altındaki bölgede toplanan dar katılımlı “Çerkes Kongresi” – ve büyük Çerkes çoğunluğunun bu “ayrılıkçı” girişime kayıtsızlığı… Kitap, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da Çerkesler’le ilgili tehdit algısının uzun süre devam ettiğini anlatıyor. Bu algının oluşmasında, gerek Çerkes Ethem tecrübesinin hafızadaki izleri ve Mustafa Kemal’e karşı İttihat ve Terakki muhalefetinde bazı önde gelen Çerkeslerin yer alması; gerek Çerkeslerin itibarlı bir mevki tuttukları eski rejimin kalıntıları gibi görülmeleri, rol oynamış. Ancak zamanla, rejimin Çerkeslerle ilgili tehdit algısının ortadan kalktığı görülüyor. Dahası, özellikle devletin güvenlik aygıtında geniş bir istihdam alanı buluyorlar. Dil ve kimlik haklarıyla ilgili “meseleler” ise ancak 1950’lerden sonra kendini yavaş yavaş duyurmaya başlayacak… Türkiye Çerkesleri’nin son yüz yıllık tarihi hakkında temel başvuru kaynağı niteliğinde bir eser.