Bayar, İlyas
Loading...
Name Variants
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
Main Affiliation
Department of Office Services and Secreteriat / Büro Hizmetleri ve Sekreterlik Bölümü
Status
Current Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
22
Articles
10
Citation Count
0
Supervised Theses
0
22 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 22
Article YENİ SANAYİLEŞEN ÜLKELERDE EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜN EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİNİN PANEL EKONOMETRİK ANALİZİ(Bingöl Üniversitesi, 2023) Bayar, İlyasYirminci birinci yüzyılın ilk çeyreğinde küresel ölçekte iki ekonomik kriz yaşanmıştır. Gerek 2008-2009 küresel iktisadi kriz gerekse de Covid-19 pandemisi sonrası alınan para, maliye ve makro ihtiyati tedbirler devletin ekonomiye müdahalesini arttırmıştır. Artan kamu harcamaları ile devletin ekonomik büyüklüğü artmış ve uluslararası ticaret engellerinin artırılmasına yönelik politikalar tartışılmaya başlanmıştır. Bu durum, serbest piyasa ekonomisinin ve dolayısıyla ekonomik refahın belirleyicilerden biri olan ekonomik özgürlüğün iktisadi büyüme üzerindeki etkisinin yeniden incelenmesine zemin hazırlamıştır. Bu amaçla çalışmada, yeni sanayileşen 10 ülkede (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Malezya, Meksika, Filipinler, Güney Afrika, Tayland, Türkiye) 2000-2020 dönemleri arasında ekonomik özgürlüğün ekonomik büyüme üzerindeki etkisi yeni nesil ekonometrik yöntemler vasıtasıyla analiz edilmiştir. Modelde ve değişkenlerde yatay kesit bağımlılığı belirlendikten sonra ikinci nesil testlerle panel birim kök ve eşbütünleşme sınaması yapılmıştır. Değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilmiştir. Yapılan CCE eşbütünleşme tahmincisi yardımıyla ekonomik özgürlüğün ve gayri safi sabit sermaye oluşumunun ekonomik büyümeyi arttırdığı görülmüştür. Ekonomik özgürlük, düşük vergilendirme ve özel mülkiyet güvencesi sağlayarak iktisadi aktörlerin çalışma isteklerini ve yatırım arzularını artırmaktadır. Bu çerçevede, mevcut çalışma büyüme amacına dönük olarak ekonomik özgürlüğü artıran politikaların desteklenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.animation.listelement.badge GÖÇÜN İNSANİ BOYUTU: ÖMERLİ ÖRNEĞİ(Sosyal Bilimler Dergisi, 2018) Bayar, İlyas; Kavak, Osman; Kavak, OsmanOrtadoğu ve Arap Baharının tesiriyle başlayan Suriye iç savaşının yıkıcı yansımaları, sınır komşusu olmamız nedeniyle kaçınılmaz bir şekilde ülkemizin her noktasında hissedilmektedir. Yalnızca ekonomik, kültürel, sosyal boyutu ile değil en önemlisi yaşamsal nosyonlara dayanan “insani” boyutu ayrı ve öncelenmesi gereken bir biçimde önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının formüle ettiği ve literatüre eklediği insani yoksulluk endeksinin ne boyutta olduğunu belirlemek ve sosyal politika çerçevesinde hem kamuyu hem özel sektörü nasıl harekete geçirebiliriz sorusuna cevap aramak araştırmamızın asıl amacını oluşturmaktadır. Bununla birlikte göç olgusunun sonuçlarından biri olan mekânsal ve kültürel değişimin, sosyal çevreye uyum ve iletişim üzerindeki etkisini ölçmek sosyal programların oluşturulması açısından öncül bir projeksiyon sağlayacağına ve katkı sunacağına inanmaktayız. Araştırmamızda nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Mardin ilinin Ömerli ilçesine göç etmek zorunda kalan Suriyeli evli kadınların sosyoekonomik durumunu özellikle yoksulluk boyutuyla ele almaya çalıştık. Suriyeli göçmenlerin toplumsal entegrasyon noktasında birçok eşiği atladıkları halde ekonomik anlamda ciddi zorluklar çektikleri görülmektedir.Article DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN BİR BELİRLEYİCİSİ OLARAK POLİTİK İSTİKRAR: D-8 ÜLKELERİ İÇİN BİR ANALİZ(Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği, 2022) Bayar, İlyasModern ekonomik büyümenin temel dinamiklerinden biri sermaye birikimidir. Gelişmekte olan ülkelerde düşük tasarruf düzeyi, sermaye birikiminin ve dolasıyla yatırımların istenilen seviyeye ulaşmasına engel teşkil etmektedir. Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkeler için yatırım ve büyümenin sağlanmasında doğrudan yabancı yatırım akımı önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada, politik istikrar ve doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki eşbütünleşme ve nedensellik ilişkileri 1984-2020 dönemi için D-8 ülkelerinin yıllık verileri kullanılarak ampirik olarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Panelin geneli için politik istikrar ile doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki ilişkinin pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Değişkenler arasında nedensellik ilişkisinin belirlenmesi için Dumitrescu ve Hurlin (2012) heterojen nedensellik testi uygulanmıştır. Farklı gecikme uzunlukları uygulanarak değişkenler arasındaki çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin istihdam, üretim ve büyümeye katkı sağlayan doğrudan yabancı yatırımı akımları için politik istikrar seviyesini arttırmaya dönük politikalar uygulamaları önerilmektedir.Conference Object EKONOMİK İSTİKRAR BAĞLAMINDA KIRILGAN BEŞLİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE MAKROEKONOMİK BİR ÇALIŞMA(İKSAD Yayınevi, 2018) Kavak, Osman; Bayar, İlyas; Kavak, OsmanDünya ölçeğinde ülkelerin ekonomik durumlarını etraflıca irdelemenin yollarından biri rating kuruluşlarının raporları ve araştırmalarıdır. Rating kuruluşlarının varlık nedeni her ne kadar tasarruf açığı olan ülkelerin dış borç temininin sağlaması için kredibilite durumlarını tespit etmek olsa da söz konusu kuruluşların görüşleri ülkeler arası sermaye hareketlerini, doğrudan ve dolaylı yoldan bireylerin/kurumların/kuruluşların yapacakları yatırımları, iktisadi aktörlerin ekonomik kararlarını etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Özellikle bir bütün olarak değerlendirildiğinde hem siyasi hem de ekonomik düzlemde gelişmiş ülke ekonomileri gibi sağlam bir zemine oturmayan ülkeler “kırılganlık” riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Gelişmekte olan ve yükselen piyasa ekonomilerden biri olarak kabul edilen Türkiye‟nin ekonomik görünümü bu bağlamda ayrı bir önem arz etmektedir. ABD'li Uluslararası Finansal Hizmetler ve Yatırım Bankacılığı Kuruluşu Morgan Stanley, Ağustos 2013 yılında yayınladığı ekonomik raporda kırılgan beşli diye bir gruplamaya gitti. Bu raporda Kırılgan beşli olarak Hindistan, Brezilya, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika ülkeleri belirlenmişti. 2016 yılının sonunda Morgan Stanley kırılgan beşli sınıflandırmasını revize etti. Brezilya ve Hindistan bu gruptan çıkarılıp yerlerine Meksika ve Kolombiya dahil edilerek yeni kırılgan beşli Endonezya, Türkiye, Güney Afrika, Kolombiya ve Meksika olmuştur. Kasım 2017 yılında rating kuruluşlarından biri olan Standard and Poor‟s ( S&P) da yayımladığı raporda yeni bir kırılgan beşli listesi oluşturmuştur. Bu yeni liste Türkiye, Arjantin, Pakistan, Mısır ve Katar‟dan meydana geliyordu. Son beş yılda iki farklı kuruluş tarafından yayınlanan üç raporda da Türkiye yer almaktadır. Bu çalışmamızda ekonomik istikrarın sağlanması için hedeflenen ekonomik politikalar ışığında Türkiye‟yi, Morgan Stanley‟in yeni kırılgan beşli listesinden yer almayan Brezilya ve Hindistan ülkelerinin 2013-2017 makro ekonomik performanslarını karşılaştıracağız. Çalışmamızda Türkiye‟nin halen kırılgan beşli grupta yer almasının ulusal bir algı mı yoksa rasyonel bir karar mı olduğunun değerlendirmesini reel verileri göz önünde bulundurarak yapmaya çalışacağız. Kuşkusuz Türkiye‟nin içinde bulunduğu coğrafya, Ortadoğu‟da ve bazı Arap ülkelerinde kimi siyasi hareketlerin yarattığı bunalımlar, araştırmamızın belli noktalarına kısıtlar getirse de araştırmanın ekonomik bir projeksiyon oluşturmasına katkı sağlayacağı aşikardır.Article DEMOCRACY AND ECONOMIC GROWTH IN MIST COUNTRIES: AN EMPIRICAL ANALYSIS(Pamukkale Üniversitesi, 2023) Bayar, İlyasStudies on institutions, which are one of the main determinants of economic growth, have been increasing intensively in recent years. In this context, despite many empirical and theoretical studies on the relationship between democracy and economic growth, there is no consensus about the effect of democracy on economic growth. This study analyzes the relationship between democracy and economic growth for MIST (Mexico, Indonesia, South Korea, and Turkey) countries. Firstly, the cross-sectional dependence was examined in the study for the 1973–2021 period. The second generation panel unit root test (Pesaran CADF (2007)) was chosen because of the cross-sectional dependence among the series. The stationarity of the variables at I(1) is ensured. Having determined the cointegration relationship (Westerlund Durbin-H test (2008)) between the series, the Panel CCE estimator was used to estimate the cointegration coefficients. Kónya causality test was used for the causality between democracy and economic growth. It is found that an increase in the level of democracy boosts the economic growth. It is suggested that the MIST nations continue to undertake policies targeted at establishing democratic institutions that contribute to economic progress.Book Part MARDİN'İN SEKTÖREL PANORAMASI TEMATİK BAZI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNELERİLERİ (MARDİN'DE TURİZM SEKTÖRÜNÜN TEMEL SORUNLARI VE POTANSİYEL İŞ BİRLİĞİ ALANLARI)(MAÜ Yayınevi, 2023) Aykol, Şehmus; Bayar, İlyas; Arabacıoğlu, Dilan...animation.listelement.badge YÜKSELEN EKONOMİLERİN AR-GE HARCAMALARININ, BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ MALLARININ İHRACATININ VE PATENT SAYILARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNE ETKİSİ: PANEL VERİ ANALİZİ (2000-2015)(Mehmet Akif Ersoy sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019) Bayar, İlyas; Özkan, GökçenBilgi ekonomisinin temel parametrelerini oluşturan araştırma geliştirme, üretilen yüksek teknolojili bilgi ve iletişim malları, inovasyon çalışmalarının bir göstergesi olarak yaratılan marka ve patentler, hükümet bütçelerinden eğitime ayrılan pay vb. birçok unsur yükselen ekonomilerin kırılganlık eşiğini atlatmalarına ve sürdürülebilir büyüme ile kalkınma hamlelerinin oluşturulmasında büyük bir önem taşır. Yapılan bu çalışmada Ar-Ge harcamalarının, bilgi ve iletişim teknolojisi ürünleri ihracat yüzdesinin, patent sayılarındaki artış ile ekonomik büyüme (GSYİH) arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada Panel Veri Analizi yöntemi kullanılarak Pedroni Eşbütünleşme, Kao Eşbütünleşme testi ve Dumitrescu-Hurlin nedensellik analizleri yapılmıştır. Yükselen ekonomiler3 için 2000-2015 dönem verileri incelenmiştir. Yapılan analizler neticesinde Ar-ge harcamalarının, ihraç edilen bilgi ve iletişim teknoloji mallarının, patent sayısındaki artışların ekonomik büyüme ile uzun dönemli bir eşbütünleşme ilişkisine sahip olduğu ve söz konusu değişkenlerin ekonomik büyüme üzerinde pozitif bir etki oluşturduğu gözlemlenmiştir. Ekonomik büyümeden Ar-Ge harcamalarına doğru tek yönlü nedensellik, ekonomik büyüme ile ihraç edilen bilgi ve iletişim teknolojileri arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.animation.listelement.badge Arif ÖZAYDIN, Eleştirel Bir Yaklaşımla Medeniyet ve İktisat, İstanbul: İnsan Yayınları, 2019 (284 sayfa)(Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi, 2019) Bayar, İlyasEleştirel Bir Bakışla Medeniyet ve İktisat kitabında Yazar, doğrudan olmasa da zımni bir şekilde şu soruları/sorunları anlamamız için bir fotoğraf çekiyor. Yazar genel olarak, seküler medeniyet kavramından hareketle batı uygarlığını (garp), özel olarak da kapitalizmin ideolojik arka bahçesi konumundaki ana akım iktisadı (Klasik, Neoklasik, Keynesyen Monetarist vd.) ve ekonomik kodlarını sorgulayarak bir çerçeve sunmayı amaçlamıştır. Seküler medeniyetin sömürü anlayışı kurum ve kuruluşları ile süregelen bir seyir göstermektedir. İktisadi düşünce tarihi irdelendiğinde Avrupa Merkantilizminin düşünce ve inşa yapısından başlarsak nice veri ve örnekle karşılaşırız. Dünyadaki altın ve gümüş gibi değerli madenlerin sabit olduğu düşüncesinden hareketle, parasalcı, korumacı bir ekonomik siyaset izleyen İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya vd. tarafından kendi dışındakileri yutarak, yok ederek zenginlik ve hâkimiyete ulaşacağına inanılıyordu. Nitekim oluşturduğu koloniler ve denizaşırı iktisadi faaliyetler buna örnek teşkil eder. Hindistan’ı koloni hale getiren ve en temel tüketim maddelerinin burada ürettiren İngiltere milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Aynı anlayışla, dünyanın en büyük elmas madenlerine sahip olmakla birlikte Güney Afrika’da madenlerin bulunduğu bölgelerde faaliyet gösteren İngiltere menşeli bir firma ise elmas üretimini tek başına kontrol eder duruma gelir.Conference Object ULUSLARIN DÜŞÜRÜLÜŞÜ: ÇAD ÖRNEĞİ(2018) Bayar, İlyas; Şahin, Harun; Karaköy, FıratGüçler dengesinin değişmesi her devirde değişikliğe uğrasa da sömüren-sömürülen paradigması hiçbir zaman değişmemektedir. Avrupa siyasi tarihi Portekiz, Hollanda ve İngiltere’den başlamak üzere birçok ülkede her zaman sömürü eyleminin (fiilinin) öznesi/etkeni haline gelmiştir. Daha fazla tüketmek, daha fazla refahı arttırmak için “Pareto Yaklaşımı” öncülüğünde bir başkasının kaynaklarını azaltmak suretiyle olabilir düşüncesi Batı Emperyalizminin odak noktası haline gelmiştir. Ezber ve amentu sayılabilecek biçimde Afrika ülkeleri salt “coğrafi” dezavantaj kavramı üzerinden politik, iktisadi okumaya maruz bırakılamaz. Bu bağlamda Çad Cumhuriyetinin tarihsel süreç içinde sürekli olarak geri kalması, gelişmişlik endeksinin alt seviyelerde olması, az gelişmişlik yaşamasının içsel ve dışsal sebeplerinin olduğu aşikardır. Fransa’nın hüküm sürmesi ve Çad’ı sömürgeleştirmesi madalyonun dışsal sebebini oluşturmaktadır. Kurumlarının ve siyasi yapılarının az gelişmiş bir şekilde inşası, özgürlük ve demokrasi eksikliğinin yol açtığı askeri darbeler ve iç çatışmalar ülkenin gelişmesini engelleyen içsel çerçeveyi oluşturmaktadır. Bu anlayışla ekonomik kalkınmanın sağlanmasında oluşturulan ekonomik kurumların bağımsızlığı, rasyonel hareket edebilme kabiliyetine sahip olmasının vurgulanması önemli bir projeksiyon sağlayacaktır. Bu düşünce aynı zamanda demokrasi-ekonomik gelişme arasındaki korelasyonun saptanması noktasında yeni perspektifler sunması açısından önem arz etmektedir.Conference Object BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK DOLAR VE TÜRKİYE EKONOMİSİ(2018) Bayar, İlyasGelişmekte olan ülkelerin yaşadıkları handikaplar, iktisat yazınında tartışılmakla birlikte gelişmekte olan ülkelerin yerel para birimiyle borçlanamama durumunu ifade eden “ilk günah” (original sin) kavramıyla geçiştirilemeyeceği gibi bu kavramın yeniden tahlilini gerekli kılmaktadır. Ana akım iktisadın serbest piyasa ekonomisinden öte bütünüyle kapitalist ideolojinin savunucusu olması ve bütün enstrümanlarıyla ekonomide dominant bir hale gelmesi en çok gelişmekte olan ülke ekonomilerine sekte vurmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ülkelerde yaşanan ekonomik krizlerin kaynağı spekülatif kökenli para akımları oluşturmaktadır. Sömürgeciliğin günümüzdeki son versiyonu modern bir biçimde ülkeleri petrol dolara bağımlı hale getirmek ve de kur üzerinden ülkeleri ekonomik bir kriz girdabına sokarak gelişen ülkelerin ekonomik bağımsızlıklarının önüne geçmektir. Çalışmamızda özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde yaşanan döviz kuru oynaklıklarının reel bir tarafının olmadığı belirtilmiş olup yeni çareler ve çözüm önerileri sunulmuştur.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »