Mardin Meslek Yüksekokulu
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/28
Browse
Browsing Mardin Meslek Yüksekokulu by Author "17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu"
Now showing 1 - 20 of 116
- Results Per Page
- Sort Options
Article 7e Öğrenme Modeline Göre Düzenlenen Uygulamalı Photoshop Eğitimi Konusunda Katılımcı Görüşlerinin Değerlendirilmesi (Mardin Artuklu Üniversitesi Örneği)(Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi - The Journal of International Education Science, 2023) İnan, Cemil; Tekdamar, Durmuş Ali; İnan, Cemil; Tekdamar, Durmuş Ali; 04.02. Department of Management / İşletme Bölümü; 17.06. Department of Architecture and Urban Planning / Mimarlık ve Şehir Planma Bölümü; 04. Faculty of Economics and Administrative Sciences / İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÖz: Bilgisayar teknolojisinin hızlı gelişimiyle birlikte, iki ve üç boyutlu bilgisayar destekli tasarım yazılımları da gelişmeye ve ilgi çekmeye devam etmektedir. Günümüzde halen gelişmekte olan bu programlar, eğitim alanı da dahil olmak üzere çeşitli meslek disiplinlerinde sürekli olarak kullanılmaktadır. İki boyutlu bilgisayar destekli tasarım programlarından biri olan Photoshop, tasarımları görselleştirmeye, fotoğraf üzerinde çeşitli düzenle-meler yapmaya ve efektler uygulamaya imkân sağlayan bir yazılım programıdır. Diğer yandan, bireylerin eğitim ve mesleki hayatları boyunca gereksinmelerini karşılamaya yardımcı en önemli uygulamalardan biridir. Düzenlenen Photoshop Eğitimi’nin öğrenciler üzerindeki mesleki etkisini ve katkısını ölçmekte ve 7E Öğrenme modeline göre değerlendirmektedir. Üniversite öğrencilerine düzenlenen eğitim sonunda; 7E öğrenme modelinin yedi aşamasının gerçekleştiği ve kalıcı öğrenmenin sağlandığı, eğitimin kapsamı ve önemi bakımından bir farkındalık yaratığı söylenebilir. Eğitimin başarılı etkilerinin olacağı, derslerinde ve iş hayatında etkili bir yetenek kazandıkları, bir ihtiyacı giderdiği, bu gelişme teknoloji destekli eğiti-me büyük katkı sağlayabileceği, öğrencilerin eğitim ve öğretime isteklendirilmesi açısından önemli olduğu düşünülmektedir.Conference Object Aktif Güç Filtresi ile Harmoniklerin Dengesiz Yükte Eliminasyonu(2018) Adak, Süleyman; Adak, Süleyman; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışmada, non-lineer ve dengesiz yükün bulunduğu güç sisteminde aktif filtre kullanılarak harmonik distorsiyonun değeri düşürülmüştür. Pasif harmonik filtrelerin aksine, modern aktif harmonik filtreler, güç faktörü düzeltme, gerilim regülasyonunu saglama, yükün dengelenmesi, harmonikleri filtrelenmesi, gerilimdeki flikerin azalmasını önleme, reaktif güç kontrolü gibi bir çok fonksiyona sahiptirler. Önerilen güç sistemi, üç fazlı gerilim kaynağı, tam dalgalı kontrolsüz redresör, aktif filtre ve R-L endüktif yükünden oluşmaktadır. Tam dalga kontrolsüz doğrultucu 3., 5., 7., 11., 13., 15., 17., 19., vb. harmonik bileşenleri üretir. Tam dalgalı kontrolsüz doğrultucu giriş akımının toplam harmonik bozulmasını (THDI) azaltmak için aktif filtre kullanıldı. Güç sistemi Matlab/Simulink programı kullanılarak modellendi. Simülasyon sonuçları hem harmoniklerin elimine edildiğini hem de THD’ninde azaltıldığını göstermiştir. Güç sisteminde THDI değeri % 44.61 olarak ölçüldü.Filtreleme kullanıldıktan sonar bu değer % 4.491 olarak ölçüldü. Güç sisteminde aktif filtre kullanılması sonucunda THDI degerinde % 41.119 oranında azalma sağlandı.Conference Object Alt Piksel Metodu İle Çözünürlüğü Geliştirilmiş Tıbbi Görüntülerde Performans Analizi(ICONSAD'23, 2023) Çınar, Ahmet; Ağalday, Muhammed Fatih; Ağalday, Fatih; 17.01. Department of Computer Technologies / Bilgisayar Teknolojileri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGörüntü işleme dünyasında düşük çözünürlüklü bir görüntünün veya videonun yüksek çözünürlüklü olarak yeniden iyileştirilmesi araştırmacıların oldukça ilgisini çekmektedir. Süper çözünürlük olarak adlandırılan bu işlemler tıbbi görüntüleme, uydu görüntüleme ve yüz tanıma gibi birçok alanda doğrudan uygulama alanı bulmaktadır. Süper çözünürlük sorunu genel olarak yüksek çözünürlük verilerinin düşük geçişli filtrelenmiş, alt örneklenmiş ve gürültülü bir versiyonu olarak kabul edilir. Görüntü işlemede kullanılan bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme gibi teknikler hastalıkların teşhis edilmesinde uzun süredir kullanılmaktadır. Uzman hekimlerin tıbbı görüntülerin doğru ve erken teşhisinde kullanılmak üzere makine öğrenmesi yöntemlerinden de yararlanılmaktadır. Bu yöntemler sayesinde aynı tıbbı görüntüde çakışan uzman görüşlerinin doğru karar vermesine katkıda bulunmak üzere mevcut tıbbı görüntülerin çözünürlüklerini arttırmaya yönelik bir çalışma sunulmuştur. Bu çalışmada tıbbı görüntü formatı dicom dosyalarının jpg gibi bilinen görüntü formatlarına dönüştürülerek algılanması zor olan tümörleri teşhis etmek için medikal görüntülere alt piksel yöntemi uygulanarak görüntünün çözünürlüğü arttırılmış ve görüntülerin benzerlik analizi yapılmıştır. Alt piksel evrişimli ağ modelinde görüntülerin r yükseltme faktörü kadar görüntü büyütmek için model r x r oranında özellik haritasına ihtiyaç duymaktadır. Bu çalışmada görüntünün kalitesini ve benzerliği değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan PSNR Tepe Sinyal Gürültü Oranı yönteminden faydalanılmıştır. Alt piksel evrişimli sinir ağı ile çözünürlüğü arttırılan görüntülerin PSNR yöntemi ile benzerlikleri değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada beyin tümörlerinden oluşan medikal görüntülerin çözünürlüğü arttırılmış ve yöntemin sonuçları tartışılmıştır. Çalışmanın sonunda medikal görüntüler üzerinde yapılacak araştırma ile ilgili bilgiler sunulmuştur.Article Amasra Kalesi ve Surlu Yerleşim Dokusunda Kentsel Kültürel Ve Arkeolojik Mirasın Sürdürülebilir Gelişimi(Bartın Üniversitesi, 2018) Cengiz, Bülent; Tekdamar, Durmuş Ali; Tekdamar, Durmuş Ali; Seçkin, Gamze; 17.06. Department of Architecture and Urban Planning / Mimarlık ve Şehir Planma Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAraştırma alanı olarak Amasra Kalesi ve surlu yerleşim dokusundaki Kaleiçi ve Boztepe Mahallesi seçilmiştir. Amasra kenti hem tarihi hem de kültürel açıdan oldukça zengin değerlere sahip olması nedeni ile kent planlamasında bu değerlerin ön plana çıkarılması ve korumaya yönelik planlama kararlarının alınması önem arz etmektedir. Araştırma alanına özgü mekânsal analizler yapılarak güncel durum ortaya konulmuştur. Literatür taraması, araştırma alanında sörvey çalışması, kentsel mekânsal analizler ve doğal, sosyo-kültürel ve ekonomik yapıya ilişkin SWOT analizi araştırmanın yöntemini oluşturmaktadır. Çalışmada kale ve surların tahrip olması, kaçak yapılaşmalar, silueti bozan yapılaşmalar vb. sorunların kentsel kültürel mirasın korunması ve sürdürülebildiğinin sağlanmasını olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır. Sonuçta, Amasra Kalesi ve surlu yerleşim alanının kent için önemli bir “landmark” özelliği taşıdığı ve “kentsel kültürel miras alanı” olarak sürdürülebilirliğinin önem taşıdığı vurgulanarak, araştırma alanına yönelik kentsel kültürel mirasın sürdürülebilirliği bağlamında gelişim hedefleri üretilmiştir.Conference Object Amasra Kenti Horhor Deresi Kültürel Peyzaj Koridoru Rehberi(Güven Plus Grup Yayınları, 2018) Cengiz, Bülent; Tekdamar, Durmuş Ali; Tekdamar, Durmuş Ali; 17.06. Department of Architecture and Urban Planning / Mimarlık ve Şehir Planma Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiKültürel peyzaj, doğal çevre ve insanoğlu arasındaki etkileşim çeşitliliğini kapsamaktadır. Genellikle sürdürülebilir arazi kullanım spesifik tekniklerini, yerleştikleri doğal ortamın özelliklerini ve sınırlarını göz önünde bulundurarak doğaya özgü ruhu yansıtmaktadır. Kültürel peyzajların korunması sürdürülebilir arazi kullanımının modern tekniklerine katkıda bulunarak peyzajdaki doğal değerleri koruyabilir ya da geliştirebilir. Geleneksel arazi kullanım biçimlerinin devam eden varlığı dünyanın birçok bölgesinde biyolojik çeşitliliği destekler niteliktedir (UNESCO, 2008; Cengiz vd., 2018: 2). Kültürel peyzaj binlerce hektarlık bir alanı kaplayan büyüklükte olabileceği gibi, bir kent çok küçük bir alanı da kapsayabilir. Tarihi yapılar veya alanlar ülkelerin tarihini, kökenini ve geçirdiği değişimi gösteren en önemli ögelerdir. Kültürel peyzaj alanları insan çevre etkileşiminde yaşanan değişimlerin sergilendiği alanlardır. 2003 tarihinde ülkemizde yürürlüğe giren Avrupa Peyzaj Sözleşmesi Avrupa’nın doğal ve kültürel peyzajının bir bütün olarak korunması, yönetilmesi ve planlanması konusunda bir çerçeve sözleşmesi ile garanti altına alınmasını hedeflemektedir. Ayrıca, UNESCO listesinde, tarihi ve kültürel peyzaj özellikleri ile kültürel miras niteliğinde ön plana çıkan birçok kent bulunmaktadır. Bu bağlamda araştırma alanı olarak seçilen antik kıyı kenti özelliği taşıyan Bartın iline bağlı Amasra, doğal ve kültürel peyzaj değerleri ile bölgesel açıdan önemli bir yerleşim alanıdır. Aynı zamanda Amasra 2013 tarihi itibariyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer almaktadır. Amasra kentinin doğal ve kültürel peyzaj özellikleri analiz edildiğinde Küçük Liman’a dökülen antik dönemin izlerini günümüze yansıtan 1000 metre uzunluğundaki Horhor Deresi koridoru sahip olduğu peyzaj potansiyeli nedeniyle araştırma alanı olarak seçilmiştir. Bu çalışmada, “Horhor Deresi Kültürel Peyzaj Koridoru”na ilişkin mekânsal analizler yapılmıştır. Bu koridorun genel peyzaj tipleri tescilli yapılar, akarsu peyzajı, kentsel peyzaj, kıyı peyzajı ve arkeolojik peyzaj olarak sıralanmaktadır. Uzman değerlendirmesi doğrultusunda koridorun algısı, tercihi ile koridorlara ilişkin sorun ve öneriler saptanmıştır. Sonuçta, Amasra’da tarihi ve arkeolojik mirasın sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak Horhor Deresi Kültürel Peyzaj Koridoru Rehberi ve Yönetim Planı ortaya konulmuştur.Article Analysis of Resource Consumption Accounting by TAS-2 Inventories Standard: An Application in A Manufacturing Company(Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi, 2022) Güneş, Mehmet; Gutnu, Mehmet Murat; Gutnu, Mehmet Murat; 17.08. Department of Hotel, restaurant and Catering / Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiTAS-2 inventories standard is based on normal cost method, instead of full costing method. The aim of this study is to examine the Resource Consumption Accounting (RCA) method, which has emerged as an important management accounting technique in calculating the idle capacity in recent years, within the framework of TAS- 2 inventories standard. For this purpose, both the normal cost management method based on the TAS-2 inventories standard and the RCA method are applied to a production facility. The findings suggest that the RCA method estimates the idle capacity costs accurately, reliably and realistically as proposed by the standard. Therefore, for businesses that have to apply the standards, the RCA method can be easily integrated within their own systems.Master Thesis Ankara çevresinde yetiştirilen yeşil yapraklı sebzelerin Listeria monocytogenes içeriklerinin moleküler teknikler kullanılarak belirlenmesi(2008) Cengiz, Canan; Canal, Canan; Aytaç, S Aykut; 17.08. Department of Hotel, restaurant and Catering / Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiListeria monocytogenes, doğada yaygın bulunan ve listeriozis hastalığına neden olan gıda kaynaklı bir patojendir. Enfeksiyonlarının önemli bir bölümü de kirlilik unsuru yüksek sular ile sulanan sebzelerin çiğ olarak tüketilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda, mikroorganizmaların gıdalardan izolasyonunun kolaylaştırılması ve bu izolatların moleküler olarak tanımlanması amacı ile özgün teknikler uygulanmaktadır. Mikroorganizmaların karışık bir gıda ortamından immünomanyetik partiküller ile yakalanması ve yoğunlaştırılmasında kullanılan immünomanyetik ayırma (İMA) ve araştırılan mikroorganizmaya özgü gen bölgesinin enzimatik olarak çoğaltılması ile izolatların moleküler olarak tanımlanmasının sağlandığı polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemlerinin, günümüzde yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu projede Ankara ve çevresinden toplanan 164 yeşil yapraklı sebze örneğinde L. monocytogenes’in varlığı araştırılmıştır. Bu amaçla şüpheli L. monocytogenes izolatları İMA yöntemi ile gıda ortamından yakalanarak yoğunlaştırılmış, DNA izolasyonlarının yapılmasının ardından, patojene özgü 250 baz çifti (bç) uzunluğundaki hedef gen bölgesi inlA-ileri ve inlA-geri özgün primer çifti kullanılarak PZR yöntemi ile çoğaltılmış ve böylelikle bu izolatların tanımlanması yapılmıştır. Sonuç olarak, bu gen bölgesine ait bandlar incelendiğinde, 164 adet yeşil yapraklı sebze örneğinin 14 adedinde L. monocytogenes’e özgü patojeniteden sorumlu gen bölgesi gözlenmiş ve patojeninin varlığı moleküler olarak tesbit edilmiştirDoctoral Thesis Applications of mid-IR spectroscopy for identification of wine and olive yeasts and characterization of antimicrobial activities of phenolics on yeasts(2015) Canal, Canan; Canal, Canan; Ozen, Banu; Baysal, A. Handan; 17.08. Department of Hotel, restaurant and Catering / Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThe aim of this study was application of mid-IR spectroscopy in combination with multivariate statistical analysis for characterization of yeasts from two fermented products, wine and olive, in comparison with cultural and molecular tests and characterization of antimicrobial effects induced by olive phenolics on yeasts. Totally 19 wine yeasts were molecularly identified as M. pulcherrima (11%), P. membranifaciens (16%), H. uvarum (5%) and S. cerevisiae (68%). According to FTIR spectroscopic data of wine samples, S. cerevisiae isolates formed a cluster which were generally separated from all other yeasts. Totally 182 olive yeasts were identified from naturally debittered Hurma and a common olive variety and their leaves. The most common yeasts were Metschnikowia sp. (39%) and Aureobasidium sp (78%) in the first and the second harvest years, respectively. Since only Aureobasidium sp. was the common yeast isolated from Hurma during both years, any link between natural debittering of Hurma and the yeast population of this olive type might be related to Aureobasidium sp. Molecularly identified yeast types generally formed different clusters and showed spectral differences. For antimicrobial activity tests, all phenolic compounds were found effective on both S. cerevisiae and A. pullulans; however, A. pullulans was observed to be more sensitive. Antimicrobial activity was differentiated with respect to treatment time and phenol concentration with statistical treatment of FTIR data. As a complementary technique, FTIR could be successfully used for identification of yeasts and characterization of antimicrobial activity of phenolics against yeasts.Book Part Artuklu Mimarisinde Aydınlatma(ARTUKLULAR, 2008) Adak, Süleyman; Adak, Süleyman; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu bildiride, Mardin’deki tarihi Artuklu binalarının aydınlatılması üzerinde çalışılmıştır. Genel olarak tarihi Mardin evlerinin yapısı misafir odası, oturma odası, hol ve mutfaktan oluşur. Bu binaların aydınlatılması çok önemlidir. Bu binaların aydınlatılmasında renkli geleneksel armatürler kullanılmalıdır. Armatürlerin ışık rengi duvar rengine uygun olup san rengin tonlarını içermelidir. Artuklu binalarındaki aydınlatma nostaljik duygulara hitap etmelidir.Conference Object ASENKRON MOTORLARIN KONTROLÜNDE PLC KULLANIMI(UBAK, 2018) Cangi Hasan; Adak, Süleyman; Uncu Abdurrahman; Adak, Süleyman; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiProgramlanabilir denetleyiciler (PLC) asenkron motorların kontrolünde, tarlaların sulanmasından ve robotların kontrolüne yoğun bir şekilde kullanılırlar. Bunlara ek olarak otomatik kontrol sistemlerinde, orta ve ağır sanayide, ısı kontrol sistemlerinde, tıp sistemlerinde ve güvenlik alanlarında kullanılırlar. PLC’ler programlanabilme ve simülasyon yapabilme özelliklerine de sahiptirler. Kontrol süreci PLC’lerde yazılım programı ile gerçekleştirildiği için hatalı çalışma riskleri çok azdır. Mikroişlemcilerde ulaşılan hızlı gelişmeler sonucu PLC’lerin endüstride kullanılması gün be gün artmaktadır. Endüstride uygulamalarda PLC cihazları ile yapılan endüstriyel otomasyon uygulamaları, röleli sistemlere nazaran daha verimlidir. Mikro PLC’ler endüstriyel otomasyon sistemlerinin kontrolü gerçekleştirmeye uygun yapıda giriş - çıkış birimleri ve iletişim arabirimleri vardır. Günümüzde gelişen iletişim teknolojisi sayesinde artık PLC ile üretim süreci farklı yerlerden izlenip denetlenebilir. PLC’ler anahtarlamalı elemanlar ve sensörlerden aldıkları bilgiyi yazılım programına göre işleyen ve sonuçlarını çıkıştaki sistemlere aktaran mikrobilgisayarlardır. Yazılım PLC’ lere bilgisayar üzerinden aktarılabilir. PLC'ye program yazabilmek için birkaç farklı dil bulunmaktadır. Bunların en yaygın olanları; Ladder Diyagramı (LD), Fonksiyon Blok Diyagramı (FBD) ve Sıtetment Listesi (STL).Conference Object ASENKRON MOTORLARIN PLC KONTROLLÜ DİNAMİK FRENLENMESİ(ISADET, 2019) Adak, Süleyman; Adak, Süleyman; Cangi Hasan; Yılmaz Ahmet Sedar; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiProgramlanabilir bir mantık denetleyicisi (PLC), makineleri ve süreçleri kontrol etmek için, sıralama, zamanlama, sayma ve aritmetik gibi işlevleri yerine getiren bir mikroişlemci tabanlı denetleyicidir. PLC ayrıca fabrikalardaki üretim bölümlerinde veya makinelerin kontrolü gibi işlemlerin denetiminde kullanılan otomasyon cihazıdır. Normal bilgisayarların aksine PLC' nin birçok giriş ve çıkışı (I/O) vardır. PLC avantajları elektriksel gürültülere, sıcaklık farklarına ve mekanik darbelere karşı dayanıklı tasarlanırlar. Bu denetleyici sistem, giriş bilgilerini büyük hızlarda tarayarak bunu çıkışa aktarırlar. Sistem bu bilgilere göre çalışır. PLC,ler kısa sürede daha çok ve kaliteli ürün üretme ve çok düşük hata oranlarında üretim yapma gibi özelliklere sahiptir.Bu çalışmada, PLC kontrollü Asenkron motorun frenlenmesi incelendi.Asenkron motorun frenlenmesi S7-200 PLC’ sinin kontrolü ile gerçekleştirildi.Article Aşırı Turizm Sorunsalı: Kapadokya Bölgesi’ne Yönelik Bir Çalışma(Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 2020) Eren, Duygu; Bozkurt, İrem; Bozkurt, İrem; 17.08. Department of Hotel, restaurant and Catering / Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışmada, dünya turizminde önemli bir sorun olarak görülen aşırı turizm/overtourismolayına yönelik ikincil veri kaynakları ışığında bir alanyazın araştırması yapılmıştır. Yapılan alanyazın araştırması kapsamında aşırı turizm kavramı açıklanmış, aşırı turizmin ortaya çıkmasına neden olan durumlar ele alınmış ve aşırı turizme maruz kalan destinasyonlar incelenmiştir. Çalışmada Türkiye için önemli bir turizm çekim merkezi olan ve 2019 yılında dört milyona yakın turisti ağırlayan Kapadokya Bölgesi’nin (nevsehir.ktb.gov) mevcut turistik durumu ortaya konularak olası bir turist yoğunluğunda önlemlerin nasıl alındığı ve/veya hangi önlemlerin alınması gerektiği amaçlanmıştır. Bu doğrultuda nitel veri toplama tekniklerinden yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında 14 kişi ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmeciler turizm sektöründe ve bölgede uzun yıllar var olan deneyim ve bilgi sahibi sektör temsilcileri ile Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi’nde görev akademisyenlerden oluşmaktadır. Görüşme sonucunda elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışma sonucunda bölgede belirli dönemlerde turist yoğunluğunun yaşandığı ve bu yoğun dönemlerde bölge kaynaklarının daha sürdürülebilir olması adına herhangi bir önlem alınmadığı ve bu durumun bu şekilde devam etmesi durumunda bölgenin cazibesini kaybedeceği sonuçlarına varılmıştır.Article Citation - WoS: 6Citation - Scopus: 19Automatic Detection of Brain Tumors With the Aid of Ensemble Deep Learning Architectures and Class Activation Map Indicators by Employing Magnetic Resonance Images(Elsevier, 2024) Turk, Omer; Ozhan, Davut; Acar, Emrullah; Akinci, Tahir Cetin; Yilmaz, Musa; Türk, Ömer; Özhan, Davut; 08.01. Department of Computer Engineering / Bilgisayar Mühendisliği Bölümü; 17.03. Department of Electronics and Automatization / Elektronik ve Otomasyon Bölümü; 08. Faculty of Engineering and Architecture / Mühendislik Mimarlık Fakültesi; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiToday, as in every life-threatening disease, early diagnosis of brain tumors plays a life-saving role. The brain tumor is formed by the transformation of brain cells from their normal structures into abnormal cell structures. These formed abnormal cells begin to form in masses in the brain regions. Nowadays, many different techniques are employed to detect these tumor masses, and the most common of these techniques is Magnetic Resonance Imaging (MRI). In this study, it is aimed to automatically detect brain tumors with the help of ensemble deep learning architectures (ResNet50, VGG19, InceptionV3 and MobileNet) and Class Activation Maps (CAMs) indicators by employing MRI images. The proposed system was implemented in three stages. In the first stage, it was determined whether there was a tumor in the MR images Tumor) were detected from MR images (Multi-class Approach). In the last stage, CAMs of each tumor group were created as an alternative tool to facilitate the work of specialists in tumor detection. The results showed that the overall accuracy of the binary approach was calculated as 100% on the ResNet50, InceptionV3 and MobileNet architectures, and 99.71% on the VGG19 architecture. Moreover, the accuracy values of 96.45% with ResNet50, 93.40% with VGG19, 85.03% with InceptionV3 and 89.34% with MobileNet architectures were obtained in the multi-class approach.Conference Object Citation - Scopus: 1Balina Optimizasyon Algoritması Kullanılarak Türkiye’nin Uzun Vadeli Enerji Tüketimi Tahmini(IEEE Xplore, 2021) Babaoğlu, Merve; Babaoğlu, Merve; Haznedar, Bülent; 17.01. Department of Computer Technologies / Bilgisayar Teknolojileri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiEnerji, ülkelerin sürdürülebilir kalkınmaları için en önemli konu başlıklarından biridir. Kullanılan enerjinin tükenebilir olması, birçok enerji kaynağını ithal ediyor olması ve çevresel faktörlerden dolayı Türkiye için gelecekte enerji ihtiyacının ne kadar olabileceğinin tahmin edilebilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin 2040 yılına kadarki enerji tüketim tahminini yapabilmek adına, sezgisel algoritmalardan balina optimizasyon algoritması (BOA) tercih edilmiştir. Balina optimizasyon algoritmasının performansını belirleyebilmek için elde edilen veriler, genetik algoritma (GA) sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Tüm modeller doğrusal olarak düzenlenip sonuç alınmıştır. Enerji talebini etkileyen gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), nüfus, ithalat ve ihracat gibi bağımsız değişkenlerin 1990-2019 yılları arasındaki verileri kullanılmıştır. Sonuçların doğruluğunu hesaplayabilmek için geçmiş 30 yılın modellenmesi sağlanmıştır. En uygun model elde edildikten sonra gelecek 20 yıl için 4 farklı senaryoya göre tahminler yapılmıştır.Book Part BEHAVIOUR, DESIGN AND STRENGTHENING TECHNIQUES OF MASONRY STRUCTURES AGAINST EARTHQUAKE EFFECTS(Iksad Publications, 2020) Ateş, Tahir; Ateş, Tahir; 17.04. Department of Construction / İnşaat Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiTurkey, especially in masonry recently experienced an earthquake of this intensity has been shown in several instances that they create the overall effects on masonry structures. In these examples, there are masonry buildings that are not engineered, especially in rural areas, and the damage of these buildings has been pointed out. In particular, strengthening techniques that can be applied to both these damaged buildings and the earthquake-resistant design of undamaged or newly constructed masonry buildings are presented. Strengthening techniques stated in terms of applicability are the results of studies conducted in various universities, and it is known that these strengthening techniques are supported by laboratory experimental results.Conference Object Bir Fazlı Tam Dalga Kontrollü Doğrultucu Giriş Akımı Harmonik Analizi.(SET Technology, 2018) Adak, Süleyman; Adak, Süleyman; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÖzet-Güç sisteminde akım ve gerilimin dalga formunun sinüsoidal formda olması gerekir. Fakat bu her zaman mümkün olmaz. Non-sinüsoidal gerilim veya elemanlar güç sisteminde harmoniklerin oluşmasına sebeb olur. Harmonikler güç sisteminde, ek ısıl kayıplara, rezonans olaylarına, ölçme hatalarına vb. problemlere sebep olurlar. Aynı zamanda enerji kalitesini olumsuz yönde etkilerler. Toplam harmonik distorsiyonu (THD) bize güç sistemindeki harmonik kirlilik hakkında bilgi verir. THD değerinin standartlarca verilen limit değerleri aşmaması gerekir. Bu makalede bir fazlı tam dalga kontrollü doğrultucu giriş akımı harmonik analizi yapılmıştır. Devrede dört adet tiristör, bir adet diyot ,R-L yükü ve iki adet darbe generetörü kullanılmıştır. Giriş akımına ait THD simulink devreden % 33.24 olarak ölçülmüştür. Güç devresi Matlab/Simulik yazılım programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Analitik sonuç ile simulink sonucunun benzer olduğu gözlenmiştir.Conference Object BİR FAZLI TAM DALGA KONTROLSÜZ DOĞRULTUCUNUN HARMONİK ANALİZİ(ISPEC, 2021) Adak, Süleyman; Adak, Süleyman; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiElektrik tesislerinde harmonik bileşenler güç elektroniği ekipmanları ile doğrusal olmayan yüklerin kullanılmasından sonra oldukça artılar. Güç elektroniği tabanlı devre elemanlarından (diyot, transiztor, tiristor, mosfet, IGBT) ile yapılan çihazlar, Demir çekirdekli bobinler, nonlineer elemanlarına örnek olarak verilebilirler. Harmonik bileşenlerin güç sisteminde artmasın ile, sistemin toplam harmonik distorsiyonu (THD) de yükselir. Elektrik şebekelerinde kaliteyi belirleyen kriterler akım ile gerilimin sinüzoidal formda olması ve güç katsayısının bire yakın olmasıdır. Bu çalışmada, sinüzoidal bir kaynak ile non-lineer yükün analiz ve simulasyonu gerçekleştirilmiştir. Güç sistemlerinde harmonik bileşenlerin azaltılması ve güç faktörünün iyileştirilmesi amacı ile pasif filtreler kullanılmaktadır. Önerilen elektriksel güç sistemi, sinüzoidal gerilim kaynağı, tek fazlı güç trafosu, bir fazlı tam dalga kontrolsüz bir doğrultucu ve R-L endüktif yükünden oluşmaktadır. Güç sisteminin modellenmesi ve analizi Matlab/Simulink programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Güç sisteminde harmonik bileşenler ekonomik ve teknik sorunlar oluştururlar. Ekonomik sorunlar, harmonik bileşenlerin elektrik şebekesinde ek kayıplar meydana getirmesidir. Teknik problemler tesis çalışmasının negatif yönde etkilenmesi ve yüke aktarılan enerji kalitesinin düşmesidir.Book Part BİR FAZLI TRANSFORMATÖRÜN MODELLENMESİ VE ANALİZ(Platanus, 2023) Adak, Süleyman; Adak, Süleyman; 17.02. Department of Electricity and Energy / Elektrik ve Enerji Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiElektromanyetik endüksiyon prensiplerine göre akımı veya gerilimi frekansı değiştirmeden yükselten veya düşüren hareketli parçası bulunmayan elektrik makinelerine transformatör denir. Elektrik enerjisi üretildiği yerden çok uzak tüketim bölgelerine kolayca taşınabilmesidir. Bu taşımanın ekonomik ve az kayıplı olması için gerilimin yüksek, akımın değerinin ise düşük olması gerekir. Gerilimi değerini yükseltmek için transformatörleri kullanılır.Article Characterization of antimicrobial activities of olive phenolics on yeasts using conventional methods and mid-infrared spectroscopy(2018) Canal, Canan; Canal, Canan; Ozen, Banu; Baysal, A. Handan; 17.08. Department of Hotel, restaurant and Catering / Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiOlive fruit is very rich in terms of phenolic compounds. Antimicrobial activities of various phenolic compounds against bacteria and fungi are well established; however, their effects on yeasts have not been examined. Aim of this study was to investigate the antimicrobial effects induced by olive phenolic compounds, including tyrosol, hydroxytyrosol, oleuropein, luteolin and apigenin against two yeast species, Aureobasidium pullulans and Saccharomyces cerevisiae. For this purpose, yeasts were treated with various concentrations (12.5-1000 ppm) of phenolic compounds and reduction in yeast population was followed with optical density measurements with microplate reader, yeast colony forming units and mid-infrared spectroscopy. All phenolic compounds were effective on both yeasts, especially 200 ppm and higher concentrations have significant antimicrobial activity; however, effects of lower levels depend on the type of phenolic compound. According to mid-infrared spectral data, significant changes were observed in 1200-900 cm-1 range corresponding to carbohydrates of yeast structure as a result of exposure to all phenolic compounds except tyrosol. Spectra of tyrosol and luteolin treated yeasts also showed changes in 1750-1500 cm-1 related to amide section and 3600-3000 cm-1 fatty acid region. Since phenolic compounds from olives were effective against yeasts, they could be used in food applications where yeast growth showed problem. In addition, FTIR spectroscopy could be successfully used to monitor and characterize antimicrobial activity of phenolic compounds on yeasts as complementary to conventional microbiological methods.Conference Object Characterization of Wine Yeasts during Wine Process using Different Techniques(2015) Canal, Canan; Canal, Canan; Baysal, A. Handan; Ozen, Banu; 17.08. Department of Hotel, restaurant and Catering / Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü; 17. Vocational Higher School / Meslek Yüksekokulu; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiStudy of the microorganisms that colonise the skin of grapes has been an important topic in microbial taxonomy of especially yeasts associated with vines and vineyards. It is known that yeast microbiota on grapes and in musts is influenced by factors such as climatic conditions, geographical location of the vineyard and grape variety. Molecular methods have been used for the identification of yeasts from wines and the most relevant molecular methods used in the identification of yeast species are based on the variability of the ribosomal genes 5.8S, 18S and 26S. Previous results have demonstrated that the complex ITS regions (non-coding and variable) and 5.8S rRNA gene (coding and conserved) are useful in measuring close fungus phylogenetic relationships. Mid-infrared spectroscopy is a rapid technique which provides highly specific biochemical fingerprints of microorganisms and coupled with different chemometrics analyses offer a wide range of applications including detection, taxonomic level classification and characterization. The objective of this study was identification of yeast flora of 7 wine samples (red, rose and white) through entire wine process from must until the end of fermentation using molecular methods in comparison with cultural methods followed by mid-IR spectroscopic techniques to monitor the diversity of yeasts during a wine process. As a result, identified yeast species included M.pulcherrima (2/19, 11%), P.membranifaciens (3/19, 16%), H.uvarum (1/19, 5%) and S.cerevisiae (13/19, 68%) during the whole process. Multivariate analysis of the data showed that S.cerevisiae isolates formed a cluster which were probably starter cultures and this cluster was generally separated from the other three yeasts which were isolated at the beginning of wine process. Therefore, it was concluded that FTIR could be succesfully used as a complementary method of molecular techniques for differentiation of wine yeast species isolated at different steps of wine process and monitoring the food process microbiologically.